حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ:
مُرَّ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِجَنَازَةٍ فَأَثْنَوْا عَلَيْهَا خَيْرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم' وَجَبَتْ '. ثُمَّ قَالَ:
" أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللَّهِ فِى الأَرْضِ "
[ قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَكَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona Humeyd, ona da Enes'in naklettiğine göre bir gün Rasulullah'ın yanından bir cenaze geçti. İnsanlar da onu hayırla yad ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Vacip oldu!' dedi ve şöyle devam etti:
"Siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz."
[Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya dair Hz. Ömer, Ka'b b. Ucra ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. Enes'ten nakledilen bu hadis hasen sahihtir.]
Açıklama: Hz. Peygamber (sav), insanların zihninde hayırla anılmayı sağlayacak bir ömür ve ilişki ağı içerisinde hayat sürülmesini teşvik etmektedir. Bunu yaparken de "siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz" vurgusuyla ifade etmesi önemlidir. Bu şahitlikte de sorumluluk olduğunu, yani ölü hakkında bile olsa doğruyu söylemek gerektiğini bize öğretmektedir. Zira Allah Teala (cc) gizli açık her şeyi bilmektedir. Dolayısıyla kulun şahadetiyle yetinecek değildir. Ancak yapılan şahitlik, kişi için önemli bir göstergedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16129, T001058
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ:
مُرَّ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِجَنَازَةٍ فَأَثْنَوْا عَلَيْهَا خَيْرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم' وَجَبَتْ '. ثُمَّ قَالَ:
" أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللَّهِ فِى الأَرْضِ "
[ قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَكَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona Humeyd, ona da Enes'in naklettiğine göre bir gün Rasulullah'ın yanından bir cenaze geçti. İnsanlar da onu hayırla yad ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Vacip oldu!' dedi ve şöyle devam etti:
"Siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz."
[Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya dair Hz. Ömer, Ka'b b. Ucra ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. Enes'ten nakledilen bu hadis hasen sahihtir.]
Açıklama:
Hz. Peygamber (sav), insanların zihninde hayırla anılmayı sağlayacak bir ömür ve ilişki ağı içerisinde hayat sürülmesini teşvik etmektedir. Bunu yaparken de "siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz" vurgusuyla ifade etmesi önemlidir. Bu şahitlikte de sorumluluk olduğunu, yani ölü hakkında bile olsa doğruyu söylemek gerektiğini bize öğretmektedir. Zira Allah Teala (cc) gizli açık her şeyi bilmektedir. Dolayısıyla kulun şahadetiyle yetinecek değildir. Ancak yapılan şahitlik, kişi için önemli bir göstergedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 63, 3/373
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
3. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
4. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, hakkındaki şahitliğin önemi
Cenaze, hayır ile anmak
Şahit, Sizler Allah'ın şahitlerisiniz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16125, T001057
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو السَّوَّاقُ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ الْيَمَانِ عَنِ الْمِنْهَالِ بْنِ خَلِيفَةَ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ أَرْطَاةَ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ قَبْرًا لَيْلاً. فَأُسْرِجَ لَهُ سِرَاجٌ فَأَخَذَهُ مِنْ قِبَلِ الْقِبْلَةِ وَقَالَ « رَحِمَكَ اللَّهُ إِنْ كُنْتَ لأَوَّاهًا تَلاَّءً لِلْقُرْآنِ » . وَكَبَّرَ عَلَيْهِ أَرْبَعًا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَيَزِيدَ بْنِ ثَابِتٍ وَهُوَ أَخُو زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ أَكْبَرُ مِنْهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ ذَهَبَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِلَى هَذَا وَقَالُوا يُدْخَلُ الْمَيِّتُ الْقَبْرَ مِنْ قِبَلِ الْقِبْلَةِ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ يُسَلُّ سَلاًّ . وَرَخَّصَ أَكْثَرُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الدَّفْنِ بِاللَّيْلِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ) ve Muhammed b. Amr es-Sevvâk, onlara Yahya b. Yeman, ona Minhal b. Halife, ona Haccac b. Ertât, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) geceleyin (birini defnetmek için) kabre inmişti. Kendisi için bir kandil yakılmıştı. Cenazeyi kıble tarafına getirerek: "Allah sana rahmet etsin. Sen Allah korkusuyla devamlı inleyen ve çok Kur'ân okuyan bir kimseydin" buyurdu. Sonra da cenaze üzerine dört kere tekbir getirdi.
