Giriş

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Cabir b. Zeyd, ona da İbn Abbas, -Şube hadisi merfû olarak aktarmıştır- Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hayızlı kadın ve köpek, namazı bozar." [Ebu Davud şöyle demiştir: (Hadisi) Said ve Hişam, Katade'den, o da Cabir b. Zeyd vasıtasıyla İbn Abbas'tan, mevkûf olarak nakletmişlerdir.]


Açıklama: Hadiste vurgulanan "namazı bozar" ifadesi fıkhi anlamda bozulma olarak görülmemiş; korku ya da ilgi duymak gibi, duyguları harekete geçireceği için namazda noksanlık olarak anlaşılmıştır (Azımâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, c.3, s.320). Bu uyarı, saf düzenini biçimlendirirken, mimari yapının tanziminde de fonksiyon icra etmiştir. Nitekim saf düzeninde kadınlar arkada yer almış, giriş çıkışları da mekanda uygun bir şekilde planlanmıştır.

    Öneri Formu
6168 D000703 Ebu Davud, Salat, 109

Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Ebu Nadr Mevlâ Ömer b. Ubeydullah, ona da Büsr b. Said şöyle rivayet etmiştir: Zeyd b. Hâlid el-Cühenî, kendisini Ebu Cüheym'e gönderip namaz kılanın önünden geçen kimsenin durumu hakkında Rasulullah'tan (sav) işittiği bilgiyi sormasını istemiştir. Bunun üzerine Ebu Cüheym Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namaz kılanın önünden geçen kimse kendisine ne olacağını bilseydi 40 kadar beklemesi, onun önünden geçmesinden kendisi için daha hayırlı olurdu." [(Ravi) Ebu Nadr, 40 gün mü, ay mı, yoksa sene mi dedi, bilemiyorum dedi.]


Açıklama: Burada kullanılan 40 rakamını, gün ya da ay gibi bir zaman dilimiyle yorumlanabilir. Ancak burada 40 rakamı, ne kadar uzarsa uzasın, namazın önünden geçilmemesi gerektiğini beyan eden bir müphemiyet içermektedir.

    Öneri Formu
6162 D000701 Ebu Davud, Salat, 108

Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İsmail b. Reca, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî; (T) Bize Kays b. Müslim, Tarık b. Şihab'dan, o da Ebu Said el-Hudrî’den (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir bayram günü Mervan minberi namazgâha çıkardı ve namazdan önce hutbe okumaya başladı. Bir adam kalktı ve dedi ki: Ey Mervan, sünnete aykırı hareket ettin; bayram günü namazgâha minber çıkardın, halbuki daha önce çıkarılmazdı. Ayrıca hutbeyi okumaya da namazdan önce başladın. Ebu Said el-Hudrî; Bu adam kimdir? diye sordu. Falancanın oğlu filandır dediler. Bunun üzerine Ebu Said, bu adam üzerine düşeni yapmıştır. Ben, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim bir kötülük görür de onu eliyle değiştirmeye gücü yeterse, eliyle değiştirsin! Buna gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse, kalbiyle ona karşı çıksın. Bu, imanın en zayıf halidir."


Açıklama: Burada iki hususa itiraz edilmektedir. Birincisi bayram namazı için namazgâha minber çıkarılmasıdır. Hz. Peygamber döneminde bayram namazları açık arazide kılınır, namazdan sonar Rasulullah (sav) kalkıp hutbe okurdu. Hadisteki olayın cereyan ettiği sırada Medine valisi olan Mervan, hutbe için araziye minber koydurmuştu. Rivayete göre bu minberi de Kesir b. Salt yapmıştı. Hz. Peygamber döneminde böyle bir şey yapılmadığı için buna itiraz edilmişti. İtiraza konu olan ikinci husus, hutbenin namazdan önce okunmasıdır. Hz. Peygamber döneminde bayram hutbesi namazdan genelde sonra okunurdu. Ancak Buhârî ve diğer kaynaklarda Rasulullah, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde de hutbenin namazdan önce okunduğuna dair rivayetler yer almaktadır. Ulemanın çoğunluğuna göre hutbe her ne kadar namazdan sonra ise de, önce okunduğu zaman da yine câiz olur. Çünkü o, vâcib değildir. Hanefîler, bayram hutbesinin namaza takdimini câiz görmekle birlikte sünnete muhâlif bularak mekrûh sayarlar. Şâfiîler, sünnete uygun olması için namazdan sonra iâdesini öngörürler. Ancak iâde edilmese de namaz sahîh olur. Mâlikîler’e göre, hatibe namazdan sonra hutbeyi iâde etmesi emrolunur. Burada asıl üzerinde durulması gereken husus, hadisin son cümlesidir. Burada iyiliği emredip kötülüğe mani olmak emredilmektedir. Toplumda böyle bir cemâatin mevcudiyeti, Kur’ân-ı Kerîm’in de emridir. toplumda iyiliği emredip kötülüğe mani olan bir cemâatin bulunması farz-ı kifâyedir. Hiç kimse bu görevi yerine getirmezse, bütün toplum sorumlu olur. Ancak bir insanın kendi çocuklarına ve hanımına karşı, genel bir ifâde ile âmirin memûruna, Devlet Reisinin halkına karşı bu görevi yapması, farz-ı kifâyeden de öte bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunun farz-ı ayın olduğunu söylemek, yanlış olmasa gerektir.

