10609 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona İbrahim b. Sa‘d, ona da Sa‘d, babasının (İbrahim b. Abdurrahman) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir gün, Abdurrahman b. Avf’a (ra) bir yemek getirildi. O 'Musab b. Umeyr –ki benden daha hayırlı idi- şehit edildi de kendisine kefen olarak sadece çizgili bir entari bulunabilmişti. Hamza (hadisin râvisi burada isim konusunda şüpheye düşüp) ya da bir başka adam, ki o da benden hayırlı idi, şehit edilmişti ve onun için de çizgili bir entari dışında bir kefen bulunamamıştı. Gerçekten ben, hoşumuza giden şeylerin bu dünya hayatında bize acilen verilmiş olmasından endişe etmekteyim' dedi ve sonra da ağlamaya başladı."
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona Saîd b. İbrahim, ona babası İbrahim şöyle rivayet etmiştir: Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir kaftan ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize verilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.
Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah’ın rızasına nail olmak ümidiyle Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek ise Allah’a aittir. Kimimiz ecrinden (bu dünyada) hiçbir şey yemeden öldü. Bunlardan birisi de Mus'ab b. Umeyr’dir. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimse şimdi o meyveleri devşirmektedir. (Mus'ab) Uhud günü şehid edildi de ona kefen olmak üzere bir bürdeden (çizgili bir entariden) başka şey bulamadık. Onu başı tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayakları tarafından örtecek olsak başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Nebi (sav) bizlere baş tarafından örtmemizi, ayaklarının üzerine de izhir denilen ottan koymamızı söyledi."
Bize Abdân ve Muhammed, onlara Abdullah, ona Asım b. Süleyman, ona Ebu Osman, ona da Üsame b. Zeyd (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah'ın (sav) kızı (Zeynep) Hz. Peygamber'e (sav): 'Oğlum ölüyor bize geliniz' diye haber gönderdi. Hz. Peygamber (sav) de kızına selam göndererek "Allah'ın aldığı ve verdiği her şey Allah'a aittir. Allah katında her şey için bir ömür belirlenmiştir. Ey kızım! Sabret ve bunun karşılığını ahirette bekle" diye cevap yolladı. Bu defa Zeynep, Hz. Peygamber'den (sav) mutlaka gelmesini istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalktı ve yanında da Sa'd b. Ubâde, Muaz b. Cebel, Übeyy b. Ka'b, Zeyd b. Sabit ve bazı insanlarla birlikte Zeyneb'in evine geldi. Çocuk Rasulullah'ın (sav) kucağına verildi. Çocuk can vermek üzereydi. Ravi 'çocuğun bedeni sanki su kırbası (tulumu) gibiydi, dedi. Rasulullah'ın (sav) gözleri yaşlarla doldu, taştı. Sa'd b. Ubâde 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu göz yaşı da nedir? dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bu, Allah'ın kullarının kalplerine yerleştirdiği merhamettir. Allah kullarından sadece merhametli olanlara merhamet eder."