10631 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Mâlik, Ona Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel, ona Urve b. Zübeyr, ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Hz. Peygamber'in hanımı Ümmü Seleme (r.anha) şöyle söylemiştir: Ben hac esnasında rahatsızlandığımı Rasulullah'a (sav) söyledim. "Deveye binerek halkın arkasından tavaf et." buyurdu. Ben de öylece tavaf ettim. Rasulullah da Kabe'nin yanında (sabah) namazını kıldırıyordu ve Tûr suresini okuyordu.
Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Amr, ona da Muhammed b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: "Urve'ye, hacca niyet ederek Mekke dışından gelen ve Kâbe'yi tavaf eden kişinin ihramdan çıkıp çıkamayacağını sordum, şöyle dedi: Bana Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Mekke'ye geldiği vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı ilk şey, abdest almak oldu, sonra Kâbe'yi tavaf etti. Ancak bu bir umre olmadı. (Yani ihramdan çıkmadı.) Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer de (r. anhümâ) da aynı şekilde yaptı. Daha sonra babam Zübeyir (ra) ile birlikte hac ibadetini eda ettim. Onun da ilk yaptığı şey, tavaf oldu. Ayrıca muhacir ve Ensar'ı da böyle yaparken gördüm. Annem (Esma bt. Ebu Bekir) bana; kendisinin, kız kardeşinin (Hz. Âişe), Zübeyir'in, falan ve falanın telbiye getirip umre için ihrama girdiklerini ve dolayısıyla Hacerülesved'e el sürünce (tavafı bitirince) ihramdan çıktıklarını söyledi."
Bize İshak b. Mansur, ona Nadr, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre şöyle söylemiştir: İbn Abbas'a temettü haccını sordum. Bana, temettü haccını yapmamı tavsiye etti. Hedy kurbanını sordum. Hedy kurbanı olarak deve, sığır, koyun kesilebilir veya bir kurbana ortak olunabilir, dedi. Ebu Cemre akabinde şöyle devam etti: Sanki bazı insanlar temettü haccını mekruh görüyorlar! Bilahare uyudum ve uykuda bir rüya gördüm. Bir kişi, makbul bir hac ve kabul edilmiş bir temettü! diye sesleniyordu. Uyanınca hemen İbn Abbas'ın yanına geldim ve rüyamı kendisine anlattım. Bunun üzerine; Allahu ekber! İşte bu, Hz. Peygamber'in (sav) sünneti!' dedi. Buhârî, Adem, ona Vehb b. Cerîr ve Ğunder, onlara da Şu'be tarikiyle naklettiği rivayet 'Kabul edilmiş bir umre, makbul bir hac!' şeklindedir.
Açıklama: İbn Hişam dönemin Hac emiridir. Sebir, Müzdelife'de bir dağdır.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zührî (İbn Şihâb), ona da Urve, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlar ramazan orucu farz kılınmadan, aşure (muharrem ayının onuncu) günü oruç tutarlardı. O günde Kâbe'ye örtü örtülürdü. Allah (cc) ramazan orucunu farz kılınca, Allah Rasulü (sav) 'Aşure orucunu tutmak isteyen tutsun, istemeyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe (r.anha); (T) Bana Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz olmadan önce Müslümanlar, Âşûrâ (Muharremin onuncu günü) oruç tutarlardı. O gün Kâbe'ye örtü örtüldüğü bir gündü. Allah (cc) ramazan orucunu farz kılınca, Rasülüllah şöyle buyurdular: 'Âşûrâ gününde oruç tutmak isteyen tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın.' "