Öneri Formu
Hadis Id, No:
18045, T001267
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ مَعْمَرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ فضْلَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ يَحْتَكِرُ إِلاَّ خَاطِئٌ » . فَقُلْتُ لِسَعِيدٍ يَا أَبَا مُحَمَّدٍ إِنَّكَ تَحْتَكِرُ . قَالَ وَمَعْمَرٌ قَدْ كَانَ يَحْتَكِرُ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَإِنَّمَا رُوِىَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ أَنَّهُ كَانَ يَحْتَكِرُ الزَّيْتَ وَالْحِنْطَةَ وَنَحْوَ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَعَلِىٍّ وَأَبِى أُمَامَةَ وَابْنِ عُمَرَ . وَحَدِيثُ مَعْمَرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ كَرِهُوا احْتِكَارَ الطَّعَامِ . وَرَخَّصَ بَعْضُهُمْ فِى الاِحْتِكَارِ فِى غَيْرِ الطَّعَامِ . وَقَالَ ابْنُ الْمُبَارَكِ لاَ بَأْسَ بِالاِحْتِكَارِ فِى الْقُطْنِ وَالسَّخْتِيَانِ وَنَحْوِ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ma'mer b. Abdullah b. Fadle'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Günahkar kişiden başkası [fiyat artışı sağlayıp daha fazla kazanç elde etmek için ekonomik kriz ve pahalılık zamanlarında] stokçuluk yapmaz." buyurmuştur. [Muhammed b. İbrahim] "Said (b. Müseyyeb'e) 'Ebu Muhammed! [Ama] sen [bazı şeyleri] stokluyorsun' dedim. O da 'Ma'mer de stokluyordu' diye yanıt verdi." dedi.
Tirmizî şöyle dedi: Said b. Müseyyeb'den zeytin yağı ve buğday gibi şeyleri stokladığı nakledilmiştir. Bu konuya ilişkin Hz. Ömer, Hz. Ali, Ebu Ümâme ve İbn Ömer'den de hadis nakledilmiştir. Ma'mer'den nakledilen bu hadis hasen sahihtir. Alimler de bu hadisle amel etmektedirler: Yiyecek ürünlerinin pahalılık dönemlerinde fiyat artışı sağlayıp daha fazla kazanç elde etmek amacıyla stoklanmasına cevaz vermemektedirler. Bazı alimler ise yiyecek ürünleri dışındaki şeylerin stoklanmasına cevaz vermişlerdir. [Nitekim] İbn Mübârek "Pamuk, tabaklanmış keçi derisi gibi [yenilmeyen] şeyleri stoklamada sakınca yoktur." demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 40, 3/567
Senetler:
1. Mamer b. Ebu Mamer el-Kuraşi (Mamer b. Abdullah b. Nafi b. Nadle b. Avf)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Ahlak, ticaret ahlakı
Karaborsa, ihtikar (stokçuluk), hükümleri
Ticaret, ticaret
Açıklama: Avn b. Abdullah ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18058, T001270
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ عَوْنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا اخْتَلَفَ الْبَيِّعَانِ فَالْقَوْلُ قَوْلُ الْبَائِعِ وَالْمُبْتَاعُ بِالْخِيَارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ مُرْسَلٌ عَوْنُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ لَمْ يُدْرِكِ ابْنَ مَسْعُودٍ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَذَا الْحَدِيثُ أَيْضًا. وَهُوَ مُرْسَلٌ أَيْضًا . قَالَ أَبُو عِيسَى قَالَ إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قُلْتُ لأَحْمَدَ إِذَا اخْتَلَفَ الْبَيِّعَانِ وَلَمْ تَكُنْ بَيِّنَةٌ قَالَ الْقَوْلُ مَا قَالَ رَبُّ السِّلْعَةِ أَوْ يَتَرَادَّانِ . قَالَ إِسْحَاقُ كَمَا قَالَ . وَكُلُّ مَنْ كَانَ الْقَوْلُ قَوْلَهُ فَعَلَيْهِ الْيَمِينُ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَكَذَا رُوِىَ عَنْ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنَ التَّابِعِينَ. مِنْهُمْ شُرَيْحٌ وَغَيْرُهُ نَحْوُ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Süfyan, ona İbn Aclân, ona Avn b. Abdullah, ona da İbn Mesud'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Alıcı ile satıcı [alışveriş akdinde belirlenen fiyat konusunda] anlaşmazlığa düşerse satıcının sözü dikkate alınır, alıcı da [alışveriş akdini satıcının iddia ettiği fiyat üzerinden devam ettirme veya vazgeçme konusunda] serbest bırakılır." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu, mürsel (munkatı) bir hadistir. Çünkü Avn b. Abdullah, İbn Mesud'la görüşmemiştir. Bu hadisi Kasım b. Abdurrahman, İbn Mesud'dan merfû olarak nakletmiştir. Ancak bu tarik de mürsel/munkatıdır. İshak b. Mansur şöyle demiştir: "Ahmed b. Hanbel'e 'Şayet alıcı ile satıcı anlaşmazlığa düşer, iki tarafın da delili olmazsa ne yapılı?' diye sordum. O da 'Satıcının sözü dikkate alınır. Ya da alış veriş akdini fesh ederler.' dedi.". İshak b. Râhûye de aynı görüştedir. [Bu gibi durumlarda] sözü dikkate alınan kişi yemin etmekle yükümlüdür. Şureyh ve başkalarının da aralarında yer aldığı bazı tâbiûn alimlerinden bu görüş nakledilmiştir.
Açıklama:
Avn b. Abdullah ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 43, 3/570
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Avn b. Abdullah el-Hüzeli (Avn b. Abdullah b. Utbe b. Mesud)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ticaret, muhayyerlik
Yargı, Ticari ihtilaflarda yemine başvurmak
Açıklama: Bazı alimler "muhâkale"yi "buğday karşılığı tarlayı kiraya/icar verme" diye, bazıları "ekinin belirli bir miktarına karşılık tarlayı kiraya verme" diye, bazıları "biçilmemiş buğdayı [derilmiş içeri konulmuş hazır] buğday karşılığı satmak" diye, bazıları da "olgunlaşmadan önce biçilmemiş buğdayı satmak" diye tarif etmişlerdir. bkz. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd (Şamile online arayüzü), IX, 188, 194. Müzabene ise fukahanın çoğunluğuna göre dalındaki yaş hurmanın, kuruyunca ne kadar geleceğini tahminen kestirmek suretiyle belirlenen ölçüye denk miktarda kuru hurma karşılığı satılmasıdır. Diğer tarifler mutlaktır, hurma kaydı bulunmamaktadır. bkz. el-Mevsûatu'l-fıkhiyye, Kuveyt: 1987, IX, 139. "Muhabera" ise bazı alimlere göre tohum araziyi icar alan kişiye ait olmak üzere yapılan ürün ortaklığına dayalı akittir. Müzaraa ise tohum tarla sahibine ait olmak üzere yapılan ürün ortaklığına dayalı akittir. Bazı alimler ise ikisinin de aynı anlamda olduğunu savunmuşlardır. Böylece muhaberaya bir geniş bir de dar bir anlam yüklenmektedir. Ancak İmam Râfiî ve İmam Nevevî ikisinin farklı akitler olduğunu vurgulamışlardır. Mahsül ortaklığına dayalı arazi kiralamanın cevazına ilişkin farklı görüşler vardır. bkz. İmam Nevevî (r.h), Ravdatu't-tâlibîn ve umdetu'l-müftîn, Beyrut: el-Mektebu'l-İslâmî, 1991, V, 168. Sünyâ ise "sana bazısı hariç bu sürüyü sattım" şeklinde bir şeyin belirlenmemiş bir bölümünü istisna ederek satış akdi yapmaktır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18127, T001290
Hadis:
حَدَّثَنَا زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ الْبَغْدَادِىُّ أَخْبَرَنَا عَبَّادُ بْنُ الْعَوَّامِ قَالَ أَخْبَرَنِى سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنِ الْمُحَاقَلَةِ وَالْمُزَابَنَةِ وَالْمُخَابَرَةِ وَالثُّنْيَا إِلاَّ أَنْ تُعْلَمَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ .
Tercemesi:
Bize Ziyâd b. Eyyub el-Bağdâdî, ona Abbâd b. Avvâm, ona Süfyan b. Hüseyin, ona Yunus b. Ubeyd, ona Atâ, ona da Câbir'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) muhâkale, müzâbene, muhâbere ve istisna edilen şeyin belirlenmiş olması dışında sünyâ alışverişini yasaklamıştır.
Tirmizî şöyle dedi: Bu hadis, Yunus b. Ubeyd'in Atâ'dan, onun da Câbir'den naklettiği tarik özelinde hasen sahih garib bir hadistir.
Açıklama:
Bazı alimler "muhâkale"yi "buğday karşılığı tarlayı kiraya/icar verme" diye, bazıları "ekinin belirli bir miktarına karşılık tarlayı kiraya verme" diye, bazıları "biçilmemiş buğdayı [derilmiş içeri konulmuş hazır] buğday karşılığı satmak" diye, bazıları da "olgunlaşmadan önce biçilmemiş buğdayı satmak" diye tarif etmişlerdir. bkz. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd (Şamile online arayüzü), IX, 188, 194. Müzabene ise fukahanın çoğunluğuna göre dalındaki yaş hurmanın, kuruyunca ne kadar geleceğini tahminen kestirmek suretiyle belirlenen ölçüye denk miktarda kuru hurma karşılığı satılmasıdır. Diğer tarifler mutlaktır, hurma kaydı bulunmamaktadır. bkz. el-Mevsûatu'l-fıkhiyye, Kuveyt: 1987, IX, 139. "Muhabera" ise bazı alimlere göre tohum araziyi icar alan kişiye ait olmak üzere yapılan ürün ortaklığına dayalı akittir. Müzaraa ise tohum tarla sahibine ait olmak üzere yapılan ürün ortaklığına dayalı akittir. Bazı alimler ise ikisinin de aynı anlamda olduğunu savunmuşlardır. Böylece muhaberaya bir geniş bir de dar bir anlam yüklenmektedir. Ancak İmam Râfiî ve İmam Nevevî ikisinin farklı akitler olduğunu vurgulamışlardır. Mahsül ortaklığına dayalı arazi kiralamanın cevazına ilişkin farklı görüşler vardır. bkz. İmam Nevevî (r.h), Ravdatu't-tâlibîn ve umdetu'l-müftîn, Beyrut: el-Mektebu'l-İslâmî, 1991, V, 168. Sünyâ ise "sana bazısı hariç bu sürüyü sattım" şeklinde bir şeyin belirlenmemiş bir bölümünü istisna ederek satış akdi yapmaktır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 55, 3/585
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Ticaret, yasak olan şekilleri
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْبَزَّازُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَصَابَ الْمُكَاتَبُ حَدًّا أَوْ مِيرَاثًا وَرِثَ بِحِسَابِ مَا عَتَقَ مِنْهُ » . وَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يُؤَدِّى الْمُكَاتَبُ بِحِصَّةِ مَا أَدَّى دِيَةَ حُرٍّ وَمَا بَقِىَ دِيَةَ عَبْدٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَهَكَذَا رَوَى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَى خَالِدٌ الْحَذَّاءُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ عَلِىٍّ قَوْلَهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ . وَقَالَ أَكْثَرُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمُ: الْمُكَاتَبُ عَبْدٌ مَا بَقِىَ عَلَيْهِ دِرْهَمٌ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18007, T001259