Bu konuda Cabir ve Zeyd b. Sabit'in abisi Yezid b. Sabit'ten de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: İbn Abbas'ın hadisi hasendir. Bazı ilim adamları uygulamalarını bu hadise göre yapar ve "Cenaze kıbleye döndürülerek kabre indirilir" derler. Bazı ilim adamları ise: "Yukarıdan aşağıya doğru çekilerek kabre yerleştirilir" derler. İlim adamlarının çoğu geceleyin cenaze defnedilmesine izin vermişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 62, 3/372
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Ertat Haccac b. Ertat en-Nehai (Haccac b. Ertat b. Sevr b. Hübeyre b. Şerahil)
4. Ebu Kudame Minhal b. Halife el-Iclî (Minhal b. Halîfe)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yeman el-îclî (Yahya b. el-Yeman)
6. Muhammed b. Amr es-Sevvak (Muhammed b. Amr)
Konular:
Cenaze, gece defnedilmesi
Cenaze, kabre inme, indirme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16164, T001062
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ وَأَبُو الْخَطَّابِ زِيَادُ بْنُ يَحْيَى الْبَصْرِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ رَبِّهِ بْنُ بَارِقٍ الْحَنَفِىُّ قَالَ سَمِعْتُ جَدِّى أَبَا أُمِّى سِمَاكَ بْنَ الْوَلِيدِ الْحَنَفِىَّ يُحَدِّثُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عَبَّاسٍ يُحَدِّثُ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ كَانَ لَهُ فَرَطَانِ مِنْ أُمَّتِى أَدْخَلَهُ اللَّهُ بِهِمَا الْجَنَّةَ » . فَقَالَتْ عَائِشَةُ فَمَنْ كَانَ لَهُ فَرَطٌ مِنْ أُمَّتِكَ قَالَ « وَمَنْ كَانَ لَهُ فَرَطٌ يَا مُوَفَّقَةُ » . قَالَتْ فَمَنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ فَرَطٌ مِنْ أُمَّتِكَ قَالَ « فَأَنَا فَرَطُ أُمَّتِى لَنْ يُصَابُوا بِمِثْلِى » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ رَبِّهِ بْنِ بَارِقٍ وَقَدْ رَوَى عَنْهُ غَيْرُ وَاحِدٍ مِنَ الأَئِمَّةِ . حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْمُرَابِطِىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ بْنُ هِلاَلٍ أَنْبَأَنَا عَبْدُ رَبِّهِ بْنُ بَارِقٍ فَذَكَرَ نَحْوَهُ . وَسِمَاكُ بْنُ الْوَلِيدِ هُوَ أَبُو زُمَيْلٍ الْحَنَفِىُّ .
