حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَأَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ قَالاَ و حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ قُتَيْبَةُ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَبِيعُ حَاضِرٌ لِبَادٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ طَلْحَةَ وَجَابِرٍ وَأَنَسٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَحَكِيمِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ وَعَمْرِو بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىِّ جَدِّ كَثِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَرَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16772, T001222
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَأَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ قَالاَ و حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ قُتَيْبَةُ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَبِيعُ حَاضِرٌ لِبَادٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ طَلْحَةَ وَجَابِرٍ وَأَنَسٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَحَكِيمِ بْنِ أَبِى يَزِيدَ عَنْ أَبِيهِ وَعَمْرِو بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىِّ جَدِّ كَثِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَرَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Kuteybe ve Ahmed b. Menî, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Köylü bir kişinin ürününü şehirli bir kişi satmasın [onun simsarlığını yapmasın]!" buyurdu.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin Talha, Câbir, Enes, İbn Abbas, Hakim b. Ebu Yezid de babasından, Kesir b. Abdullah'ın dedesi Amr b. Avf el-Müzenî ve başkaca bir sahabi daha hadisler nakletmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 13, 3/525
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, şehirlinin köylü adına simsarlık yapması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16800, T001228
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ وَعَفَّانُ وَسُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالُوا حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنْ بَيْعِ الْعِنَبِ حَتَّى يَسْوَدَّ وَعَنْ بَيْعِ الْحَبِّ حَتَّى يَشْتَدَّ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مَرْفُوعًا إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Ebu Velid, Affân ve Müslim b. Harb,onlara Hammad b. Seleme, ona Humeyd, ona da Hz. Enes'in (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) [olgunlaşıp] kararıncaya dek üzümün, [olgunlaşıp] sertleşinceye dek de hububat ürünlerinin satımını yasakladı.
Tirmizî şöye dedi: Bu, hasen garîb (tek tarikli) bir hadistir. Hammad b. Seleme dışında merfû olarak nakleden birini bilmiyoruz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 15, 3/530
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, üzüm ve hububatın olgunlaşmadan satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16848, T001240
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الأَشْعَثِ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الذَّهَبُ بِالذَّهَبِ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَالْفِضَّةُ بِالْفِضَّةِ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَالتَّمْرُ بِالتَّمْرِ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَالْبُرُّ بِالْبُرِّ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَالْمِلْحُ بِالْمِلْحِ مِثْلاً بِمِثْلٍ وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ مِثْلاً بِمِثْلٍ. فَمَنْ زَادَ أَوِ ازْدَادَ فَقَدْ أَرْبَى. بِيعُوا الذَّهَبَ بِالْفِضَّةِ كَيْفَ شِئْتُمْ يَدًا بِيَدٍ. وَبِيعُوا الْبُرَّ بِالتَّمْرِ كَيْفَ شِئْتُمْ يَدًا بِيَدٍ. وَبِيعُوا الشَّعِيرَ بِالتَّمْرِ كَيْفَ شِئْتُمْ يَدًا بِيَدٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَبِلاَلٍ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عُبَادَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ خَالِدٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَقَالَ « بِيعُوا الْبُرَّ بِالشَّعِيرِ كَيْفَ شِئْتُمْ يَدًا بِيَدٍ » . وَرَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ خَالِدٍ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الأَشْعَثِ عَنْ عُبَادَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْحَدِيثَ وَزَادَ فِيهِ قَالَ خَالِدٌ قَالَ أَبُو قِلاَبَةَ « بِيعُوا الْبُرَّ بِالشَّعِيرِ كَيْفَ شِئْتُمْ » فَذَكَرَ الْحَدِيثَ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ يَرَوْنَ أَنْ يُبَاعَ الْبُرُّ بِالْبُرِّ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ. وَالشَّعِيرُ بِالشَّعِيرِ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ. فَإِذَا اخْتَلَفَ الأَصْنَافُ فَلاَ بَأْسَ أَنْ يُبَاعَ مُتَفَاضِلاً إِذَا كَانَ يَدًا بِيَدٍ . وَهَذَا قَوْلُ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . قَالَ الشَّافِعِىُّ وَالْحُجَّةُ فِى ذَلِكَ قَوْلُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « بِيعُوا الشَّعِيرَ بِالْبُرِّ كَيْفَ شِئْتُمْ يَدًا بِيَدٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ كَرِهَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ تُبَاعَ الْحِنْطَةُ بِالشَّعِيرِ إِلاَّ مِثْلاً بِمِثْلٍ . وَهُوَ قَوْلُ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ. وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübârek, ona Süfyan, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kılâbe, ona Ebu Eş'as, ona da Ubâde b. Sâmit'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Altına karşılık altın, gümüşe karşılık gümüş, kuru hurmaya karşılık kuru hurma, buğdaya karşılık buğday, tuza karşılık tuz, arpaya karşılık arpa birbirine denk miktarda satılmalıdır. Kim (bu türden satışta) fazla verir veya fazla verilmesini talep ederse faize bulaşmış olur. Gümüşe karşılık altını peşin olmak kaydıyla dilediğiniz gibi satın. Kuru hurmaya karşılık buğdayı peşin olmak kaydıyla dilediğiniz gibi satın. Kuru hurmaya karşılık arpayı peşin olmak kaydıyla dilediğiniz gibi satın [cinsler değişikse peşin olmak kaydıyla miktar olarak birbirine denk olmaları gerekmez]." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin Ebu Said, Ebu Hureyre, Bilal ve Enes'ten de hadis nakledilmiştir. Ubâde'nin hadisi hasen sahihtir. Bir ravi bu hadisi Hâlid'den aynı isnatla (bu rivayetten metnen farklı olarak) "Arpa karşılığı buğdayı peşin olmak kaydıyla dilediğiniz gibi satın" diye nakletti. Bir başkası bu hadisi Hâlid'den, o Ebu Kılâb'dene, o Ebu Eş'as'tan, o Ubâde'den, o da Rasulullah'tan (sav) nakletmekle birlikte ayrıca "Hâlid 'Ebu Kılâbe 'Arpaya karşılık buğdayı dilediğiniz gibi satın...' dedi.' dedi." diye eklemiştir. Alimler bu hadisle amel etmektedirler. Buğdaya karşılık buğdayın, arpaya karşılık arpanın birbirine denk miktarda olmadıkça satımına cevaz vermemektedirler. Akit esnasında teslimatın yapılması şartıyla farklı cinsten şeylerin biri diğerinden miktarca fazla olacak şekilde satımında sakınca görmemişlerdir. Sahabe ve onlardan sonraki alimlerin çoğunun görüşü budur. Nitekim Süfyan es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Râhûye de bu görüştedir. Şâfiî "Bu hususta delilimiz Rasulullah'ın (sav) 'Akit esnasında karşılıklı teslimatı gerçekleştirmek kaydıyla buğdaya karşılık arpayı istediğiniz gibi satın.' sözüdür." dedi. Bazı alimler birbirine denk miktarda olmadıkça arpaya karşılık buğdayın satımına cevaz vermemişlerdir. Nitekim Mâlik b. Enes'in görüşü böyledir. Birinci görüş daha doğrudur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 23, 3/541
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Ebu Eş'as Şurahîl b. Âde es-San'ani (Şurahîl b. Şurahbil b. Küleyb b. Âde)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
7. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17924, T001248
