Öneri Formu
Hadis Id, No:
880, M000321
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى الْعَنَزِىُّ وَأَبُو مَعْنٍ الرَّقَاشِىُّ وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ كُلُّهُمْ عَنْ أَبِى عَاصِمٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - حَدَّثَنَا الضَّحَّاكُ - يَعْنِى أَبَا عَاصِمٍ - قَالَ أَخْبَرَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ قَالَ حَدَّثَنِى يَزِيدُ بْنُ أَبِى حَبِيبٍ عَنِ ابْنِ شَمَاسَةَ الْمَهْرِىِّ قَالَ حَضَرْنَا عَمْرَو بْنَ الْعَاصِ وَهُوَ فِى سِيَاقَةِ الْمَوْتِ. فَبَكَى طَوِيلاً وَحَوَّلَ وَجْهَهُ إِلَى الْجِدَارِ فَجَعَلَ ابْنُهُ يَقُولُ يَا أَبَتَاهُ أَمَا بَشَّرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِكَذَا أَمَا بَشَّرَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِكَذَا قَالَ فَأَقْبَلَ بِوَجْهِهِ. فَقَالَ إِنَّ أَفْضَلَ مَا نُعِدُّ شَهَادَةُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ إِنِّى قَدْ كُنْتُ عَلَى أَطْبَاقٍ ثَلاَثٍ لَقَدْ رَأَيْتُنِى وَمَا أَحَدٌ أَشَدَّ بُغْضًا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنِّى وَلاَ أَحَبَّ إِلَىَّ أَنْ أَكُونَ قَدِ اسْتَمْكَنْتُ مِنْهُ فَقَتَلْتُهُ فَلَوْ مُتُّ عَلَى تِلْكَ الْحَالِ لَكُنْتُ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَلَمَّا جَعَلَ اللَّهُ الإِسْلاَمَ فِى قَلْبِى أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ ابْسُطْ يَمِينَكَ فَلأُبَايِعْكَ. فَبَسَطَ يَمِينَهُ - قَالَ - فَقَبَضْتُ يَدِى. قَالَ
"مَا لَكَ يَا عَمْرُو." قَالَ قُلْتُ أَرَدْتُ أَنْ أَشْتَرِطَ. قَالَ
"تَشْتَرِطُ بِمَاذَا." قُلْتُ أَنْ يُغْفَرَ لِى. قَالَ
"مَا عَلِمْتَ أَنَّ الإِسْلاَمَ يَهْدِمُ مَا كَانَ قَبْلَهُ وَأَنَّ الْهِجْرَةَ تَهْدِمُ مَا كَانَ قَبْلَهَا وَأَنَّ الْحَجَّ يَهْدِمُ مَا كَانَ قَبْلَهُ." وَمَا كَانَ أَحَدٌ أَحَبَّ إِلَىَّ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ أَجَلَّ فِى عَيْنِى مِنْهُ وَمَا كُنْتُ أُطِيقُ أَنْ أَمْلأَ عَيْنَىَّ مِنْهُ إِجْلاَلاً لَهُ وَلَوْ سُئِلْتُ أَنْ أَصِفَهُ مَا أَطَقْتُ لأَنِّى لَمْ أَكُنْ أَمْلأُ عَيْنَىَّ مِنْهُ وَلَوْ مُتُّ عَلَى تِلْكَ الْحَالِ لَرَجَوْتُ أَنْ أَكُونَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ ثُمَّ وَلِينَا أَشْيَاءَ مَا أَدْرِى مَا حَالِى فِيهَا فَإِذَا أَنَا مُتُّ فَلاَ تَصْحَبْنِى نَائِحَةٌ وَلاَ نَارٌ فَإِذَا دَفَنْتُمُونِى فَشُنُّوا عَلَىَّ التُّرَابَ شَنًّا ثُمَّ أَقِيمُوا حَوْلَ قَبْرِى قَدْرَ مَا تُنْحَرُ جَزُورٌ وَيُقْسَمُ لَحْمُهَا حَتَّى أَسْتَأْنِسَ بِكُمْ وَأَنْظُرَ مَاذَا أُرَاجِعُ بِهِ رُسُلَ رَبِّى.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna el-Anezî, Ebu Ma'n er-Rekâşî ve İshak b. Mansur, hepsine Ebu Âsım, -lafız İbnü'l-Müsenna'ya aittir-, ona Dahhak -yani Ebu Âsım-, ona Hayve b. Şurayh, ona Yezid b. Ebu Habib, ona İbn Şemâse el-Mehrî şöyle rivayet etmiştir: Ölüm döşeğinde olan Amr b. Âs'ın yanına gelmiştik. Uzun uzun ağladı ve yüzünü duvara döndü. Oğlu ona babacığım! Rasulullah seni şununla müjdelemedi mi? Rasulullah seni bununla müjdelemedi mi? demeye başladı. Bunun üzerine yüzünü bize döndü ve şunları söyledi: Elbette ki (ahiret için) hazırladığımız en iyi şey Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmektir. Ben üç halde bulundum. Rasulullah'a (sav) benden daha fazla kin duyan kişi yoktu. Bir yolunu bulup onu öldürmeyi o kadar istiyordum ki. Eğer bu hal üzere ölseydim cehennemliklerden olurdum. Allah kalbimi İslam'a açıp (dinine girmeyi) bana nasip edince Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip sağ elini uzat da sana biat edeyim dedim. Sağ elini açtı. Ben hemen elimi çektim. Hz. Peygamber (sav); "ne oldu sana Ey Amr?" diye sordu. Sana bir şart koşmak istiyorum dedim.