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî ve Ebu Hattâb Ziyad b. Yahya el-Basrî, onlara Abdurabbih Bârık el-Hanefî , ona dedesi -anne babası- Simak b. Velid el-Hanefî, ona da İbn Abbas'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav): "Kimin iki faratı (buluğa ermeden vefat eden ve kendisinden önce Cennet'e giden iki çocuğu) olursa Allah (cc) onların vesilesiyle onu Cennet'ine koyar." buyurunca Hz. Aişe 'peki tek çocuğu vefat eden?' diye sormuş Rasulullah da 'Ey (bu güzel soruyla hayra ve berekete nail olan) akıllı kadın! Tek çocuğu vefat eden de böyledir' buyurmuştur. Hz. Aişe: 'Peki ümmetinden, kendisinden önce çocuğu vefat etmeyen (ve ondan önce Cennet'e varıp da onun için Cennet'te ikram ve mekan hazırlayan bir çocuğu bulunmayan) kimsenin durumu nedir?' diye sorunca Rasulullah (sav): 'Ben de ümmetimin faratıyım (onlardan önce vefat edip Cennet'e gidecek ve şefaatimle onların da oraya girmesine vesile olacak kişiyim). Benim onlardan önce vefatım gibi bir musibet onların başına gelmeyecektir." buyurmuştur.
Ebu İsa [Tirmizî]: 'Bu, hasen-garib bir hadistir. Abdurabbih b. Bârık'tan başkasından nakledildiğini bilmiyoruz. Ondan çok sayıda muhaddis hadis almıştır. Bu hadisin bir benzerini bize Ahmed b. Said el-Murâbıtî, ona Habbân b. Hilal, ona da Abdurabbih b. Bârık nakletmiştir. Simak b. Velid ise Ebu Zümeyl el-Hanefî'dir.' demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 64, 3/376
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Zümeyl Simak b. Velid el-Hanefî (Simak b. Velid)
3. Ebu Abdullah Abdurabbih b. Barik el-Hanefî (Abdurabbih b. Bârik)
4. Ebu Hattab Ziyad b. Yahya el-Basrî (Ziyad b. Yahya b. Ziyad b. Hassan)
Konular:
Aile, Çocuk, erken ölümü
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى قَتَادَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِرَجُلٍ لِيُصَلِّىَ عَلَيْهِز فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَلُّوا عَلَى صَاحِبِكُمْ فَإِنَّ عَلَيْهِ دَيْنًا » . قَالَ أَبُو قَتَادَةَ هُوَ عَلَىَّ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بِالْوَفَاءِ » . قَالَ بِالْوَفَاءِ . فَصَلَّى عَلَيْهِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَسَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ وَأَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى قَتَادَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16195, T001069
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى قَتَادَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِرَجُلٍ لِيُصَلِّىَ عَلَيْهِز فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَلُّوا عَلَى صَاحِبِكُمْ فَإِنَّ عَلَيْهِ دَيْنًا » . قَالَ أَبُو قَتَادَةَ هُوَ عَلَىَّ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بِالْوَفَاءِ » . قَالَ بِالْوَفَاءِ . فَصَلَّى عَلَيْهِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَسَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ وَأَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى قَتَادَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Ebu Davud (Süleyman b. Cârûd), ona Şu'be (b. Haccac), ona Osman b. Abdullah b. Mevheb, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Hâris b. Rib'î) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) cenaze namazını kıldırması için bir adamın cenazesi getirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Arkadaşınızın namazını siz kılın çünkü onun borcu vardır." Ebu Katâde: "Ben o borcu ödeyeceğim" dedi. Rasulullah (sav) da; "Bunu yerine getirebilir misin?” deyince Ebu Katâde de; "Evet getirebilirim" dedi. Bunun üzerine o şahsın cenaze namazını kıldı.
