10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdân, ona babası (Adem b. Ebu İyas), ona Şu'be, ona Katâde, ona Saîd b. Müseyyeb, ona İbn Ömer, ona da babasının (Ömer b. Hattab) (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle kabrinde azap görür." Abdüla'lâ, bu hadis ile aynı içerikte olmak üzere; "Bize Yezîd b. Zürey', ona Saîd b. Müseyyeb, ona Katâde" diyerek başka bir rivayet nakletmiştir. Âdem'in Şu'be'den naklettiği rivayet ise şöyledir: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle azap görür.
Açıklama: “Ta‘zîbü’l-meyyit” diye meşhur olan bu hadis, Hz. Peygamber'in niyâha diye bilinen yani câhiliye döneminde yasakladığı bir ağlayış şekline yöneliktir. İslâm’ın temel ilkelerine aykırı bir gelenek olan niyâha ağlayışının sergileneceği merasimi bizzat vasiyet eden kimselerin azap göreceğine dair bir hadistir, yoksa ölüsünün arkasından ağlayan Müslüman bireyin azap göreceğini ifade etmemektedir.
Bize Abdân, ona babası (Adem b. Ebu İyas), ona Şu'be, ona Katâde, ona Saîd b. Müseyyeb, ona İbn Ömer, ona da babasının (Ömer b. Hattab) (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle kabrinde azap görür." Abdüla'lâ, bu hadis ile aynı içerikte olmak üzere; "Bize Yezîd b. Zürey', ona Saîd b. Müseyyeb, ona Katâde" diyerek başka bir rivayet nakletmiştir. Âdem'in Şu'be'den naklettiği rivayet ise şöyledir: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle azap görür.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Adem b. Ebu İyas arasında inkita vardır.
Bize Abdân, ona babası (Adem b. Ebu İyas), ona Şu'be, ona Katâde, ona Saîd b. Müseyyeb, ona İbn Ömer, ona da babasının (Ömer b. Hattab) (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle kabrinde azap görür." Abdüla'lâ, bu hadis ile aynı içerikte olmak üzere; "Bize Yezîd b. Zürey', ona Saîd b. Müseyyeb, ona Katâde" diyerek başka bir rivayet nakletmiştir. Âdem'in Şu'be'den naklettiği rivayet ise şöyledir: "Ölen kişi, kendisi için yakılan ağıt sebebiyle azap görür."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdula'la b. Hammad arasında inkita vardır.
Bize İsmail b. Halil, ona Ali b. Müshir, ona Ebu İshak eş-Şeybânî, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) şöyle rivayet etmiştir: "Ömer (ra) yaralanınca, Suheyb 'Vah kardeşim!' diye hayıflanmaya başladı. Bunun üzerine Ömer 'Hz. Peygamber'in (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, geride kalanların ağlaması sebebiyle azap görür' buyurduğunu bilmiyor musun?' diyerek onu uyardı."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Veda Haccı'nın yapıldığı sene şiddetli bir ağrımdan dolayı Rasulullah (sav) beni ziyarete gelmişti. Kendisine, 'Ağrılarım çok arttı. Ben varlıklı bir kişiyim. Bana sadece bir tane kızım mirasçı olacak. Acaba malımın üçte ikisini tasadduk etsem mi?' diye sordum. 'Hayır!' buyurdular. 'Peki, yarısını?' diye sordum. 'Hayır!' dedi, ardından da, 'Üçte birini tasadduk edebilirsin. Gerçi üçte biri de büyük ya!' ya da 'çok ya! Şüphesiz varislerini zengin kimseler olarak geride bırakman, insanlara el açar vaziyette muhtaç kimseler olarak bırakmandan daha hayırlıdır. Kuşkusuz Allah rızası için ne infak edersen onun karşılığını mutlaka alırsın. Öyle ki eşinin ağzına koyduğun bir lokmanın bile!' buyurdular. Bunun üzerine, 'Ya Rasulallah! Arkadaşlarımın ardından (hicret edemeden) burada mı kalacağım?' diye sordum. Şöyle buyurdular; 'Şüphesiz sen, geride kalıp da salih bir amel işlediğinde mutlaka bu sayede bir derece artmış ve yükselmiş olacaksın. Sonra belki de sen geride kalacak ve bazı kavimler senden yararlanacak, diğer bazıları da senden zarar göreceklerdir. Allah'ım! Ashabıma hicretlerini tamamlamayı nasip eyle! Onları gerisin geriye döndürme! Fakat zor durumda olan, Sa'd b. Havle'dir." [Ravi dedi ki: "Rasulullah (sav) (bu sözüyle), (hicret edemeden) Mekke'de vefat edecek olan Sa'd b. Ebu Vakkas hakkındaki üzüntüsünü ifade ediyordu."]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hakem b. Musa arasında inkita vardır.
İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ömer vefat edince, söylediği hadisi Âişe’ye (r.anha) anlattığımda, o şöyle dedi: Allah (cc), Ömer’e rahmet etsin. Vallahi Rasulullah (sav) 'Allah (cc) ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle ölen mümine azap eder' buyurmamış, sadece 'Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır' buyurmuştur. Hz. Âişe 'Ayrıca bu konuda size (Hiçbir günahkar, bir başkasının günahını yüklenmez) (En'âm, 6/164) ayeti yeter' demiştir. Bu cevap karşısında İbn Abbas (Güldüren de ağlatan da ancak Allah'tır) ayetini okudu. İbn Ebu Müleyke 'Vallahi bu cevap karşısında İbn Ömer hiçbir şey söylemedi' demiştir.
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. B001286, B001287 numaralı hadisler.
Bize Ebu Nuaym, ona Said b. Ubeyd, ona Ali b. Rabîa, ona Muğire'nin (ra) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim adıma yalan söylemek başka biri adına yalan söylemek gibi değildir. Kim bile bile benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın." Muğire der ki: Yine Hz. Peygamber'i (sav) işittim şöyle buyurmuştur: "arkasından ağıt yakılan kimse, bu ağıttan dolayı azap görür."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölen kişilerin ardından) yüzlerini tokatlayan, yaka bağır yırtan ve cahiliye feryatlarıyla figan eden kişiler bizden değildir."