"Ne şartı koşacaksın bakalım" diye sorunca beni affet dedim. Bunun üzerine; "ey Amr! Bilmez misin, nasıl hicret ve hac kendilerinden önce işlenen kötülükleri siliyorsa, Müslüman olmak da kendisinden önce yapılan (hataları) siler" buyurdu. Artık benim için Rasulullah'tan (sav) daha sevimli, gözümde ondan daha değerli kimse yoktu. Ona beslediğim saygı ve hürmet sebebiyle kendisine doya doya bakamazdım. Benden onu anlatmamı isteseler bunu yapamazdım. Çünkü onu doya doya seyredemezdim. Eğer bu hal üzere ölseydim cennete girenlerden olmayı ümit ederdim. Ne var ki bundan sonra üzerimize bazı işler aldık. Bunlar karşısında halim nice olur bilmiyorum. Öldüğüm zaman cenazemde yas eden kadınlar veya ateş olmasın. Beni gömerken üzerime toprağı iyice yayın. Sonra kabrimin etrafında bir deve kesilip dağıtılıncaya geçen süre kadar bekleyin de sizin refakatinizle teselli bulayım ve Rabbimin elçilerini nasıl karşılayacağıma bakayım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 321, /70
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
İyilik, iyilik yapana kat kat karşılığı sevap olarak verilecektir
KTB, TEBERRÜK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
877, M000318
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ أُنَاسٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنُؤَاخَذُ بِمَا عَمِلْنَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ قَالَ
"أَمَّا مَنْ أَحْسَنَ مِنْكُمْ فِى الإِسْلاَمِ فَلاَ يُؤَاخَذُ بِهَا وَمَنْ أَسَاءَ أُخِذَ بِعَمَلِهِ فِى الْجَاهِلِيَّةِ وَالإِسْلاَمِ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Bazı kimseler Rasulullah'a (sav),Ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye devrinde yaptıklarımızdan mesul olacak mıyız? diye sordular. Rasulullah (sav); "Müslüman olduktan sonra iyi ameller işleyen cahiliye devrinde yaptıklarından mesul olmaz. Ancak kötülük eden hem cahiliye devrinde hem de müslüman olduktan sonra yaptıklarından sorumlu olur" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 318, /70
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
İyilik, iyilik yapana kat kat karşılığı sevap olarak verilecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
878, M000319
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى وَوَكِيعٌ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنُؤَاخَذُ بِمَا عَمِلْنَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ قَالَ
"مَنْ أَحْسَنَ فِى الإِسْلاَمِ لَمْ يُؤَاخَذْ بِمَا عَمِلَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ. وَمَنْ أَسَاءَ فِى الإِسْلاَمِ أُخِذَ بِالأَوَّلِ وَالآخِرِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası ve Veki'; (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe -lafız ona aittir-, ona Veki', ona el-A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye devrinde yaptıklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız? diye sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "
Her kim müslüman olduktan sonra iyi ameller yaparsa cahiliye devrinde yaptıklarından sorumlu tutulmaz. Ancak her kim müslüman olduktan sonra kötü işler yaparsa hem cahiliye devrinde hem de müslüman olduktan sonra yaptıklarından sorumlu tutulur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 319, /70
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
İyilik, iyilik yapana kat kat karşılığı sevap olarak verilecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
