Bize Musa b. Mervan er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyûb (el-Abdî), ona Cafer b. Burkan, ona Meymûn b. Mihrân, ona Miksem, ona da (abdullah) b. Abbas (r.anhümâ) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Hayber'i fethedince Hayberlilere (mevcut topraklarında kalmalarına karşılık) arazilerin, sarı ve beyaz, yani altın ve gümüş ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu. Hayberliler de “Bizler, araziyi işleme konusunu çok daha iyi biliriz. Çıkan (hurmanın) yarısının bizim, yarısının sizin olması şartıyla araziyi işlemek üzere bize verin” dediler. [Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) bu şartla araziyi onlara verdiğini söylemiştir.] Meyveleri toplama zamanı gelince Rasulullah (sav), İbn Ravâha'yı onlara gönderdi. İbn Ravâha, hurmaların miktarını Medinelilerin Hars dedikleri bir usulle, tahmini olarak tespit etti. Bilahare İbn Ravâha (ra) “Şu hurmalıklarda şu kadar şu kadar hurma vardır” dedi. Hayberliler ise “Bizim aleyhimize fazla bir rakam çıkardın, ey İbn Ravâha” dediler. İbn Ravâha da “O halde ben hurmayı tahminen hesaplar, söylediğim miktarın yarısını size veririm.” dedi. Bunun üzerine Hayberliler "Hak olan budur. Gök ve yer ancak bununla ayakta durur” dediler. Sonra da “Senin söylediğin miktarı almaya razıyız” dediler.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17623, İM001820
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مَرْوَانَ الرَّقِّىُّ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ أَيُّوبَ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ بُرْقَانَ عَنْ مَيْمُونِ بْنِ مِهْرَانَ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم حِينَ افْتَتَحَ خَيْبَرَ اشْتَرَطَ عَلَيْهِمْ أَنَّ لَهُ الأَرْضَ وَكُلَّ صَفْرَاءَ وَبَيْضَاءَ . يَعْنِى الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ . وَقَالَ لَهُ أَهْلُ خَيْبَرَ نَحْنُ أَعْلَمُ بِالأَرْضِ فَأَعْطِنَاهَا عَلَى أَنْ نَعْمَلَهَا وَيَكُونَ لَنَا نِصْفُ الثَّمَرَةِ وَلَكُمْ نِصْفُهَا . فَزَعَمَ أَنَّهُ أَعْطَاهُمْ عَلَى ذَلِكَ فَلَمَّا كَانَ حِينَ يُصْرَمُ النَّخْلُ بَعَثَ إِلَيْهِمُ ابْنَ رَوَاحَةَ فَحَزَرَ النَّخْلَ وَهُوَ الَّذِى يَدْعُونَهُ أَهْلُ الْمَدِينَةِ الْخَرْصَ فَقَالَ فِى ذَا كَذَا وَكَذَا . فَقَالُوا أَكْثَرْتَ عَلَيْنَا يَا ابْنَ رَوَاحَةَ . فَقَالَ فَأَنَا أَحْزُرُ النَّخْلَ وَأُعْطِيكُمْ نِصْفَ الَّذِى قُلْتُ . قَالَ فَقَالُوا هَذَا الْحَقُّ وَبِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ . فَقَالُوا قَدْ رَضِينَا أَنْ نَأْخُذَ بِالَّذِى قُلْتَ .
