6725 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Hafs el-Ebbâr, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah, (önceki hadisle) aynı manada bir hadisi Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiş ve şu ilaveyi yapmıştır: Bir bedevi (Abdullah b. Mesud'a), bu konuda ne diyorsun? diye sormuş, o da "seninle ve arkadaşlarınla bir ilgisi yok" cevabını vermiş.
Açıklama: İbn Mesud'un cevabı, vitir konusunda farklı düşündüğünü gösterir. Bedevîye verdiği cevapta, sana ve senin durumunda olanlara vitir namazı gerekmez anlamı çıkmaktadır. Bir önceki hadiste Hz. Peygamber, “Ey ehl-i Kur'an!” diye belli bir zümreye hitap etmektedir. İbn Mesud, buna dayanarak, Kur'an ehli olmayan bedevîler için vitir namazının gerekli olmadığını düşünmüş olmalıdır. Bu durumda İbn Mesud'a göre vitir namazı, sadece geceleri Kur'an okuyup gece namazı kılanlar için söz konusudur. Ancak bu rivayet, munkatı’dır, delil olmaya elverişli değildir. Çünkü ravi Ebû Ubeyde, İbn Mesud'un oğlu olmakla birlikte ondan Hadis dinlememiştir.
Bize İbnu'l-Müsenna, ona Ebu İshak et-Tâlekânî, ona el-Fadl b. Musa, ona Ubeydullah b. Abdullah el-Atekî, ona Abdullah b. Büreyde, ona da babası, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Vitir haktır, vitir kılmayan bizden değildir. Vitir haktır, kılmayan bizden değildir. Vitir haktır vitri kılmayan bizden değildir."
Açıklama: “Haktır” lafzı; vâcibdir, kılınması gereklidir anlamına gelir. “Bizden değildir” cümlesi, müslüman değildir anlamına gelmez. Bizim sünnetimize uygun davranmış olmaz anlamındadır. Bir vâcibin terki ve hatta inkârı, küfrü gerektirmez. Keza bir farzın inkâr edilmeden ihmali dahi, insanı küfre götürmez. Bu rivâyet, vitrin vâcib olduğunu söyleyen Ebû Hanîfe’nin delilidir. Çünkü “hak” lafzı ile “bizden değildir” şeklindeki tehdit ifâde eden sözler, sünnetler için kullanılmaz, asgarî vâcib için kullanılır. Ancak hadîsin râvîlerinden Ubeydullah b. Abdullah el-Atekî’nin sika olup olmadığı tartışmalıdır. Bazı âlimler onun sika olduğunu söylerken bazıları zayıf olduğunu belirtmektedirler.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da İbn Muhayrîz'in rivayet ettiğine göre; Benû Kinane kabilesinden el-Muhdicî adında biri, Şam'da Ebu Muhammed adlı (Ensâr'dan bir sahabenin) şüphesiz vitr vâcibtir dediğini işitir. el-Muhdici der ki: Hemen Ubade b. Samit'e gidip bunu haber verdim. Ubade şöyle dedi: Ebu Muhammed yanlış söylemiş. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim onları eda eder, değerlerini küçümsemez ve onlardan bir şeyi zayi etmezse, Allah'ın, onu cennete sokacağına dair ahdi vardır. Bunları eda etmeyene de Allah'ın böyle bir ahdi yoktur; dilerse azap eder, dilerse cennete sokar."
Açıklama: Bu rivayet, vitrin sünnet olduğuna delalet etmektedir. Çünkü burada beş vakit namazdan söz edilmektedir. Eğer vitri de buna ilâve edecek olursak, altı vakte çıkar. Halbuki hadiste beş vakit denmektedir.
Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî ve Kuteybe b. Said -manen-, onlara el-Leys, ona Yazid b. Ebu Habib, ona Abdullah b. Raşid ez-Zevfi, ona Abdullah b. Ebu Mürre ez-Zevfi, ona da Harice b. Huzafe -ravi Ebu'l-Velid'e Harice'ye el-Adevi dedi- demiştir ki: Rasulullah (sav) yanımıza ve şöyle buyurdu: "Aziz ve Celil olan Allah size öyle bir namaz lütfetti ki, sizin için kırmızı develerden daha hayırlıdır. O vitir namazıdır. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu arasına koydu."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmâm, ona Katade, ona Abdullah b. Şekik, ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre; "Bedevilerden bir adam Rasulullah'a (sav) gece namazını sordu. Efendimiz; İkişer ikişer diye iki parmağı ile şöylece işaret etti. Vitrin de gecenin sonunda bir rekât olduğunu söyledi."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