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَهُوَ الْبَجَلِىُّ الْكُوفِىُّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا زُرْعَةَ بْنَ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَتَفَرَّقَنَّ عَنْ بَيْعٍ إِلاَّ عَنْ تَرَاضٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona Yahya b. Eyyub el-Becelî el-Kûfî, ona Ebu Zür'a b. Amr b. Cerîr, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) "[Alıcı ve satıcı] karşılıklı rıza göstermedikçe birbirlerinden/pazarlık yapılan yerden ayrılmasınlar." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu garib bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 27, 3/551
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. ibn Ebu Züra Yahya b. Eyyüb el-Ceriri (Yahya b. Eyyub b. Ebu Züra b. Amr)
4. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
5. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
Ahlak, ticaret ahlakı
Ticaret
TİCARET HAYATI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16813, T001231
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ : قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعَتَيْنِ فِى بَيْعَةٍ . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَابْنِ عُمَرَ وَابْنِ مَسْعُودٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ وَقَدْ فَسَّرَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالُوا بَيْعَتَيْنِ فِى بَيْعَةٍ . أَنْ يَقُولَ أَبِيعُكَ هَذَا الثَّوْبَ بِنَقْدٍ بِعَشَرَةٍ وَبِنَسِيئَةٍ بِعِشْرِينَ وَلاَ يُفَارِقُهُ عَلَى أَحَدِ الْبَيْعَيْنِ فَإِذَا فَارَقَهُ عَلَى أَحَدِهِمَا فَلاَ بَأْسَ إِذَا كَانَتِ الْعُقْدَةُ عَلَى وَاحِدٍ مِنْهُمَا . قَالَ الشَّافِعِىُّ وَمِنْ مَعْنَى نَهْىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعَتَيْنِ فِى بَيْعَةٍ أَنْ يَقُولَ أَبِيعُكَ دَارِى هَذِهِ بِكَذَا عَلَى أَنْ تَبِيعَنِى غُلاَمَكَ بِكَذَا. فَإِذَا وَجَبَ لِى غُلاَمُكَ وَجَبَ لَكَ دَارِى . وَهَذَا يُفَارِقُ عَنْ بَيْعٍ بِغَيْرِ ثَمَنٍ مَعْلُومٍ وَلاَ يَدْرِى كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا عَلَى مَا وَقَعَتْ عَلَيْهِ صَفْقَتُهُ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Abde b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) bir alışveriş akdinde iki alışveriş akdini yasaklamıştır.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya dair Abdullah b. Amr, İbn Ömer ve İbn Mesud'dan da hadis nakledilmiştir. Ebu Hureyre'nin (bu) hadisi, hasen sahihtir. Alimler bu hadisle amel etmektedirler. Bazı alimler 'bir alışveriş akdinde iki alışveriş akdi' sözünü kişinin "Sana bu elbiseyi peşin fiyatına on [liraya], taksitli yirmi [liraya] satıyorum." deyip iki satıştan birini belirlemeksizin satışın gerçekleştirilmesidir. İki fiyattan birini tayin edip satışın gerçekleştirilmesinde sakınca yoktur." demişlerdir. Şâfiî "Rasulullah'ın (sav) bir satışta iki satış akdini yasaklamasının anlamlarından biri de kişinin 'bana köleni şu kadar meblağa satman şartıyla sana bu evimi şu kadar meblağa satıyorum' demesidir. Sen köleni bana sattığında ben de evimi sana sattım demektir.' demesidir. Bu [yani müşteri satıcıdan], fiyatı belirlenmemiş bir alışveriş üzere ayrılmaktadır. Oysaki hiçbiri pazarlığın hangi fiyat üzere gerçekleştiğini bilmemektedir." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 18, 3/533
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, bir satışta iki satış şeklinin yasaklanm.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17957, T001253
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ بَاعَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَعِيرًا وَاشْتَرَطَ ظَهْرَهُ إِلَى أَهْلِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ جَابِرٍ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ . يَرَوْنَ الشَّرْطَ فِى الْبَيْعِ جَائِزًا إِذَا كَانَ شَرْطًا وَاحِدًا . وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ يَجُوزُ الشَّرْطُ فِى الْبَيْعِ وَلاَ يَتِمُّ الْبَيْعُ إِذَا كَانَ فِيهِ شَرْطٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Vekî, ona Zekeriya, ona Şa'bî, ona da Câbir'in naklettiğine göre o (Câbir) Rasulullah'a (sav) binme hakkı kendi ailesinde olmak şartıyla bir deve satmıştır.
