4852 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Saîd [el-Kattan] ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyan [es-Sevrî], on da Amr b. Âmir el-Ensarî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "'Rasulullah (sav) her namaz için abdest alırdı.' [Amr b. Âmir el-Ensârî der ki ben de Enes b. Malik'e] 'Peki siz ne yapardınız?' diye sordum. Enes: 'Biz bozmadığımız sürece tek bir abdest ile bütün namazları kılardık' şeklinde cevap verdi." Ebu isa [Tirmizî] der ki: 'Bu hadis hasen -sahihtir'.
Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen hasen-sahih terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)
Bize Kteybe (b. Saîd) ve Hennâd (b. Serî), onlara Veki' (b. Cerrah), ona Şube (b. Haccâc), ona Abdülaziz b. Suheyb (el-Bünanî), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) tuvalete girmek istediğinde "Allah'ım! Erkek ve dişi tüm şeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sığınırım" diye dua ederdi. Şu'be, Rasulullah'ın (sav) bir defasında "Allah'ım!" demeksizin bu duayı okuduğunu kaydetmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ali, Zeyd b. Erkâm, Câbir ve İbn Mes'ûd'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi bu konuda rivayet edilenlerin en sahih ve iyisidir (ahsen). Zeyd b. Erkâm hadisinin senedinde problem (ızdırab) vardır. (Bu hadisi) Hişâm ed-Destevâî ve Said b. Ebu Arûbe, Katâde'den nakletmişler; Said, (kendi senedinde) Kâsım b. Avf eş-Şeybânî vasıtasıyla Zeyd b. Erkam'dan rivayette bulunurken Hişâm ed-Destevâî, Katâde vasıtasıyla Zeyd b. Erkam'dan nakilde bulunmuştur. (Bu hadisi) Şu'be ve Ma'mer, Katâde'den, o Nadr b. Enes'ten rivayet etmiş; Şu'be, doğrudan Zeyd b. Erkam'dan naklederken Ma'mer, Nadr b. Enes'ten, o da babası vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayette bulunmuştur. Ebu İsa şöyle demiştir: Muhammed (b. İsmail el-Buhârî'ye) bunun hakkında soru sordum. O, "Katâde'nin her ikisinden de rivayette bulunması ihtimal dahilindedir" demiştir.
Açıklama: Tirmizi'nin hadis için kullandığı "ahsen" kavramının, ıstılah olarak hasen terimi ile bir ilişkisi yoktur. "Ahsenü şey'in fi'l-bâb" herhangi bir konuda sıhhat açısından en kuvvetli hadisi ifade etmek için kullanılmıştır. Böyle bir hadis sahih, hasen hatta zayıf dahi olabilir. (Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 21, İstanbul, 2011). Ayrıca Zeyd b. Erkam rivayeti için kullanılan ızdırâb kavramına, tezat (ihtilaf) içermelerine rağmen aralarında tercih yapılamayan hadislerin durumunu anlatmak için başvurulmaktadır. (Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 121, İstanbul, 2011)
Bize Kuteybe [b. Saîd], ona Leys [b. Sa'd], ona Ukayl [b. Halid], ona[(Muhammed b. Şihab] ez-Zührî, ona Ubeydullah [b. Abdullah] ona da [Abdullah] b. Abbas şöyle demiştir: "Nebi (sav) süt içti, ardından su istedi ve ağzını çalkaladı, sonra da 'Süt yağlıdır' buyurdu." [Tirmîzî] der ki: 'Bu konuda Sehl b. Sa'd ve Ümmü Seleme’den de rivayet vardır.' [Tirmîzî] der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı alimler süt içme sebebiyle ağzın çalkalanması görüşündedirler. Bize göre bu müstehaptır. Bazıları ise sütten dolayı ağzı çalkalamayı gerekli görmemiştir.