Tercemesi:
Bize Musa b. Mervan er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyûb (el-Abdî), ona Cafer b. Burkan, ona Meymûn b. Mihrân, ona Miksem, ona da (abdullah) b. Abbas (r.anhümâ) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Hayber'i fethedince Hayberlilere (mevcut topraklarında kalmalarına karşılık) arazilerin, sarı ve beyaz, yani altın ve gümüş ne varsa hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu. Hayberliler de “Bizler, araziyi işleme konusunu çok daha iyi biliriz. Çıkan (hurmanın) yarısının bizim, yarısının sizin olması şartıyla araziyi işlemek üzere bize verin” dediler. [Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) bu şartla araziyi onlara verdiğini söylemiştir.] Meyveleri toplama zamanı gelince Rasulullah (sav), İbn Ravâha'yı onlara gönderdi. İbn Ravâha, hurmaların miktarını Medinelilerin Hars dedikleri bir usulle, tahmini olarak tespit etti. Bilahare İbn Ravâha (ra) “Şu hurmalıklarda şu kadar şu kadar hurma vardır” dedi. Hayberliler ise “Bizim aleyhimize fazla bir rakam çıkardın, ey İbn Ravâha” dediler. İbn Ravâha da “O halde ben hurmayı tahminen hesaplar, söylediğim miktarın yarısını size veririm.” dedi. Bunun üzerine Hayberliler "Hak olan budur. Gök ve yer ancak bununla ayakta durur” dediler. Sonra da “Senin söylediğin miktarı almaya razıyız” dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 18, /291
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Eyyüb Meymun b. Mihran el-Cezerî (Meymun b. Mihran)
4. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
5. Ebu Hafs Ömer b. Eyyüb el-Abdi (Ömer b. Eyyüb)
6. Musa b. Mervan et-Temmâr (Musa b. Mervan)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
İbadet, Zekat
Siyer, Hayber arazisi, ilgili uygulama, Hz. Peygamber ve Ömer'in
Açıklama: Ba'l: Özel sulama olmaksızın ağacın damarları ile suyu toplaması anlamında kullanılmıştır.
Sevânî: Taşıma su ile sulanan araziler anlamındadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17620, İM001817
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الْمِصْرِىُّ أَبُو جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « فِيمَا سَقَتِ السَّمَاءُ وَالأَنْهَارُ وَالْعُيُونُ أَوْ كَانَ بَعْلاً الْعُشْرُ وَفِيمَا سُقِىَ بِالسَّوَانِى نِصْفُ الْعُشْرِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Cafer Harun b. Said el-Basrî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Yunus (b. Yezid), ona (Muhammed) b. Şihab, ona Salim (b. Abdullah), ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Yağmurun, nehirlerin ve pınarların suladığı veya ba'l ile sulanmış olana (mahsule) de öşür gerekir. Sevânî (taşıma su) ile sulanan (mahsule) ise öşürün yarısını vermek gerekir."
Açıklama:
Ba'l: Özel sulama olmaksızın ağacın damarları ile suyu toplaması anlamında kullanılmıştır.
Sevânî: Taşıma su ile sulanan araziler anlamındadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 17, /291
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Harun b. Said es-Sa'dî (Harun b. Said b. Heysem b. Muhammed b. Heysem b. Feyruz)
Konular:
Zekat, sulanan-sulanmayan mahsullerde
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17621, İM001818
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىِّ بْنِ عَفَّانَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ أَبِى النَّجُودِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْيَمَنِ وَأَمَرَنِى أَنْ آخُذَ مِمَّا سَقَتِ السَّمَاءُ أَوْ سُقِىَ بَعْلاً الْعُشْرَ وَمَا سُقِىَ بِالدَّوَالِى نِصْفَ الْعُشْرِ . قَالَ يَحْيَى بْنُ آدَمَ الْبَعْلُ وَالْعَثَرِىُّ وَالْعَذْىُ هُوَ الَّذِى يُسْقَى بِمَاءِ السَّمَاءِ . وَالْعَثَرِىُّ مَا يُزْرَعُ لِلسَّحَابِ وَلِلْمَطَرِ خَاصَّةً لَيْسَ يُصِيبُهُ إِلاَّ مَاءُ الْمَطَرِ . وَالْبَعْلُ مَا كَانَ مِنَ الْكُرُومِ قَدْ ذَهَبَتْ عُرُوقُهُ فِى الأَرْضِ إِلَى الْمَاءِ فَلاَ يَحْتَاجُ إِلَى السَّقْىِ الْخَمْسَ سِنِينَ أَوِ السِّتَّ يَحْتَمِلُ تَرْكَ السَّقْىِ فَهَذَا الْبَعْلُ . وَالسَّيْلُ مَاءُ الْوَادِى إِذَا سَالَ . وَالْغَيْلُ سَيْلٌ دُونَ سَيْلٍ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali b. Affân, ona Yahya b. Adem, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona Asım b. Ebu Necûd, ona Ebu Vail (Şakîk b. Seleme), ona Mesruk (b. Ecda'), ona da Muaz b. Cebel şöyle demiştir: Rasulullah (sav) beni Yemen'e gönderdi ve yağmurun suladığı ve ba'l ile yoluyla topraktan suyu çekenlerden öşür, aletler ile sulananlardan ise öşürün yarısını almamı emretti.
