Öneri Formu
Hadis Id, No:
19184, T001447
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عَلِىٍّ الْمُقَدَّمِىُّ حَدَّثَنَا الْحَجَّاجُ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُحَيْرِيزٍ قَالَ سَأَلْتُ فَضَالَةَ بْنَ عُبَيْدٍ عَنْ تَعْلِيقِ الْيَدِ فِى عُنُقِ السَّارِقِ أَمِنَ السُّنَّةِ هُوَ ؟ قَالَ أُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَارِقٍ فَقُطِعَتْ يَدُهُ ثُمَّ أَمَرَ بِهَا فَعُلِّقَتْ فِى عُنُقِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عُمَرَ بْنِ عَلِىٍّ الْمُقَدَّمِىِّ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ أَرْطَاةَ . وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُحَيْرِيزٍ هُوَ أَخُو عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَيْرِيزٍ شَامِىٌّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Haccac (b. Ertâ), ona Mekhûl (b. Ebu Müslim), ona da Abdurrahman b. Muhayriz şöyle demiştir: Fadâle b. Ubeyd'e kesilmiş bir elin hırsızın boynuna takılması sünnet midir diye sordum. Söyle cevap verdi: Rasulullah'a (sav) bir hırsız getirildi. Hırsızın suçu kesinleşince eli kesildi sonra verilen emre göre kesilen el boynuna asıldı."
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Ömer b. Ali el-Mukaddemî'nin Haccac b. Ertâ'dan yaptığı rivayetiyle bilmekteyiz. Abdurrahman b. Muhayriz, Şam'lı olan Abdullah b. Muharyiz kardeşidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 17, 4/51
Senetler:
()
Konular:
Hırsızlık
Yargı, Ceza Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19181, T001446
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَطَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى مِجَنٍّ قِيمَتُهُ ثَلاَثَةُ دَرَاهِمَ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعْدٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَأَيْمَنَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ أَبُو بَكْرٍ الصِّدِّيقُ قَطَعَ فِى خَمْسَةِ دَرَاهِمَ . وَرُوِىَ عَنْ عُثْمَانَ وَعَلِىٍّ أَنَّهُمَا قَطَعَا فِى رُبْعِ دِينَارٍ . وَرُوِىَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى سَعِيدٍ أَنَّهُمَا قَالاَ تُقْطَعُ الْيَدُ فِى خَمْسَةِ دَرَاهِمَ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ فُقَهَاءِ التَّابِعِينَ وَهُوَ قَوْلُ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ رَأَوُا الْقَطْعَ فِى رُبْعِ دِينَارٍ فَصَاعِدًا . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّهُ قَالَ لاَ قَطْعَ إِلاَّ فِى دِينَارٍ أَوْ عَشَرَةِ دَرَاهِمَ . وَهُوَ حَدِيثٌ مُرْسَلٌ رَوَاهُ الْقَاسِمُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَالْقَاسِمُ لَمْ يَسْمَعْ مِنِ ابْنِ مَسْعُودٍ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ قَالُوا : لاَ قَطْعَ فِى أَقَلَّ مِنْ عَشَرَةِ دَرَاهِمَ . وَرُوِىَ عَنْ عَلِىٍّ أَنَّهُ قَالَ : لاَ قَطْعَ فِى أَقَلَّ مِنْ عَشَرَةِ دَرَاهِمَ . وَلَيْسَ إِسْنَادُهُ بِمُتَّصِلٍ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Leys (b. Sa'd), ona Nâfi' (Mevla İbn Ömer), ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) (çalınan ve) değeri üç dirhem olan bir kalkandan sebebiyle el kesmiştir"
Tirmizî dedi ki: Bu konuda Sa'd, Abdullah b. Amr, İbn Abbas, Ebu Hureyre ve Eymen'den de hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir. Rasulullah'ın (sav) ashabından bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ebu Bekir es-Sıddîk beş dirhemde el kesmiştir. Osman ve Ali'nin çeyrek dinarda el kestikleri rivayet edilmektedir. Ebu Hureyre ve Ebu Said'den rivayet edildiğine göre: 'Beş dirhemde el kesilir.'
