6725 Kayıt Bulundu.
Bize Abbad b. Musa el-Hutelî ve Ziyad b. Eyyüb -Eyyüb'ün rivayeti daha tamdır-, onlara Hüşeym, ona Ebu Bişr -Ziyad, (Abbad gibi an'ane ile değil), ihbâren rivayet etmiştir-, ona Ebu Umeyr b. Enes, ona da Ensar'dan olan halası şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), insanları nasıl namaza toplayacağı hakkında düşünüp duruyordu. Kendisine, namaz vakti geldiğinde bir bayrak dikmesi teklifinde bulunuldu; böylece insanlar onu görecekler ve birbirlerine haber vereceklerdi. Ancak bu teklif onun hoşuna gitmedi. Kendisine borazan (kullanılması) teklif edildi. (Ravi) Ziyad, Yahudilerin borazanı teklif edildi diye rivayette bulundu. Bu teklif de onun hoşuna gitmedi ve "o, Yahudiler'in adetidir," diye reddetti. Çan (çalınması da) kendisine teklif edildiyse de "o, Hristiyan adetidir" diye reddetti. Abdullah b. Zeyd b. Abdurabbih, Hz. Peygamber'in (sav) düşünceli halini kendine dert edinerek onun huzurundan ayrıldı. Rüyasında ezanı gördü. Ertesi sabah, hemen Rasulullah'ın (sav) huzuruna gitti ve durumu ona anlattı. Ona, Ya Rasulullah, ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri bana geldi ve bana ezanı gösterdi dedi. Ömer b. Hattab ise, bu rüyayı günler önce görmüş ancak yirmi gün boyunca onu gizlemişti. Sonra o da Hz. Peygamber'e (sav) durumu haber verdi. Rasulullah (sav), Ömer'e "Bunu bana niçin haber vermedin?" diye sordu. O da Abdullah b. Zeyd benden önce davrandı, utanmıştım dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Bilal, kalk da Abdullah b. Zeyd'in sana dediklerini yap" buyurdu. Bilal de gidip ezanı okudu. [Ebu Bişr, Ebu Umeyr'den naklen anlattığına göre Ensar, Abdullah b. Zeyd o gün hasta olmasaydı Hz. Peygamber'in (sav) onu müezzin yapacağını söylerdi.]
Bize Müsedded, ona Haris b. Ubeyd, ona Muhammed b. Abdulmelik b. Ebu Mahzûre, ona babası (Abdulmelik b. Mahzûre), ona da (Muhammed'in) dedesi (Ebu Mahzûre Semure b. Mi'yer) şöyle rivayet etmiştir: Ben, Rasulullah'a (sav) bana ezanı öğretin dedim. Hz. Peygamber (sav), başımın ön tarafını okşadı ve şöyle buyurdu: "Sesini yükselterek Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür dersin. Ardından sesini kısarak şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasuludür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasuludür, dersin. Sonra sesini yükselterek Allah'tan başka ilah yoktur, Allah'tan başka ilah yoktur, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasuludür, şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın rasuludür, haydi namaza, haydi namaza, haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa dersin. Eğer sabah namazı için ezan okuyorsan da namaz uykudan hayırlıdır, namaz uykudan hayırlıdır, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah yoktur, dersin."