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْبَزَّازُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَصَابَ الْمُكَاتَبُ حَدًّا أَوْ مِيرَاثًا وَرِثَ بِحِسَابِ مَا عَتَقَ مِنْهُ » . وَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يُؤَدِّى الْمُكَاتَبُ بِحِصَّةِ مَا أَدَّى دِيَةَ حُرٍّ وَمَا بَقِىَ دِيَةَ عَبْدٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَهَكَذَا رَوَى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَى خَالِدٌ الْحَذَّاءُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ عَلِىٍّ قَوْلَهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ . وَقَالَ أَكْثَرُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمُ: الْمُكَاتَبُ عَبْدٌ مَا بَقِىَ عَلَيْهِ دِرْهَمٌ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah el-Bezzâz, ona Yezid b. Harun, ona Hammad b. Seleme, ona Eyyub, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Mükâtep köleye diyet veya miras hakkı doğarsa [azadlık için ödemesi gereken miktarın] ne kadarını ödemişse o oranda mirastan pay alır." buyurmuştur. Ayrıca Hz. Peygamber (sav) "Mükâtep kölenin diyeti, ödediği miktar oranınca hür kişinin diyeti, ödemediği miktar oranınca da köle diyeti olarak verilir" buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya ilişkin Ümmü Seleme'den de hadis nakledilmiştir. İbn Abbas'ın hadisi hasendir. Yahya b. Ebu Kesir, İkrime'den o da İbn Abbas'tan, o da Hz. Peygamber'den (sav) böyle nakletmiştir. Hâlid el-Hazzâ, İkrime'den, o da Hz. Ali'den mevkuf olarak nakletmiştir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardan bazı alimler bu hadise göre amel etmişlerdir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardaki alimlerin çoğu mükâtep kölenin [özgürlüğünü kazanması için ödemesi gereken maddi bedelin] son bir dirhemini dahi ödemedikçe köle sayılacağı görüşündedirler. Nitekim Şâfiî, Süfyan es-Sevrî, Ahmed ve İshak bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 35, 3/560
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Kölelik
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَخْطُبُ يَقُولُ « مَنْ كَاتَبَ عَبْدَهُ عَلَى مِائَةِ أُوقِيَّةٍ فَأَدَّاهَا إِلاَّ عَشْرَ أَوَاقٍ أَوْ قَالَ عَشَرَةَ دَرَاهِمَ ثُمَّ عَجَزَ فَهُوَ رَقِيقٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ : أَنَّ الْمُكَاتَبَ عَبْدٌ مَا بَقِىَ عَلَيْهِ شَىْءٌ مِنْ كِتَابَتِهِ . وَقَدْ رَوَى الْحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ نَحْوَهُ .{« مَنْ كَاتَبَ عَبْدَهُ عَلَى مِائَةِ أُوقِيَّةٍ فَأَدَّاهَا إِلاَّ عَشْرَ أَوَاقٍ أَوْ قَالَ عَشَرَةَ دَرَاهِمَ ثُمَّ عَجَزَ فَهُوَ رَقِيقٌ »} قال ابو عيسى هذا حديث حسن غريب. والعمل عليه عند أكثر أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه و سلم و غيرهم أن المكاتب عبد ما بقي عليه شيئ من كتابته. وقد روى الحجاج ابن أرطاة عن عمرو بن شعيب نحوه.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18016, T001260
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى أُنَيْسَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَخْطُبُ يَقُولُ « مَنْ كَاتَبَ عَبْدَهُ عَلَى مِائَةِ أُوقِيَّةٍ فَأَدَّاهَا إِلاَّ عَشْرَ أَوَاقٍ أَوْ قَالَ عَشَرَةَ دَرَاهِمَ ثُمَّ عَجَزَ فَهُوَ رَقِيقٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ : أَنَّ الْمُكَاتَبَ عَبْدٌ مَا بَقِىَ عَلَيْهِ شَىْءٌ مِنْ كِتَابَتِهِ . وَقَدْ رَوَى الْحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ نَحْوَهُ .{« مَنْ كَاتَبَ عَبْدَهُ عَلَى مِائَةِ أُوقِيَّةٍ فَأَدَّاهَا إِلاَّ عَشْرَ أَوَاقٍ أَوْ قَالَ عَشَرَةَ دَرَاهِمَ ثُمَّ عَجَزَ فَهُوَ رَقِيقٌ »} قال ابو عيسى هذا حديث حسن غريب. والعمل عليه عند أكثر أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه و سلم و غيرهم أن المكاتب عبد ما بقي عليه شيئ من كتابته. وقد روى الحجاج ابن أرطاة عن عمرو بن شعيب نحوه.
