Bize Ezher b. Mervân el-Basrî, ona Abdülvâris b. Said, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Ebu Dehmâ, Hişâm b. Âmir'in şöyle aktardığını rivayet etmiştir:
"Uhud günü yaralanıp şehid olanların durumu Hz. Peygamber'e (sav) şikayet edildi (soruldu). Rasulullah (sav) de 'Kabirlerini genişçe ve güzelce kazın. Bir kabre iki ve üç şehidi birlikte defnedin. Kur'ân'ı iyi bilenlere de definde öncelik verin' buyurdu. Benim babam da (Uhud'da) ölmüştü de iki adamdan önce defnedilmişti."
[Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Habbâb, Câbir ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Bu, hasen-sahih bir hadistir. Süfyân es-Sevrî ve başkaları bu hadisi Eyyûb'den, o Humeyd b. Hilâl'den, o da Hişâm b. Âmir'den nakletmiştir. Ebu Dehma'nın adı Kırfe b. Büheys veya Beyhes'tir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21255, T001713
Hadis:
حَدَّثَنَا أَزْهَرُ بْنُ مَرْوَانَ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ أَبِى الدَّهْمَاءِ عَنْ هِشَامِ بْنِ عَامِرٍ قَالَ:
"شُكِىَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْجِرَاحَاتُ يَوْمَ أُحُدٍ، فَقَالَ احْفِرُوا وَأَوْسِعُوا وَأَحْسِنُوا وَادْفِنُوا الاِثْنَيْنِ وَالثَّلاَثَةَ فِى قَبْرٍ وَاحِدٍ، وَقَدِّمُوا أَكْثَرَهُمْ قُرْآنًا. فَمَاتَ أَبِى فَقُدِّمَ بَيْنَ يَدَىْ رَجُلَيْنِ."
[قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ خَبَّابٍ وَجَابِرٍ وَأَنَسٍ. وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَرَوَى سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَغَيْرُهُ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عَامِرٍ. وَأَبُو الدَّهْمَاءِ اسْمُهُ قِرْفَةُ بْنُ بُهَيْسٍ أَوْ بَيْهَسٍ.]
Tercemesi:
Bize Ezher b. Mervân el-Basrî, ona Abdülvâris b. Said, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Ebu Dehmâ, Hişâm b. Âmir'in şöyle aktardığını rivayet etmiştir:
"Uhud günü yaralanıp şehid olanların durumu Hz. Peygamber'e (sav) şikayet edildi (soruldu). Rasulullah (sav) de 'Kabirlerini genişçe ve güzelce kazın. Bir kabre iki ve üç şehidi birlikte defnedin. Kur'ân'ı iyi bilenlere de definde öncelik verin' buyurdu. Benim babam da (Uhud'da) ölmüştü de iki adamdan önce defnedilmişti."
[Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Habbâb, Câbir ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Bu, hasen-sahih bir hadistir. Süfyân es-Sevrî ve başkaları bu hadisi Eyyûb'den, o Humeyd b. Hilâl'den, o da Hişâm b. Âmir'den nakletmiştir. Ebu Dehma'nın adı Kırfe b. Büheys veya Beyhes'tir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 34, 4/213
Senetler:
()
Konular:
Kabir, kazılması
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
UHUD GAZVESİ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21232, T001703
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تَصْحَبُ الْمَلاَئِكَةُ رُفْقَةً فِيهَا كَلْبٌ وَلاَ جَرَسٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَعَائِشَةَ وَأُمِّ حَبِيبَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona (Ebu Sâlih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Melekler, içinde köpek ve çan olan yolculara yoldaşlık etmezler.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ömer, Aişe, Ümmü Habîbe ve Ümmü Seleme'den de hadis rivayet edilmiştir.
Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 25, 4/207
Senetler:
()
Konular:
Köpek, köpek beslemek
Melekler, Meleklerin girmeyeceği evler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21242, T001707
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « السَّمْعُ وَالطَّاعَةُ عَلَى الْمَرْءِ الْمُسْلِمِ فِيمَا أَحَبَّ وَكَرِهَ مَا لَمْ يُؤْمَرْ بِمَعْصِيَةٍ فَإِنْ أُمِرَ بِمَعْصِيَةٍ فَلاَ سَمْعَ عَلَيْهِ وَلاَ طَاعَةَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ وَالْحَكَمِ بْنِ عَمْرٍو الْغِفَارِىِّ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfî, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Müslüman bir kimsenin günah işlemekle emrolunmadığı sürece hoşuna giden ve gitmeyen hususlarda (müslüman yöneticiyi) dinlemesi ve itaat etmesi gerekir. Eğer günah işlemekle emrolunursa (o yöneticiyi) dinleyip itaat etmez!
