حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى الأَزْدِىُّ الْبَصْرِىُّ وَأَبُو عَمَّارٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « خَيْرُ الصَّحَابَةِ أَرْبَعَةٌ وَخَيْرُ السَّرَايَا أَرْبَعُمِائَةٍ وَخَيْرُ الْجُيُوشِ أَرْبَعَةُ آلاَفٍ وَلاَ يُغْلَبُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفًا مِنْ قِلَّةٍ » . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ يُسْنِدُهُ كَبِيرُ أَحَدٍ غَيْرُ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ وَإِنَّمَا رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَقَدْ رَوَاهُ حِبَّانُ بْنُ عَلِىٍّ الْعَنَزِىُّ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20083, T001555
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى الأَزْدِىُّ الْبَصْرِىُّ وَأَبُو عَمَّارٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « خَيْرُ الصَّحَابَةِ أَرْبَعَةٌ وَخَيْرُ السَّرَايَا أَرْبَعُمِائَةٍ وَخَيْرُ الْجُيُوشِ أَرْبَعَةُ آلاَفٍ وَلاَ يُغْلَبُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفًا مِنْ قِلَّةٍ » . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ يُسْنِدُهُ كَبِيرُ أَحَدٍ غَيْرُ جَرِيرِ بْنِ حَازِمٍ وَإِنَّمَا رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَقَدْ رَوَاهُ حِبَّانُ بْنُ عَلِىٍّ الْعَنَزِىُّ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرَوَاهُ اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً .
Tercemesi:
Bize Ebu Ammar Muhammed b. Yahya el-Ezdî el-Basrî ve daha pek çok kimse, onlara Vehb b. Cerîr, ona babası (Cerîr), ona Yunus b. Yezid, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Arkadaşların en hayırlısı dört [kişilik arkadaş grubudur]. Müfrezelerin en hayırlısı dört yüz kişilik [kuvvettir]. Orduların en hayırlısı da dört bin kişilik [kuvvettir]. On iki bin kişilik ordu azlıktan dolayı mağlub edilmez.
Bu, hasen-garîb bir hadis olup onu Cerîr b. Hâzim dışındaki pek çok kimse muttasıl olarak rivayet etmemiştir. Bu hadis Zührî vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) mürsel olarak nakledilmiştir. Bu hadisi Hibbân b. Ali el-Anezî, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'den aktarmıştır. [Diğer taraftan] Leys b. Sa'd, ona Ukayl'den, o da ez-Zührî kanalıyla Nebî'den (sav) mürsel olarak rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 7, 4/125
Senetler:
()
Konular:
Arkadaş, Arkadaşlık, arkadaşlık ilişkileri
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
Yolculuk, Yolcu ve yolculuk hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20099, T001557
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ عُمَيْرٍ مَوْلَى آبِى اللَّحْمِ قَالَ: شَهِدْتُ خَيْبَرَ مَعَ سَادَتِى فَكَلَّمُوا فِىَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَكَلَّمُوهُ أَنِّى مَمْلُوكٌ . قَالَ فَأَمَرَنى فَقُلِّدْتُ السَّيْفَ فَإِذَا أَنَا أَجُرُّهُ فَأَمَرَ لِى بِشَىْءٍ مِنْ خُرْثِىِّ الْمَتَاعِ وَعَرَضْتُ عَلَيْهِ رُقْيَةً كُنْتُ أَرْقِى بِهَا الْمَجَانِينَ فَأَمَرَنِى بِطَرْحِ بَعْضِهَا وَحَبْسِ بَعْضِهَا . وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ لاَ يُسْهَمَ لِلْمَمْلُوكِ وَلَكِنْ يُرْضَخُ لَهُ بِشَىْءٍ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Bişr b. Mufaddal, ona Muhammed b. Zeyd, ona da Umeyr mevlâ Âbî Lahm şöyle rivayet etmiştir:
Efendimle beraber Hayber'de hazır bulundum. [İnsanlar] Rasulullah'la (sav) benim hakkımda konuşup benim köle olduğumu söylediler. Bana emretti de kılıç kuşandım; baktım ki onu [ancak] sürükleyebiliyorum! Bana bir takım eşyaları taşımamı emretti. Kendisine akıl hastalarını tedavi ettiğim bir korunma duası (rukye) gösterdim. Bana bazılarını çıkarmamı, bazılarını da bırakmamı emretti.
[Tirmizî şöyle demiştir]: Bu konuda İbn Abbâs'tan da hadis nakledilmiştir.
Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göre olup köleye [ganimet] payı verilmez ve fakat onlara hediye türü şeyler verilir. Bu, [Süfyân] es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed [b. Hanbel] ve İshâk [b. Râhûye'nin] görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 9, 4/127
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Siyer, Hayber günü
Tedavi, Rukye, tedavi şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20142, T001564
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ النَّبِيلُ عَنْ وَهْبٍ أَبِى خَالِدٍ قَالَ: حَدَّثَتْنِى أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ عِرْبَاضِ بْنِ سَارِيَةَ أَنَّ أَبَاهَا أَخْبَرَهَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ تُوطَأَ السَّبَايَا حَتَّى يَضَعْنَ مَا فِى بُطُونِهِنَّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ رُوَيْفِعِ بْنِ ثَابِتٍ . وَحَدِيثُ عِرْبَاضٍ حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ. وَقَالَ الأَوْزَاعِىُّ : إِذَا اشْتَرَى الرَّجُلُ الْجَارِيَةَ مِنَ السَّبْىِ وَهِىَ حَامِلٌ فَقَدْ رُوِىَ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ أَنَّهُ قَالَ لاَ تُوطَأُ حَامِلٌ حَتَّى تَضَعَ . قَالَ الأَوْزَاعِىُّ: وَأَمَّا الْحَرَائِرُ فَقَدْ مَضَتِ السُّنَّةُ فِيهِنَّ بِأَنْ أُمِرْنَ بأن بِالْعِدَّةِ كل هذا . حَدَّثَنِى بِذَلِكَ عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya en-Nîsâbûrî, ona Ebu Âsım en-Nebîl, ona Ebu Hâlid Vehb, ona Ümmü Habîbe bt. İrbâz b. Sâriye, ona da babası [İrbâz b. Sâriye] şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) doğum yapmalarına dek [savaş] esirleriyle cinsel münasebette bulunulmasını yasakladı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Rüveyfi' b. Sâbit'ten de hadis nakledilmiştir. İrbâz hadisi, garîb bir hadistir.
İlim ehli nezdinde amel buna göredir. el-Evzâî, "Bir adam hamile olan esir cariye satın aldığında, Ömer b. Hattâb'dan rivayet edilen 'Doğum yapana dek hamile kadınla cinsel münasebet kurulmaz' sözü gereğince [onunla münasebete geçemez]" demiştir. [Aynı şekilde] el-Evzâî, "Hür kadınlara gelince, iddet beklemelerine ilişkin sünnet geçerlidir" demiştir. Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona da el-Evzâî böylece nakilde bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 15, 4/133
Senetler:
()
Konular:
Savaş, esirlere muamele
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20156, T001567
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ أَبِى السَّفَرِ وَاسْمُهُ أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْهَمْدَانِىُّ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالاَ : حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى ابْنُ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ هِشَامٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَلِىٍّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ جِبْرَائِيلَ هَبَطَ عَلَيْهِ فَقَالَ لَهُ خَيِّرْهُمْ يَعْنِى أَصْحَابَكَ فِى أُسَارَى بَدْرٍ الْقَتْلَ أَوِ الْفِدَاءَ عَلَى أَنْ يُقْتَلَ مِنْهُمْ قَابِل مِثْلُهُمْ . قَالُوا الْفِدَاءَ وَيُقْتَلَ مِنَّا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَنَسٍ وَأَبِى بَرْزَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ الثَّوْرِىِّ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى زَائِدَةَ . وَرَوَى أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَلِىٍّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . وَرَوَى ابْنُ عَوْنٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عبيدَةَ عَنِ علي عن النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَأَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ اسْمُهُ عُمَرُ بْنُ سَعْدٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ubeyde b. Ebu Sefer [olarak bilinen] Ahmed b. Abdullah el-Hemdânî ve Mahmud b. Ğaylân, onlara Ebu Davud el-Haferî, ona Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebu Zâide, ona Süfyân b. Said, ona Hişâm, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Cebrail [Hz. Peygamber'e (sav)] inip "Ashabını Bedir esirleri konusunda öldürmek ya da onların dengi kimselerin kendilerinden (sahabe) öldürülmesi karşılığında fidye almak üzere [iki şık arasında] serbest bırak" dedi. [Ashâb],"Fidyeyi ve bizden öldürülme[lerini tercih ediyoruz]" dediler.
