6725 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Abdullah b. Abdullah er-Razi, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etti: Rasulullah'a (sav) deve ağıllarında namaz kılmanın hükmü soruldu. O (sav), şöyle buyurdu: "Deve ağıllarında namaz kılmayın. Çünkü onlar (huy olarak) şeytanlara (benzemektedirler)." Koyun ağıllarında namaz kılmanın da hükmü soruldu. Hz. Peygamber (sav), "Oralarda namaz kılın. Zira onlar berekettir," buyurdu.
Açıklama: Devenin şeytanla, koyunun ise bereketle zikredilmesi açıklanmayı gerektiren meselelerdir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona A'meş, ona Mücahid, ona Ubeydullah b. Umeyr, ona da Ebu Zer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bana, yeryüzü, temizleyici ve namazgah kılındı."
Bize Muhammed b. İsa b. Tabbâ', ona İbrahim b. Sa'd, ona Abdülmelik b. Rebî' b. Sebre, ona babası (Rebi' b. Sebre), ona da (Abdülmelik'in) dedesi (Sebre b. Mabed), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yedi yaşına geldiğinde çocuğa namaz kılmasını emredin. On yaşına geldiğinde (namazı kılmıyorsa) dövün."
Açıklama: Çocuğun dövülmesinin nasıl anlaşılması gerektiği önem arz etmektedir.
Bize bu hadisi Yahya b. Fadl es-Sicistani, Hişam b. Ammar ed-Dımaşkî ve Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşkî -hadis Yahya b. Fadl es-es-Sicistani'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Hatim b. İsmail, ona da Ebu Hazre Yakub b. Mücahid'in rivayet ettiğine göre Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit şöyle demiştir: Biz Cabir b. Abdullah'ın yanına geldik, o sırada (mahallesinin) mescidindeydi. Bize şunları anlattı: Hz. Peygamber (sav) bu mescidimize geldi. O sırada elinde İbn Tâb cinsinden bir hurma salkımının kurumuş dalı vardı. Şöyle bir baktı ve mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Hemen oraya doğru giderek elindeki dal ile onu temizledi. Sonra bize "hanginiz, Allah'ın kendisinden yüz çevirmesinden hoşnut olur?" diye sordu. Ardından şöyle buyurdu: "Sizden biri namaza durduğunda yüzünü Allah'a dönmüş olur. Binaenaleyh kıble tarafına doğru yahut sağınıza sakın ola tükürmeyin! Sol tarafınıza, ayak altına tükürebilirsiniz. İlla tükürmeniz gerekiyorsa elbisenizi şöyle yapın!" Hz. Peygamber (sav) burada, elbisesini ağzına götürdü ve (önce tükürür gibi, sonra) tükürüğü ovalar gibi yaptı. Ardından da "Bana abîr (bir çeşit koku) getirin," buyurdu. O mahalleden olan bir genç fırlayıp evine gitti ve elinde halûk (denilen bir çeşit koku) ile geri geldi. Rasulullah (sav) onu aldı, elindeki dalın ucuna sürdü, ardından onunla tükürüğün izini temizledi. [Cabir dedi ki: İşte o günden sonra sizler, mescitlerinizde halûk bulundurur oldunuz.]
Bize İsa b. Hammad, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona da Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Bir adam, devesinin üzerinde mescide girdi. Deveyi ıhtırıp bağladıktan sonra Muhammed hanginiz? diye sordu. O sırada Hz. Peygamber (sav) ashabıyla birlikte oturuyordu. Adama işte şuradaki, yaslanıp oturan ak yüzlü zat! diye cevap verdik. Adam, Ey Abdülmuttalib'in oğlu! diye seslendi. Hz. Peygamber (sav), "buradayım, seni dinliyorum," buyurdu. Adam Ey Muhammed, sana bir şeyler soracağım dedi. (Bundan sonra ravi), hadisin kalan kısmını rivayet etti.
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, Zührî ve beraberindekiler Said b. Müseyyeb'in huzurunda bulunuyorken ona Müzeyne'den bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ashabıyla mescitte oturuyorken Yahudiler, onun huzuruna geldiler ve ey Ebü'l-Kasım diyerek onlardan birbirleriyle zina eden kadın ve erkek hakkında soru sordular.
Bize Muhammed b. Amr, ona Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Seleme b. Küheyl ve Muhammed b. Velid b. Nüveyfi', onlara Küreyb'in rivayet ettiğine göre İbn Abbas şöyle demiştir: Sa'd b. Bekir oğulları Dımâm b. Sa'lebe'yi elçi olarak Hz. Peygamber'e (sav) gönderdiler. Dımâm, Rasulullah'a (sav) geldi, devesini mescidin kapısında ıhtırdı ve bağladı. Sonra mescide girdi. (Ravi), bir önceki hadise benzer şekilde hadisi(n bu kısmını) nakletti. (Sonra Dımâm), Abdülmuttalib'in oğlu hanginiz? diye sordu. Hz. Peygamber (sav), "Abdülmuttalib'in oğlu benim" diye cevap verdi. Dımâm, Ey Abdülmuttalib'in oğlu! dedi. Buradan itibaren ravi hadisin kalan kısmını rivayet etti.
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Yahya b. Ezher, onlara Ammar b. Sa'd el-Murâdî, ona da Ebu Salih el-Ğifârî şöyle rivayet etti: Ali (ra), sefer halinde iken Babil'e uğradı. Müezzin ikindi namazının vaktini bildirmek için kendisine geldi. Ali (ra), (ancak) Babil'den çıkınca müezzine emretti de o kamet getirdi. Ali (ra), namazı kılınca şöyle dedi: Dostum (sav), bana kabristanda ve Babil toprağında namaz kılmamı yasakladı. Zira Babil lanetlidir.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Ezher ve İbn Lehîa, ona Haccac b. Şeddâd, ona da Ebu Salih el-Gifârî, Ali'den (ra), Süleyman b. Davud'un hadisine benzer şekilde rivayette bulundu. Ancak (hadisi mana ile rivayet edip) beraze kelimesi yerine harece kelimesini zikretti.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad; (T) Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: -Musa, rivayetinde zannedersem Amr b. Yahya, Hz. Peygamber (sav)'den (mürsel olarak) rivayet etti dedi.- "Hamam ve kabristan hariç yeryüzünün tamamı namazgahtır."