6725 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Amr b. Serh, ona Abdülmelik b. Ebu Kerime -İbn Serh şöyle dedi: İbn Ebu Kerime, müslümanların hayırlılarındandır.-, ona Ubeyd b. Sümame el-Muradî şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) ashabından Abdullah b. Haris b. Cez' ez-Zübeydî, Mısır'a bizim yanımıza geldi. Onu, Mısır Mescidi'nde (şunları) söylerken işittim: "Ben, bir evde Rasulullah'la birlikte altı kişinin altıncısı veya yedi kişinin yedincisi olarak bulunuyordum. Bilal geldi ve Rasulullah'a namaz vaktini bildirdi. Biz de çıktık ve tenceresi ateşte olan bir adama uğradık. Rasulullah o adama 'tencerendeki pişti mi?' diye sordu. Adam, anam babam sana feda olsun. Evet ya Rasulallah dedi. Rasulullah (sav), tencereden bir parça et aldı. Namaza tekbir alıp başlayıncaya kadar çiğnemeye devam etti. Ben de ona bakıyordum."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hubab, ona Mutî' b. Râşid, ona Tevbe el-Anberi, ona Enes b. Malik şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) süt içti. Ağzını çalkalamadan ve abdest almadan namaz kıldı." [Zeyd şöyle dedi: Bu hocayı bana, Şube tanıttı.]
Bize Şâz b. Feyyaz, ona Hişam ed-Destevâî, ona Katade b. Diame es-Sedûsî, ona Enes b. Malik şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) ashabı, yatsı namazını beklerlerdi. Hatta başları öne düşer, sonrasında abdest almadan namaz kılarlardı." [Ebu Davud şöyle dedi: Şube, Katâde'den naklen biz, Rasulullah zamanında, (yatsı namazını beklerken) başımız öne düşerdi' ibaresini ilave etmiştir.] [Katade'den farklı bir lafızla İbn Ebu Arûbe de, bu hadisi rivayet etmiştir.]
Bize Hayve b. Şurayh el-Hımsî -Ebu Davud'a başkaları da rivayet etti-, ona Bakiyye, ona Vezîn b. Ata, ona Mahfuz b. Alkame, ona Abdurrahman b. Aiz, ona da Ali b. Ebu Talib, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Dübürün bağı gözlerdir. Kim uyursa abdest alsın."
Bize Kuteybe b. Said, ona Abide b. Humeyd el-Hazzâ, ona Rukeyn b. Rabî' ona da Husayn b. Kabîsa Ali'den (ra) onun şöyle dediğini nakletmiştir: Ben, mezisi çok gelen biriydim. Bundan dolayı da her defasına yıkanıyordum. Öyle ki sırtım (ın derisi) çatladı. Bunun üzerine durumu Nebi'ye (sav) anlattım -veya birisi ona anlattı-. Rasulullah (sav) da şöyle buyurdu: "(Öyle) yapma. Meziyi gördüğünde, cinsel organını yıka ve namaz için abdest aldığın gibi abdest al. Meni çıktığında ise yıkan."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona babası, ona Hişam b. Urve, ona da babası, Ali b. Ebu Talib'den naklen, onun Mikdad'a dedim ki (diye başlayan) hadisinin manasını nakletti. [Ebu Davud şöyle dedi: Yine bu hadisi, Mufaddal b. Fedâle, bir grup, Sevrî, ve İbn Uyeyne Hişam’dan, o babasından, o da Ali b. Ebu Talib'ten" rivayet etmiştir. İbn İshâk da Hişam b. Urve'den, o babasından, o Mikdâd'dan o da Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiş ancak hayalarını ifadesini zikretmemiştir.]
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Nafi', ona Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: "Bir gece, Rasulullah (sav), meşgul olduğu için (yatsı namazını) geciktirdi. O kadar ki, biz mescitte uyuduk. Sonra uyandık, tekrar uyuduk. Uyandık, tekrar uyuduk. Nihayet Rasulullah yanımıza geldi ve 'sizden başka namazı bekleyen kimse yok' buyurdu."
Bize Musa b. İsmail ve Davud b. Şebib, onlara Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünanî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Yatsı namazı için kamet getirildiği esnada bir adam Ey Allah'ın Rasulü! Benim bir problemim var dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onunla baş başa konuştu. Konuşma o kadar uzadı ki cemaat veya bir kısmı uyuklamaya başladı. Daha sonra Hz. Peygamber, onlara namazı kıldırdı." [Sabit el-Bünânî, (Uyuklayanların) abdest alıp almadıkları ile ilgili herhangi bir şey zikretmedi.]
Bize Yezid b. Halid b. Yezid b. Abdullah b. Mevheb er-Remlî el-Hemdânî; (T) Bize Abdülaziz b. Yahya el-Harrânî, onlara Muhammed b. Seleme; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -bu hadisin lafzı Muhammed b. Seleme'ye aittir-, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, -Ebu Davud şöyle dedi: Yezid ve Abdülaziz rivayetlerinde Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Ebu Ümame b. Sehl demişlerdir-, ona Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Kim cuma günü gusleder, en güzel elbisesini giyer, varsa koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuzlarına basmadan gelir ve Allah'ın kendisine takdir ettiğini (tahiyyetü'l-mescit namazı) kılarsa, imam hutbe okuduğu andan namazını bitirinceye kadar susarsa, bu yaptıkları, bu cuma ile geçmiş cuma arasındaki günahları için kefaret olur." [Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin iki cuma arasındakilere ifadesine ilave olarak üç gün ziyadesiyle ifadesini de eklediğini belirtmiştir. Yine Ebu Hureyre'nin, çünkü haseneler on misli iledir dediğini nakletmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Muhammed b. Ebu Seleme'nin hadisi daha tamdır. Hammad, Ebu Hureyre'nin sözünü (ilavelerini) zikretmemiştir.]
Bize Musa b. İsmail ve Davud b. Şebib, onlara Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünanî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Yatsı namazı için kamet getirildiği esnada bir adam Ey Allah'ın Rasulü! Benim bir problemim var dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onunla baş başa konuştu. Konuşma o kadar uzadı ki cemaat veya bir kısmı uyuklamaya başladı. Daha sonra Hz. Peygamber, onlara namazı kıldırdı." [Sabit el-Bünânî, (Uyuklayanların) abdest alıp almadıkları ile ilgili herhangi bir şey zikretmedi.]