Yahya bin Adem dedi ki: Aserî ve Azî yağmur suyuyla sulanan demektir. Aserî ekinin sadece bulut veya yağmur suyundan başka su görmemiş halidir. Ba'l ise ekinin köklerinin yer altından suya ulaşıp beş-altı yıl boyunca sulanma ihtiyaç duymayan ekindir. Dere suyu akınca buna seyl denir. Gayl ise seylin devamlı akması haline denir.
Açıklama:
Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 17, /291
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
5. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
7. Hasan b. Ali el-Amirî (Hasan b. Ali b. Affan)
Konular:
Zekat, sulanan-sulanmayan mahsullerde
Açıklama: Rivayet munkatıdır; Süleyman b. Musa ile Ebu Seyyare arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17626, İM001823
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ أَبِى سَيَّارَةَ الْمُتَعِىِّ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِى نَحْلاً . قَالَ « أَدِّ الْعُشْرَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ احْمِهَا لِى . فَحَمَاهَا لِى .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Alî b. Muhammed, o ikisine Vakı', ona Said b. Abdülaziz, ona Süleyman b. Musa, ona da Ebu Seyyare el-Müte'i şöyle demiştir: Ben, Peygamber'e (sav): Yâ Rasulullah! Benim bal arılarım vardır, dedim. O:
"Öşür (yâni onun balının onda birini zekât olarak) öde, buyurdu. Ben: Yâ Rasulullah! Benim için arılarımı muhafaza buyur, dedim. O da benim için arılarımı muhafaza buyurdu."
Açıklama:
Rivayet munkatıdır; Süleyman b. Musa ile Ebu Seyyare arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 20, /292
Senetler:
1. Ebu Seyyare Âmir b. Hilal el-Mute'î (Umeyre b. A'lem)
2. Ebu Davud Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
3. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
4. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Zekat, Öşür, arazi vergisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17619, İM001816
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مُوسَى أَبُو مُوسَى الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ عَاصِمٍ حَدَّثَنَا الْحَارِثُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعْدِ بْنِ أَبِى ذُبَابٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ وَعَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فِيمَا سَقَتِ السَّمَاءُ وَالْعُيُونُ الْعُشْرُ وَفِيمَا سُقِىَ بِالنَّضْحِ نِصْفُ الْعُشْرِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensârî, ona Asım b. Abdülaziz b. Asım, ona Haris b. Abdurrahman b. Abdullah b. Said b. Ebu Zübâb, ona Süleyman b. Yesar ve Büsr b. Said, onlara da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Yağmurun ve pınarların suladığı şeylerde öşür gereklidir. Aletle sulananlarda ise öşürün yarısını vermek gerekir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 17, /291
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Büsr b. Saîd el-Hadramî (Büsr b. Saîd)
3. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
4. Haris b. Ebu Zübab el-Devsî (Haris b. Abdurrahman b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Zübab)
5. Ebu Abdurrahman Asım b. Abdülaziz el-Eşce'î (Asım b. Abdülaziz b. Asım)
6. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Zekat, sulanan-sulanmayan mahsullerde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17622, İM001819
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِىُّ وَالزُّبَيْرُ بْنُ بَكَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ نَافِعٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ صَالِحٍ التَّمَّارُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ عَتَّابِ بْنِ أَسِيدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَبْعَثُ عَلَى النَّاسِ مَنْ يَخْرُصُ عَلَيْهِمْ كُرُومَهُمْ وَثِمَارَهُمْ .
