5574 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsa b. Yunus, ona Sevr b. Yezid, ona Halid b. Ma'dân, ona da Abdullah b. Büsr (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üzerinize farz olan oruç hariç cumartesi günü oruç tutmayınız. Eğer her hangi biriniz (o gün) bir üzüm çubuğu veya bir ağaç kabuğundan başka (yiyecek veya içecek) bir şey bulamazsa, onu emsin (orucunu bozsun)." Bize Humeyd b. Mesade, ona Süfyan b. Habib, ona Sevr b. Yezid, ona Halid b. Ma'dân, ona Abdullah b. Büsr, ona da kız kardeşi (es-Sammâ’) (r.anhâ) Rasulullah'tan (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Hişâm b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) mescidde itikâfta iken, ben odamda ve hayızlı olduğum halde, başını bana doğru yaklaştırır, ben de başını yıkar ve saçlarını tarardım."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Veki, ona Süfyan, ona Habib b. Ebu Sabit, ona İbn Mutavvis, ona babası Mutavvis, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim bir ruhsat (özür) olmaksızın ramazan ayında bir gün orucunu bozarsa, yıl boyunca oruç tutsa o bozduğu orucunu karşılayamaz."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekr şöyle nakletmiştir: "Rasulullah (sav) hayattayken bulutlu bir günde iftarımızı açtık. Sonra güneş (bulutların arkasından) çıkıverdi." (Hadisin ravisi olan Ebu Üsame) Hişam b. Urve'ye şöyle sormuştur: 'Peki onlara oruçlarını kaza etmeleri emredildi mi?' Hişam cevaben '(Böyle bir durumda) kaza gerekir' dedi.
Bize Ubeydullah b. Abdülkerim, ona Hakem b. Musa, ona İsa b. Yunus; (T) Bize Ubeydullah, ona Ali b. Hasan b. Süleyman Ebu'ş-Şâ'sâ, ona Hafs b. Gıyas; o ikisine Hişam, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İradesi dışında kusan kimsenin orucunu kaza etmesi gerekmez. Kendi isteğiyle kusan kimsenin ise orucunun kazasını tutması gerekir."
Açıklama: Tercümede Arapça dil kuralları bilerek -ve kısmen- ihmal edilmiştir.
Açıklama: '' أُصْطُوَانَةِ التَّوْبَةِ'' ifadesi tam olarak anlaşılamamıştır.