[Tirmizî] şöyle demiştir: Bu konuda İbn Mes'ud'dan, Enes'ten, Ebu Berze'den ve Cübeyr b. Mut'im'den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu [rivayet], Sevrî'nin hadisi olarak hasen-garîb bir hadis olup onu sadece İbn Ebu Zâide tarikiyle bilmekteyiz. Bize Ebu Üsame, ona Hişâm, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'den benzeri bir nakilde bulunmuştur. Bize İbn Avn, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'den (sav) mürsel olarak rivayet etmiştir. Ebu Dâvûd el-Haferî'nin ismi Ömer b. Sa'd'dır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 18, 4/135
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abide b. Amr el-A'ver (Abide b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
7. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
8. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
8. Ahmed b. Abdullah el-Hemdanî (Ahmed b. Abdullah b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Savaş, esirlere muamele
Siyer, Bedir esirleri
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20104, T001559
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا بُرَيْدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ جَدِّهِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ: قَدِمْتُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نَفَرٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ خَيْبَرَ فَأَسْهَمَ لَنَا مَعَ الَّذِينَ افْتَتَحُوهَا . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ. قَالَ الأَوْزَاعِىُّ مَنْ لَحِقَ بِالْمُسْلِمِينَ قَبْلَ أَنْ يُسْهَمَ لِلْخَيْلِ أُسْهِمَ لَهُ . وَبُرَيْدٌ يُكْنَى أَبَا بُرَيْدَةَ وَهُوَ ثِقَةٌ وَرَوَى عَنْهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَابْنُ عُيَيْنَةَ وَغَيْرُهُمَا .
Tercemesi:
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Hafs b. Ğiyâs, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde, ona dedesi Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:
Eş'arîler'den bir topluluk içinde Rasulullah'ın (sav) yanına, Hayber'e geldim. Fethe iştirak edenlerle beraber bize de ganimetten pay verdi.
Bu, hasen-garîb bir hadistir. Amel, bir kısım ilim ehli nezdinde bu [hadise] göredir. el-Evzâî, "Atlar için hisse verilmeden önce müslümanlara katılana hisse verilir" demiştir.
[Senetteki] Büreyd'in künyesi Ebu Büreyde [olup] o, sikadır. Kendisinden Süfyan es-Sevrî, İbn Uyeyene ve başkaları hadis nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 10, 4/128
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20090, T001556
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ هُرْمُزَ أَنَّ نَجْدَةَ الْحَرُورِىَّ كَتَبَ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ يَسْأَلُهُ هَلْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَغْزُو بِالنِّسَاءِ؟ وَهَلْ كَانَ يَضْرِبُ لَهُنَّ بِسَهْمٍ ؟ فَكَتَبَ إِلَيْهِ ابْنُ عَبَّاسٍ: كَتَبْتَ إِلَىَّ تَسْأَلُنِى هَلْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَغْزُو بِالنِّسَاءِ وَكَانَ يَغْزُو بِهِنَّ فَيُدَاوِينَ الْمَرْضَى وَيُحْذَيْنَ مِنَ الْغَنِيمَةِ وَأَمَّا يُسْهِمُ فَلَمْ يَضْرِبْ لَهُنَّ بِسَهْمٍ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَأُمِّ عَطِيَّةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ يُسْهَمُ لِلْمَرْأَةِ وَالصَّبِىِّ . وَهُوَ قَوْلُ الأَوْزَاعِىِّ . قَالَ الأَوْزَاعِىُّ وَأَسْهَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلصِّبْيَانِ بِخَيْبَرَ وَأَسْهَمَتْ أَئِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ لِكُلِّ مَوْلُودٍ وُلِدَ فِى أَرْضِ الْحَرْبِ . قَالَ الأَوْزَاعِىُّ: وَأَسْهَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلنِّسَاءِ بِخَيْبَرَ وَأَخَذَ بِذَلِكَ الْمُسْلِمُونَ بَعْدَهُ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ بِهَذَا . وَمَعْنَى قَوْلِهِ وَيُحْذَيْنَ مِنَ الْغَنِيمَةِ يَقُولُ يُرْضَخُ لَهُنَّ بِشَىْءٍ مِنَ الْغَنِيمَةِ يُعْطَيْنَ شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Hâtim b. İsmail, ona Cafer b. Muhammed, ona babası [Muhammed el-Bâkır], ona da Yezid b. Hürmüz şöyle rivayet etmiştir:
Necde el-Harûrî, İbn Abbâs'a [mektup] yazarak "Rasulullah (sav) kadınlarla birlikte savaşa çıkar mıydı? Onlar için [ganimet] payı verir miydi?" diye sordu. İbn Abbâs da ona [mektup] yazıp "'Rasulullah (sav) kadınlarla birlikte savaşa çıkar mıydı?' diye bana yazmışsın. Onlarla birlikte savaşa çıkar, onlar hastaları tedavi ederler ve ganimetten kendilerine bir şeyler verilirdi. Ama [savaşçı gibi kendilerine] pay verilmesine gelince, onlar için pay vermedi" dedi.