Tabiin dönemi fıkıhçılarından bir kısmının uygulaması bu hadise göre olup Malik b. Enes, Şafiî, Ahmed ve İshak bunlardan olup bunlar; 'çeyrek dinar ve fazlasından dolayı el kesilir' görüşündedirler. İbn Mesud'tan yapılan rivayete göre o şöyle demiştir: 'El kesmek ancak bir dinar veya on dirhem değerindeki hırsızlıktan dolayıdır.' Bu hadis Kasım b. Abdurrahman'ın, İbn Mesud'tan rivayet ettiği mürsel bir hadistir. Çünkü Kasım, İbn Mesud'tan hadis işitmemiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Süfyan es-Sevrî ve Kûfeliler aynı görüştedirler ve şöyle derler: 'On dirhemin altındaki hırsızlıkta el kesilmez.' Ali'den rivayet edildiğine göre; 'On dirhemin altındaki hırsızlıkta el kesilmez' hadisinin senedi muttasıl değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 16, 4/50
Senetler:
()
Konular:
Hırsızlık, el kesme nisabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19201, T001454
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ إِسْرَائِيلَ حَدَّثَنَا سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلٍ الْكِنْدِىِّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ امْرَأَةً خَرَجَتْ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تُرِيدُ الصَّلاَةَ فَتَلَقَّاهَا رَجُلٌ فيتحلَّلَهَا فَقَضَى حَاجَتَهُ مِنْهَا فَصَاحَتْ فَانْطَلَقَ وَمَرَّ عَلَيْهَا رَجُلٌ فَقَالَتْ : إِنَّ ذَاكَ الرَّجُلَ فَعَلَ بِى كَذَا وَكَذَا . وَمَرَّتْ بِعِصَابَةٍ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ فَقَالَتْ: إِنَّ ذَاكَ الرَّجُلَ فَعَلَ بِى كَذَا وَكَذَا . فَانْطَلَقُوا فَأَخَذُوا الرَّجُلَ الَّذِى ظَنَّتْ أَنَّهُ وَقَعَ عَلَيْهَا وَأَتَوْهَا فَقَالَتْ نَعَمْ هُوَ هَذَا . فَأَتَوْا بِهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا أَمَرَ بِهِ لِيُرْجَمَ قَامَ صَاحِبُهَا الَّذِى وَقَعَ عَلَيْهَا فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَا صَاحِبُهَا . فَقَالَ لَهَا « اذْهَبِى فَقَدْ غَفَرَ اللَّهُ لَكِ » . وَقَالَ لِلرَّجُلِ قَوْلاً حَسَنًا وَقَالَ لِلرَّجُلِ الَّذِى وَقَعَ عَلَيْهَا « ارْجُمُوهُ » . وَقَالَ : « لَقَدْ تَابَ تَوْبَةً لَوْ تَابَهَا أَهْلُ الْمَدِينَةِ لَقُبِلَ مِنْهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ . وَعَلْقَمَةُ بْنُ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ سَمِعَ مِنْ أَبِيهِ وَهُوَ أَكْبَرُ مِنْ عَبْدِ الْجَبَّارِ بْنِ وَائِلٍ وَعَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ وَائِلٍ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِيهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna en-Neysâbûrî, ona Muhammed b. Yusuf, ona İsrail (b. Yunus), ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil el-Kindî, ona da babası (Vâil b. Hucr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında mescidde cemaatle namaz kılmak için evinden dışarı çıkan bir kadını bir adam yakaladı, üzerine kapanarak ona tecavüz etti. Kadın bağırınca adam kaçtı o esnada oradan başka bir adam geçiyordu. O sırada kadın dedi ki: 'Bana şöyle böyle yapan adam budur.' Muhacirlerden bir grup oradan geçiyordu. Yine kadın o adam için 'bana şöyle şöyle yaptı' dedi. Kadının kendisine tecavüz ettiğini sandığı kimseyi yakalayıp kadına getirdiler. Kadın: 'Evet işte budur' dedi. Bunun üzerine adamı Rasulullah'a (sav) getirdiler. Recm edilmesini emredince kadına gerçekten tecavüz eden kişi ayağa kalkarak: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu cezanın uygulanması gereken kimse benim' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), kadına; "Haydi git, Allah seni affetsin" dedi. Suçsuz yere yakalanan adama da gönlünü alacak sözler söyledi. Gerçek suçlu adama ise: "Onu recm ediniz" buyurdu ve şöyle devam etti. "Bu adam öyle bir tövbe etti ki Medine halkı bu şekilde tövbe etseydi kesinlikle kabul olurdu."
