Giriş

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdurrezzak [b. Hemmâm], ona Ma’mer [b. Râşid], ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yüce Allah, herhangi birinizin abdesti bozulduğu zaman tekrar abdest almadıkça namazını kabul etmez" Tirmizî: Bu hadis hasen-garibdir.


Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen hasen-garîb terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)

    Öneri Formu
9982 T000076 Tirmizi, Tahare, 56

Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Abdurrezzak (b. Hemmâm), ona Ma’mer (b. Râşid), ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Sizden biriniz durgun suya idrarını yapmasın. Sonra ondan (su alıp) abdest alabilir.” [Tirmizî şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu konuda Câbir’denrivayet edilen hadis de vardır.]


    Öneri Formu
9961 T000068 Tirmizi, Tahare, 51

Bize İsmail b. Musa el–Kûfî ile Hennâd ve Muhammed b. Ubeyd el-Muharibî birbirine yakın lafızlarla aynı mana birliği içinde, onlara Abdüsselam b. Harb el-Mülâî, ona Ebû Halide ed-Dâlânî, ona Katade, ona da Ebû’l-Âliye'nin İbn Abbas’tan rivayet ettiğine göre; İbn Abbas bir gün Rasûlullah’ın (sav) secde ederken horlayacak ve üfürme sesi çıkaracak kadar uyukladığını, sonra kalkıp namaza devam ettiğini görmüş ve ona şöyle demişti: "- Ey Allah'ın Rasûlü, sen gerçekten uyuklamıştın." dedim. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sav), "- Abdest ancak yan yatarak uyuyana gerekir. Çünkü kişi yan yattığı zaman mafsalları gevşer" dedi. Ebû İsa dedi ki: Hadisin ravilerinden Ebû Halid’in adı Yezid b. Abdurrahman’dır. Bu konuda Hz. Âişe, İbn Mes’ud ve Ebû Hureyre’den de hadis rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
9986 T000077 Tirmizi, Tahare, 57

Bu hadisi Ebü’z-Zinad, Urve vasıtası ile Büsre kanalıyla Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Yine aynı hadisin bir benzerini bize Ali b. Hucr (es-Sa'dî), ona Abdurrahman b. Ebü’z Zinad (el-Kuraşî), ona babası (Abdullah b. Zekvan), ona da Urve (bnt. Safvan) Hz. Peygamber'den nakletmiştir. Rasulullah’ın (sav) ashabı ve Tabiundan pek çok alimin görüşü bu doğrultudadır. Evzâî, Şâfiî, Ahmed ve İshâk da bu görüşü benimsemişlerdir. Muhammed (b. İsmail el-Buhârî), Bu konuda en sahih hadis Büsre’nin hadisi olduğunu söylemiştir. Ebu Zür’a da Ümmü Habibe’nin bu konudaki hadisinin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadis Alâ b. el Hâris tarafından Mekhûl, Anbese b. Ebu Süfyan isnadıyla Ümmü Habibe’den rivayet edilmiştir. Muhammed şöyle demiştir: Mekhûl, Anbese b. Ebu Süfyân’dan bu hadisi işitmemiştir. Mekhul bir ravi vasıtası ile Anbese’den bundan başka bir hadis rivayet etmiştir. Muhammed’in bu açıklamalarından Mekhulün Anbesi b. Ebu Süfyandan yaptığı bu rivayeti sahih görmediği anlaşılıyor.


    Öneri Formu
10007 T000084 Tirmizi, Tahare, 61

Bize, İshak b. Musa el-Ensarî, ona Ma'n b. İsa el-Kazzâz, ona Malik b. Enes; (T) Bize Kuteybe ona Malik, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semman), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslüman veya mümin bir kul abdest alırken yüzünü yıkadığında gözüyle işlediği tüm günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür. Elini yıkadığında eliyle işlediği bütün günahlar suyla veya suyun son damlasıyla birlikte dökülür. Nihayet günahlarından tertemiz arınmış olur." Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu "hasen sahih" bir hadistir. Onu Malik, Süheyl'den, o babasından, o da Ebu Hureyre'den rivayet etmiştir. Süheyl'in babası olan Ebu Salih, Ebu Salih es-Semman olup, adı Zekvan'dır. Ebu Hureyre'nin adı hakkında ihtilaf edilmiştir. Bazı alimler onun adının Abduşems olduğunu, bazıları da Abdullah b. Amr olduğunu söylemiştir. Muhammed b. İsmail (el-Buharî)'nin görüşü de bu yöndedir ve bu en doğru görüştür. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Osman b. Affan, Sevban, es-Sunabihî, Amr b. Abese, Selman ve Abdullah b. Amr'ın rivayet ettikleri hadisler de bulunmaktadır. Ebu Bekir es-Sıddîk'tan rivayette bulunan es-Sunabihî, Rasulullah'tan (sav) herhangi bir şey işitmemiştir. Onun ismi Abdurahman b. Useyle'dir. Künyesi de Ebu Abdullah'tır. es-Sunabihî Rasulullah'a (sav) gitmek üzere yola çıkmış ancak o yoldayken Rasullah (sav) vefat etmiştir. es-Sunabihî Hz. Peygamer'den (sav) pek çok hadis rivayet etmiştir. es-Sunabihî b. A'ser el-Ahmesî ise Rasullah'ın (sav) sahabisidir. Ona da es-Sunabihî denirdi. Onun, 'Rasulullah'ı (sav) "Ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Benden sonra birbirinizle asla savaşmayın." derken işittim.' şeklinde rivayet ettiği bir hadisi vardır.