[Tirmizî şöyle demiştir]: Bu konuda Enes'ten ve Ümmü Atiyye'den de hadis nakledilmiştir.
Bu, hasen-sahih bir hadistir.
İlim ehlinin büyük çoğunluğuna göre amel buna göredir ki bu, Süfyân es-Sevrî ve Şâfiî'nin görüşüdür. Bazıları, "Kadına ve çocuğa [ganimet] payı verilir" demiştir ki bu, el-Evzâî'nin görüşüdür. el-Evzâî, "Nebî (sav) çocuklara Hayber'de pay vermiş, müslümanların idareceleri (eimme) de savaş toprağında doğan her çocuk için [ganimet] payı vermiştir" demiştir. [Aynı şekilde] el-Evzâî, "Nebî (sav) kadınlara Hayber'de [ganimet] payı vermiş, ondan sonra da müslümanlar [bu uygulamayı esas] almışlardır" demiştir. Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona da el-Evzâî böylece nakletmiştir. "Ganimetten kendilerine bir şeyler verilirdi" ifadesinin anlamı, onlar için ganimet mallarından hediye türü bir şeyler vermek demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 8, 4/125
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Kadın, Savaşa katılmaları, savaştaki Hizmetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20136, T001563
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ جَهْضَمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ: نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ شِرَاءِ الْمَغَانِمِ حَتَّى تُقْسَمَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Hâtim b. İsmail, ona Cehdam b. Abdullah, ona Muhammed b. İbrahim, ona Muhammed b. Zeyd, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) taksim edilene dek ganimetlerin ticarete konu edilmesini yasakladı.
Bu konuda Ebu Hureyre'den hadis nakledilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 14, 4/132
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20102, T001558
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنِ الْفُضَيْلِ بْنِ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دينارٍ الأَسْلَمِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ إِلَى بَدْرٍ حَتَّى إِذَا كَانَ بِحَرَّةِ الْوَبَرِ لَحِقَهُ رَجُلٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ يَذْكُرُ مِنْهُ جُرْأَةً وَنَجْدَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ؟ » . قَالَ لاَ . قَالَ « ارْجِعْ فَلَنْ أَسْتَعِينَ بِمُشْرِكٍ » . وَفِى الْحَدِيثِ كَلاَمٌ أَكْثَرُ مِنْ هَذَا . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالُوا : لاَ يُسْهَمُ لأَهْلِ الذِّمَّةِ وَإِنْ قَاتَلُوا مَعَ الْمُسْلِمِينَ الْعَدُوَّ . وَرَأَى بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ يُسْهَمَ لَهُمْ إِذَا شَهِدُوا الْقِتَالَ مَعَ الْمُسْلِمِينَ . وَيُرْوَى عَنِ الزُّهْرِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَسْهَمَ لِقَوْمٍ مِنَ الْيَهُودِ قَاتَلُوا مَعَهُ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَزْرَةَ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Fudayl b. Ebu Abdullah, ona Abdullah b. Dînâr el-Eslemî, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir'e doğru [savaşa] çıktı. Harretü'l-veber [denilen yere] geldiğinde cesaret ve silahşörlük ile anılan [ama] müşriklerden [olan] bir adam kendisine katıldı. Hz. Peygamber (sav), "Allah'a ve rasulüne iman ediyor musun?" buyurdu. O, "Hayır" dedi. Nebî (sav), "Dön! Bir müşrikten asla yardım istemem!" buyurdu.
[Tirmizî şöyle demiştir]: Bu hadiste bundan daha çok ifade vardır.
Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göre olup onlar, "Düşmana karşı müslümanlarla beraber [omuz omuza] savaşsalar da zimmet ehline [ganimet] payı verilmez" demişlerdir. Bazı ilim ehli de müslümanlarla beraber savaşta hazır bulundukları takdirde onlara [ganimet] payı verileceğini benimsemişlerdir. ez-Zührî'den rivayet edildiğine göre Nebî (sav) kendisiyle beraber [omuz omuza savaşan] Yahudiler'den bir topluluk için [ganimet] payı vermiştir. Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülvâris b. Said, ona Azre b. Sâbit, ona da ez-Zührî böylece nakilde bulunmuştur. Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 10, 4/127
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Müşrik, müşriklerin ücretle çalıştırılması
Siyer, Bedir Savaşı
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ بن عمر الشَّيْبَانِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى حُيَىٌّ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىِّ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ وَالِدَةٍ وَوَلَدِهَا فَرَّقَ اللَّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَحِبَّتِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا التَّفْرِيقَ بَيْنَ السَّبْىِ بَيْنَ الْوَالِدَةِ وَوَلَدِهَا وَبَيْنَ الْوَلَدِ وَالْوَالِدِ وَبَيْنَ الإِخْوَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20150, T001566
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ بن عمر الشَّيْبَانِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى حُيَىٌّ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىِّ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ وَالِدَةٍ وَوَلَدِهَا فَرَّقَ اللَّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَحِبَّتِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا التَّفْرِيقَ بَيْنَ السَّبْىِ بَيْنَ الْوَالِدَةِ وَوَلَدِهَا وَبَيْنَ الْوَلَدِ وَالْوَالِدِ وَبَيْنَ الإِخْوَةِ .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs b. Ömer eş-Şeybânî, ona Abdullah b. Vehb, ona Huyey, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Ebu Eyyûb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
[Savaş esirlerinden olan] anneyle çocuğunu ayıranı Allah, Kıyamet günü sevdiklerinden ayırır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ali'den de hadis nakledilmiştir.
Bu, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından ve başkalarından ilim ehli kimselerin nezdinde amel buna göre olup onlar anne-çocuk, baba-oğul ve kardeş esirlerin ayrılmasını kerih görmüşlerdir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 17, 4/134
Senetler:
()
Konular:
Savaş, esirlere muamele
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20107, T001560
Hadis:
حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَخْزَمَ الطَّائِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو قُتَيْبَةَ مسلم ابْنُ قُتَيْبَةَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىِّ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ قُدُورِ الْمَجُوسِ فَقَالَ : « أَنْقُوهَا غَسْلاً وَاطْبُخُوا فِيهَا » . وَنَهَى عَنْ كُلِّ سَبُعٍ وَذِى نَابٍ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ رَوَاهُ أَبُو إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىُّ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ . وَأَبُو قِلاَبَةَ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ أَبِى أَسْمَاءَ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ . حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ قَالَ: سَمِعْتُ رَبِيعَةَ بْنَ يَزِيدَ الدِّمَشْقِىَّ يَقُولُ : أَخْبَرَنِى أَبُو إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىُّ عَائِذُ اللَّهِ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىَّ يَقُولُ: أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا بِأَرْضِ قَوْمٍ أَهْلِ كِتَابٍ نَأْكُلُ فِى آنِيَتِهِمْ ؟ قَالَ : « إِنْ وَجَدْتُمْ غَيْرَ آنِيَتِهِمْ فَلاَ تَأْكُلُوا فِيهَا فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَاغْسِلُوهَا وَكُلُوا فِيهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Zeyd b. Ahzem et-Tâî, ona Ebu Kuteybe Müslim b. Kuteybe, ona Şube, ona Eyyûb, ona Ebu Kilâbe, ona da Ebu Sa'lebe el-Huşenî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) Mecûsîler'in kap-kacaklarından soruldu. O, "Onları yıkayın ve [onlarla] yemek pişirin" buyurdu. Köpek dişi olan her yırtıcı hayvanı [yemeği de] yasakladı.
Bu hadis, Ebu Sa'lebe vasıtasıyla pek çok tarikten nakledilmiştir. [Mesela] Ebu İdris el-Havlânî, Ebu Sa'lebe'den rivayet etmiştir. Ebu Kilâbe'ye [gelince], Ebu Sa'lebe'den hadis işitmemiştir. O sadece Ebu Esmâ vasıtasıyla Ebu Sa'lebe'den rivayette bulunmuştur.
Bize Hennâd, ona İbn Mübârek, ona Hayve b. Şurayh, ona Rabî'a b. Yezid ed-Dımaşkî, ona Ebu İdris el-Havlânî Âizullah b. Ubeydullah, ona da Ebu Sa'lebe el-Huşenî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) gelip "Yâ Rasulullah! Biz Ehl-i Kitâb'ın memleketinde bulunuyoruz. Onların kaplarından yemek yiyelim mi?" dedim. Nebî (sav), "Onların kaplarından başkasını bulursanız onlardan yemeyin. Bulamazsanız da onları yıkayın ve onlardan yiyin" buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 11, 4/129
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Yiyecekler, haram olanlar