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garib sahihtir. Alkame b. Vâil b. Hucr, babasından hadis işitmiştir. Alkame kardeşi Abdulcebbar b. Vâil'den büyüktür. Abdulcebbar b. Vâil de babasından hadis işitmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 22, 4/56
Senetler:
()
Konular:
Recm, cezası
Suçlar, Cinsel: Tecavüz
Zina, cezası
Zina, zinanın sübutu
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ عَلَى خَائِنٍ وَلاَ مُنْتَهِبٍ وَلاَ مُخْتَلِسٍ قَطْعٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رَوَاهُ مُغِيرَةُ بْنُ مُسْلِمٍ أ أَخُو عَبْدِ الْعَزِيزِ الْقَسْمَلِىِّ كَذَا قال قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ بصري عن أبي الزبير عن جابر عن النبي صلى الله عليه و سلم نحو حديث ابن جريج.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19188, T001448
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ عَلَى خَائِنٍ وَلاَ مُنْتَهِبٍ وَلاَ مُخْتَلِسٍ قَطْعٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رَوَاهُ مُغِيرَةُ بْنُ مُسْلِمٍ أ أَخُو عَبْدِ الْعَزِيزِ الْقَسْمَلِىِّ كَذَا قال قَالَ عَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ بصري عن أبي الزبير عن جابر عن النبي صلى الله عليه و سلم نحو حديث ابن جريج.
Tercemesi:
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Aldığı bir şeye karşı hainlik eden, çapulculuk yapan ve yankesiciye el kesme cezası yoktur.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Muğîre b. Müslim, Abdulazziz el Kasmelî’nin kardeşinden aynı şekilde rivâyet etmiştir. Ali b. el Medînî; Basralı olup Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den, İbn Cüreyc’in hadisinin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 18, 4/52
Senetler:
()
Konular:
Hırsızlık
Yargı, Ceza Hukuku
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ عَمِّهِ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ . قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ قَطْعَ فِى ثَمَرٍ وَلاَ كَثَرٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَكَذَا رَوَى بَعْضُهُمْ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ عَمِّهِ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ رِوَايَةِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ . وَرَوَى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19191, T001449
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ عَمِّهِ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ أَنَّ رَافِعَ بْنَ خَدِيجٍ . قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ قَطْعَ فِى ثَمَرٍ وَلاَ كَثَرٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَكَذَا رَوَى بَعْضُهُمْ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ عَمِّهِ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ رِوَايَةِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ . وَرَوَى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ وَاسِعِ بْنِ حَبَّانَ .
Tercemesi:
Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Ne meyvede nede sakız gibi yenecek ürünlerde el kesme cezası yoktur.” Tirmizî: Aynı şekilde bazı hadisçiler Yahya b. Said’den, Muhammed b. Yahya b. Habban’dan, amcası Vâsi’ b. Habban’dan ve Rafî’ b. Hadîç’den, Leys b. Sa’d’ın rivâyeti gibi rivâyet etmişlerdir.