Tirmizî dedi ki: Bu konuda Cabir, Seleme b. Ekvâ', Esma bt. Yezid'den de hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: Ebû Katâde hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 69, 3/381
Senetler:
1. Ebu Katade Haris b. Rib'î es-Sülemî (Haris b. Rib'î b. Beldeme es-Sülemî)
2. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Katade el-Ensarî (Abdullah b. Haris)
3. Ebu Abdullah Osman b. Abdullah et-Temimi (Osman b. Abdullah b. Mevheb)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Cenaze, borçlu olanın cenazesinin kılınmaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16198, T001070
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْفَضْلِ مَكْتُومُ بْنُ الْعَبَّاسِ التِّرْمِذِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ قَالَ حَدَّثَنِى عُقَيْلٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُؤْتَى بِالرَّجُلِ الْمُتَوَفَّى عَلَيْهِ الدَّيْنُ فَيَقُولُ « هَلْ تَرَكَ لِدَيْنِهِ مِنْ قَضَاءٍ » . فَإِنْ حُدِّثَ أَنَّهُ تَرَكَ وَفَاءً صَلَّى عَلَيْهِ وَإِلاَّ قَالَ لِلْمُسْلِمِينَ « صَلُّوا عَلَى صَاحِبِكُمْ » . فَلَمَّا فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْفُتُوحَ قَامَ فَقَالَ « أَنَا أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنْفُسِهِمْ فَمَنْ تُوُفِّىَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَتَرَكَ دَيْنًا عَلَىَّ قَضَاؤُهُ. وَمَنْ تَرَكَ مَالاً فَهُوَ لِوَرَثَتِهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَاهُ يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ نَحْوَ حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ صَالِحٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Fadl Mektûm b. Abbas et-Tirmizî, ona Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukeyl (b. Halid), ona (Muhammed) b. Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) borçlu olarak ölen bir kimsenin cenazesi getirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): “Borcunu ödeyecek bir mal bıraktı mı?" diye sordu. Ödeyecek miktarda mal bırakmıştır denilirse, o kimsenin namazını kılardı. Şayet borcunu ödeyecek mal bırakmamışsa, Müslümanlara; "Arkadaşınızın namazını siz kılın" buyururdu.
Allah fetihler nasip edince (İslam devleti zengin olunca) Rasulullah (sav) kalkıp şöyle hitap etti: "Ben müminlere kendilerinden daha yakınım. Dolayısıyla borç bırakarak vefat eden kimsenin borcunu ödemek bana düşer. Kim de mal bırakırsa o mal mirasçıları arasında paylaştırılır."
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Yahya b. Bükeyr ve pek çok kimse bu hadisi Leys b. Sa'd'dan, Abdullah b. Sa'd'ın hadisinin bir benzeri gibi rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 69, 3/382
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
7. Ebu Fadl Mektûm b. Abbas el-Mervezî (Mektûm b. Abbas)
Konular:
Cenaze, borçlu olanın cenazesinin kılınmaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16189, T001065
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ذَكَرَ الطَّاعُونَ فَقَالَ « بَقِيَّةُ رِجْزٍ - أَوْ عَذَابٍ أُرْسِلَ عَلَى طَائِفَةٍ مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ. فَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا مِنْهَا. وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَلَسْتُمْ بِهَا فَلاَ تَهْبِطُوا عَلَيْهَا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعْدٍ وَخُزَيْمَةَ بْنِ ثَابِتٍ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَجَابِرٍ وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Üsâme b. Zeyd (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.), Taun hastalığından bahsederek şöyle buyurdu: “İsrail oğullarından bir gruba gönderilen bir azâb veya pis bir hastalığın artığıdır. Bu bulaşıcı hastalık bir yerde ortaya çıkarda sizde orada bulunursanız oradan dışarıya çıkmayın. Bir yerde bu hastalığın çıktığını görürseniz oraya girmeyin.” Tirmîzî: Bu konuda Sa’d, Huzeyme b. Sabit, Abdurrahman b. Avf, Câbir ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Üsâme b. Zeyd hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 66, 3/378
