6725 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Ebu Davud; (T) Bize Nasr b. Muhacir, ona Yezid b. Harun, ona Mesudi, ona Amr b. Mürre, ona İbn Ebu Leyla, ona da Muaz b. Cebel şöyle rivayet etti: Namaz ve oruç üç evre geçirdi. Ravi Nasr, hadisi uzunca nakletti. İbn Müsenna, hadisi kısa bir şekilde, sadece namazın Beyt-i Makdis'e doğru kılınması ile alakalı kıssayı nakletti. (Namazın) üçüncü evresi şöyleydi: Hz. Peygamber (sav), Medine'ye geldi ve on üç ay boyunca Beyt-i Makdis'e doğru namaz kıldı. Ardından Allah Teâlâ, 'Yüzünün semaya dönüp durduğunu görüyoruz. Seni, razı olduğun bir kıbleye yönlendireceğiz. Yüzünü, Mescid-i Haram tarafına çevir. Sizler de nerede olursanız olun yüzünüzü oraya çevirin' ayetini indirdi. Yani Allah Teâlâ O'nun yüzünü Kâbe'ye çevirdi. İbn Müsenna'nın rivayeti bu şekildedir. Ravi Nasr, rivayetinde bir önceki hadiste rüya gören kimsenin ismini açıklamış ve şöyle rivayet etmiştir: Ensar'dan biri olan Abdullah b. Zeyd geldi ve kıbleye yönelip şöyle dedi: Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasulüdür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasulüdür, iki kere haydi namaza, iki kere haydi kurtuluşa, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah yoktur. Sonra biraz durdu, ardından (bir daha) kalktı ve benzer şeyler söyledi. Ancak bu defa, haydi namaza cümlesinden sonra 'namaz vakti girdi' namaz vakti cümlelerini ilave etti. Muaz b. Cebel, Hz. Peygamber'in (sav) '(ezanı) Bilal'e öğret' diye buyurduğunu ifade etti. Bilal de ezanı okudu. [Ravi Nasr, oruç hakkında şunları anlattı: Rasulullah (sav), her aydan üç gün ve (bir de) âşûrâ orucunu tutardı. Allah Teâlâ, 'Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı' ayetini '...fakirlerin yemeği' kısmına kadar indirdi. Bundan sonra, dileyen oruç tuttu, dileyen de oruç tutmayıp her gün fakirlere yemek yedirdi ve bu, onlardan sorumluluğu kaldırdı. Bu orucun bir evresiydi. Ardından Allahu Teâlâ, 'İçerisinde Kur'ân'ın indirildiği Ramazan ayı' ayetini 'diğer günlerde' kısmına kadar indirdi. Böylece oruç, Ramazan ayına erişene kesin olarak farz kılınmış oldu. Yolcuya kaza etmesi, orucu tutamayan yaşlı erkek ve kadınlara da yemek yedirmeleri ruhsatı verildi. (Sahabi) Sırma, bütün gün çalışmış olarak geldi. Ravi, hadisin kalan kısmını rivayet etti.]
Bize Hasan b. Ali, ona Ebu Âsım ve Abdürrezzak, onlara İbn Cüreyc, ona Osman b. Saib, ona babası (Saib) ve Ümmü Abdülmelik b. Ebu Mahzûre, ona da Ebu Mahzûre, Hz. Peygamber'den (sav) (bir önceki) hadise benzer şekilde rivayette bulundu ve şunu ekledi: "Sabahın ilk namazı için ezan okuyorsan namaz uykudan hayırlıdır, namaz uykudan hayırlıdır dersin." [Ebû Davud şöyle demiştir: Müsedded'in hadisi (ezanın lafızları konusunda) daha tam ve anlaşılırdır.] [Müsedded rivayetinde şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), bana ezanı ikişer ikişer; "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasuludür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın Rasuludür, haydi namaza, haydi namaza, haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah yoktur" (şeklinde) öğretti.] [(Ravi) Abdürrezzak şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur): "Namaz için kamet getireceğin zaman iki defa namaz vakti girmiştir de. (Dediklerimi) işittin mi (ey Ebu Mahzûre)?"] [(Ravi Saib) şöyle demiştir: Ebu Mahzûre, Hz. Peygamber (sav) başının ön tarafını okşadı diye ne perçemini keser ne de ortadan ikiye ayırırdı.]