Mâlik b. Enes ve pek çok kimse bu hadisi Yahya b. Saîd’den, Muhammed b. Yahya b. Habban’dan, Rafî’ b. Hadîç’den rivâyet etmiş olup “Vasî’ b. Habban’ı” zikretmemişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 19, 4/52
Senetler:
()
Konular:
Hırsızlık
Hırsızlık, yiyecek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19196, T001451
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ وَأَيُّوبَ بْنِ مِسْكِينٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ قَالَ رُفِعَ إِلَى النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ رَجُلٌ وَقَعَ عَلَى جَارِيَةِ امْرَأَتِهِ فَقَالَ لأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَئِنْ كَانَتْ أَحَلَّتْهَا لَهُ لأَجْلِدَنَّهُ مِائَةً وَإِنْ لَمْ تَكُنْ أَحَلَّتْهَا لَهُ رَجَمْتُهُ .
Tercemesi:
Habib b. Sâlim (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Karısının cariyesiyle cinsel ilişkide bulunan bir adamın durumu Numân b. Beşîr’e sunulmuştu da, O’da şöyle dedi: Bu davayı Rasûlullah (s.a.v.)’in verdiği hüküm gibi vererek halledeceğim. Eğer kadın o cariyeyi kocasına helal kılmış ise kendisine yüz değnek vurarak, helal kılmamış ise taşlayarak recmetmek şeklinde cezalandıracağım.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 21, 4/54
Senetler:
()
Konular:
Recm, cezası
Yargı, Ceza Hukuku
Zina, cariyelerin zinası,
Zina, cezası
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ نَحْوَهُ . {رُفِعَ إِلَى النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ رَجُلٌ وَقَعَ عَلَى جَارِيَةِ امْرَأَتِهِ فَقَالَ لأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَئِنْ كَانَتْ أَحَلَّتْهَا لَهُ لأَجْلِدَنَّهُ مِائَةً وَإِنْ لَمْ تَكُنْ أَحَلَّتْهَا لَهُ رَجَمْتُهُ .} و يروى عن قتادة أنه قال: كتب به إلى حبيب بن سالم و أبو بشر لم يسمع من حبيب بن سالم هذا أيضا إنما رواه عن خالد بن عرفطة. قَالَ :وَفِى الْبَابِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الْمُحَبَّقِ . قَالَ أَبُو عِيسَى : حَدِيثُ النُّعْمَانِ فِى إِسْنَادِهِ اضْطِرَابٌ . قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ : لَمْ يَسْمَعْ قَتَادَةُ مِنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ هَذَا الْحَدِيثَ إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ خَالِدِ بْنِ عرْفطَةَ . وَيُرْوَى عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ قَالَ كَتَبَ بِهِ إِلَىَّ حَبِيبُ بْنُ سَالِمٍ . وَأَبُو بِشْرٍ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ هَذَا أَيْضًا إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ خَالِدِ بْنِ عُرْفُطَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى الرَّجُلِ يَقَعُ عَلَى جَارِيَةِ امْرَأَتِهِ فَرُوِىَ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ عَلِىٌّ وَابْنُ عُمَرَ أَنَّ عَلَيْهِ الرَّجْمَ . وَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ : لَيْسَ عَلَيْهِ حَدٌّ وَلَكِنْ يُعَزَّرُ . وَذَهَبَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ إِلَى مَا رَوَى النُّعْمَانُ بْنُ بَشِيرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19198, T001452
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ نَحْوَهُ . {رُفِعَ إِلَى النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ رَجُلٌ وَقَعَ عَلَى جَارِيَةِ امْرَأَتِهِ فَقَالَ لأَقْضِيَنَّ فِيهَا بِقَضَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَئِنْ كَانَتْ أَحَلَّتْهَا لَهُ لأَجْلِدَنَّهُ مِائَةً وَإِنْ لَمْ تَكُنْ أَحَلَّتْهَا لَهُ رَجَمْتُهُ .