881, M000322
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ مَيْمُونٍ وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ دِينَارٍ - وَاللَّفْظُ لإِبْرَاهِيمَ - قَالاَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ - وَهُوَ ابْنُ مُحَمَّدٍ - عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يَعْلَى بْنُ مُسْلِمٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ نَاسًا مِنْ أَهْلِ الشِّرْكِ قَتَلُوا فَأَكْثَرُوا وَزَنَوْا فَأَكْثَرُوا ثُمَّ أَتَوْا مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا إِنَّ الَّذِى تَقُولُ وَتَدْعُو لَحَسَنٌ وَلَوْ تُخْبِرُنَا أَنَّ لِمَا عَمِلْنَا كَفَّارَةً فَنَزَلَ "(وَالَّذِينَ لاَ يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ وَلاَ يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِى حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ وَلاَ يَزْنُونَ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَلِكَ يَلْقَ أَثَامًا)" وَنَزَلَ "(يَا عِبَادِىَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ.)"
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hatim b. Meymun ve İbrahim b. Dinar, -lafız İbrahim'e aittir-, onlara Haccac -b. Muhammed-, ona İbn Cüreyc, ona Ya'lâ b. Müslim, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Müşriklerden bazıları, haksız yere bir sürü insan öldürmüşler, çokça zina etmişler sonra Hz. Muhammed'in (sav) yanına gelip; senin söylediklerin çok güzel. Bize yaptığımızda önceden işlediğimiz günahlara keffaret olacak bir şeyleri haber versen dediler. Bunun üzerine; "Allah ile birlikte başka bir ilaha dua etmezler, Allah'ın kutsal saydığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Her kim bunları yaparsa ağır bir cezaya uğrayacaktır." (Furkan, 25/68) ve "ey nefislerine zulmetmekte aşırıya giden kıllarım. Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin" ayetleri nazil oldu (Zümer, 39/53).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 322, /71
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, rahmetinden umut kesilmez
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ قَالَ حَدَّثَنِى سِمَاكٌ الْحَنَفِىُّ أَبُو زُمَيْلٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ خَيْبَرَ أَقْبَلَ نَفَرٌ مِنْ صَحَابَةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا فُلاَنٌ شَهِيدٌ فُلاَنٌ شَهِيدٌ حَتَّى مَرُّوا عَلَى رَجُلٍ فَقَالُوا فُلاَنٌ شَهِيدٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَلاَّ إِنِّى رَأَيْتُهُ فِى النَّارِ فِى بُرْدَةٍ غَلَّهَا أَوْ عَبَاءَةٍ." ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا ابْنَ الْخَطَّابِ اذْهَبْ فَنَادِ فِى النَّاسِ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ." قَالَ فَخَرَجْتُ فَنَادَيْتُ
"أَلاَ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
868, M000309
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ قَالَ حَدَّثَنِى سِمَاكٌ الْحَنَفِىُّ أَبُو زُمَيْلٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ خَيْبَرَ أَقْبَلَ نَفَرٌ مِنْ صَحَابَةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا فُلاَنٌ شَهِيدٌ فُلاَنٌ شَهِيدٌ حَتَّى مَرُّوا عَلَى رَجُلٍ فَقَالُوا فُلاَنٌ شَهِيدٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَلاَّ إِنِّى رَأَيْتُهُ فِى النَّارِ فِى بُرْدَةٍ غَلَّهَا أَوْ عَبَاءَةٍ." ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا ابْنَ الْخَطَّابِ اذْهَبْ فَنَادِ فِى النَّاسِ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ." قَالَ فَخَرَجْتُ فَنَادَيْتُ
"أَلاَ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ."