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ali, İmrân b. Husayn ve Hakem b. Amr el-Ğifârî'den de hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 29, 4/209
Senetler:
()
Konular:
Yönetim, İtaatin sınırları
Yönetim, ulü'l-emre itaat
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنِ الْوَسْمِ فِى الْوَجْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21248, T001710
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنِ الْوَسْمِ فِى الْوَجْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), (hayvanların) yüzü(ne) işaret koymayı yasakladı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 31, 4/210
Senetler:
()
Konular:
Süslenme, yüzü damgalamak,
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى يَحْيَى عَنْ مُجَاهِدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنِ التَّحْرِيشِ بَيْنَ الْبَهَائِمِ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . وَيُقَالُ هَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ قُطْبَةَ . وَرَوَى شَرِيكٌ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أَبِى يَحْيَى . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ أَبُو كُرَيْبٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ آدَمَ عَنْ شَرِيكٍ . وَرَوَى أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . وَأَبُو يَحْيَى هُوَ الْقَتَّاتُ الْكُوفِىُّ وَيُقَالُ اسْمُهُ زَاذَانُ . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ طَلْحَةَ وَجَابِرٍ وَأَبِى سَعِيدٍ وَعِكْرَاشِ بْنِ ذُؤَيْبٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21247, T001709
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى يَحْيَى عَنْ مُجَاهِدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَهَى عَنِ التَّحْرِيشِ بَيْنَ الْبَهَائِمِ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . وَيُقَالُ هَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ قُطْبَةَ . وَرَوَى شَرِيكٌ هَذَا الْحَدِيثَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أَبِى يَحْيَى . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ أَبُو كُرَيْبٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ آدَمَ عَنْ شَرِيكٍ . وَرَوَى أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . وَأَبُو يَحْيَى هُوَ الْقَتَّاتُ الْكُوفِىُّ وَيُقَالُ اسْمُهُ زَاذَانُ . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ طَلْحَةَ وَجَابِرٍ وَأَبِى سَعِيدٍ وَعِكْرَاشِ بْنِ ذُؤَيْبٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona el-A'meş, ona Ebu Yahya, ona da Mücâhid şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) hayvanların arasını kızıştırmayı yasakladı.
(Ebu İsa şöyle demiştir): Mücâhid, senette İbn Abbas'ı zikretmemiştir. (İbn Abbas'ın zikredilmediği bu mürsel rivayetin) Kutbe'nin rivayetinden daha sahih olduğu ifade edilmiştir. Bu hadisi Şerîk, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'den (sav) benzeri bir şekilde naklemiş ve (Şerîk), senette Ebu Yahya'yı zikretmemiştir. Bu hadisi bize böylece Ebu Küreyb, ona Yahya b. Âdem, ona da Şerik nakletmiştir. (Öte yandan) Ebu Muâviye, el-A'meş'ten, o da Mücâhid vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) benzeri bir rivayet nakletmiştir. Ebu Yahya, el-Kattât el-Kûfî (olup) isminin Zâzân olduğu söylenmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Talha, Câbir, Ebu Said ve 'İkrâş b. Züveyd'den de hadis nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 30, 4/210
Senetler:
()
Konular:
Hayvanlar, hayvanları dövüştürme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21257, T001714
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ بَدْرٍ وَجِىءَ بِالأُسَارَى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا تَقُولُونَ فِى هَؤُلاَءِ الأُسَارَى؟ » . فَذَكَرَ قِصَّةً فِى هَذَا الْحَدِيثِ طَوِيلَةً . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَأَبِى أَيُّوبَ وَأَنَسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ وَأَبُو عُبَيْدَةَ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِيهِ . وَيُرْوَى عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ مَا رَأَيْتُ أَحَدًا أَكْثَرَ مَشُورَةً لأَصْحَابِهِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Ebu Muâviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Bedir günü esirler getirildi. Rasulullah (sav) "Bu esirler hakkındaki görüşünüz nedir?" buyurdu.