    Öneri Formu
8357 D001140 Ebu Davud, Salat, 239, 242

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Vehb b. Bakiyye ve İbn Ebu Halef ve Abdullah b. Said, ona Ebu Halid (Süleyman b. Hayyan), ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) (namazda sütre edindiği) devesine doğru namaz kılardı."


    Öneri Formu
6137 D000692 Ebu Davud, Salat, 103

Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona Abdülmelik b. Muhammed b. Eymen, ona Abdullah b. Yakub b. İshak, ona bir ravi (men haddesehü), ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazi şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdülaziz'e, Abdullah b. Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir dedim: "Uyuyan ve konuşan bir kimsenin arkasında (onları sütre edinmek suretiyle) namaz kılmayın."


    Öneri Formu
6141 D000694 Ebu Davud, Salat, 105

Bize Muhammed b. Sabbah b. Süfyan, ona Süfyan; (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Hamid b. Yahya ve İbn Serh, onlara Süfyan, ona Safvan b. Süleym, ona Nafi' b. Cübeyr, ona da Sehl b. Ebu Hasme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri bir sütreye doğru namaz kıldığında ona yakın dursun ki şeytan, onun namazını bozamasın." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Vakid b. Muhammed, Safvan, ona Muhammed b. Sehl, ona da babasından ya da Muhammed b. Sehl vasıtasıyla Nebî'den (sav) nakletmiştir. Bazıları ise (bu hadisi) Nafi' b. Cübeyr vasıtasıyla Sehl b. Sa'd'dan rivayet etmişlerdir. (Sonuç olarak, bu hadisin) isnadında ihtilaf edilmiştir.]


    Öneri Formu
6144 D000695 Ebu Davud, Salat, 106

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Şerik, ona Asım b. Küleyb, ona babası (Küleyb b. Şihab), ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "Nebi'yi (sav) namaza başlarken ellerini kulaklarına dek kaldırmış vaziyette gördüm. Sonraları geldim de onları, namaza başlangıçta ellerini göğüslerine kadar kaldırırken gördüm. Üzerlerinde de bornozlar ve elbiseler vardı."


    Öneri Formu
6203 D000728 Ebu Davud, Salat, 114, 115

Bize Hafs b. Ömer, ona Şube; (T) Bize Abdüsselam b. Mutahher ve İbn Kesir -mana aynı olmak üzere- onlara Süleyman b. Muğîra, (üçüne) Humeyd b. Hilal, ona Abdullah b. Samit, ona da Ebu Zer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederken (Abdüsselam ve İbn Kesir, hadisi mevkuf olarak) Ebu Zer'den aşağıdaki gibi nakletmişlerdir: "Erkeğin namazını, şayet önünde bineğin semerinin arkası (boyutunda bir sütre olmaksızın namaz kılarsa) eşek, kara köpek ve kadın bozar." Humeyd, Ebu Zer'e, kara köpeğin kırmızıdan, sarıdan ve beyazdan farkı nedir diye sordum demiş, Ebu Zer de ey kardeşim oğlu! Senin bana sorduğun gibi ben de Rasulullah'a (sav) sordum, o, "kara köpek, şeytandır" buyurdu.


    Öneri Formu
6166 D000702 Ebu Davud, Salat, 109

Bize Muhammed b. İsmail el-Basrî, ona Muaz, ona Hişam, ona Yahya, ona İkrime, ona da İbn Abbas -ravi, hadisin Rasulullah'tan (sav) rivayet edildiğini sanmaktadır- Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri sütre olmaksızın namaz kıldığında köpek, eşek, domuz, Yahudî, Mecûsî ve kadın onun namazını bozar. Bunlar (onun) önünden geçtiğinde bir taş atımlık (mesafede olmaları namaz kılan için) yeterlidir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisten dolayı içimde bir huzursuzluk vardı. Bunu İbrahim ve başkaları ile müzakere ederdim (ancak), bu hadisi ne Muaz'dan başkasının Hişam'dan rivayet ettiğini ne de bunu bileni gördüm. Hişam'dan başkasının bu hadisi aktardığını görmedim. Zannediyorum ki yanılgı, İbn Ebu Semîne (diye bilinen) Haşim oğullarının azadlı kölesi Muhammed b. İsmail el-Basrî'den kaynaklanmadır. Hadisteki münker (olan husus), Mecûsî, "bir taş atımlık (mesafe) ve domuz ifadelerinin zikredilmesidir." (Ayrıca hadiste) nekâret vardır.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi sadece Muhammed b. İsmail'den işittim ve zannediyorum ki o, yanılmıştır. Çünkü o, bizlere ezberinden rivayette bulunurdu.]


    Öneri Formu
6169 D000704 Ebu Davud, Salat, 109


    Öneri Formu
271522 D000702-3 Ebu Davud, Salat, 109