Tercemesi:
Bana Züheyr b. Harb, ona Haşim b. el-Kasım, ona İkrime b. Ammar, ona Simak el-Hanefî Ebu Zümeyl, ona Abdullah b. Abbas, ona Ömer b. Hattab (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hayber gününde Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bazıları gelip falanca şehittir demişlerdi. Sonunda bir adamın yanından geçmiş ve falanca da şehittir demişlerdi. Hz. Peygamber (sav); "hayır! Ben onu ganimetten izinsiz aldığı bir hırka sebebiyle cehennemde gördüm" buyurdu. Sonra şunları söyledi:
"Ey Hattab oğlu! Gidip insanlar arasında şunu duyur: İman etmeyenlerden başkası cennete giremez." Hz. Ömer (sav) şöyle dedi: Ben de gidip; "cennete iman edenlerden başkası giremez" diye insanlara ilan ettim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 309, /68
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Zümeyl Simak b. Velid el-Hanefî (Simak b. Velid)
4. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Şehit, Malını, ailesini ve canını korurken ölen şehittir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
871, M000312
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ وَأَبُو عَلْقَمَةَ الْفَرْوِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَلْمَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"إِنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ رِيحًا مِنَ الْيَمَنِ أَلْيَنَ مِنَ الْحَرِيرِ فَلاَ تَدَعُ أَحَدًا فِى قَلْبِهِ - قَالَ أَبُو عَلْقَمَةَ مِثْقَالُ حَبَّةٍ وَقَالَ عَبْدُ الْعَزِيزِ مِثْقَالُ ذَرَّةٍ - مِنْ إِيمَانٍ إِلاَّ قَبَضَتْهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî, ona Abdülaziz b. Muhammed ve Ebu Alkame el-Fervî, onlara Safvan b. Süleym, ona Abdullah b. Selman, ona babası, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki Allah Yemen tarafından ipekten daha latif bir rüzgâr gönderecek, bu rüzgâr (Ebu Alkame rivayetine göre) kalbinde bir miskal, (Abdülaziz rivayetine göre) zerre kadar iman olan her kişinin canını alacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 312, /69
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, alametleri
Kıyamet, rüzgarın kıyamet alameti olması
Sosyal katmanlar, Yemen (liler)
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الدُّؤَلِىِّ عَنْ سَالِمٍ أَبِى الْغَيْثِ مَوْلَى ابْنِ مُطِيعٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ - وَهَذَا حَدِيثُهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - عَنْ ثَوْرٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى خَيْبَرَ فَفَتَحَ اللَّهُ عَلَيْنَا فَلَمْ نَغْنَمْ ذَهَبًا وَلاَ وَرِقًا غَنِمْنَا الْمَتَاعَ وَالطَّعَامَ وَالثِّيَابَ ثُمَّ انْطَلَقْنَا إِلَى الْوَادِى وَمَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَبْدٌ لَهُ وَهَبَهُ لَهُ رَجُلٌ مِنْ جُذَامٍ يُدْعَى رِفَاعَةَ بْنَ زَيْدٍ مِنْ بَنِى الضُّبَيْبِ فَلَمَّا نَزَلْنَا الْوَادِىَ قَامَ عَبْدُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُلُّ رَحْلَهُ فَرُمِىَ بِسَهْمٍ فَكَانَ فِيهِ حَتْفُهُ فَقُلْنَا هَنِيئًا لَهُ الشَّهَادَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَلاَّ وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ إِنَّ الشَّمْلَةَ لَتَلْتَهِبُ عَلَيْهِ نَارًا أَخَذَهَا مِنَ الْغَنَائِمِ يَوْمَ خَيْبَرَ لَمْ تُصِبْهَا الْمَقَاسِمُ." قَالَ فَفَزِعَ النَّاسُ. فَجَاءَ رَجُلٌ بِشِرَاكٍ أَوْ شِرَاكَيْنِ. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَصَبْتُ يَوْمَ خَيْبَرَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"شِرَاكٌ مِنْ نَارٍ أَوْ شِرَاكَانِ مِنْ نَارٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
