3860 Kayıt Bulundu.
Bize Yezîd b. Harûn, ona Muhammed b. İshâk, ona Sa'îd b. Ebu Sa'îd, ona da Ebu Şurayh el-Huzâ'î'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun. Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine bir gün bir gece ikramda bulunsun. Misafirlik üç gündür. Bundan sonrası ise [ev sahibi için misafire] sadakadır."
Açıklama: Hadiste geçen "جَائِزَتَهُ /câizetühü" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (caize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek anlamına gelir.
Bize Osman b. Muhammed, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Amr b. Dînâr, ona Nâfi b. Cübeyr, ona da Ebû Şurayh el-Huzâî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid, ona da babası (Ebu Yezid el-Mekkî) Ümmü Eyyûb'un (bt. Kays) şöyle anlattığını nakletti: "Rasulullah (sav) bize konuk olmuştu. Biz de içinde şu sebzelerden bazılarının bulunduğu bir yemek yapmaya çalışmıştık. Sonra bu yemeği Hz. Peygamber'e (sav) getirdiğimizde, hoşlanmadı ve ashâbına şöyle buyurdu 'Siz yiyin. Çünkü ben sizden biriniz gibi değilim (yani bana vahiy gelir). Doğrusu ben arkadaşımı (yani Cebrail'i) incitmekten endişe ediyorum!" [Ebu Muhammed (ed-Darimî) dedi ki: "(Sarımsak yiyen kimse) Hiç kimseyi rahatsız etmediğinde, onun yenmesinde bir mahzur yoktur."]
Bize Ebü’l-Velid et-Tayâlisî, ona da Şu’be Cebele b. Suhaym'in şöyle dediğini rivayet etti: "Biz Medine'de idik. Derken bir kıtlık yılı ile karşılaştık. Bundan dolayı İbnü'z-Zübeyr (bize) yiyecek olarak hurma veriyordu. İbn Ömer ise bize uğruyor ve 'Hurmaları bitiştirmeyin (ikişer ikişer yemeyin). Zira Rasulullah (sav), (Aynı sofrada) kişinin arkadaşından izin almadan, iki hurmayı bitiştirmesini (ikişer ikişer yemesini) yasakladı' diyordu."
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Amr b. Dînâr, ona Said b. Ebu'l-Huveyris ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) tuvalet ihtiyacını görüp geldi. Kendisine yemek getirildi ve "abdest almayacak mısınız?" diye soruldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: "Namaz mı kılmak istiyorum ki abdest alayım?!" Ebu Muhammed dedi ki: Hiç şüphesiz senedde yer alan Saîd, Saîd b. Huveyris'tir.
Bize İbrahim b. Musa, ona Cerir, ona Ata b. Sâib, ona babası, ona da Abdullah b. Amr (ra), Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Rahman'a kulluk ediniz, selamı yayınız ve yemek yediriniz ki cennetlere giresiniz."
Bize Musa b. Hâlid, ona İsa b. Yunus, ona Safvan b. Amr, ona Abdullah b. Büsr -kısa bir müddet Hz. Peygamber'le sohbeti olmuştu- şöyle rivayet etmiştir: Babam, anneme 'Rasulullah'a ikram etmek için yemek yapsan!' demiş, annem de tirit yemeği yapmıştı. Babam eliyle yemeğin az olduğuna işaret etti ve gidip Rasulullah'ı davet etti. Rasulullah elini yemek tepsisinin üstüne koydu ve "Besmele ile başlayın." buyurdu. Sofradakiler tepsinin kenarından aldılar. Yemeklerini bitirince, Hz. Peygamber "Allah'ım! Onları bağışla, onlara merhamet et ve rızıklarını bereketlendir." diyerek onlara dua etti.
Bize Yezîd b. Hârun, ona Müsennâ b. Sa'îd, ona Ebu Süfyân Talha b. Nâfi, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle anlattığını nakletti: Resul-i Ekrem (sav) bir gün elimi tutup (beni) evine götürdü ve “Hiç sabah yemeği” -veya “hiç akşam yemeği” -(Şüphe eden Talha’dır)- var mı?” diye sordu. (Câbir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (eşi) [Hz. Peygamber'e (sav)] ekmek parçaları çıkarttı. O (sav) da “Hiç katık yok mu?” diye sordu. (Evdekiler) “Hayır, sadece biraz sirke var!” cevabını verdiler. O zaman [Hz. Peygamber (sav)] “Onu getirin. Sirke ne güzel katıktır!” buyurdu. Câbir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Rasulullah’tan (sav) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim. Ebu Süfyân, şöyle dedi: Ben de bunu Câbir'den duyduğumdan beri onu (sirkeyi) sevmekteyim.