Bize Hasan b. Ali, ona Affan, Said b. Amir ve Haccac, onlara Hemmâm, ona Amir el-Ahvel, ona Mekhul, ona İbn Muhayriz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygmaber (sav), Ebu Mahzûre'ye ezanı on dokuz, kameti ise on yedi cümle olarak öğretmiştir. Ezan şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Kamet ise şöyledir: "Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber, Allâhu ekber. Eşhedu en lâ ilâhe illallah, Eşhedu en lâ ilâhe illallah. Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah, Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah. Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh. Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh. Kad kâmeti's-salah, Kad kâmeti's-salah. Allâhu ekber, Allâhu ekber. Lâ ilâhe illallâh." Hemmâm b. Yahya'nın kitabında, Ebu Mahzûre'den gelen rivayet bu şekildedir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona İbn Abdulmelik b. Ebu Mahzûre yani Abdülaziz, ona İbn Muhayrîz, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Bana, ezanı, bizzat Hz. Peygamber (sav) öğretti ve şöyle buyurdu: "Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür. Sonra tekrar başa dön ve sesini yükselterek devam et: Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür, haydi namaza, haydi namaza, haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah yoktur."
Bize en-Nüfeylî, ona İbrahim b. İsmail b. Abdülmelik b. Ebu Mahzûre, ona dedesi Abdulmelik b. Ebu Mahzûre, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Bana, ezanı, Rasulullah (sav) harf harf öğretti: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa." [(Ravi) dedi ki: Ebu Mahzûre, sabah ezanında namaz uykudan hayırlıdır derdi.]
Bize Muhammed b. Davud el-İskenderânî, ona Ziyad b. Yunus, ona Nafi' b. Ömer el-Cümehî, ona Abdülmelik b. Ebu Mahzûre, ona Abdullah b. Muhayrîz el-Cumehi, ona da Ebu Mahzûre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), ona, ezanı şöyle diyerek öğretmiştir: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Şehadet ederim ki Allah'dan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasulüdür." Ardından (ravi Nafi' b. Ömer), İbn Cüreyc'in Abdülaziz b. Abdülmelik'ten rivayet ettiği hadise benzer şekilde ve aynı manaya gelecek şekilde rivayet etti. [Ebu Davud şöyle demiştir: Malik b. Dinar'ın rivayet ettiği hadiste, İbn Ebu Mahzûre'ye sordum; bana, dedenin Rasulullah'tan (sav) naklettiği ezanı rivayet eder misin? dedim, o da ezanı okuyup sadece iki kere "Allah en büyüktür." dedi şeklinde bir kısım vardır. Aynı şekilde, Cafer b. Süleyman'ın İbn Ebu Mahzûre'den, onun amcasından, onun da (İbn Ebu Mahzûre'nin) dedesinden rivayet ettiği hadis de böyledir. Ancak bu hadiste, "Sonra başa dön, sesini yükselt ve Allah en büyüktür, Allah en büyüktür de" kısmı, Malik'in rivayetinden farklıdır.]
Bize Müemmel b. Hişam el-Yeşküri, ona İsmail, ona Ebu Hamza Sevvar -Ebû Davud, o Ebu Hamza Sevvâr b. Davud Ebu Hamza el-Müzenî es-Sayrafî'dir demiştir-, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb), ona da (Amr'ın) dedesi (Abdullah b. Amr es-Sehmî), Hz. Peygamber'in (sav)şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namazı emrediniz. On yaşına geldiklerinde namaz kılmazlarsa dövünüz ve yataklarını ayırınız."
Bize Züheyr b. Harb, ona Veki', ona Davud b. Sevvar el-Müzenî, (bir önceki hadisin) senedi ve manası ile rivayet etmiş ve şunu ilave etmiştir: "Eğer sizden biriniz cariyesiyle kölesini evlendirirse, artık göbeğiyle diz kapağı arasına bakmasın." [Ebû Davud şöyle demiştir: Veki' hocasının adında yanıldı. Ebû Davud et-Tayâlisî bu hadisi ondan rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bize Ebu Hamza Sevvâr es-Sayrafî rivayet etti.]