(Râvi), bu hadisteki uzun kıssayı zikretmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ömer, Ebu Eyyûb, Enes ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. Bu, hasen bir hadistir. Ebu Ubeyde, babasından hadis işitmemiştir. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre o, "Rasûlullah'tan (sav) daha çok ashabı ile istişare eden bir kimse görmedim" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 35, 4/213
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ayrıcalığı
Siyer, Bedir esirleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21251, T001711
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَزِيرِ الْوَاسِطِىُّ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْرَقُ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: عُرِضْتُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى جَيْشٍ وَأَنَا ابْنُ أَرْبَعَ عَشَرَةَ فَلَمْ يَقْبَلْنِى ثُمَّ عُرِضْتُ عَلَيْهِ مِنْ قَابِلٍ فِى جَيْشٍ وَأَنَا ابْنُ خَمْسَ عَشَرَةَ فَقَبِلَنِى . قَالَ نَافِعٌ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ فَقَالَ هَذَا حَدُّ مَا بَيْنَ الصَّغِيرِ وَالْكَبِيرِ . ثُمَّ كَتَبَ أَنْ يُفْرَضَ لِمَنْ بَلَغَ الْخَمْسَ عَشَرَةَ . حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ: قَالَ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ هَذَا حَدُّ مَا بَيْنَ الذُّرِّيَّةِ وَالْمُقَاتِلَةِ. وَلَمْ يَذْكُرْ أَنَّهُ كَتَبَ أَنْ يُفْرَضَ . قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ إِسْحَاقَ بْنِ يُوسُفَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Vezîr el-Vâsitî, ona İshâk b. Yusuf el-Ezrak, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
On dört yaşımda iken askere alınmak üzere Hz. Peygamber'e (sav) arz edildim de beni kabul etmedi. Sonra, gelecek sene, on beş yaşımda iken askerlik için arz edildim. (Bu defa) kabul etti.
Nâfî', "Bu hadisi Ömer b. Abdülaziz'e rivayet ettim. O, 'Bu, büyük ile küçük arasındaki sınırdır' deyip ardından (valilerine), on beş yaşına ulaşanlara (divandan düzenli maaş) takdir edilmesini yazdı" demiştir. Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân b. Uyeyne, ona da Ubeydullah benzeri bir şekilde ve aynı mânâya gelecek şekilde rivayette bulunmuştur. Şu farkla ki, Ömer b. Abdülaziz, "Bu, çocuk ile savaşçı arasındaki sınırdır" bilgisini kaydetmiş ve "(divandan düzenli maaş) takdir edilmesini yazdı" kısmını aktarmamıştır.
Ebu İsa şöyle demiştir: İshak b. Yusuf'un hadisi, Süfyân es-Sevrî'nin rivayeti ile hasen-sahih-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 32, 4/211
Senetler:
()
Konular:
Cihad, katılmanın yaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21265, T001718
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ وَسَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَخْزُومِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ قَالَ لَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ تَبُوكَ خَرَجَ النَّاسُ يَتَلَقَّوْنَهُ إِلَى ثَنِيَّةِ الْوَدَاعِ . قَالَ السَّائِبُ فَخَرَجْتُ مَعَ النَّاسِ وَأَنَا غُلاَمٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer ve Said b. Abdurrahman el-Mahzûmî, onlara Süfyân b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona da Sâib b. Yezid şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Tebük'ten geldiğinde insanlar onu karşılamak için Seniyyetü'l-vedâ'ya çıktılar. Ben de çocuk iken insanlarla beraber çıktım.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 39, 4/216
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21258, T001715
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ الْمُشْرِكِينَ أَرَادُوا أَنْ يَشْتَرُوا جَسَدَ رَجُلٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَأَبَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَبِيعَهُمْ إِيَّاهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ الْحَكَمِ . وَرَوَاهُ الْحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ أَيْضًا عَنِ الْحَكَمِ . وَقَالَ أَحْمَدُ بْنُ الْحَسَنِ سَمِعْتُ أَحْمَدَ بْنَ حَنْبَل: ابْنُ أَبِى لَيْلَى لاَ يُحْتَجُّ بِحَدِيثِهِ . وَقَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ: ابْنُ أَبِى لَيْلَى صَدُوقٌ وَلَكِنْ لاَ نعْرفُ صَحِيح حَدِيثِهِ مِنْ سَقِيمِهِ وَلاَ أَرْوِى عَنْهُ شَيْئًا . وَابْنُ أَبِى لَيْلَى صَدُوقٌ فَقِيهٌ وَإِنَّمَا يَهِمُ فِى الإِسْنَادِ . حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دَاوُدَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ قَالَ فُقَهَاؤُنَا ابْنُ أَبِى لَيْلَى وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ شُبْرُمَةَ .