} و يروى عن قتادة أنه قال: كتب به إلى حبيب بن سالم و أبو بشر لم يسمع من حبيب بن سالم هذا أيضا إنما رواه عن خالد بن عرفطة. قَالَ :وَفِى الْبَابِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الْمُحَبَّقِ . قَالَ أَبُو عِيسَى : حَدِيثُ النُّعْمَانِ فِى إِسْنَادِهِ اضْطِرَابٌ . قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ : لَمْ يَسْمَعْ قَتَادَةُ مِنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ هَذَا الْحَدِيثَ إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ خَالِدِ بْنِ عرْفطَةَ . وَيُرْوَى عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ قَالَ كَتَبَ بِهِ إِلَىَّ حَبِيبُ بْنُ سَالِمٍ . وَأَبُو بِشْرٍ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ حَبِيبِ بْنِ سَالِمٍ هَذَا أَيْضًا إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ خَالِدِ بْنِ عُرْفُطَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى الرَّجُلِ يَقَعُ عَلَى جَارِيَةِ امْرَأَتِهِ فَرُوِىَ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ عَلِىٌّ وَابْنُ عُمَرَ أَنَّ عَلَيْهِ الرَّجْمَ . وَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ : لَيْسَ عَلَيْهِ حَدٌّ وَلَكِنْ يُعَزَّرُ . وَذَهَبَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ إِلَى مَا رَوَى النُّعْمَانُ بْنُ بَشِيرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Ali b. Hucr, Hûşeym vasıtasıyla Ebû Bişr’den, Habib b. Sâlim’den, Numân b. Beşîr’den bir benzerini rivâyet etmiştir. Katâde’den rivâyet ettiğine göre, şöyle demiştir: Habib b. Sâlim’e de böylece yazılmış idi. Ebû Bişr, Habib b. Sâlim’den hadis işitmemiştir. Bu şekilde aynen Hâlid b. Urfuta’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu konuda Seleme b. Muhabbik’ten de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Numân’ın hadisinin senedinde karışıklık vardır. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Katâde bu hadisi Habib b. Sâlim’den işitmemiştir ve bunu sadece Hâlid b. Urfuta’dan rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Karısının cariyesiyle cinsel ilişki kuran adam konusunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından aralarında Ali ve İbn Ömer’in de bulunduğu pek çok kişi taşlanarak öldürülür, demektedirler. İbn Mes’ûd ise ceza gerekmez sadece Tazir (azarlama) cezası uygulanır. Ahmed ve İshâk, Numân b. Beşîr’in hadisine göre uygulama yapmışlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 21, 4/54
Senetler:
()
Konular:
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Recm, cezası
Yargı, Ceza Hukuku
Yargı, cezası, karısının cariyesi ile zina edenin
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19204, T001455
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو السَّوَّاقُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« مَنْ وَجَدْتُمُوهُ وَقَعَ عَلَى بَهِيمَةٍ فَاقْتُلُوهُ وَاقْتُلُوا الْبَهِيمَةَ » . فَقِيلَ لاِبْنِ عَبَّاسٍ مَا شَأْنُ الْبَهِيمَةِ ؟ قَالَ مَا سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ذَلِكَ شَيْئًا وَلَكِنْ أُرَى رَسُولَ اللَّهِ كَرِهَ أَنْ يُؤْكَلَ مِنْ لَحْمِهَا أَوْ يُنْتَفَعَ بِهَا وَقَدْ عُمِلَ بِهَا ذَلِكَ الْعَمَلُ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَقَدْ رَوَى سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى رَزِينٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ قَالَ: مَنْ أَتَى بَهِيمَةً فَلاَ حَدَّ عَلَيْهِ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ . وَهَذَا أَصَحُّ مِنَ الْحَدِيثِ الأَوَّلِ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kimi bir hayvanla ilişki kurduğunu görürseniz onu da hayvanı da öldürünüz. İbn Abbâs’a: Hayvanın suçu nedir? Diye soruldu O’da cevaben şöyle dedi: Bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den bir şey işitmedim fakat Rasûlullah (s.a.v.)’in bu tür bir hayvanın etinden yenmesini ve ondan istifade edilmesini hoş karşılamadığı kanaatindeyim. Bu güne kadar uygulamalar da hep böyle olmuştur.” Bu hadisi sadece Amr b. ebî Amr’ın, İkrime’den, İbn Abbâs’tan yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz. Sûfyân es Sevrî’nin Âsım’dan, Ebû Ruzeyn’den, İbn Abbâs’tan rivâyetine göre, şöyle demiştir: “Hayvana cinsel ilişkiyle yaklaşan kimseye ceza lazım gelmez.”