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Taun, karantina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16102, T001054
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ وَالْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ النَّبِيلُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَدْ كُنْتُ نَهَيْتُكُمْ عَنْ زِيَارَةِ الْقُبُورِ فَقَدْ أُذِنَ لِمُحَمَّدٍ فِى زِيَارَةِ قَبْرِ أُمِّهِ فَزُورُوهَا فَإِنَّهَا تُذَكِّرُ الآخِرَةَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَابْنِ مَسْعُودٍ وَأَنَسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ بُرَيْدَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ يَرَوْنَ بِزِيَارَةِ الْقُبُورِ بَأْسًا . وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Süleyman b. Büreyde (r.a.)’nin babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bazı sebeblerden dolayı size kabirleri ziyaret etmeyi yasaklamış idim. Şimdi Muhammed’e annesinin kabrini ziyaret etme izni verildi siz de kabirleri ziyaret ediniz çünkü kabir ziyareti size ahireti hatırlatır.” Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd, İbn Mes’ûd, Enes, Ebû Hüreyre ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Büreyde hadisi hasen sahihtir. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve kabir ziyaretinde bir sakınca görmezler. İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 60, 3/370
Senetler:
()
Konular:
Hz. Amine, Hz. Peygamberin annesi
Hz. Peygamber, hüküm koyması
Kabir, ziyareti
Zihin İnşası, ölümün çok hatırlanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16119, T001056
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَعَنَ زَوَّارَاتِ الْقُبُورِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَحَسَّانَ بْنِ ثَابِتٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَأَى بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ هَذَا كَانَ قَبْلَ أَنْ يُرَخِّصَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى زِيَارَةِ الْقُبُورِ. فَلَمَّا رَخَّصَ دَخَلَ فِى رُخْصَتِهِ الرِّجَالُ وَالنِّسَاءُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّمَا كُرِهَ زِيَارَةُ الْقُبُورِ لِلنِّسَاءِ لِقِلَّةِ صَبْرِهِنَّ وَكَثْرَةِ جَزَعِهِنَّ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.) kabirleri ziyaret eden kadınları lanetlemiştir.” Bu konuda ibn Abbâs ve Hassân b. Sabit’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamlarına göre bu hüküm Peygamber (s.a.v.)’in kabir ziyaretine izin vermelerinden önce idi izin verilince erkekler de kadınlarda bu iznin içerisine girmiş oldu. Bazı ilim adamları da kadınların sabırlarının az oluşu sızlanmalarının çok olması sebebiyle onların ziyaretleri hoş değildir derler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 61, 3/371
Senetler:
()
Konular:
Kabir, ziyareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16186, T001064
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ بْنُ أَسْبَاطِ بْنِ مُحَمَّدٍ الْقُرَشِىُّ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا أَبُو سِنَانٍ الشَّيْبَانِىُّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ السَّبِيعِىِّ قَالَ قَالَ سُلَيْمَانُ بْنُ صُرَدٍ لِخَالِدِ بْنِ عُرْفُطَةَ أَوْ خَالِدٌ لِسُلَيْمَانَ أَمَا سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ قَتَلَهُ بَطْنُهُ لَمْ يُعَذَّبْ فِى قَبْرِهِ » . فَقَالَ أَحَدُهُمَا لِصَاحِبِهِ نَعَمْ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ فِى هَذَا الْبَابِ وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Ebû İshâk es Sebiyî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Süleyman b. Surad, Hâlid b. Urfuta’ya, (veya Hâlid, Süleyman’a) dedi ki: Sen, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini işitmedin mi? “Karın bölgesinden öldürücü bir hastalığa yakalanıp sabrederek iman üzere ölen kimse kabir azabı görmez.” Bunun üzerine bu iki kişiden biri diğerine “Evet” dedi. Tirmîzî: Bu konudaki bu hadis hasen garibtir. Değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 65, 3/377