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımeşkî ve ez-Zübeyr b. Bekkâr, o ikisine Muhammed b. Salih et-Temmar, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Attâb b. Esîd şöyle demiştir: Peygamber (sav) üzüm asmaları üzerinde bulunan yaş üzümden tahminen ne kadar kuru üzüm çıkacağını tespit edecek kimseleri bağ sahiplerine gönderirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 18, /291
Senetler:
1. Attab b. Üseyd el-Ümevi (Attab b. Üseyd b. Ebu Ays b. Ümeyye)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Salih et-Temmâr (Muhammed b. Salih b. Dinar)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Nafi' el-Mahzumi (Abdullah b. Nafi' b. Ebu Nafi')
6. Ebu Abdullah Zübeyr b. Bekkar el-Esedi (Zübeyr b. Bekkar b. Abdullah b. Musab)
Konular:
Zekat, meyvelerin zekatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17624, İM001821
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ جَعْفَرٍ حَدَّثَنِى صَالِحُ بْنُ أَبِى عَرِيبٍ عَنْ كَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ الْحَضْرَمِىِّ عَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ الأَشْجَعِىِّ قَالَ خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ عَلَّقَ رَجُلٌ قِنَاءً أَوْ قِنْوًا وَبِيَدِهِ عَصًا فَجَعَلَ يَطْعَنُ بِذَلِكَ يُدَقْدِقُ فِى ذَلِكَ الْقِنْوِ وَيَقُولُ « لَوْ شَاءَ رَبُّ هَذِهِ الصَّدَقَةِ تَصَدَّقَ بِأَطْيَبَ مِنْهَا إِنَّ رَبَّ هَذِهِ الصَّدَقَةِ يَأْكُلُ الْحَشَفَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bişr Bekr b. Halef, ona Yahya b. Said, ona Abdülhamid b. Ca'fer, ona Salih b. Ebu Arib, ona Kesir b. Mürre el-Hadramî, ona da Avf b. Mâlik el-Eşcaî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) (bir defa) elinde bir asa bulunduğu halde mescide çıktı. Bir adam da (zekât olarak getirdiği) hurma salkımlarını veya bir hurma salkımını (mescid içinde iki direk arasında gerilmiş olan ipe) asmıştı. Peygamber (sav) asılmış olan hurma salkımını (elindeki asâ ile) dürtüp sallamaya ve şöyle buyurmaya başladı:
"Bu zekât sahibi dileseydi bundan iyisini zekât olarak verebilirdi. Şüphesiz bu zekât sahibi kıyamet günü bozuk kuru hurma yer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 19, /292
Senetler:
1. Ebu Amr Avf b. Malik el-Eşcaî (Avf b. Malik)
2. Ebu Şecere Kesir b. Mürra el-Hadramî (Kesir b. Mürre)
3. Ebu Arîb Salih b. Kuleyb el-Hadramî (Salih b. Kureyb b. Harmel b. Küleyb)
4. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Zekat, meyvelerin zekatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17625, İM001822
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مُحَمَّدٍ الْعَنْقَزِىُّ حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ نَصْرٍ عَنِ السُّدِّىِّ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ فِى قَوْلِهِ سُبْحَانَهُ ( وَمِمَّا أَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الأَرْضِ وَلاَ تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ ) . قَالَ نَزَلَتْ فِى الأَنْصَارِ كَانَتِ الأَنْصَارُ تُخْرِجُ إِذَا كَانَ جِدَادُ النَّخْلِ مِنْ حِيطَانِهَا أَقْنَاءَ الْبُسْرِ فَيُعَلِّقُونَهُ عَلَى حَبْلٍ بَيْنَ أُسْطُوَانَتَيْنِ فِى مَسْجِدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَيَأْكُلُ مِنْهُ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ فَيَعْمِدُ أَحَدُهُمْ فَيُدْخِلُ قِنْوَ الْحَشَفِ يَظُنُّ أَنَّهُ جَائِزٌ فِى كَثْرَةِ مَا يُوضَعُ مِنَ الأَقْنَاءِ فَنَزَلَ فِيمَنْ فَعَلَ ذَلِكَ ( وَلاَ تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ ) . يَقُولُ لاَ تَعْمِدُوا لِلْحَشَفِ مِنْهُ تُنْفِقُونَ . ( وَلَسْتُمْ بِآخِذِيهِ إِلاَّ أَنْ تُغْمِضُوا فِيهِ ) يَقُولُ لَوْ أُهْدِىَ لَكُمْ مَا قَبِلْتُمُوهُ إِلاَّ عَلَى اسْتِحْيَاءٍ مِنْ صَاحِبِهِ غَيْظًا أَنَّهُ بَعَثَ إِلَيْكُمْ مَا لَمْ يَكُنْ لَكُمْ فِيهِ حَاجَةٌ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ غَنِىٌّ عَنْ صَدَقَاتِكُمْ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Yahya b. Said el-Kaddan, ona Amr b. Muhammed el-Ankazî, ona Esbad b. Nasr, ona Adî b. Sâbit, ona da el-Berâ b. Âzib, Allah Teâlâ’nın:
"(Ey îman edenler! Kazandığınız şeylerin) ve yerden sizin için çıkardığımız şeylerin temizlerinden (infak ediniz.) Ve malın kötüsünden infak etmeye kalkmayın." kavli celili hakkında şöyle dediği rivayet olunmuştur: Bu âyeti celîle Ensâr-ı Kiram hakkında inmiştir. Hurma devşirme zamanı olunca, Ensâr-ı kiram, kendi hurma bahçelerinden taze hurma salkımlarını toplarlar ve Rasulullah'ın (sav) mescidinde iki direk arasında (gerilmiş durumda) ki ipin üzerine asarlar. Muhacirlerin fakirleri de ondan yerlerdi. Oraya konulan salkımların çokluğu dolayısıyla kimse farkına varmaz ve geçişir zannıyla bir adam, bozuk hurmalı bir salkımı bile bile getirip (oradaki salkımların arasına) sokar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 19, /292
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Ebu Muhammed es-Süddî el-Kebîr (İsmail b. Abdurrahman b. Ebu Kerime)
4. Ebu Yusuf Esbat b. Nasr el-Hemdani (Esbât b. Nasr)
5. Amr b. Muhammed el-Ankazi (Amr b. Muhammed)
6. Ahmed b. Muhammed el-Kattan (Ahmed b. Muhammed b. Osman)
Konular:
İnfak, malın en iyisini vermek
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Zekat, meyvelerin zekatı
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا نُعَيْمُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ أَخَذَ مِنَ الْعَسَلِ الْعُشْرَ .
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17627, İM001824
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا نُعَيْمُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ حَدَّثَنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ أَخَذَ مِنَ الْعَسَلِ الْعُشْرَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Nuaym b. Hammad, ona İbn el-Mübarek, ona Üsame b. Zeyd, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona dedesi, ona da Abdullah b. Amr'dan (b. el-Âs) rivayet edildiğine göre: kendisi Peygamber'in (sav) baldan öşür aldığını rivayet etmiştir.
Açıklama:
Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 20, /292
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Nuaym b. Hammad el-Huzaî (Nuaym b. Hammad b. Muaviye b. Haris b. Hemmam b. Seleme b. Malik)
7. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Yiyecekler, Bal, pekmez
Zekat, Öşür, arazi vergisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17618, İM001815
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ إِنَّمَا سَنَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الزَّكَاةَ فِى هَذِهِ الْخَمْسَةِ فِى الْحِنْطَةِ وَالشَّعِيرِ وَالتَّمْرِ وَالزَّبِيبِ وَالذُّرَةِ .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar, ona İsmail b. Ayyaş, ona Muhammed b. Ubeydullah, ona Amr b. Şuayb, ona da Amr b.Şuayb'ın babasının dedesiden (Abdullah b. Amr b. el-As) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) (toprak mahsullerinden) yalnız şu beş şey için zekatı meşru kılmıştır: Buğday, arpa, hurma, üzüm ve darı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zekât 16, /290
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Ubeydullah el-Arzemi (Muhammed b. Ubeydullah b. Meysere)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
Zekat, tahılın nisabı