869, M000310
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الدُّؤَلِىِّ عَنْ سَالِمٍ أَبِى الْغَيْثِ مَوْلَى ابْنِ مُطِيعٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ - وَهَذَا حَدِيثُهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - عَنْ ثَوْرٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلَى خَيْبَرَ فَفَتَحَ اللَّهُ عَلَيْنَا فَلَمْ نَغْنَمْ ذَهَبًا وَلاَ وَرِقًا غَنِمْنَا الْمَتَاعَ وَالطَّعَامَ وَالثِّيَابَ ثُمَّ انْطَلَقْنَا إِلَى الْوَادِى وَمَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَبْدٌ لَهُ وَهَبَهُ لَهُ رَجُلٌ مِنْ جُذَامٍ يُدْعَى رِفَاعَةَ بْنَ زَيْدٍ مِنْ بَنِى الضُّبَيْبِ فَلَمَّا نَزَلْنَا الْوَادِىَ قَامَ عَبْدُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَحُلُّ رَحْلَهُ فَرُمِىَ بِسَهْمٍ فَكَانَ فِيهِ حَتْفُهُ فَقُلْنَا هَنِيئًا لَهُ الشَّهَادَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَلاَّ وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ إِنَّ الشَّمْلَةَ لَتَلْتَهِبُ عَلَيْهِ نَارًا أَخَذَهَا مِنَ الْغَنَائِمِ يَوْمَ خَيْبَرَ لَمْ تُصِبْهَا الْمَقَاسِمُ." قَالَ فَفَزِعَ النَّاسُ. فَجَاءَ رَجُلٌ بِشِرَاكٍ أَوْ شِرَاكَيْنِ. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَصَبْتُ يَوْمَ خَيْبَرَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"شِرَاكٌ مِنْ نَارٍ أَوْ شِرَاكَانِ مِنْ نَارٍ."
Tercemesi:
Bana Ebu Tâhir, ona İbn Vehb, ona Malik b. Enes, ona Sevr b. Zeyd ed-Dîlî, ona İbn Mutî'in azatlısı Salim Ebu'l-Ğays ona Ebu Hureyre (ra); (T)
Bize Kuteybe b. Said -bu onun hadisidir.- Ona Abdülaziz -b. Muhammed-, ona Sevr, ona Ebu'l-Ğays, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ile Hayber'e çıktık. Allah bize fetih nasip etti. Ganimet olarak altın veya gümüş bulamadık. Ganimet olarak eşya, yiyecek ve giyecekler vardı. Sonra Vadî'ye doğru hareket ettik. Rasulullah'ın (sav) yanında bir kölesi vardı. Bu köleyi ona Cüzâm kabilesinin Dubeyboğulları boyundan Rifa'a b. Zeyd adında bir adam vermişti. Vadide konakladığımız zaman Rasulullah'ın (sav) kölesi kalktı ve yükünü hazırlamaya başladı. Bu sırada kendisine bir ok isabet etti ve bu sebeple öldü. Bundan sonra biz ey Allah'ın Rasulü! Onun şehadeti mübarek olsun dedik. Rasulullah (sav); "hayır! Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Hayber savaşında dağıtılmamış ganimetler arasından aldığı hırka onun üzerinde alev alev yanmaktadır" buyurdu. Bunun üzerine insanların kalbine bir korku düştü. Bir adam bir veya iki adet pabuç tokası getirdi ve ey Allah'ın Rasulü! Bunu Hayber günü almıştım dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "ateşten bir pabuç tokası veya ateşten iki pabuç tokası" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 310, /69
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Hırsızlık
حَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتَ أُمُورًا كُنْتُ أَتَحَنَّثُ بِهَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ هَلْ لِى فِيهَا مِنْ شَىْءٍ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَسْلَمْتَ عَلَى مَا أَسْلَفْتَ مِنْ خَيْرٍ."
