10613 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) zekatı emretmişti. Kendisine İbn Cemil, Halid b. Velid ve Abbas b. Abdülmuttalib'in zekatlarını vermedikleri söylendi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İbn Cemil, fakir iken Allah ve Resulü'nün kendisini zenginleştirmesine böyle mi karşılık veriyor? Halid'e gelince; (ondan zekat istemekle) ona haksızlık yapıyorsunuz. Halid zırhını vakfetti ve onu Allah yolunda cihad için hazırladı. Abbas b. Abdülmuttalib'e gelince; o Allah'ın Resulü'nün amcasıdır. Zekatını vermesi gerekir. Bir misliyle birlikte (verecektir)." İbn Ebu Zinad, babasından naklederek Şuayb'a mütâbaat etmiştir. İbn İshak Ebu Zinâd tarikiyle 'Zekat lafzını zikretmeksizin ona bir misliyle birlikte gereklidir şeklinde nakletmiştir. İbn Cüreyc dedi ki; Bu rivayet A'rec'ten benzer şekilde bize nakledilmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Ebu Zinad arasında inkita vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) zekatı emretmişti. Kendisine İbn Cemil, Halid b. Velid ve Abbas b. Abdülmuttalib'in zekatlarını vermedikleri söylendi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İbn Cemil, fakir iken Allah ve Resulü'nün kendisini zenginleştirmesine böyle mi karşılık veriyor? Halid'e gelince; (ondan zekat istemekle) ona haksızlık yapıyorsunuz. Halid zırhını vakfetti ve onu Allah yolunda cihad için hazırladı. Abbas b. Abdülmuttalib'e gelince; o Allah'ın Resulü'nün amcasıdır. Zekatını vermesi gerekir. Bir misliyle birlikte (verecektir)." İbn Ebu Zinad, babasından naklederek Şuayb'a mütâbaat etmiştir. İbn İshak Ebu Zinâd tarikiyle 'Zekat lafzını zikretmeksizin ona bir misliyle birlikte gereklidir şeklinde nakletmiştir. İbn Cüreyc dedi ki; Bu rivayet A'rec'ten benzer şekilde bize nakledilmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak arasında inkita vardır.
B[Bize Yahya, ona Leys, ona Ubeydullah, ona Hamza, ona da İbn Ömer'in söylediğine göre] Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde güneş insanlara o kadar yaklaşır ki, dökülen ter insanın kulak seviyesine ulaşır. İşte insanlar bu elemli vaziyette iken önce Hz. Adem'den, sonra Hz. Musa'dan, sonra Hz. Muhammed'den (sav) yardım ve şefaat isterler." Abdullah, ona Leys, ona da İbn Ebu Cafer tarikiyle ziyade yaparak şöyle söyledi: "(Bu esnada) Hz. Peygamber (sav) halk arasında hüküm verilmesi için şefaat eder. Hacet kapısının halkasını tutana kadar ilerler. İşte o gün Allah, Rasulü'ne Makamı-ı Mahmûd'u ihsan eder. Bundan dolayı mahşer halkının hepsi Muhammed'e (sav) teşekkür edip onu överler" Mualla şöyle dedi ki, bana Vüheyb, ona Numan b. Raşİd, ona Zührî'nin kardeşi Abdullah b. Müslim, ona Hamza, ona da İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber'den (sav) istemek hakkındaki bu hadisi nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muallâ b. Esed arasında inkita vardır.
[Bize Yahya, ona Leys, ona Ubeydullah, ona Hamza, ona da İbn Ömer'in söylediğine göre] Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet gününde güneş insanlara o kadar yaklaşır ki, dökülen ter insanın kulak seviyesine ulaşır. İşte insanlar bu elemli vaziyette iken önce Hz. Adem'den, sonra Hz. Musa'dan, sonra Hz. Muhammed'den (sav) yardım ve şefaat isterler." Abdullah, ona Leys, ona da İbn Ebu Cafer tarikiyle ziyade yaparak şöyle söyledi: "(Bu esnada) Hz. Peygamber (sav) halk arasında hüküm verilmesi için şefaat eder. Hacet kapısının halkasını tutana kadar ilerler. İşte o gün Allah, Rasulü'ne Makamı-ı Mahmûd'u ihsan eder. Bundan dolayı mahşer halkının hepsi Muhammed'e (sav) teşekkür edip onu överler" Mualla şöyle dedi ki, bana Vüheyb, ona Numan b. Raşİd, ona Zührî'nin kardeşi Abdullah b. Müslim, ona Hamza, ona da İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber'den (sav) istemek hakkındaki bu hadisi nakletmiştir.
Bize Selh b. Bekkâr, ona Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona Abbas es-Sâidî, ona da Ebu Humeyd es-Sâidî şöyle demiştir: Biz, Peygamber'in (sav) beraberinde Tebük gazvesine gittik. Peygamber Vâdî'l-Kurâ'ya vardığı zaman, kendi bahçesinde çalışan bir kadınla karşılaştı. Peygamber (sav) sahabilerine: "Şu bahçedeki hurmayı tahmin ediniz" buyurdu. (Biz de tahminde bulunduk.) Rasulullah da on vesk olduğuna dair tahmin de bulundu. Ardından bahçenin sahibi olan kadına: "(Hurma toplarken) buradan kaç kilo hurma çıkacağını say!" buyurdu. Tebük'e geldiğimizde Peygamber (sav): "Dikkat ediniz! Bu gece muhakkak şiddetli bir rüzgar esecek. Sakın kimse bulunduğu yerden ayağa kalkmasın! Yanında devesi olan da devesini sıkı bağlasın!" buyurdu. Bu emir üzerine biz de develerimizi sıkı bağladık. Ve gece şiddetli bir rüzgar esti. O sırada birisi ayağa kalkmıştı. Rüzgar onu Tayy Dağı'na sürükledi. Bu sefer sırasında Eyle Meliki, Peygamber'e (Düldül adlı) beyaz bir katır hediye etmiş ve bir bürde giydirmişti. Peygamber de bu Melik'e deniz kenarındaki belde halkı için bir mektup yazdırmıştı. Dönüşte Peygamber Vâdî'l-Kurâ'ya gelince, hurmalık sahibesi olan kadına: "Bahçen ne kadar hurma verdi?" diye sordu. O: Allah Elçisi'nin tahmini doğrultusunda on vesk getirdi, dedi. Sonra Peygamber: "Ben Medine'ye (yetişmek için) acele edeceğim. Sizden her kim benim yanımda Medine'ye varmak isterse acele etsin!" buyurdu. (Ravi der ki:) İbn Bekkâr burada bir söz söyledi ki, ma'nâsı şöyledir: Peygamber Medine'ye yaklaşıp, uzaktan görünce de (eliyle işaret edip): "Bu Tâbe'dir". buyurdu. Uhud'u görünce de: "Bu dağcağız bizleri sever, biz de onu severiz" buyurdu. Sonra da: "Sizlere Ensar mahallelerinin en hayırlısını haber vereyim, istemez misiniz" buyurdu. Sahabîler: “Evet, haber ver” dediler. Rasulullah: "Neccâr oğulları yurdu, sonra Abdu'l-Eşhel oğulları yurdu, sonra Sâide oğulları yurdu, veya Hâris b. Hazrec oğulları yurdu ve bütün Ensâr yurtlarında hayır vardır" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Bilal arasında inkita vardır.