Giriş

Bize İshak b. Mansur, ona Nadr, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre şöyle söylemiştir: İbn Abbas'a temettü haccını sordum. Bana, temettü haccını yapmamı tavsiye etti. Hedy kurbanını sordum. Hedy kurbanı olarak deve, sığır, koyun kesilebilir veya bir kurbana ortak olunabilir, dedi. Ebu Cemre akabinde şöyle devam etti: Sanki bazı insanlar temettü haccını mekruh görüyorlar! Bilahare uyudum ve uykuda bir rüya gördüm. Bir kişi, makbul bir hac ve kabul edilmiş bir temettü! diye sesleniyordu. Uyanınca hemen İbn Abbas'ın yanına geldim ve rüyamı kendisine anlattım. Bunun üzerine; Allahu ekber! İşte bu, Hz. Peygamber'in (sav) sünneti!' dedi. Buhârî, Adem, ona Vehb b. Cerîr ve Ğunder, onlara da Şu'be tarikiyle naklettiği rivayet 'Kabul edilmiş bir umre, makbul bir hac!' şeklindedir.


    Öneri Formu
241275 B001688 Buhari, Hac, 102

Bize Said b. Ebu Meryem, ona İbrahim b. Süveyd, ona Muttalib’in azatlısı Amr b. Ebu Amr, ona da Vâlibe’nin azatlısı Said b. Cübeyr el-Kûfî şöyle demiştir: İbn Abbas (r.anhumâ) Arefe gününde Nebi (sav) ile Arafat’tan ayrıldı. Nebi (sav) arka taraflarında develerin hızlıca sürülmek maksadı ile onlara vurulduğunu ve bağırıp çağırış seslerini işitince onlara kamçısıyla işaret ederek: "Ey insanlar! sükûnetle hareket edin. Hiç şüphesiz iyilik, süratle elde edilmez" buyurdu. "Evdaû" hızlıca sürdüler; "Hilâlekum" (Tevbe, 9/47) aranıza girmek, sızmak; "Feccarnâ hilâlehumâ" İkisinin arasında (bir ırmak) fışkırttık (Kehf, 18/33) anlamlarına gelmektedir.


    Öneri Formu
10687 B001671 Buhari, Hac, 94


Açıklama: İbn Hişam dönemin Hac emiridir. Sebir, Müzdelife'de bir dağdır.

    Öneri Formu
10608 B001618 Buhari, Hac, 64


    Öneri Formu
10857 B001707 Buhari, Hac, 113


    Öneri Formu
241276 B001689 Buhari, Hac, 103


    Öneri Formu
202163 B001615 Buhari, Hac, 63

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zührî (İbn Şihâb), ona da Urve, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlar ramazan orucu farz kılınmadan, aşure (muharrem ayının onuncu) günü oruç tutarlardı. O günde Kâbe'ye örtü örtülürdü. Allah (cc) ramazan orucunu farz kılınca, Allah Rasulü (sav) 'Aşure orucunu tutmak isteyen tutsun, istemeyen de tutmasın' buyurdu."


    Öneri Formu
10564 B001592 Buhari, Hac, 47

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe (r.anha); (T) Bana Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Ramazan orucu farz olmadan önce Müslümanlar, Âşûrâ (Muharremin onuncu günü) oruç tutarlardı. O gün Kâbe'ye örtü örtüldüğü bir gündü. Allah (cc) ramazan orucunu farz kılınca, Rasülüllah şöyle buyurdular: 'Âşûrâ gününde oruç tutmak isteyen tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın.' "


    Öneri Formu
278729 B001592-2 Buhari, Hac, 47


    Öneri Formu
10290 B001563 Buhari, Hac, 34


    Öneri Formu
10861 B001711 Buhari, Hac, 116