9957 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Said el-Cevheri, ona Ebu Üsame, ona Büreyd b. Abdullah bu isnatla şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) müslümanların en üstünü hangisidir? diye soruldu ve hadisin devamını nakletti. ("Müslümanların dilinden ve elinden (gelecek zarardan) emin oldukları kişidir" )
Bize Said b. Yahya b. Said el-Ümevî, ona babası (Yahya b. Said), ona Ebu Bürde b. Abdullah b. Ebu Bürde b. Ebu Musa, ona da Ebu Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Musa şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav); müslümanların en faziletlisi kimdir? diye sordum. "Müslümanların dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişi" buyurdu.
Bize Yahya b. Eyyüb, ona İbn Uleyye, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hz. Peygamber'e (sav) Abdülkaysoğulları'ndan gelen heyette karşılaştığı bir kişi rivayet etmiştir. Said şöyle demiştir: Katade, bu hadiste Ebu Nadre'nin Ebu Said el-Hudrî'den naklini zikretmiştir: Abdülkaysoğulları'ndan bazı kimseler Hz. Peygamber'e (sav) gelip şöyle dediler: Ey Allah'ın peygamberi! Biz Rabia kabilesinin bir boyuyuz. Bizimle sizin aranızda Mudar kafirleri yaşamaktadırlar. Bu sebeple sizin yanınıza ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize öyle bir emir ver ki buraya gelemeyen akrabalarımıza onu söyleyelim de bu öğüdü tuttuğumuzda hepimiz cennete girelim. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şeyi emredip, sizi dört şeyden menederim: Allah'a ibadet ediniz, ona hiçbir şeyi ortak koşmayınız, namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz, Ramazan orucunu tutunuz, ganimetlerden beşte birini veriniz. Sizi menettiğim dört şey ise şunlardır: Dübbâ (içi oyulmuş kuru kabaktan yapılan kap), hantem (içki fıçısı), müzeffet (ziftlenmiş fıçı) ve nakîr (hurma ağacından yapılmış kap)." Onlar; Ey Allah'ın Peygamberi! Nakîr hakkında bilginiz nedir? dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevapladı: "Elbette (bilgimi söyleyeyim). Nakir bir hurma kütüğüdür. Onu oyup, içine hurma taneleri atarsınız." Said şöyle demiştir: Hurma taneleri atarsınız. "Sonra içine su dökersiniz ve kaynaması yatışınca onu içersiniz. O kadar ki bunu içince sarhoşluktan biriniz amca oğluna kılıçla vurur." O toplulukta böyle yaralanmış bir adam vardı. O adam bunu (yaramı) utancımdan Rasulullah'tan saklıyordum dedi. Peki neyin içinde içelim? diye sordum. (Rasulullah) "Ağızları bağlanan deri su kaplarından" buyurdu. (Bunun üzerine) Ey Allah'ın Rasulü! Bizim yaşadığımız yerde çok fare var. Deri kap bırakmıyorlar dediler. Hz. Peygamber (sav) üç defa; "fareler yese de böyle yapın" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) Abdülkaysoğulları'ndan Eşecc'e; "sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Yumuşak huyluluk ve ağırbaşlılık" buyurdu.
Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası Muâz rivayet etmiştir. (T) Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona babası Ali el-Cehdamî rivayet etmiştir. Her ikisine Kurre b. Hâlid, ona Ebû Cemre, ona İbn Abbâs, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi Şu'be hadisi gibi nakletmiştir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizi dübbâ (içi boşaltılmış kuru kabaktan yapılan kap), nakîr (içi oyulmuş hurma ağacından yapılan kap), hantem (şarap fıçısı) ve içi ziftlenmiş kaplarda içki kullanmaktan men ediyorum." İbn Muâz babasından rivayet ettiği hadiste şunları ilave etmiştir: Hz. Peygamber (sav), Abdülkays'in Eşecc'ine şöyle demiştir: "Sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Yumuşak huyluluk ve ağırbaşlılık."
Bize Züheyr b. Harb, ona Abdussamed b. Abdulvâris, ona babası, ona Hüseyin el-Muallim, ona İbn Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebu Esved'in rivayet ettiğine göre; Ebu Zer (ra) Hz. Peygamber'i (sav) şöyle derken duymuştur: "Bile bile babasından başkasına nesep iddiasına kalkışan kişi nankörlük etmiştir. Kendisine ait olmayan şeyi iddiaya kalkışan kişi bizden değildir. O cehennemdeki yerine hazırlansın! Her kim doğru olmadığını bildiği halde bir insanı kâfirlikle veya Allah'ın düşmanı olmakla itham ederse, onun bu sözü kendine döner."