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdulvaris b. Said, ona Yahya b. Ebu Uneyse, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr'ın) naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Kim kölesiyle yüz okka ödemesine karşılık özgürlüğüne kavuşması üzere anlaşır, o da on okka hariç belirlenen fiyatı öder -[râvilerden biri] "veya on dirhem" dedi-, ancak kalanını ödeyemezse kölelikten kurtulamaz." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu garîb bir hadistir. Sahâbe ve sonraki kuşaklardaki alimlerin çoğu bu hadisle amel etmiştir: [Onlara göre] efendisiyle özgürlüğüne kavuşmak için belirli bir fiyat üzere anlaşan köle ödemesi gereken ücretin tamamını ödemedikçe köle sayılır. Haccâc b. Ertâh, Amr b. Şuayb'dan benzeri bir hadis nakletmiştir: "Kim kölesiyle yüz okka ödemesi şartıyla özgürlüğüne kavurması üzere anlaşır, o da on okka hariç -[ravilerden biri] "veya on dirhem" dedi- belirlenen fiyatı öder ama kalanını ödeyemezse kölelikten kurtulamaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 35, 3/561
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Yahya b. Ebu Enise el-Ğanevi (Yahya b. Zeyd)
5. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, üzerinde tasarruf
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18022, T001261
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ نَبْهَانَ مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا كَانَ عِنْدَ مُكَاتَبِ إِحْدَاكُنَّ مَا يُؤَدِّى فَلْتَحْتَجِبْ مِنْهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَمَعْنَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ عَلَى التَّوَرُّعِ . وَقَالُوا: لاَ يُعْتَقُ الْمُكَاتَبُ وَإِنْ كَانَ عِنْدَهُ مَا يُؤَدِّى حَتَّى يُؤَدِّىَ .
Tercemesi:
Bize Said b. Abdurrahman, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Nebhân Mevlâ Ümmü Seleme, ona da Ümmü Seleme'nin (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Birinizin özgürlüğüne kavuşması için belirli bir ücret karşılığı anlaşma yaptığı kölesi varsa ve o kölenin de belirlenen ücreti ödeyecek parası varsa [ödemeyi gerçekleştirmese bile] onun yanındayken tesettürüne dikkat etsin." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu hasen sahih bir hadistir. Alimlere göre bu hadiste kastedilen [vücup değil istihbabdır yani] takvalı davranılmasıdır. [Çünkü] onlara göre özgürlüğüne kavuşması için ödemesi gereken miktar kadar parası olsa bile gereken ücreti ödemedikçe anlaşmalı köle özgürlüğüne kavuşmuş olmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 35, 3/562
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Ebu Yahya Nebhan Mevla Ümmü Seleme (Nebhan)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Ubeydullah İbn Ebu Said Said b. Abdurrahman el-Kuraşi (Said b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18114, T001285
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ وَأَبُو عَامِرٍ الْعَقَدِىُّ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ مَخْلَدِ بْنِ خُفَافٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْخَرَاجَ بِالضَّمَانِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Osman b. Ömer ve Ebu Âmir el-Akadî, ona İbn Ebu Zi'b, ona Mahled b. Hufâf, ona Urve, ona da Hz. Aişe'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) [sonradan ortaya çıkan bir kusurdan ötürü alışveriş akdi iptal edildiği takdirde satın alınan hayvan, bahçe gibi bir maldan elde edilen yavru, meyve gibi] gelirlerin sorumluluk sahibine (yani müşteriye) ait olduğu yönünde hüküm verdi.
Tirmizî şöyle dedi: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bu hadis başka tariklerden de nakledilmiştir. Alimler bununla amel etmektedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 53, 3/581
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Mahled b. Hufaf el-Ğıfarî (Mahled b. Hufaf b. Eymâ b. Rahdâ b. Hurbe)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Ticaret, alış verişte risk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18050, T001268
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تَسْتَقْبِلُوا السُّوقَ وَلاَ تُحَفِّلُوا وَلاَ يُنَفِّقْ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . وَحَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ كَرِهُوا بَيْعَ الْمُحَفَّلَةِ. وَهِىَ الْمُصَرَّاةُ لاَ يَحْلُبُهَا صَاحِبُهَا أَيَّامًا أَوْ نَحْوَ ذَلِكَ لِيَجْتَمِعَ اللَّبَنُ فِى ضَرْعِهَا. فَيَغْتَرَّ بِهَا الْمُشْتَرِى . وَهَذَا ضَرْبٌ مِنَ الْخَدِيعَةِ وَالْغَرَرِ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebu Ahvas, ona Simâk, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) "Ticaret kervanlarını [pazara ulaşmadan önce önüne varıp] yolda karşılamayın. Sütlü hayvanları [memesinde süt biriksin, böylece müşteri de sütlü sanıp alsın diye] sağmamazlık etmeyin. Birinin malını, almasını sağlamak amacıyla müşteriyi yönlendirmek için alıcı gibi davranıp övmeyin." buyurmuştur.
