6728 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Ebu Bürde b. Abdullah, ona da babasının rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir kavimden korktuğu zaman şöyle Allah'a sığınırdı: "Allah'ım! Onların karşısına senin dikilmeni istiyoruz, kötülüklerinden de sana sığınıyoruz."
Açıklama: Ömrün kötüsü: ihtiyarlık yahut ömrün rızayı ilahiye uygun tüketilmemesi. Kalbin fitnesi: Vesveseler, hasetler, kıskançlıklar, su-i zanlar vs.
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: للَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Abdulaziz b. Ömer, ona Hilâl, ona Ömer b. Abdulaziz, ona İbn Cafer, ona da Esma bt. Umeys (ra) şöyle haber verdi: Rasulullah (sav) bana, "sana sıkıntı esnasında -veya sıkıntıda- okuyacağın birkaç kelime öğreteyim mi? dedi ve Allah, Allah! Ey Rabbim! Ben O'na hiçbir şeyi ortak koşmam," buyurdu. [Ebû Davud dedi ki: Buradaki Hilal, Ömer b. Abdülaziz'in âzâdlısı olan Hilâl'dir. İbn Cafer de Abdullah b. Cafer'dir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]