Tirmizî şöyle dedi: Bu hasen sahih bir hadistir. Câbir'den birçok tarikten nakledilmiştir. Sahabe ve sonraki kuşaklardan bazı alimler bu hadise göre amel etmektedirler. Bir adet olmak kaydıyla alışverişte şart koşmayı caiz görmektedirler. Ahmed [b. Hanbel] ve İshak [b. Rahûye'nin] görüşü böyledir. Bazı alimler ise alışverişte şart koşmanın caiz olmadığı ve şart koşulduğu takdirde alışverişin geçersiz olacağı görüşünü savunmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 30, 3/554
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Zekeriyya b. Ebu Zâide el-Vâdiî (Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Fîruz)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Ticaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16833, T001235
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ وَعَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْخُزَاعِىُّ الْبَصْرِىُّ أَبُو سَهْلٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ يُوسُفَ بْنِ مَاهَكَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ قَالَ: نَهَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أَبِيعَ مَا لَيْسَ عِنْدِى . قَالَ أَبُو عِيسَى وَرَوَى وَكِيعٌ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ يُوسُفَ بْنِ مَاهَكَ. وَرِوَايَةُ عَبْدِ الصَّمَدِ أَصَحُّ . وَقَدْ رَوَى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ عَنْ يُوسُفَ بْنِ مَاهَكَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عِصْمَةَ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِل . كَرِهُوا أَنْ يَبِيعَ الرَّجُلُ مَا لَيْسَ عِنْدَهُ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Ebu Sehl Abde b. Abdulmelik el-Huzâî el-Basrî ve birkaç kişi daha, onlara Abdussamed b. Abdulvâris, ona Yezid b. İbrahim, ona İbn Sîrîn, ona Eyyub, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Hakîm b. Hizâm naklettiğine göre o (Hakîm) "Rasulullah (sav) elimin altında olmayan bir şeyi satmamı yasakladı." demiştir.
Tirmizî şöyle dedi: Vekî, bu hadisi Yezid b. İbrahim'den, o İbn Sîrîn'den, o Eyyub'dan, o da Hakîm b. Hizâm'dan nakledip [Eyyub ile Hakîm arasında] Yusuf b. Mâhek'i zikretmemiştir. Abdussamed'in rivayeti daha sahihtir. Yahya b. Ebu Kesir ise bu hadisi Ya'lâ b. Hakîm'den, o Yusuf b. Mâhek'ten, o Abdullah b. İsmet'ten, o Hakîm b. Hizâm'dan, o da Rasulullah'tan (sav) nakletmiştir. Alimlerin çoğu bu hadise göre amel etmektedirler. Bir kişinin elinin altında olmayan bir şeyi satmasına cevaz vermiyorlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 19, 3/536
Senetler:
1. Hakîm b. Hizam el-Kuraşî (Hakîm b. Hizam b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay b. Kilab)
2. Yusuf b. Mâhek el-Fârisi (Yusuf b. Mâhek b. Behzâz)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
5. Yezid b. İbrahim et-Tüsteri (Yezid b. İbrahim)
6. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
7. Ebu Sehl Abde b. Abdullah el-Huzâî (Abde b. Abdullah b. Abde)
Konular:
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ جَاءَ عَبْدٌ فَبَايَعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْهِجْرَةِ وَلاَ يَشْعُرُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ عَبْدٌ فَجَاءَ سَيِّدُهُ يُرِيدُهُ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِعْنِيهِ » . فَاشْتَرَاهُ بِعَبْدَيْنِ أَسْوَدَيْنِ ثُمَّ لَمْ يُبَايِعْ أَحَدًا بَعْدُ حَتَّى يَسْأَلَهُ أَعَبْدٌ هُوَ. قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ جَابِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُ لاَ بَأْسَ بِعَبْدٍ بِعَبْدَيْنِ يَدًا بِيَدٍ . وَاخْتَلَفُوا فِيهِ إِذَا كَانَ نَسِيئًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16841, T001239