Tirmizî şöyle dedi: Bu konuya dair İbn Mesud ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. İbn Abbas'tan nakledilen bu hadis hasen sahihtir. Alimler de bu hadisle amel etmektedirler. Sağılmayarak sütlü gösterilen hayvanın satılmasına cevaz vermemişlerdir. Bir kişi memesinde süt biriksin ve müşteri buna aldanarak onu satın alsın diye birkaç gün hayvanı sağmaz. İşte bu aldatma ve kandırmadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 41, 3/568
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Ticaret, satıcının pazar yeri dışında karşılanması
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18096, T001279
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ وَعَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ قَالاَ أَنْبَأَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ جَابِرٍ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ وَالسِّنَّوْرِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ فِى إِسْنَادِهِ اضْطِرَابٌ. وَلاَ يَصِحُّ فِى ثَمَنِ السِّنَّوْرِ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِهِ عَنْ جَابِرٍ . وَاضْطَرَبُوا عَلَى الأَعْمَشِ فِى رِوَايَةِ هَذَا الْحَدِيثِ . وَقَدْ كَرِهَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ ثَمَنَ الْهِرِّ. وَرَخَّصَ فِيهِ بَعْضُهُمْ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَرَوَى ابْنُ فُضَيْلٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr ve Ali b. Haşrem, onlara İsa b. Yunus, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Câbir'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) köpek ve kedi satarak kazanç elde etmeyi yasaklamıştır.
Tirmizî şöyle dedi: Bu hadisin isnadında ızdırap/çelişki vardır. Kedi satımına ilişkin sahih bir rivâyet yoktur. Bu hadis A'meş'ten, o değişik hocalarından, onlar da Câbir'den olacak şekilde [muzdarip olarak] nakledilmiştir. ِ[Yani raviler] A'meş'in, bu hadisi kimden naklettiği konusunda ihtilaf ettiler. Bazı alimler kedinin satılmasına cevaz vermemişlerdir. Bazıları ise cevaz vermişlerdir. Nitekim İshak [b. Râhûye] ve Ahmed [b. Hanbel] bu görüştedir. İbn Fudayl ise A'meş'ten, o Ebu Hâzım'dan, o da Ebu Hureyre'den olacak şekilde farklı bir isnatla nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 49, 3/577
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Süfyan Talha b. Nafi el-Kuraşi (Talha b. Nafi)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Hafız Ebu Hasan Ali b. Haşrem el-Mervezi (Ali b. Haşrem b. Abdurrahman b. Ata b. Hilal)
Konular:
Ticaret, kazancı helal olmayan işler
حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ عَلِىٍّ الْمُقَدَّمِىُّ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْخَرَاجَ بِالضَّمَانِ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رَوَى مُسْلِمُ بْنُ خَالِدٍ الزَّنْجِىُّ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ وَرَوَاهُ جَرِيرٌ عَنْ هِشَامٍ أَيْضًا . وَحَدِيثُ جَرِيرٍ يُقَالُ تَدْلِيسٌ دَلَّسَ فِيهِ جَرِيرٌ . لَمْ يَسْمَعْهُ مِنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ . وَتَفْسِيرُ الْخَرَاجِ بِالضَّمَانِ هُوَ الرَّجُلُ يَشْتَرِى الْعَبْدَ فَيَسْتَغِلُّهُ ثُمَّ يَجِدُ بِهِ عَيْبًا فَيَرُدُّهُ عَلَى الْبَائِعِ فَالْغَلَّةُ لِلْمُشْتَرِى لأَنَّ الْعَبْدَ لَوْ هَلَكَ هَلَكَ مِنْ مَالِ الْمُشْتَرِى . وَنَحْوُ هَذَا مِنَ الْمَسَائِلِ يَكُونُ فِيهِ الْخَرَاجُ بِالضَّمَانِ . قَالَ أَبُو عِيسَى اسْتَغْرَبَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ حَدِيثِ عُمَرَ بْنِ عَلِىٍّ . قُلْتُ تَرَاهُ تَدْلِيسًا قَالَ : لاَ .