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süyfân b. Uyeyne, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Câbir; (bir de) Süfyân Muhammed b. Münkedir’in naklettiği rivayete göre Câbir, şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) kendisi ile birlikte bulunduğum bir sırada Ensar’dan bir kadının evine girdi. Kadın Ona (sav) bir koyun kesti. Rasulullah (sav) koyun etinden yedi. Sonra [kadın] Ona (sav) bir tabak yaş hurma getirdi, Rasulullah (sav) ondan da yedi. Sonra öğle namazı için abdest alıp namazını kıldı. Ardından (tekrar o kadının yanına) gitti ve kadın (öğleden önce yenilen) o koyun etinin kalan kısmından biraz daha et getirdi. Rasulullah da (sav) ondan yedi ve abdest almadan ikindi namazını kıldı.” Bu konuda Ebu Bekir es-Sıddık, İbn Abbâs, Ebu Hüreyre, İbn Mesud, Ebu Râfi', Ümmü’l-Hakem, Amr b. Ümeyye, Ümmü Âmir, Süveyd b. Numan ve Ümmü Seleme’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî): Ebu Bekir’in bu konudaki hadisi, sened yönünden sahih değildir. Çünkü sadece bu hadisi Hüsâm b. Misak, İbn Sîrîn’den, o, İbn Abbas’tan, o, Ebu Bekir es-Sıddık’tan o da Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir. Sahih olan rivayet, sadece İbn Abbâs’ın Hz. Peygamber’den (sav) naklettiği rivayettir. Hadis hâfızlarının rivayeti de bu şekildedir. (Bu hadis) İbn Sîrîn'nin, İbn Abbas’tan, o da Nebî (sav) vasıtası ile değişik şekillerde rivayet edilmiştir. Hadisi Atâ b. Yesâr, İkrime, Muhammed b. Amr b. Atâ, Ali b. Abdullah b. Abbâs ve daha başkaları İbn Abbâs'tan, o da Nebî'den (sav) rivayet etmişlerdir. Onlar isnatta Ebu Bekir es-Sıddık tarikiyle zikretmemişlerdir. [Ebu Bekir es-Sıddık'ın] zikredilmemesi, daha sahihtir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: "Hz. Peygamber’in (sav) ashabı, tabiûn ve onlardan sonra gelen Süfyân es-Sevrî, İbn’ül-Mübârek, Şâfiî, Ahmed [b. Hanbel] ve İshâk [b. Râhûye] gibi alimlerin uygulaması, bu doğrultudadır. Onlar ateşte pişen şeylerden dolayı abdest almak gerekmediği görüşündedirler. Bu, Rasulullah’ın (sav) iki uygulamasından sonuncusudur. Bu hadis, bir önceki 'Ateşte pişen yemekleri yemekten dolayı abdest almak gerektiği' hadisin hükmünü neshetmiş gibidir."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan [es-Sevrî], ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası [Büreyde b. Husayb] şöyle demiştir: "Hz. peygamber (sav) her namaz için abdest alırdı. Mekke'nin fethedildiği yıl [fethin geçekleştiği gün] bütün namazları tek bir abdestle kıldı ve mestleri üzerine mesh etti. Ömer Rasulullah'a (sav) 'Daha önce yapmadığın bir şey yaptın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Belli bir amaç doğrultusunda böyle yaptım Ey Ömer' buyurdu." Ebu İsa [Tirmizî] der ki: 'Bu hadis hasen-sahihtir. Bu hadisi Ali b. Kâdim, Süfyan es-Sevrî’den "Rasulullah (sav) abdest azalarını birer kez yıkayarak abdest aldı" şeklinde bir ziyade ile rivayet etmiştir. Tirmizî şöyle demiştir: 'Bu hadisi Süfyan es-Sevrî, Muharib b. Disar’dan o da Süleymen b. Büreyde'den "Rasulullah (sav) her namaz için abdest alırdı" şeklinde rivayet etmiştir. Yine bu hadisi Vekî, Süfyan'dan, o Muharib’den, o Süleyman b. Büreyde’den o da babası [Büreyde b. Husayb]'den rivayet etmiştir. Yine Tirmizî şöyle demiştir: 'Bu hadisi Abdurrahman b. Mehdî ve başkaları Süfyan [es-Sevrî]'den, o Muharib b. Disar'dan, o Süleyman b. Büreyde'den o da Rasulullah'tan (sav) mürsel olarak rivayet etmiştir ki bu hadis Vekî’in rivayet ettiği hadisten daha sahihtir.' İlim ehline göre de bu hadisle amel etmek gerekir. Zira Rasulullah (sav) bozmadığı sürece bir abdestle pek çok namaz kılmıştır. Sahabeden bazıları ise müstehap gördüklerinden ve abdestin faziletini elde etmek istediklerinden, her namaz için abdest almışlardır. İfrikî'nin Ebu Ğutayf'tan, onun İbn Ömer'den, onun da Rasulullah'tan (sav) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav): "Kim abdestli olduğu halde yeniden abdest alırsa Allah bu abdesti sebebiyle ona on sevap yazar" buyurmuştur. Ancak bu hadisin isnadı zayıftır. Bu konuda Cabir b. Abdullah’dan rivayet edilen "Rasulullah (sav) öğle ve ikindiyi bir abdestle kıldı" şeklinde bir rivayet de bulunmaktadır.
