6725 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona da Abdullah b. Sercis dedi ki: Rasulullah (sav) sabah namazını kılarken bir adam geldi, (mescidin kenarına) iki rekât namaz kıldı, sonra Hz. Peygamber'le (sav) cemaate katıldı. Rasûl-i Ekrem (sav) namazını bitirince; "Ey falanca! Sen bu iki namazdan hangisini geçerli sayıyorsun; yalnız başına kıldığın namazı mı, yoksa bizimle beraber kıldığın namazı mı?" dedi.
Açıklama: Hz. Peygamber'in mûtadı, sünnetleri evde, farzı mescidde kılmak idi. Bu itibarla farza durulduğu halde sünnet kılmaya devam eden insanın tutumunu yadırgamıştır. Buna dayanarak bazı âlimler, farz kılınırken câmide sünnet kılmayı mekruh addederler.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn Nümeyr, ona Sa'd b. Said, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Kays b. Amr şöyle söyledi: Rasulullah (sav) sabah namazının farzından sonra iki rekât daha namaz kılan bir adam gördü. Bunun üzerine, "sabah namazı iki rekattır," buyurdu. Adam, ben farzdan önceki iki rekât sünneti kılamamıştım, şimdi onları kılıyorum deyince, Hz. Peygamber sustu.
Açıklama: Hanefîler, sabah namazının farzından sonra herhangi bir nafile kılmanın mekruh olduğu kanaatindedirler. Buna ruhsat veren rivayetleri de zayıf görürler. Buna mukabil İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bunu caiz görürler. Malik ve İmam Muhammed, güneş iki mızrak boyu yükseldikten sonra sabah namazının sünnetinin kaza edilebileceğini söylerler.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Hüşeym, ona da Halid; (T) Bize Müsedded, ona Yezîd b. Zurey', ona Halid, ona da Abdullah b. Şekik, "Hz. Aişe'ye (r.anha) Rasulullah'ın (sav) sünnet namazlarını sordum. Şöyle dedi: Hz. Peygamber öğlenin farzından önce evimde dört rekât namaz kılar, sonra çıkar, cemaate namaz kıldırdıktan sonra tekrar evime gelir ve iki rekât daha kılardı. Akşam olunca insanlara akşam namazını kıldırır, sonra evime döner, iki rekât daha kılardı. Sonra insanlara yatsı namazını kıldırır, ardından evime gelir iki rekât daha kılardı. Geceleyin de vitir dahil dokuz rekât namaz kılardı. Bazı geceler namazı ayakta uzun kılar, bazı geceler de oturarak uzun namaz kılardı. Kıraati ayakta yapınca rükû ve secdelere de ayaktan giderdi. Kıraati otururken yapınca da rükû ve secdeleri oturarak yapardı. Fecir doğunca da iki rekât sünnet kılar, sonra çıkar insanlara sabahın farzını kıldırırdı."