* قال أبو عيسى استغرب محمد بن اسماعيل هذا الحديث من حديث عمر بن علي قلتُ تراه تدليسا؟ قال لا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18118, T001286
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ عَلِىٍّ الْمُقَدَّمِىُّ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْخَرَاجَ بِالضَّمَانِ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رَوَى مُسْلِمُ بْنُ خَالِدٍ الزَّنْجِىُّ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ وَرَوَاهُ جَرِيرٌ عَنْ هِشَامٍ أَيْضًا . وَحَدِيثُ جَرِيرٍ يُقَالُ تَدْلِيسٌ دَلَّسَ فِيهِ جَرِيرٌ . لَمْ يَسْمَعْهُ مِنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ . وَتَفْسِيرُ الْخَرَاجِ بِالضَّمَانِ هُوَ الرَّجُلُ يَشْتَرِى الْعَبْدَ فَيَسْتَغِلُّهُ ثُمَّ يَجِدُ بِهِ عَيْبًا فَيَرُدُّهُ عَلَى الْبَائِعِ فَالْغَلَّةُ لِلْمُشْتَرِى لأَنَّ الْعَبْدَ لَوْ هَلَكَ هَلَكَ مِنْ مَالِ الْمُشْتَرِى . وَنَحْوُ هَذَا مِنَ الْمَسَائِلِ يَكُونُ فِيهِ الْخَرَاجُ بِالضَّمَانِ . قَالَ أَبُو عِيسَى اسْتَغْرَبَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ حَدِيثِ عُمَرَ بْنِ عَلِىٍّ . قُلْتُ تَرَاهُ تَدْلِيسًا قَالَ : لاَ .
* قال أبو عيسى استغرب محمد بن اسماعيل هذا الحديث من حديث عمر بن علي قلتُ تراه تدليسا؟ قال لا.
Tercemesi:
Bize Ebu Seleme Yahya b. Halef, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe'nin (as) naklettiğine göre Rasulullah (sav) [sonradan ortaya çıkan bir kusurdan dolayı alışveriş akdi iptal edildiği takdirde satın alınan hayvan, köle, bahçe gibi bir maldan elde edilen yavru, meyve gibi] gelirlerin sorumluluk sahibine (yani müşteriye) ait olduğu yönünde hüküm verdi.
Tirmizî şöyle dedi: Bu, Hişâm b. Urve'den nakledilen hasen sahih garîb bir hadistir. Bu hadisi Hişâm'dan Müslim b. Hâlid ez-Zencî ve Cerîr de nakletmiştir. Cerîr'in, tedlis yaptığı, Hişam'dan bizzat duymadığı söyleniyor. Bu hadisin manası ise şudur: Bir adam bir köle alıp onu kullanır. Sonra onda bir kusur bulur. Bundan dolayı da satan adama geri iade eder. Ancak kullandığı süre içerisinde onun sayesinde elde ettiği gelirler müşteriye aittir. Çünkü köle bu süre içerisinde ölse müşterinin malı sayılacaktır. Buna benzer durumlarda da gelirler müşteriye ait olur. Muhammed b. İsmail (İmam Buharî), Ömer b. Ali'nin naklettiği bu hadisi zayıf saydı. Ben de "Tedlîs yaptığını mı düşünüyorsun?" diye sorunca "Hayır." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Buyû' 53, 3/582
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hafs Ömer b. Ali el-Mukaddemî (Ömer b. Ali b. Ata)
5. Ebu Seleme Yahya b. Halef el-Cûbârî (Yahya b. Halef)
Konular:
Ticaret, alış verişte risk