Bize Amr b. Merzuk, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona İbn Ebu Leyla; (T) Bize İbn Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona da İbn Ebu Leyla şöyle rivayet etmiştir: Namaz, üç evre geçirmiştir. Ashabımız, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslümanların -ravi yahut müminlerin dedi- namazlarının tek (bir imam tarafından cemaat halinde kılınması) benim hoşuma gidiyor. Bunun için namaz vaktinde insanları namaza çağıracak adamları mahallelere göndermeyi ve bazı adamlara, Medine'nin kalelerine çıkmalarını ve namaz vaktinde insanlara haber vermelerini emretmeyi bile düşündüm. Öyle ki çan çalmalarını emredecektim. -Ravi yahut neredeyse çan çalacaklardı dedi.- (Ravi İbn Ebu Leyla) şöyle devam etti: Ensar'dan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve ona: Ya Rasulullah, senin düşünceli halini görüp, evime döndüğüm zaman, sanki üzerinde iki yeşil elbise olan bir adam gördüm. Adam, mescitte ayağa kalktı, ezan okudu, ardından biraz oturdu. Sonra yine kalktı, ezanın bir benzerini okudu. Ancak bu sefer 'namaz vakti geldi' cümlesini ilave etti. Eğer insanların -ravi İbn Müsenna, 'eğer sizin yalancı demenizden çekinmeseydim, uyurken değil de uyanıkken gördüğümü söylerdim' dedi. Bunun üzerine -İbn Müsenna'nın naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah, sana hayrı gösterdi." -Diğer râvi Amr ise İbn Müsenna gibi dememiştir.- "Bilal'e emret de ezan okusun." Ömer, ben de onun gördüğüne benzer bir rüya gördüm ancak haber vermekte gecikince utandım demiştir. (İbn Ebu Leyla), ashabımız şöyle rivayet etmiştir dedi: Bir adam, mescide geldiğinde (namazın hangi rekatında olunduğunu) sorar, ona kaçırdığı rekatlar haber verilirdi. Ashab, kimilerinin ayakta, kimilerinin rukuda, kimilerinin oturur halde, kimilerinin de Hz. Peygamber'in (sav) yaptıklarını yapar halde Rasulullah (sav) ile namaz kılarlardı. [İbn Müsenna dedi ki: Bana Amr, ona Husany, ona da İbn Ebu Leyla'nın rivayet ettiğine göre Muaz gelene kadar (bu durum böyle devam etti) dedi. Şube, ben bu rivayeti Muaz'ın hangi halde görürsem sözünden, Hz. Peygamber'in (sav) "(Muaz gibi) yapın" sözüne kadarki kısmı Husayn'dan işittim dedi.] [Ebu Davud dedi ki: (Tüm bu açıklamalardan) sonra Amr b. Merzûk'un hadisine dönüyorum: Muaz geldi, ashab da ona kaçırdığı rekatları bildirdiler. Şube, ben bunu Husayn'dan duydum dedi. Muaz, ben, Rasulullah'ı (sav) hangi halde görürsem o şekilde namazı kılarım. Bunun üzerine Muaz, Hz. Peygamber'in (sav), "Muaz sizin için güzel bir sünnet ortaya koydu; (siz de onun yaptığını) yapın" buyurduğunu rivayet etti. İbn Ebu Leyla, ashabımız bize şöyle rivayet ettiler dedi: Hz. Peygamber Medine'ye gelince, ashabına (ayın) üç gününü oruçlu geçirmelerini emretti. Sonra Ramazan orucu farz kılındı. Ashab, oruç tutmaya alışık değildi ve oruç onlara ağır geldi. Oruç tutamayanlar fakirleri doyururdu da "sizden Ramazan ayına erişen oruç tutsun" ayeti nazil oldu. Ayette sadece hasta ve yolculara ruhsat vardı, diğerleri oruç tutmakla emrolundular. İbn Ebu Leyla ashabımız şöyle rivayet etti dedi: Bir adam, iftar vakti geldiğinde bir şey yemeden uyursa ertesi güne kadar bir şey yiyemezdi. Ömer, oruç gecesi hanımı ile birlikte olmak istemiş, hanımı ise ona (iftar etmeden) uyuduğunu söylemişti. Ömer de hanımının bahane ürettiğini zannedip onunla birlikte olmuştu. Ensar'dan başka bir adam da iftar vakti yemek istemiş, ailesi de pişene kadar beklemesini söylemişlerdi. Ancak adam uyuya kalmıştı. Onlar, (bu vaziyette) sabahladıklarında "oruç gecesi hanımlarınıza yaklaşmanız sizlere helal kılındı" ayeti nazil oldu.]
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona da Hişam b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Bizler, Muaz b. Abdullah b. Hubeyb el-Cühenî'nin yanına gittik. O, hanımına, çocuk ne zaman namaz kılmalıdır? diye sordu. Hanımı, bizden bir adam, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayette bulunurdu dedi: Hz. Peygamber'e (sav) bu soru sorulmuş, O da "Sağını solunu bilebildiği zaman ona namazı emredin," buyurmuştu.