Giriş

İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zâyi etmeyiz.


    Öneri Formu
55592 KK18/30 Kehf, 18, 30

(İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin?


    Öneri Formu

(Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakîm sahiplerinin ibrete şâyan olduklarını mı sandın?


    Öneri Formu
55547 KK18/9 Kehf, 18, 9

Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme.


    Öneri Formu
55579 KK18/23 Kehf, 18, 23

İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.


    Öneri Formu
55667 KK18/59 Kehf, 18, 59

(Buluşma yerlerini) geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza (epeyce) sıkıntı geldi, dedi.


    Öneri Formu

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.


    Öneri Formu

Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.


    Öneri Formu

Musa ona: Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı? dedi.


    Öneri Formu

Dedi ki: Doğrusu sen benimle beraberliğe sabredemezsin.


    Öneri Formu