4852 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr (el-Abdî) ve Muhammed b. Müsennâ (el-Anezî), onlara (Ebu Abbas) Vehb b. Cerir (el-Ezdî), ona babası (Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî), ona Muhammed b. İshak, ona (Ebu Bekir) Ebân (b. Salih el-Kuraşî), ona (Ebu Haccac) Mücahid (b. Cebr el-Kuraşî), ona da (Ebu Abdullah) Cabir b. Abdullah (el-Ensârî) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), abdest bozarken kıbleye dönmemizi yasaklamıştı. Fakat vefatından bir yıl önce kendisini kıbleye doğru [abdest bozarken] gördüm." Bu konuda Ebu Katade, Hz. Âişe ve Ammâr b. Yâsir'den hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi:"Bu konuda Cabir'in (ra) rivayet etiği hadis, hasen garib bir hadistir."
Açıklama: Hadis tarihinde hasen teriminin kullanımı ile özdeşleşen isim Sünen sahibi Tirmizi olmuştur. O, kimi zaman bu terimi tek başına kullanmamış, hasen'in yanına sahih, ceyyid, garib kimi ıstılahları da eklemiştir. Bu hadis için yaptığı hasen garîb tanımı ile o, rivayetin tek isnadla rivayet edilmiş olduğunu ve hasen seviyesine çıktığını belirtmek istemiştir. (Bk. Ahmet Yücel, Hadis Usulü, s. 172, İstanbul, 2015)
Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Veki’ (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Süleyman et-Teymî, ona da Ebu Hacib, Ğıfar oğullarından bir adamdan şöyle nakletmiştir: "Rasulullah (sav), kadının abdestinden artan su ile abdest almayı yasakladı." [Tirmizî: 'Bu konuda Abdullah b. Sercis’den nakledilen rivayet de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bazı fakihler, kadının abdest suyundan artan su ile abdest almayı mekruh görmüşlerdir. Ahmed ve İshâk’ın görüşleri bu doğrultudadır. Onlar kadının abdest suyundan artan suyu mekruh görürken, içtiği sudan kalan artıkta bir sakınca görmemişlerdir.]
Bize Muhammed b. Beşşar ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Ebu Davud (et-Tayâlisî), ona Şu’be (b. Haccâc), ona Asım (b. Süleyman), ona da Ebu Hacib, Hakem b. Amr el-Gıfarî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), erkeğin kadının abdest suyundan artan su ile -veya artığı ile [ravilerden biri hadisin lafzında şüphe ettiği için bu lafzı ilave ederek hadisi nakletmiştir]- abdest almasını yasakladı.” [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Ebu Hacib’in ismi, Sevade b. Asım’dır. (Ravilerden hocam) Muhammed b. Beşşâr, hadisi: 'Rasulullah (sav), erkeğin kadının abdest suyundan artan su ile abdest almasını yasakladı' lafzıyla nakletmiş ve hadisin lafzında şüphe etmemiştir.]
Bu hadisi (Ebu Abdurrahman Abdullah) b. Lehîa (el-Hadramî), ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim el-Kuraşî), ona da Ebu Katade (Haris b. Rib'î es-Sülemî) (ra) rivayet etmiştir. Buna göre Ebu Katade, Hz. Peygamber'i (sav) kıbleye doğru küçük abdestini bozarken görmüştür. Bize bu hadisi (Ebu Recâ) Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona da (Ebu Abdurrahman Abdullah) b. Lehîa (el-Hadramî) rivayet etmiştir. Cabir'in rivayet ettiği hadis, İbn Lehîa'nın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Çünkü İbn Lehîa, hadisçilere göre zayıftır. Yahya b. Said el-Kattân ve diğer hadisçiler, hafızası bakımından onu zayıf bulmuşlardır.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Ebu Şa'sâ (Cabir b. Zeyd), onada İbn Abbas, (Müminlerin Annesi) Meymûne'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) ve ben aynı kaptan birlikte cünüplük sebebiyle gusül abdesti alırdık. [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedimiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Fakihlerin genelinin görüşü bu hadise göredir; koca ve hanımının bir kaptan yıkanmasında bir sakınca olmadığı yönündedir (Tirmizî şöyle demiştir:) Bu konuda Ali, Aişe, Enes, Ümmü Hâni, Ümmü Subeyye e(l-Cühenîyye), Ümmü Seleme ve İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. (Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir:) Ebu Şa'sâ'nın adı. Cabir b. Zeyd'dir.]
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.