6725 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Heysem b. Humeyd, ona Yahya b. Haris, ona Kasım b. Abdurrahman ona da Ebu Ümame'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Vakitleri) arasında lüzumsuz bir söz ya da iş bulunmadan bir namazın ardından kılınan namaz, illiyyîn'de yazılır."
Açıklama: İlliyyîn, iyilerin amel defterlerinin bulunduğu yüce bir mekândır (İlyas Üzüm, "İlliyyîn", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Erişim 19 Şubat 2020).
Bize Ahmed b. Meni', ona Abbad b. Abbad; (T) Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd -mana ile-, ona Vasıl, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebu Zer el-Gıfârî (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu her bir eklem yeri karşılığında bir sadaka borcuyla sabahlar. Karşısına çıkan kişiye selam vermesi sadakadır. İyiliği emretmesi sadakadır. Kötülükte alıkoyması sadakadır. Yoldan eziyeti gidermesi sadakadır. Eşiyle birlikte olması sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz, bütün bu borçlar için yeterlidir" [Ebû Davud şöyle dedi: Abbad'ın hadisi daha tafsilatlıdır. Müsedded, emir, nehiy ifadelerini zikretmemiştir. Şöyle şöyle dedi diye ilave etmiştir. İbn Meni' ise şu ilavede bulunmuştur: Ey Allah'ın Rasulü! Birisi eşi ile şehvetini giderdiğinde bu sadaka mı olur? diye sordular. "Haram ile birlikte olsaydı günah işlemeyecek miydi?" buyurdu.]
Açıklama: Rivayette kişinin eşiyle birlikte olmasının sadaka olarak nitelenmesi, ashabın zihninde soru işareti oluşturmuştur. Ancak Hz. Peygamber'in 'harama gitse idi günah olmayacak mıydı?' sorusuyla zihinlere Allah'ın belirlediği sınırlar içinde hareket edilmek kaydıyla, kurallara riayet edilerek yapılan her eylemin sadaka olduğu yani sevap kazandırdığı ve kulluğun tezahürü olduğu bildirilmiştir.
Bize İbn Nüfeyl ve Ahmed b. Yunus, onlara Züheyr, ona da Simak şöyle rivayet etmiştir: "Cabir b. Semure'ye Hz. Peygamber'le (sav) birlikte çok oturur muydunuz? diye sordum. O evet otururduk. Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kıldıktan sonra, güneş doğana kadar yerinden ayrılmaz, güneş doğunca kalkardı diye cevap verdi."
Bize Ahmed b. Meni', ona Abbad b. Abbad; (T) Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd -mana ile-, ona Vasıl, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebu Zer el-Gıfârî (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu her bir eklem yeri karşılığında bir sadaka borcuyla sabahlar. Karşısına çıkan kişiye selam vermesi sadakadır. İyiliği emretmesi sadakadır. Kötülükte alıkoyması sadakadır. Yoldan eziyeti gidermesi sadakadır. Eşiyle birlikte olması sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz, bütün bu borçlar için yeterlidir" [Ebû Davud şöyle dedi: Abbad'ın hadisi daha tafsilatlıdır. Müsedded, emir, nehiy ifadelerini zikretmemiştir. Şöyle şöyle dedi diye ilave etmiştir. İbn Meni' ise şu ilavede bulunmuştur: Ey Allah'ın Rasulü! Birisi eşi ile şehvetini giderdiğinde bu sadaka mı olur? diye sordular. "Haram ile birlikte olsaydı günah işlemeyecek miydi?" buyurdu.]
Açıklama: Hz. Peygamber, mükemmel bir varlık ve sisteme sahip olan insanın, kendisine konulan sınırlar dahilinde hareket etmek kaydıyla, Rabbine minnetini ifade edecek, bir başkasına faydası dokunacak ve müslüman olma bilincinin tezahürü olarak görülecek her eylemi sadaka olarak nitelemiştir. Sadakanın maddi tasadduka indirgenmesi ise kavramda bir anlam daralmasına neden olmuştur. İnsanî ilişkilerin başlangıcı olan selam ile, biyolojik bir ihtiyaç olan helalle yani eşle ilişkiyi birlikte sadaka olarak zikretmesi, kurallar çerçevesinde kalındığı sürece hayatın tamamının sadaka olarak kabul edileceğini göstermektedir. Farz namazların dışında kılınacak bir namaz ise özel vakit ayırmayı ifade eden anlamlı bir ibadettir. Bunu Hz. Peygamber (sav)'in işaret ettiği zamanlarda yapmak ise aynı zamanda sünnete de ittiba olacaktır.
Bize Ubeydullah b. Sa'd, ona amcası (Yakub b. İbrahim el-Kuraşî), ona babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona İbn İshak, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve), Aişe'nin şöyle anlattığını nakletti: Peygamber (sav), Osman b. Maz'ûn'u çağırdı ve (Osman, Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelince) "Ey Osman, sen benim sünnetimden yüz mü çeviriyorsun?" diye sordu. Osman da vallahi, hayır ey Allah'ın Rasulü! Tam aksine ben senin sünnetini istiyorum diye cevap verdi. (Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Gerçekten ben uyku da uyurum, namaz da kılarım, oruç da tutarım, bazen de tutmam. Kadınlarla da evlenirim. Ey Osman, (üzerindeki hakları zayi etme konusunda) Allah'tan kork! Çünkü senin üzerinde hanımının (veya ailenin) hakkı vardır. Senin üzerinde misafirinin hakkı vardır ve senin üzerinde nefsinin de hakkı vardır. (Bazen) Oruç tut, (bazen) tutma; (gecenin bir kısmında) namaz kıl, (bir kısmında da) uyu!"
Açıklama: Rivayette Rasulullah'ın (sav) bırakmayın diye emrettiği durum sabah namazının sünnetini ifade etmektedir. Detaylı bilgi için bkz. Âzimâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, IV, 136.
Açıklama: Nurdan kastedilen hidayettir. Bakara 2/164: Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.