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ جَاءَ عَبْدٌ فَبَايَعَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْهِجْرَةِ وَلاَ يَشْعُرُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ عَبْدٌ فَجَاءَ سَيِّدُهُ يُرِيدُهُ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « بِعْنِيهِ » . فَاشْتَرَاهُ بِعَبْدَيْنِ أَسْوَدَيْنِ ثُمَّ لَمْ يُبَايِعْ أَحَدًا بَعْدُ حَتَّى يَسْأَلَهُ أَعَبْدٌ هُوَ. قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ جَابِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُ لاَ بَأْسَ بِعَبْدٍ بِعَبْدَيْنِ يَدًا بِيَدٍ . وَاخْتَلَفُوا فِيهِ إِذَا كَانَ نَسِيئًا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Ebu Zübeyr, ona da Câbir şunları nakletmiştir:
[Bir gün] bir köle gelip Rasulullah'a (sav) hicret etmek üzere biat etti. Ancak Rasulullah (sav) onun köle olduğunu bilmiyordu. Ardından efendisi gelip onu götürmek istedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Onu bana sat!" dedi. [Adam kabul edince de] iki siyahi köle karşılığı onu satın aldı. Bundan sonra (Rasulullah -sav-) köle olup olmadığını sormadan hiç kimseden biat almadı.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuda Enes'ten de hadis nakledilmiştir. Câbir'in hadisi hasen sahih bir hadistir. Alimler bu hadise göre amel etmektedirler. Peşin olmak kaydıyla iki köleye karşılık bir kölenin satılmasında sakınca görmemişlerdir. Vadeli satımında ise ihtilaf etmişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 22, 3/540
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا أَوْ يَخْتَارَا » . قَالَ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا ابْتَاعَ بَيْعًا وَهُوَ قَاعِدٌ قَامَ لِيَجِبَ لَهُ الْبَيْعُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ وَحَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَسَمُرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ. وَقَالُوا الْفُرْقَةُ بِالأَبْدَانِ لاَ بِالْكَلاَمِ . وَقَدْ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا » . يَعْنِى الْفُرْقَةَ بِالْكَلاَمِ . وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ لأَنَّ ابْنَ عُمَرَ هُوَ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَعْنَى مَا رَوَى. وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُوجِبَ الْبَيْعَ مَشَى لِيَجِبَ لَهُ. و هكذا و رُوى عن أبي برزة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17910, T001245
Hadis:
حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « الْبَيِّعَانِ بِالْخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا أَوْ يَخْتَارَا » . قَالَ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا ابْتَاعَ بَيْعًا وَهُوَ قَاعِدٌ قَامَ لِيَجِبَ لَهُ الْبَيْعُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ وَحَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَسَمُرَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ. وَقَالُوا الْفُرْقَةُ بِالأَبْدَانِ لاَ بِالْكَلاَمِ . وَقَدْ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا » . يَعْنِى الْفُرْقَةَ بِالْكَلاَمِ . وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ لأَنَّ ابْنَ عُمَرَ هُوَ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَعْنَى مَا رَوَى. وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ كَانَ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُوجِبَ الْبَيْعَ مَشَى لِيَجِبَ لَهُ. و هكذا و رُوى عن أبي برزة.