Bize Muhammed b. Mansur et-Tusi, ona Yakub, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymi, ona Muhammed b. Abdullah b. Zeyd b. Abdurabbih, ona da Abdullah b. Zeyd şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), insanları namaza toplamak için kullanılacak bir çan edinilmesini emrettiği sırada ben, rüyamda, elinde çan taşıyan bir adamın yanımda belirdiğini gördüm. Ona, ey Allah'ın kulu, çanı bana satar mısın? diye sordum. Bana onunla ne yapacaksın? dedi. Ben de insanları onunla namaza davet edeceğim dedim. Bana, bundan daha hayırlısını sana göstereyim mi? diye sordu. Ben ise elbette dedim. (Adam), şöyle dersin dedi: Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur. Ardından (adam), biraz arkamda kaldı. Sonra da namaz için kamet getireceğin zaman da şöyle dersin dedi: Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Ben Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Ben Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Namaz başladı. Namaz başladı. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur. Uyandığımda Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldim ve rüyada gördüklerimi ona anlattım. O, şöyle buyurdu: "İnşallah bu, hak bir rüyadır. Haydi Bilal ile kalk, gördüklerini ona öğret, o da ezan okusun. Onun sesi senden daha gürdür." Ben, Bilal ile kalktım, gördüklerimi ona söyledim, o da ezan okudu. Ömer b. Hattâb evindeyken, ezanı işitti. Cübbesini sürükleyerek acelece (evden) çıktı ve şöyle dedi: Seni hak ile gönderene yemin olsun ki ya Rasulullah, onun gördüğünün bir benzerini ben de gördüm. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah'a Hamd olsun" buyurdu. [Ebu Davud şöyle dedi: Zührî de hadisi, Said b. Müseyyeb'den, o da Abdullah b. Zeyd'den bu şekilde rivayet etmiştir. İbn İshak, Zührî'den rivayet ettiği bu hadiste dört kere "Allah en büyüktür" demiştir. Mamer ve Yunus ise, Zührî'den rivayet ettikleri hadiste iki kere "Allah en büyüktür" demişlerdir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu A'la, ona Mutarrif b. Abdullah, ona da Osman b. Ebu el-Âs şöyle rivayet etmiştir: Bir başka yerde Musa, Osman b. Ebu'l-Âs şöyle dedi diyerek rivayette bulundu: "Ya Rasulullah, 'beni kavmimin imamı olarak tayin et' dedim. O (sav) da, 'sen onların imamısın. Onların en zayıfını dikkate alarak (namazı kıldır). Ezan için ücret almayacak bir müezzin edin' buyurdu."
Bize İbn Müsenna, ona Abdüla'lâ, ona Said, ona Katade, ona Hasan, ona da Semüra şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'tan (sav) (namazda) sükût edilecek iki yer (sektetân) ezberledim." [Abdüla'lâ, Said'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Katade'ye, bu iki yer neresidir dedik. O, namazına girdiğinde ve kıraat bittiğinde demiştir. Daha sonra da (imam), 'ğayri'l-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediğinde demiştir.]
Bize Kuteybe b. Said ve Ahmed b. Muhammed el-Mervezî ve İbn Serh, onlara Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar el-Cumahî), ona da Said b. Cübeyr, -Kuteybe, senedinde İbn Abbas'ı da zikretmiştir- şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), kendisine bismillahirrahmanirrahim indirilene dek surenin bittiğini bilmezdi." [Bu lafız, İbn Serh'e aittir.]
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Ömer b. Abdülvahid ve Bişr b. Bekir, onlara el-Evzaî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Abdullah b. Ebu Katade, ona da babası (Ebu Katade), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ben, uzun tutmak niyetiyle namaza dururum da (bir) çocuğun ağlamasını işittiğimde, annesine meşakkat veririm endişesiyle namazı kısa tutarım."
Bize Ahmed b. Ebu Şuayb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Umare; (T) Bize Ebu Kamil, ona Abdülvahid, ona Umare -mana aynıdır- ona Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), namazda tekbir aldığında, tekbir ile kıraat arasında sükût ederdi. Ona, 'anam-babam sana feda olsun! Tekbir ile kıraat arasındaki sükûtun da nedir? Bana ne dediğini haber ver,' dedim. Hz. Peygamber (sav) de şöyle dua ettiğini bildirdi: "Allah'ım! Benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arasını uzak kıldığın gibi uzaklaştır! Allah'ım! Beyaz elbisenin pislikten temizlenmesi gibi, beni günahlarımdan temizle! Allah'ım! Beni, kar, su ve dolu ile yıka (yıp temizle)."