6725 Kayıt Bulundu.
Bize Abbas b. Abdulazim, ona Yezid b. Harun, ona Şerik, ona Asım b. Ubeydullah, ona da Abdullah b. Amir b. Rebîa'nın rivayet ettiğine göer babası (Âmir b. Rebia) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) namaz kıldırırken arkasında bulunan Ensardan bir genç hapşırdı ve Elhamdü lillahi hamden kesîran tayyiben mübâraken fîh hattâ yerzâ Rabbünâ ve ba'de mâ yerzâ min emri'd-dünyâ ve’l-âhira/dünya ve ahiret işlerimden razı oluncaya dek ve razı olduktan sonra da en çok, en güzel ve en bereketli hamdi Allah'a ederim, dedi. Rasulullah (sav) namazını bitirince "o sözleri söyleyen kimdi?" diye sordu. Genç hiçbir şey demedi. Sonra Rasulullah (sav) "bu sözleri kim söyledi? (Endişe etmesin) kötü bir şey söylemedi," dedi. Bunun üzerine genç ben söyledim Ey Allah'ın (cc) Rasulü! Arzum hayırdan başka bir şey değildi, dedi. Rasulullah (sav) "söylediklerin Rahman Tebâreke ve Teala’nın arşına ulaşana kadar durmadı," buyurdu.
Açıklama: Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi Da'ifu'l hadis olmakla diğer ravi Şerik b. Abdullah el-Kadı, Saduk, seyyiü'l-hıfz, çok hata etmekle tenkid edilmektedir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. el-Hubab, ona Muaviye b. Salih, ona Rabi'a b. Yezid, ona Ebu İdris el-Havlanî, ona Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güzelce abdest alır, kalbini ve yüzünü kıbleye çevirip iki rekât namaz kılarsa, cennet ona vacip olur."
Açıklama: Bu hadîsi, tevhid inancına sahip olan herkesin eninde sonunda cennete gireceği ilkesi çerçevesinde anlamak gerekir.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Ebu Malik el-Eşca'i, ona Ebu Hazim, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazda noksanlık ve selam vermek olmaz". [Ahmed şöyle demiştir: Bana göre bunun manası şudur: Namazda selam vermemen, sana da selam verilmemesidir. Kişi namazını eksik kılar ve şüphe içinde namazından ayrılır.]
Açıklama: Metindeki mana Ahmed b. Hanbel'in açıklaması dikkate alarak verilmiştir. Teslim kelimesi kesra okunduğunda mana Namazda (erkanı, kılınışında) noksanlığın yapılmayacağı, selamı alırken de eksik ifadelerin kullanılamayacağı şeklindedir. Yani selam veren kişiye "ve aleyküm selam/sana da selam olsun" yerine sadece "ve aleyke/sana da" denmeyeceği anlatılmak istemiştir. Ancak 'teslim' kelimesi üstün okunursa namazda noksanlık ve selam verme yoktur şeklinde anlaşılır. İlgili kelimenin harekesi her iki şekilde de okunmuştur (İbnü'l-Esîr, Nihâye, III, 661). لاَ غِرَارَ فِى تَسْلِيمٍ وَلاَ صَلاَةٍ "Selam vermede ve namazda noksanlık olmaz" hadisi de ilk mananın daha doğru olduğuna işaret eder (Azimabadi, Avnu'l-ma'bûd, III, 196).
Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Kuteybe b. Said, onlara Leys, ona Bükeyr, ona Nâbil Sahibu Abâ , ona İbn Ömer, ona Suheyb (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Namaz kıldığı sırada Rasulullah'ın (sav) yanına vardım ve selam verdim. İşaretle karşılık verdi." [Ravilerden Leys şöyle demiştir: Öyle zannediyorum ki Bükeyr parmağıyla işaret ederek dedi. Bu Kuteybe'nin rivayet ettiği hadisin lafzıdır.]
Açıklama: Nâbil'in lakabı tercüme edilmemiş. Hadisten sonraki açıklamanın Nâbil'e ait olduğu bilgisi şerhten alınmıştır. Avnu'l-mabud, III, 137.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona İbn Fudayl, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Alkame, Abdullah b. Mesud'un (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) namaz kılarken kendisine selam verirdik, o da selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndüğümüzde selam verdik ama selâmı almadı ve "şüphesiz namazda birçok meşguliyet vardır" buyurdu.
Bize Muhammed b. el-Alâ, ona Muaviye b. Hişâm, ona Süfyan, ona Ebu Malik, ona Ebu Hazim, ona Ebu Hureyre (hadisi merfu olarak naklettiğini sanıyorum) şöyle rivayet etmiştir: "Selam vermede ve namazda eksiklik olmaz." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi İbn Fudayl, İbn Mehdî'nin lafzıyla rivayet etmiştir. Ancak rivayet zincirini Rasulullah'a ulaştırmamıştır.]
Bize Abddullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Züheyr, ona Ebu İshak, ona et-Temimi, o da İbn Abbas'tan gelen bir izahı rivayet etmiştir: "Arkasından Rasulullah'ın (sav) yanına geldim. O secdede iken kollarını açtığı için koltuk altlarındaki beyazlığı gördüm."