Aynı şekilde Muhammed b. Beşşâr, Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Sûfyân’dan bize bu hadisi aktarmıştır.
Bu hadis birinci rivâyetten daha sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 23, 4/56
Senetler:
()
Konular:
Hayvanlar, öldürmek/ zarar vermek
Sahabe, ictihadı
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19207, T001456
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو السَّوَّاقُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ وَجَدْتُمُوهُ يَعْمَلُ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ فَاقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ » . قَالَ : وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَإِنَّمَا يُعْرَفُ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَرَوَى مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو فَقَالَ « مَلْعُونٌ مَنْ عَمِلَ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ » . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ الْقَتْلَ وَذَكَرَ فِيهِ مَلْعُونٌ مَنْ أَتَى بَهِيمَةً . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ :« اقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ فِى إِسْنَادِهِ مَقَالٌ وَلاَ نَعْرِفُ أَحَدًا رَوَاهُ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ غَيْرَ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ الْعُمَرِىِّ . وَعَاصِمُ بْنُ عُمَرَ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ . وَاخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى حَدِّ اللُّوطِىِّ فَرَأَى بَعْضُهُمْ أَنَّ عَلَيْهِ الرَّجْمَ أَحْصَنَ أَوْ لَمْ يُحْصِنْ وَهَذَا قَوْلُ مَالِكٍ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ فُقَهَاءِ التَّابِعِينَ مِنْهُمُ الْحَسَنُ الْبَصْرِىُّ وَإِبْرَاهِيمُ النَّخَعِىُّ وَعَطَاءُ بْنُ أَبِى رَبَاحٍ وَغَيْرُهُمْ قَالُوا حَدُّ اللُّوطِىِّ حَدُّ الزَّانِى وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ .
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kimi Lut kavminin işlediği fiili yapar görürseniz her ikisini de öldürün.” Tirmizî: Bu konuda Câbir ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle sadece İbn Abbâs’ın bu rivâyetiyle bilinmektedir. Muhammed b. İshâk bu hadisi Amr b. ebî Amr’dan rivâyet ederek şöyle der: “Lut kavminin yaptığı işi yapan melundur. Burada öldürülmek zikredilmemekte hayvana yaklaşan kimsenin de lanetlendiği kaydedilmektedir.”
Bu hadis Âsım b. Ömer’den, Süheyl b. ebî Salih’den, babasından ve Ebû Hüreyre’den aktarılarak “Yapanı da yapılanı da öldürünüz” şeklindedir.
Tirmizî: Bu hadisin senedinde söylenti vardır. Bu hadisi Süheyl b. ebî Salih’den ve Âsım b. Ömer el Ömerî’den başkasının rivâyet ettiğini bilmiyoruz. Âsım b. Ömer’in hafızası yönünden hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir.
Homoseksüellik yapan kimsenin cezası konusunda âlimler değişik görüşler ortaya koymuşlar olup, bir kısmı evli de olsa bekar da olsa taşlanarak öldürülmesi görüşündedirler. Mâlik, Şâfii, İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ve tabiin dönemi fıkıhçılarından Hasan el Basrî, İbrahim Nehaî, Atâ b. ebî Rebah ve diğerleri ise şöyle demektedirler: Homoseksüellik yapanın cezası zina yapanın cezası gibidir. Sevrî ve Küfeliler de aynı görüştedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hudûd 24, 4/57
Senetler:
()
Konular:
Suçlar, Cinsel: Eşcinsellik, Lutilik
Suçlar, Cinsel: hayvanla cinsel münasebet
Yargı, Lutiliğin cezası