Senetler:
()
Konular:
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Sabır, Hastalık, öldürücü olan hastalıklara sabredenin mükafatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16199, T001071
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا قُبِرَ الْمَيِّتُ - أَوْ قَالَ أَحَدُكُمْ أَتَاهُ مَلَكَانِ أَسْوَدَانِ أَزْرَقَانِ يُقَالُ لأَحَدِهِمَا الْمُنْكَرُ وَالآخَرُ النَّكِيرُ فَيَقُولاَنِ مَا كُنْتَ تَقُولُ فِى هَذَا الرَّجُلِ فَيَقُولُ مَا كَانَ يَقُولُ هُوَ عَبْدُ اللَّهِ وَرَسُولُهُ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ . فَيَقُولاَنِ قَدْ كُنَّا نَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُولُ هَذَا . ثُمَّ يُفْسَحُ لَهُ فِى قَبْرِهِ سَبْعُونَ ذِرَاعًا فِى سَبْعِينَ. ثُمَّ يُنَوَّرُ لَهُ فِيهِ ثُمَّ يُقَالُ لَهُ نَمْ . فَيَقُولُ أَرْجِعُ إِلَى أَهْلِى فَأُخْبِرُهُمْ فَيَقُولاَنِ نَمْ كَنَوْمَةِ الْعَرُوسِ الَّذِى لاَ يُوقِظُهُ إِلاَّ أَحَبُّ أَهْلِهِ إِلَيْهِ . حَتَّى يَبْعَثَهُ اللَّهُ مِنْ مَضْجَعِهِ ذَلِكَ . وَإِنْ كَانَ مُنَافِقًا قَالَ سَمِعْتُ النَّاسَ يَقُولُونَ فَقُلْتُ مِثْلَهُ لاَ أَدْرِى . فَيَقُولاَنِ قَدْ كُنَّا نَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُولُ ذَلِكَ . فَيُقَالُ لِلأَرْضِ الْتَئِمِى عَلَيْهِ . فَتَلْتَئِمُ عَلَيْهِ . فَتَخْتَلِفُ فِيهَا أَضْلاَعُهُ فَلاَ يَزَالُ فِيهَا مُعَذَّبًا حَتَّى يَبْعَثَهُ اللَّهُ مِنْ مَضْجَعِهِ ذَلِكَ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَزَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَالْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ وَأَبِى أَيُّوبَ وَأَنَسٍ وَجَابِرٍ وَعَائِشَةَ وَأَبِى سَعِيدٍ. كُلُّهُمْ رَوَوْا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى عَذَابِ الْقَبْرِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz veya ölü kabre konulunca simsiyah mavi gözlü iki melek ona gelir onlardan birine münker diğerine nekîr denilir. O iki melek şöyle derler: Bu Muhammed denilen adam hakkında ne dersin? O kimse ise ölmeden önce söylediğini aynen tekrar ederek: O Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. Muhammed’de onun kulu ve elçisidir. O iki melek derler ki: Senin böyle söyleyeceğini biliyorduk. Sonra o kabir yetmiş arşın kadar genişletilir ve aydınlık hale getirilir ve rahatça yat uyu burada denilir. O kimse bu durumu benim aileme dönüp haber verebilir miyim? Deyince o iki melek; gelin güvey gibi rahatça uyu gelin güveyi olan kimseyi ailesinden en çok sevdiği kimse uyandırır derler. O kişi o kabirde mahşer için diriltilinceye kadar rahat rahat uyur.
O kabre konulan kimse münafık ise Muhammed (s.a.v.) hakkında sorulan soruya; İnsanların peygamber dediklerini duydum bende aynen öyle söyledim, gerçek midir? değil midir? bilemiyorum diyecek. Bunun üzerine o iki melek; senin böyle söyleyeceğini biliyorduk derler. O kabre, sıkıştır onu denilir, kabirde onu sıkıştırır da kaburga kemikleri yerlerinden oynar. Allah onu böylece mahşer günü uyandırıncaya kadar azab etmeye devam eder.” Bu konuda Ali, Zeyd b. Sabit, İbn Abbâs, Berâ b. Âzib, Ebû Eyyûb, Enes, Câbir, Âişe, Ebû Saîd’den de kabir azabıyla alakalı hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 70, 3/383
Senetler:
()
Konular:
Kabir hayatı, münker-nekir adlı meleklerin sorgusu