    Öneri Formu
280434 T000002-2 Tirmizi, Tahare, 2


    Öneri Formu
281003 T000099-2 Tirmizi, Tahare, 74

Bize Kuteybe (b. Said Cemil b. Tarif), Hennad ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî); (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali (b. Ebu Talib)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı temizliktir. Namazda yapılması haram olan şeyler tekbir [ile başlar] selam ile bu haramlar helal hale gelir." Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: "Bu hadis bu konuya ilgili en sahih ve en hasen hadistir. Abdullah b. Muhammed b. Akil "saduk" bir ravidir. İlim ehlinden bazıları onun hıfzıyla ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunmuşlardır." Yine Ebu İsa [et-Tirmizî] şöyle demiştir: "Muhammed b. İsmail'i Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim ve Humeydi'nin Abdullah b. Muhammed b. Akil'in hadisiyle ihticac ettiklerini söylerken işittim. Muhammed [el-Buharî], Abdullah b. Muhammed b. Akil'in "mukaribü'l-hadis" olduğunu söylemiştir. Ebu İsa [et-Tirmizî] bu konuda Cabir ve Ebu Said'in rivayet ettiği hadislerin de bulunduğunu belirtmiştir.


Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.

    Öneri Formu
280438 T000003-4 Tirmizi, Tahare, 3

Bize Kuteybe b. Said (b. Cemil b. Tarif), ona Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Simak b. Harb (b. Evs b. Halid); (T) Bize Hennad (b. Seri b. Musab b. Ebu Bekir), ona Veki' (b. Cerrah er-Ruasî), ona İsrail (b. Yunus b. Ebu İshak), ona Simak (b. Harb), ona Musab b. Sa'd (b. Ebu Vakkas b. Üheyb), ona da İbn Ömer (Abdullah b. Ömer el-Adevî)'nin rivayet ettiğine göre Rasûlüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Taharetsiz (abdestsiz) kılınan namaz ve ganimetten (kamu malından) aşırılarak verilen sadaka kabul edilmez." Hennad rivayet ettiği hadiste "illâ bi tuhûr" (ancak abdestle) ifadesini kullanmıştır. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: "Bu hadis bu konuyla ilgili en sahih ve en hasen hadistir. Yine bu konuda Ebu Melih'in babasından, onun da Ebu Hureyre ve Enes'ten rivayet ettiği başka bir hadis daha vardır. Ebu Melih b. Üsame'nin ismi Amir'dir. Ona Zeyd b. Usame b. Umeyr el-Hüzelî denmektedir."


    Öneri Formu
280435 T000001-2 Tirmizi, Tahare, 1

Bize Muhammed b. Amr es-Sevvâk el-Belhî, ona Hüşeym, ona Yezid b. Ebu Ziyad; (T) Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Hüseyn el-Cu'fî, ona Zâide, ona Yezid b. Ebu Ziyâd, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Hz. Ali'nin rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) mezinin hükmünü sordum. O (sav) da:"Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." buyurdu. (Tirmizî) bu konuda Mikdâd b. Esved ve Übey b. Ka'b'ın da rivayetlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen sahih bir hadistir. Ali b. Ebu Talib'in Rasulullah'tan (sav) "Meziden dolayı abdest; meniden dolayı gusül gerekir." mealinde farklı tariklerden rivayetleri bulunmaktadır. Bu aynı zamanda Rasulullah'ın (sav) ashabının, tâbiînin ve onlardan sonra gelen ilim ehlinin görüşüdür. Süfyân, Şafiî, Ahmed ve İshak da aynı görüşü benimsemiştir.


    Öneri Formu
281004 T000114-2 Tirmizi, Tahare, 83


    Öneri Formu
281112 T000025-2 Tirmizi, Tahare, 20