[وَالتَّحَنُّثُ التَّعَبُّدُ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
882, M000323
Hadis:
حَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتَ أُمُورًا كُنْتُ أَتَحَنَّثُ بِهَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ هَلْ لِى فِيهَا مِنْ شَىْءٍ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَسْلَمْتَ عَلَى مَا أَسْلَفْتَ مِنْ خَيْرٍ."
[وَالتَّحَنُّثُ التَّعَبُّدُ.]
Tercemesi:
Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakim b. Hizam şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav); cahiliye zamanında ibadet maksadıyla bazı iyi işler yapardım. Bunlar hakkında ne dersiniz? Onların bana bir yararı dokunur mu? diye sorduğunda ona; "önceden yaptığın iyiliklerle (birlikte) Müslüman oldun" diye cevap vermiştir.
[Hadiste geçen tehannüs kelimesi ibadet etmek anlamına gelir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 323, /71
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye
İbadet, ibadetlerin faydası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
884, M000325
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالاَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ ح
وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَشْيَاءَ كُنْتُ أَفْعَلُهَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ - قَالَ هِشَامٌ يَعْنِى أَتَبَرَّرُ بِهَا - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَسْلَمْتَ عَلَى مَا أَسْلَفْتَ لَكَ مِنَ الْخَيْرِ." قُلْتُ فَوَاللَّهِ لاَ أَدَعُ شَيْئًا صَنَعْتُهُ فِى الْجَاهِلِيَّةِ إِلاَّ فَعَلْتُ فِى الإِسْلاَمِ مِثْلَهُ.
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî bu isnatla rivayet etmiştir; (T)
Bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Muaviye, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve), ona Hakim b. Hizam şöyle rivayet etmiştir: Bir gün ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye zamanında yaptığım bazı şeyler vardı dedim. -Ravilerden Hişam şöyle demiştir: Hakim b. Hizam bu sözüyle yaptığım iyilikler vardı demek istiyor-. Rasulullah (sav) bana; "önceden yaptığın bu iyiliklerle müslüman oldun" buyurdu. Bunun üzerine ben; Allah'a yemin olsun ki, cahiliye devrinde yaptığım bu güzel işleri müslüman olduktan sonra da yapacağım dedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 325, /72
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye
İbadet, ibadetlerin faydası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
898, M000339
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنِ الْجَعْدِ أَبِى عُثْمَانَ فِى هَذَا الإِسْنَادِ
[حَدَّثَنَا أَبُو رَجَاءٍ الْعُطَارِدِىُّ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَرْوِى عَنْ رَبِّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى] بِمَعْنَى حَدِيثِ عَبْدِ الْوَارِثِ
[إِنَّ اللَّهَ كَتَبَ الْحَسَنَاتِ وَالسَّيِّئَاتِ ثُمَّ بَيَّنَ ذَلِكَ فَمَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كَامِلَةً وَإِنْ هَمَّ بِهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عِنْدَهُ عَشْرَ حَسَنَاتٍ إِلَى سَبْعِمِائَةِ ضِعْفٍ إِلَى أَضْعَافٍ كَثِيرَةٍ وَإِنْ هَمَّ بِسَيِّئَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كَامِلَةً وَإِنْ هَمَّ بِهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ سَيِّئَةً وَاحِدَةً.]
وَزَادَ "وَمَحَاهَا اللَّهُ وَلاَ يَهْلِكُ عَلَى اللَّهِ إِلاَّ هَالِكٌ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Cafer b. Süleyman, ona da Ebu Osman Ca'd bu isnad ile Abdulvâris'in hadisinin manasına uygun bir şekilde nakilde bulunmuştur.
(Ayrıca) "Allah onu siler. Hak edenden başkasını da Allah, helak etmez" ilavesinde bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 339, /74
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Ebu Osman Ca'd b. Dinar el-Yeşkurî (Ca'd b. Dinar)
4. Ebu Süleyman Cafer b. Süleyman ed-Duba'î (Cafer b. Süleyman)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Niyet, Zihin inşası
Sevap, sevap