6745 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, onlara Yakub b. Abdurrahman, ona Zührî, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) hizmet ederken sık sık O'nun şöyle dua ettiğini duyardım: "Ey Allah'ım! Endişeden, üzüntüden, borcun altında ezilmekten ve düşmanların bana galip gelmesinden sana sığınırım." [Yakub b. Abdurrahman rivayetinde, (Süleyman b. Tarhan) et-Teymî'nin zikrettiklerinin bazılarını zikretmiştir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Ebu Bürde b. Abdullah, ona da babasının rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir kavimden korktuğu zaman şöyle Allah'a sığınırdı: "Allah'ım! Onların karşısına senin dikilmeni istiyoruz, kötülüklerinden de sana sığınıyoruz."
Bize Said b. Mansur ve Kuteybe b. Said, onlara Yakub b. Abdurrahman, ona Zührî, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) hizmet ederken sık sık O'nun şöyle dua ettiğini duyardım: "Ey Allah'ım! Endişeden, üzüntüden, borcun altında ezilmekten ve düşmanların bana galip gelmesinden sana sığınırım." [Yakub b. Abdurrahman rivayetinde, (Süleyman b. Tarhan) et-Teymî'nin zikrettiklerinin bazılarını zikretmiştir.]
Açıklama: Ömrün kötüsü: ihtiyarlık yahut ömrün rızayı ilahiye uygun tüketilmemesi. Kalbin fitnesi: Vesveseler, hasetler, kıskançlıklar, su-i zanlar vs.
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân) ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve yaşlılıkta bunamaktan sana sığınırım. Allah'ım! kabir azabından sana sığınırım. Allah'ım! Hayatın ve ölümün fitnesinden de sana sığınırım."
Açıklama: Hayatın fitnesinden murad dünya meşgaleleriyle oyalanıp ahireti unutmaktır. Ölümün fitnesinden murad ise kötü bir son yahut kabir azabıdır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: للَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
Bize el-Ka'neb , ona Malik (b. Enes), ona Ebu Zübeyir el-Mekkî, ona Tâvus, ona da Abdullah b. Abbas “Rasulullah (sav) ashaba Kuran'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğretirdi” demiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından ve kabir azabından Sana sığınırım. Mesîh Deccâl'in fitnesinden, ölüm ve hayatın fitnesinden Sana sığınırım."
Bize İbrahim b. Musa er-Razi, ona İsa, ona Hişam , ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe “Rasulullah (sav) ashabına Kuran'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğretirdi” demiştir: "Allah'ım! Cehennem fitnesinden, azabından, zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]