6728 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Ebu Said Yahya, ona Şube, ona Ziyad b. Mihrâk el-Müzenî, ona da Ebu Ne'âme, ona da İbn Sa'd (b. Ebu Vakkas) şöyle demiştir: Babam, beni “Ey Allahım! Senden cenneti, nimetlerini, güzelliğini, şunları ve şunları isterim. Cehennemden, cehennemin zincirlerinden, bukağılarından, şunlardan ve şunlardan... sana sığınırım” diye dua ederken duydu ve şöyle dedi: Yavrucuğum! Ben Rasulullah'ı (sav) "Duada haddi aşan bir topluluk gelecek" derken işittim. Sakın sen onlardan olma! Şüphesiz sana cennet verilirse içindeki hayırlarla birlikte verilir. Cehennemden korunursan ondaki şerlerden de korunursun.
Bize Ka'neb, ona Malik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Ubeyd (Sa'd b. Ubeyd), ona da Ebu Hureyre (ra), Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sizden biri aceleci olup dua ettim fakat kabul olunmadı demediği sürece duası kabul olunur."
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbârî dedi ki; Veki' ve İbn Uyeyne teğannî'den maksadın, istiğna olduğunu söylediler.
Açıklama: Bazı ilim adamları bu hadislerdeki teganniden maksadın Kur'an ile yetinmek, diğer ilahî kitaplara ihtiyaç duymamak olduğunu söylemişlerdir. Veki' ile Süfyan b. Uyeyne bu görüşü benimsemişlerdir.
Bize Muhammed b. el-Alâ, ona İbn İdris, ona Yezîd b. Ebî Ziyâd, ona İsa b. Fâid, ona ona da Sa'd b. Ubade'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kur'an'ı okuduğu (ezberlediği) halde sonra onu unutan kimse, kıyamet gününde Allah'a çolak olarak kavuşur."
Açıklama: “Kur'an okumayı unutmak” ifadesiyle ne kastedildiği konusunda farklı görüşler vardır. Bununla ezberlediği Kur'an'ı unutmak, Kur'an okumayı bırakmak, hükümlerine göre amel etmemek ve helâlini helâl haramını haram tanımamak kastedilmiştir şeklinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Hanefî, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre, ezberlenen ayetleri unutmak büyük günahlardandır. “Çolak” diye tercüme ettiğimiz “eczem” kelimesine çok farklı manalar verilmiştir. Delilsiz, elleri hayırdan boşalmış, cüzzamlı, başı eğik, özürsüz gibi manalar da verilmiştir. Bu hadis sened açısından zayıftır.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abdulkarî şöyle rivayet etmiştir: Ben Ömer b. el-Hattâb'ın (ra.) şöyle söylediğini işittim: Hişâm b. Hakim b. Hizam'ı, Furkan suresini benim okuduğumdan farklı bir şekilde okurken duydum. Bu sureyi bana Rasulullah (sav) öğretmişti. Bu yüzden neredeyse üzerine atılacaktım. Sonra vazgeçip okumasını bitirinceye kadar bekledim, sonra cübbesini göğsü üzerinde yakaladım ve onu Rasulullah'a (sav) götürdüm: Ey Allah'ın Rasulü, Ben bu adamın, Furkan suresini senin bana öğrettiğinden farklı bir şekilde okuduğunu duydum dedim. Hz. Peygamber ona, "oku!" buyurdu. O da aynen benim daha önce kendisinden duyduğum gibi okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "bu sure, böyle nazil oldu," buyurdu. Sonra bana, "sen oku!" dedi. Ben de okudum. Bana da "bu sure böyle nazil oldu. Şüphesiz bu Kur'an yedi harf üzere nazil olmuştur. Onlardan hangisi kolayınıza gelirse öyle okuyunuz," buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ أُنْزِلَ عَلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ
Bize Harun b. Abdullah, ona Yezid b. Harun, ona el-Esved b. Şeyban, ona babası, ona Ebu Nevfel, ona da Hz. Aişe (r.anha) demiş ki: "Rasulullah (sav) kapsamlı olan duaları sever, bunun dışındakileri terk ederdi."
Açıklama: Kapsamlı duadan maksat; dünya ve ahirete ait bütün hayırları ihtiva etmesi, bütün kötülüklerden de sakındırmasıdır. Gerek Kur'an-ı Kerîm’de ve gerek hadis şeriflerde bu mealde pek çok dua örnekleri gösterilmiştir. Bunlardan en çok bilineni Bakara suresinde geçmektedir: “Ey Rabbimiz; bize dünyada da güzellikler ver, ahirette güzellikler ver! Bizi cehennem azabından da koru!” (Bakara, 2/201).
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Ömer b. Malik ve Hayve, onlara İbnu'l-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. el-Haris, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah Teâlâ, güzel sesli bir Peygamberin Kur'an'ı tegannî etmesini, onu yüksek sesle okumasını dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlememiştir."
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da ez-Zührî demiştir ki: "Bu harfler (vecihler) ancak aynı hükümdedir. Helal ve haram konusunda farklılık göstermezler."
Bize İbnu'l-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona el-Hakem, ona Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona da Übey b. Ka'b'ın (ra) rivayet ettiğine göre; Hz. Peygamber (sav) Gıfar oğulları göletinin yanında iken Cebrail (as) gelip O'na dedi ki: "Aziz ve Celil olan Allah sana, ümmetine Kur'an'ı bir harf üzere okumanı emrediyor. Ben, Rabbimin af ve mağfiretini dilerim. Şüphesiz ki ümmetim buna takat getiremez. Sonra Cebrail (as) ikinci defa gelip aynı minvalde konuştu. Nihayet bu konuşma yedi harfe kadar ulaştı ve Cebrail (as) dedi ki: Yüce Allah, Kur'an'ı ümmetine yedi harf üzere okumanı emrediyor. Bunlardan hangisini okurlarsa, doğru okumuş olurlar."