Bize Nasr b. Ali ve Muhammed b. Beşşar, onlara Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyri, ona Süfyan, ona Dahhak b. Osman, ona Nafi, İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: “Hz. Peygamber küçük abdest bozarken birisi ona selam verdi. Rasulullah adamın selamını almadı.” Ebu İsa et-Tirmizi “Bu hadis hasen-sahihtir. Bize göre selam almanın mekruh olması ancak kişi küçük ve büyük abdestini bozduğu esnada söz konusudur. Bazı alimler hadisi böyle tefsir etmişlerdir. Bu hadis, bu konudaki rivayetlerin en güzelidir" demiştir. Yine Ebu İsa et-Tirmizi "bu konuda Muhacir b. Kunfuz, Abdullah b. Hanzale, Alkame b. Fağva, Cabir b. Abdullah ve Bera b. Âzib'den de hadis rivayet edilmiştir" demiştir.
Bize Hennad b. Serî, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hazım), ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Abdullah b. Erkam'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Namaz için kamet getirilmişti. O sırada imam, bir adamı elinden tutarak (cemaate) imamlık yapmak üzere öne geçirdi ve: Rasulullah'ın (sav): "Sizden biri namaza duracağı sırada tuvalet ihtiyacı hissederse önce tuvalet ihtiyacını gidersin." buyurduğunu söyledi. [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Aişe, Ebu Hüreyre, Sevbân ve Ebu Ümâme’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Erkam'ın hadisi, hasen-sahihtir. Malik, Yahya b. Said el-Kattan ve hadis hafızlarından pek çok kişi bu hadisi; Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Abdullah b. Erkam’ın rivayetiyle bu şekliyle nakletmiştir. Yine Veheyb ve daha başka raviler de, Hişam b. Urve, ona babası, başka bir kimse vasıtasıyla Abdullah b. Erkâm’dan rivayet etmiştir. Rasulullah'ın (sav) ashabı ve tabiinden pek çok kimsenin görüşü bu yöndedir. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir; Onlar şöyle demişlerdir: 'Küçük veya büyük tuvalet ihtiyacı hisseden kimse namaza başlamaz. Namazada iken böyle bir ihtiyaç hissederse, eğer bu durum zihnini meşgul etmiyorsa namazdan çıkmaz.' Bazı âlimler de: 'Küçük veya büyük tuvalet ihtiyacı, namazını etkileyecek kadar zihnini meşgul etmediği sürece, kişinin namaza devam etmesinde bir sakınca yoktur.' demişlerdir.]
Bize Hennâd (b. Serî), ona Hafs b. Gıyas, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Mütevekkil (Ali b. Davud) ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz eşiyle (cinsel) ilişkiye girdikten sonra onunla tekrar birlikte olmak isterse (arada) abdest alsın." [Tirmizî: 'Bu konuda Hz. Ömer'den nakledilen rivayet de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Said'in bu rivayeti hasen-sahih bir hadistir. Hz. Ömer'in görüşü de bu hadis doğrultusundadır. Birçok âlim de bu görüşü dile getirmiş: 'Kişi hanımıyla ilişkiye girdiği zaman, tekrar onunla birlikte olmak isterse, birlikte olmadan önce abdest almalıdır.' demişlerdir. (Senedde adı geçen) Ebu Mütevekkil'in ismi, Ali b. Davud'dur. Ebu Said el-Hudrî'nin adı ise, Sa'd b. Malik b. Sinan'dır.]
Açıklama: Burada abdest ile kastedilen namaz abdestidir.