6745 Kayıt Bulundu.
Açıklama: الْقَوِىِّ (Kavî):Hz. Peygamber'e (sav) ait olma ihtimali olmama ihtimalinden fazla olan hadis. Sahih ve hasen için kullanılmaktadır. bkz. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, 2015, s. 148.
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kadir gecesini Ramazandan son on gece içerisinde, (yani) geriye kalan dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerde arayınız."
Bize Süleyman b. Harb ile Müsedded -manen-, onlara Hammad b. Zeyd, ona Asım, ona da Zir rivayet etmiştir: "Übey b. Ka'b'a (ra) Ey Ebu Münzir, bana kadir gecesini anlat. Çünkü bu arkadaşımıza (İbn Mesud) soruldu da kim bir yılı ihya ederse ona rastlar diye cevap verdi; dedim. Bunun üzerine Übey de: Allah Ebu Abdurrahman'a rahmet eylesin o Kadir gecesinin ramazanda olduğunu biliyordu, dedi. [(Diğer ravi) Müsedded (bu hadise); "Fakat (Ebu Abdurrahman, halkın) güvenmelerini uygunsuz gördü cümlesini), yahut da (halkın güvenmelerini) arzu etmedi (cümlesini) ilave etti. (Hadisin bundan) sonra (ki kısmında her iki ravi de Übey'in); Vallahi o (kadir gecesi) Ramazandadır ve yirmi yedinci gecesindedir dediğinde ve istisna etmediğinde birleştiler. (Zir b. Hubeyş) dedi ki: (Ben Ubey'e), Ey Ebu Münzir bunu nasıl biliyorsun? dedim. (Bana): Rasulullah'ın bize bildirdiği alâmet (Ier)le biliyorum, diye cevap verdi."] [(Asım dedi ki:) Zir'e; alâmet(ler) ne(ler)dir? diye sordum: Bu gecenin sabahında güneş tas gibi doğar, yükselinceye kadar pırıltısı olmaz, diye cevap verdi.]
Bize Hakîm b. Seyf er-Rakkî, ona Ubeydullah b. Amr, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. el-Esved, ona babası, ona da İbn Mesud (ra) dedi ki: Rasulullah (sav) bize hitaben; "Kadir gecesini Ramazanın 17. gecesinde, 21. gecesinde ve 23. gecesinde arayınız," buyurdu, sonra da sustu.
Bize Ahmed b. Hafs b. Abdullah es-Sülemî, ona babası, ona İbrahim b. Tahman, ona Abbad b. İshak, ona Muhammed b. Müslim ez-Zührî, ona Damra b. Abdullah b. Üneys, ona da babası, şöyle demiştir: Selime oğullarının meclisinde bulunuyordum, en küçükleri de bendim. Bizim için Rasulullah'a (sav) kadir gecesini kim sorar? dediler. Bu toplantı Ramazanın yirmi birinci gecesinin sabahında yapılmıştı. Bunun üzerine ben oradan çıktım, akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım. Namazdan sonra evinin kapısının önüne durdum. Yanıma gelince; "İçeri gir" dedi. Hemen girdim. Önümüze akşam yemeği getirildi. Yemeğin azlığından dolayı elimi geri geri çektiğimi gördü. Yemek bitince: Bana ayakkabılarımı ver dedi ve kalktı. Onunla birlikte ben de kalktım. Bana, "sanki bir ihtiyacın varmış gibisin" dedi. Evet, Selime oğullarından bir cemaat beni sana gönderdiler, sana Kadir gecesini sormak istiyorlar, dedim. Bunun üzerine, "bu gece Ramazanın kaçıncı gecesi?" diye sordu. Yirmi ikinci gecesidir dedim. "İşte o bu gecedir," buyurdu. Sonra döndü yirmi üçüncü geceyi kast ederek; "belki de gelen gecedir" buyurdu.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona İbn Abdullah b. Üneys el-Cüheni, ona da babası şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'e Ey Allah'ın Rasulü, benim çölde (bir evim) var. Orada kalıyorum ve Allah'a hamdolsun namazımı orada kılıyorum. Bana bir gece söyle de o gece Medine'deki şu mescide geleyim dedim. "Yirmi üçüncü gece gel!" buyurdu. [(Bu hadisin ravisi Muhammed b. İbrahim) dedi ki: Ben (bu olayı nakleden Abdullah b. Üneys'in) oğluna, baban o gece ne yapıyordu? diye sordum. O gece babam ikindi namazını kılınca mescide girerdi, sabah namazını kılıncaya kadar herhangi bir ihtiyaç için dışarı çıkmazdı. Sabah namazını kılınca mescidin kapısında duran hayvanını bulurdu ve ona binip çöldeki evine varırdı diye cevap verdi.]
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kadir gecesini Ramazanın son yedi gece içerisinde arayınız!"
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Yezid b. Abdullah b. el-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasullullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girerdi. Yine bir sene Ramazan ayının yirmi birinci gecesi oluncaya kadar itikafta kaldı. O gecenin sabahında itikaftan çıktı ve şöyle buyurdu: "Kim benimle itikaf yapmışsa, son on günde de itikaf yapsın. Çünkü bu gece (Kadir gecesi) bana gösterildi. Sonra da bana unutturuldu. Ben (rüyada) kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde eder halde gördüm. Siz o geceyi son on günde arayın! (on gün içinde ise) tek sayılı geceler içinde arayın!" Ebu Said sözlerine şöyle devam etti: Bu konuşmanın yapıldığı gece yağmur yağdı. Mescid o zaman arîş (çardak biçiminde olup tavansız, gölgelik) şeklinde idi. Bu sebeple mescidin çatısı aktı. İşte benim bu iki gözüm Rasulullah'ı (sav) alnında su ve çamur izi olduğu halde yirmi birinci gecenin sabahında gördü.
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Abdüla'lâ, ona Saîd, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) haber verdiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kadir gecesini Ramazanın son on gecesi içerisinde arayın; özellikle 29, 27 ve 25. gecelerde arayın." (Ravi Ebu Nadre) dedi ki: Ebu Saîd'e, siz sayıyı bizden daha iyi bilirsiniz dedim. Evet diye cevap verdi. Bu, dokuzuncu, yedinci ve beşinci gece ne demektir? diye sordu. Yirmi birinci gece geçti mi, ondan sonra gelen gece dokuzuncudur. Yirmi üçüncü gece geçti mi, ondan sonra gelen gece yedinci, yirmi beşinci gece geçince de ondan sonra gelen gece beşincidir" diye cevap verdi. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisin sözlerinden bana bir şey gizli kaldı mı, kalmadı mı, bilmiyorum.]