6725 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd, ona Sabit, ona Ebu Râfi', ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kul, namaz kıldığı yerde namazı beklediği müddetçe (sevap bakımından) namazda gibidir. Melekler, o kula, yerinden ayrılana ya da abdestini bozana kadar Allah'ım onu bağışla, Allah'ım ona merhamet et" diye dua ederler. Ebu Hureyre'ye abdesti bozan nedir diye soruldu. O, sesiz ancak kokulu ya da sesli ve kokulu yellenmektir. dedi.
Açıklama: Abdesti neyin bozduğu sorusuna muhatab olanın Ebu Hureyre olduğuna dair bk. el-Aynî, Şerhu Süneni Ebi Davud, II, 384. ''يَفْسُو'' ve ''يَضْرِطُ'' fiilerinin anlamları için bk. Abdülmuhsin b. Hamd, Şerhu Sünen-i Ebi Davud, LXVI, 20.
Bize Ka'neb, ona Mâlik b. Ala b. Abdurrahman, ona Ebu Sâib mevlâ Hişam b. Zühre, ona da Ebu Hüreyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav), "Her kim namaz kılar da onda Fatiha okumazsa, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, o namaz eksiktir, tamam değildir'" buyurduğunu rivayet etmiştir. (Ravi Ebu Sâib) dedi ki: Ben de, Ey Ebu Hüreyre'ye 'bazen imamın arkasında bulunuyorum (o zaman da okuyacak mıyım)?' dedim. Ebu Hureyre, kolumu dürttü ve dedi ki: 'Ey Fârisî (o zaman) onu içinden oku. Çünkü ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Allah Teala buyurdu ki; ben namazı (yani Fâtiha'yı) kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısı benim yarısı da kulumundur. Kuluma istediği verilecektir." Rasulullah (sav) devamla dedi ki: "(Fâtiha'yı) okuyunuz. (Çünkü) kul 'hamd alemlerin rabbine mahsustur' dediği zaman, Allah (cc), 'kulum bana hamd etti' der. Kul, 'Rahman ve rahim' dediğinde, Allah (cc); 'kulum beni övdü' der. 'Din gününün sahibi' dediğinde 'kulum beni yüceltti' der. Kulum 'ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz' dediğinde Allah (cc), 'bu kulumla benim aramdadır'; kulumun dilediği şey ona verilecektir' buyurur. Kul 'bizi sırat-ı müstakime, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayan ve sapıtanların yoluna değil' dediği zaman da 'işte bunlar da kulumundur. Kulumun dilediği onundur' buyurur."
Açıklama: Hidac kelimesi develerin düşük doğumu için kullanılmakta, eksikliğiad ifade etmektedir. Burada eksikliğe yapılan vurgunun gücünü göstermek için kullanılmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Asım, ona da Ebu Vail, Abdullah'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Bizler namazda selam verir ve ihtiyaçlarımızı (n yerine getirilmesini) emrederdik. Sonra namaz kılarken Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve selam verdim, selamımı almadı. Buna üzüldüm. Rasulullah (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "Allah, dilediği hükmünü yeniler. Aziz ve Celil olan Allah emrini; Namazda konuşmayınız diye yenilemiştir." Sonra Hz. Peygamber (sav) selamımı aldı.
Açıklama: Namaz ile ilgili sürece ve zamanla yapılan değişiklere örnektir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Zekeriyya b. Ebu Zâide ve Yezid b. Harun, onlara Hişam b. Hassan, ona Muhammed b. Sirin, ona Ubeyde, ona da Ali şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber, Hendek savaşında düşmana "bizleri orta namazdan, ikindi namazından alıkoydular; Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun" şeklinde beddua etti.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube (b. Haccâc), ona Muhammed b. Ubeydullah Ebu Avn, ona Cabir b. Semure'nin şöyle rivayet ettiğini haber vermiştir. "Ömer (ra), Sa'd b. Ebu Vakkâs'a, 'halk senden namazına varıncaya kadar, her konuda şikâyetçi' dedi. (O da): Ben (namazın) ilk iki rekâtını uzatırım, son iki rekâtını de kısa tutarım. Peygamber'in (sav) namazına uymakta kusur etmem diye cevap verdi. (Hz. Ömer de): Senden beklenen de budur dedi."
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa (İbn Yunus), ona Cafer b. Meymun el-Basrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kendisine şu talimatı vermiştir: "Haydi çık ve Medine'de Fatiha ve ona ilave edilecek bir şey ile de olsa namazın ancak Kur'ân (okumak)la makbul olacağını ilân et."
Bize (Muhammed) İbn Beşşâr, ona Yahya (b. Said), ona Cafer (b. Meymun), ona Osman (en-Nehdî) ona da Ebu Hureyre (ra); Rasulullah (sav), "Fatiha ve ona ilave olarak (Kur'ân'dan) bir şey okumaksızın namaz (geçerli/caiz) olmayacağını ilan etmemi bana emretti" diye rivayet etmiştir.
Bize Kuteybe b. Said ve İbn Serh, o ikisine de Süfyan b. Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Mahmud b. Rabi', ona da Ubade b. Samit (ra), Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Fatiha ve (ona) ek olarak (bir miktar Kuran) okumayan kimsenin namazı makbul olmaz." [(Ravi) Süfyan (b. Uyeyne) dedi ki: (Fatiha'ya ek olarak bir miktar da Kur'an okumak) yalnız başına namaz kılan içindir.]
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Mekhul, ona Mahmud b. Rabi', ona da Ubade b. Samit rivayet etmiştir: Biz sabah namazında Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılıyorduk. Rasulullah (sav) Kur'ân okudu. Fakat Kur'ân okurken sürdürmek ona ağır gelmeye başladı. (Namazı) bitirince; "Her halde imamınızın arkasında siz de okuyorsunuz" buyurdu. Biz de: 'Evet, Ey Allah'ın Rasulü, biz de okuyoruz' dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "(Böyle) yapmayın, sadece Fatiha'yı okuyun. Zira Fatihayı okumayan kimsenin namazı makbul değildir."
Açıklama: Ubade b. Samit ile Mekhul b. Ebu Müslim arasında inkıta vardır.