1886 Kayıt Bulundu.
Bana Mâlik’in belağ lafzı ile şöyle anlattığı rivayet edilmiştir: Hz. Aişe (ra) oruçlu iken bir yoksul kendisinden yardım istedi. Evinde yufka dışında bir şey yoktu. Azatlı cariyesine “Onu yoksula ver.” dedi. Cariye: “İftar edeceğin başka bir şey yok.” deyince, Hz. Ayşe (ra) “Ekmeği ona ver” dedi. Cariye der ki: Hz. Ayşe’nin emrini yerine getirdim. Akşam olunca ev halkından biri -veya bir insan- bize yufka ekmeğe sarılmış bir koyun eti hediye etti. Mü'minlerin annesi Aişe (ra) beni çağırıp “Bunu ye! Bu senin (vermek istemediğin) ekmeğinden daha hayırlıdır.” dedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; musannif ile Hz. Aişe arasında inkita vardır.
Bize Mâlik, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Beyruhâ denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Beyruhâ bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
İmâm Mâlik'in, Alâ b. Abdurrahman'dan duyduğuna göre o şöyle dedi: “Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir.” İmâm Mâlik şöyle dedi: Bu hadisin Hz. Peygamber'den (sav) merfû olarak rivayet edilip edilmediğini bilmiyorum.