6725 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Mansur, ona Şihab b. Hiraş, ona da Şuayb b. Ruzeyk et-Taifi şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile sohbeti bulunup kendisine Hakem b. Hazn el-Külefî denilen bir adamın yanına oturdum. Şöyle anlatmaya başladı: Ben, Rasulullah'a (sav) heyet olarak gelen yedi ya da dokuz kişiden biriydim. Huzuruna girip, 'Ya Rasulullah! Seni ziyarete geldik. Allah'a bizim için hayır duada bulun' dedik. Bizim için hemen hurma getirilmesini emretti. -Ravilerden biri şüpheye düşüp 'فَأَمَرَ بِنَا' ifadesi yerine 'أَمَرَ لَنَا' demiştir. (Maddi) durum, o zamanlar sıkıntılıydı. Onun yanında günlerce kaldık. Cuma namazını Rasulullah (sav) ile beraber kıldık. O, bir âsâya ya da yaya dayanarak kalktı; Allah'a hamd etti ve O'nu kısa, hoş ve mübarek sözlerle övdü. Ardından, 'Ey insanlar! Sizler, emrolunduğunuz her şeye güç yetiremeyebilirsiniz' -(Ravilerden biri şüpheye düşüp) yapamazsınız dedi- Ancak, istikamet üzere olun ve ümidinizi kesmeyin' buyurdu." [(Sünen-i Ebû Davud'un kitap ravilerinden) Ebu Ali (el-Lü'lü'î), Ebû Davud'u şöyle derken işitmiştir: Bu hadisin bir kısmını bana bazı dostlarımız (ashâbinâ) hatırlattı. (Zira hadisin bir kısmı), kâğıttan silinmişti.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İmran, ona Katade, ona Abdürabbih, ona Ebu İyaz, ona da İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) (hutbeye çıkıp) şehadet kelimelerini söylediğinde şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hamd, Allah'adır. Ondan yardım diler, ondan bağışlanma talep ederiz. Nefislerimizin şerrinden (şurûr) Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet ettiğini saptıracak; onun saptırdığına da hidayet edecek yoktur. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. (Yine) şahitlik ederim ki Muhammed, onun kulu ve rasulüdür. Onu, kıyamet kopmadan hemen önce hak ile, uyarıcı ve müjdeleyici olarak göndermiştir. Allah'a ve onun rasulüne itaat eden doğruyu bulmuştur. Onlara isyan eden ise sadece kendine zarar verir, Allah'a hiçbir zarar veremez."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona da Husayn b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umâre b. Rüveybe, Bişr b. Mervan'ı cuma günü (minberde parmak aralarını açarak) dua ederken gördü. Bunun üzerine Umare 'Allah, o elleri kahretsin!' dedi. Bize Zâide, ona Husayn, ona da Umâre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) minberde (dua ederken) gördüm. Umâre, baş parmağını işaret parmağının yanında tutarak 'İşte şundan daha fazla parmaklarını açmıyordu' demiştir."
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Abdurrahman b. Muaviye, ona İbn Ebu Zübâb, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) ne minberinde ne de başka bir yerde ellerini (parmak aralarını) açarak dua ederken gördüm. Sehl, işaret parmağıyla baş ve orta parmağını birleştirerek 'Ancak işte sadece şöyle dua yaparken gördüm' demiştir."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Alâ b. Salih, ona Adî b. Sabit, ona Ebu Raşid, ona da Ammar b. Yasir şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), bizlere hutbeleri kısa tutmayı emretti."
Bize Mahmud b. Halid, ona Velid, ona Ebu Muaviye Şeyban, ona Simak b. Harb, ona da Cabir b. Semure es-Süvâî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), cuma günü vaazı uzun tutmazdı. Sözleri ancak birkaç kelime (idi)."
Açıklama: Mezkûr hatibin ifadeleri, anlaşılabildiği kadarıyla problemli değildir. Muhtemelen hatibin uslübu ve tarzı, Hz. Peygamber'in hoşuna gitmemişti.