Tercemesi:
Bize Mahmûd b. Ğaylân, ona Ebu Ahmed, ona Süfyân, ona İbn Ebu Leylâ, ona Hakem, ona Miksem, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir:
Müşrikler, müşriklerden bir adamın cesedini satın almak istediler de Nebî (sav), (cesedi) onlara satmayı kabul etmedi.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadis (olup) onu sadece Hakem'in hadisi ile bilmekteyiz. Bu hadisi aynı şekilde Haccâc b. Ertât, Hakem'den rivayet etmiştir. Ahmed b. Hasan, "Ahmed b. Hanbel'i, 'İbn Ebu Leylâ'nın hadisi delil değerine sahip değildir' derken işittim" demiştir. Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) de "İbn Ebû Leylâ, orta halli bir râvidir (sadûk) ancak, (ihtilata maruz kaldığından dolayı) hadislerinin hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu bilemiyoruz. (Bundan dolayı) ben, ondan bir şey rivayet etmem!" demiştir. İbn Ebu Leylâ sadûk (ve) fakîhtir. Ancak isnad(larda) yanılgıya düşer. Bize Nasr b. Ali, ona da Abdullah b. Dâvûd, Süfyân es-Sevrî'nin, "Fâkihlerimiz İbn Ebu Leylâ ve Abdullah b. Şübrüme'dir" dediğini rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 36, 4/214
Senetler:
()
Konular:
Savaş, öldürülen düşman cesetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21260, T001716
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَرِيَّةٍ فَحَاصَ النَّاسُ حَيْصَةً فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ فَاخْتَبَيْنَا بِهَا وَقُلْنَا هَلَكْنَا ثُمَّ أَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ نَحْنُ الْفَرَّارُونَ . قَالَ « بَلْ أَنْتُمُ الْعَكَّارُونَ وَأَنَا فِئَتُكُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ فَحَاصَ النَّاسُ حَيْصَةً يَعْنِى أَنَّهُمْ فَرُّوا مِنَ الْقِتَالِ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ « بَلْ أَنْتُمُ الْعَكَّارُونَ » . وَالْعَكَّارُ الَّذِى يَفِرُّ إِلَى إِمَامِهِ لِيَنْصُرَهُ لَيْسَ يُرِيدُ الْفِرَارَ مِنَ الزَّحْفِ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona Yezid b. Ebu Ziyâd, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bizleri bir müfreze içerisinde gönderdi. (Müfrezemizdeki) insanlar savaştan kaçtılar. Biz de Medine'ye gelip gizlendik ve "Perişan olduk!" dedik. Ardından Rasulullah (sav) yanımıza geldi. "Yâ Rasulullah! Biz savaştan kaçan kimseleriz!" dedik. Nebî (sav) de "Aksine! Sizler döne döne savaşan kimselersiniz. Ben de sizin sığınağınızım!" buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadis (olup) onu sadece Yezid b. Ebu Ziyâd'ın rivayeti ile bilmekteyiz. Hadisteki "فَحَاصَ النَّاسُ حَيْصَةً" ifadesi, insanların savaştan kaçtığı anlamına gelmektedir. Hadisteki "بَلْ أَنْتُمُ الْعَكَّارُونَ" ifadesine gelince, el-'Akkâr, kendisine yardım etmesi için komutanına doğru kaçan kimse demektir. O, savaştan büstün kaçmak istemez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cihâd 37, 4/215
Senetler:
()
Konular:
Cihad, meydanından kaçmak