Tercemesi:
Bize Vâsıl b. Abdula'lâ el-Kûfî, ona İbn Fudayl, ona Yahya b. Said, ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Alıcı ve satıcı pazarlık yapılan mekandan ayrılmadıkça veya [alışveriş akdinin fesh edilemeyeceği yönünde bir kararı] tercih etmedikçe [her ikisi de alışverişten] cayma hakkına sahiptirler." buyurmuştur. [Nâfi dedi ki] İbn Ömer bir şey satın aldığında oturuyorsa akdin gerçekleşmesi için oturduğu yerden kalkıyordu.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin Ebu Berze, Hakîm b. Hizâm, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Amr, Semura ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. İbn Ömer'in bu hadisi hasen sahihtir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardan bazı alimler bu hadise göre amel etmektedirler. Şâfiî, Ahmed [b. Hanbel] ve İshak [b. Râhûye'nin] görüşü de budur. Onlar "Ayrılmak söz ile değil, beden ile gerçekleşir." görüşündedirler. Bazı alimler Hz. Peygamberin (sav) "ayrılmadıkça" sözünü "söz ile ayrılmak" olarak anlamışlardır. Ancak birinci görüş daha doğrudur. Çünkü bu hadisi Rasulullah'tan (sav) İbn Ömer nakletmiştir ve naklettiği hadisin anlamını en iyi o bilir. Ayrıca [İbn Ömer'in] alışveriş akdinin gerçekleşmesini istediğinde yürüdüğü [ve pazarlık yaptığı mekandan uzaklaştığı da] nakledilmiştir. Ebu Berze'den de böyle nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 26, 3/547
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Vasıl b. Abdulala el-Esedi (Vasıl b. Abdulala b. Hilal)
Konular:
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Ticaret
Ticaret, muhayyerlik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17979, T001256
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا أَرَادَتْ أَنْ تَشْتَرِىَ بَرِيرَةَ . فَاشْتَرَطُوا الْوَلاَءَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اشْتَرِيهَا فَإِنَّمَا الْوَلاَءُ لِمَنْ أَعْطَى الثَّمَنَ أَوْ لِمَنْ وَلِىَ النِّعْمَةَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . قَالَ وَمَنْصُورُ بْنُ الْمُعْتَمِرِ يُكْنَى أَبَا عَتَّابٍ . حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْعَطَّارُ الْبَصْرِىُّ عَنْ بْنِ الْمَدِينِىِّ قَالَ سَمِعْتُ يَحْيَى بْنَ سَعِيدٍ يَقُولُ إِذَا حُدِّثْتَ عَنْ مَنْصُورٍ فَقَدْ مَلأْتَ يَدَكَ مِنَ الْخَيْرِ لاَ تُرِدْ غَيْرَهُ . ثُمَّ قَالَ يَحْيَى مَا أَجِدُ فِى إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ وَمُجَاهِدٍ أَثْبَتَ مِنْ مَنْصُورٍ . قَالَ وَأَخْبَرَنِى مُحَمَّدٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى الأَسْوَدِ قَالَ: قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ مَنْصُورٌ أَثْبَتُ أَهْلِ الْكُوفَةِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, oan Mansur, ona İbrahim, ona Esved, ona da Hz. Aişe'nin (ra) naklettiğine göre o (Hz. Aişe) Berîre'yi satın almak istemiş. [Satanlar] da velâ hakkının [yani azadlı kölenin miras hakkının] kendilerinde kalmasını şart koşmuşlar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Onu satın al. Velâ hakkı satın alıp azad edene aittir." buyurmuş.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin İbn Ömer'den de hadis nakledilmiştir. Hz. Aişe'nin hadisi hasen sahihtir. Alimler de bu hadise göre amel etmektedirler. Mansur b. Mu'temir'in künyesi ise Ebu Attâb'dır. Bize Ebu Bekr el-Attâr el-Basrî, ona da İbn Medînî'nin naklettiğine göre Yahya b. Said "Eğer Mansur'un rivayetlerini elde etmişsen eline çok fazla hayır geçmiş demektir. Başkasının peşine düşme!" demiştir.
Daha sonra Yahya "İbrahim en-Nehaî ve Mücâhid'den hadis nakleden ravilerin hafızası en kuvvetli ve rivayetleri en sağlam olanı Mansur'dur." dedi. Bize Muhammed [b. İsmail el-Buhârî], ona da Abdullah b. Ebu Esved'in naklletiğine göre Abdurrahman b. Mehdi "Kufeli ravilerin hafıza ve titizlik açısından en iyisi Mansur'dur." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 33, 3/557
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölenin velayeti
Yargı, miras Hukuku