Açıklama: وَالْجَنَبُ عَنْ غَيْرِ هَذِهِ الْفَرِيضَةِ ifadesi kapsamında metin hatalarını tespiti konusunda bkz. Halil Ahmed es-Sehârenfûrî, Bezlü'l-mechûd fî halli Ebî Davud, Dâru'l-kütübi'l-ilmiyye, Beyrut, thrsz. VIII/100.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10838, D001592
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى يَقُولُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ فِى قَوْلِهِ
"لاَ جَلَبَ وَلاَ جَنَبَ." قَالَ أَنْ تُصَدَّقَ الْمَاشِيَةُ فِى مَوَاضِعِهَا وَلاَ تُجْلَبُ إِلَى الْمُصَدِّقِ وَالْجَنَبُ عَنْ غَيْرِ هَذِهِ الْفَرِيضَةِ أَيْضًا لاَ يُجْنَبُ أَصْحَابُهَا يَقُولُ وَلاَ يَكُونُ الرَّجُلُ بِأَقْصَى مَوَاضِعِ أَصْحَابِ الصَّدَقَةِ فَتُجْنَبُ إِلَيْهِ وَلَكِنْ تُؤْخَذُ فِى مَوْضِعِهِ -يَعْني صَدَقَتهُ-
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali (el-Hüzeli), ona Yakub b. İbrahim (el-Kuraşî), ona da babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), "hayvanları zekât görevlisinin yanına kadar sevk zorunluluğu da zekât görevlisinin uzağına götürmek de yoktur," ifadesi ile ilgili olarak Muhammed b. İshak'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: (Kastedilen) Hayvanların, bulundukları yerlerde zekatlarının alınması, (uzak bir noktada durması nedeniyle) zekât memurunun ayağına kadar götürülmek durumunda olunmamasıdır. Uzağına götürmek da bu şekildedir; yani hayvan sahipleri zekat görevlisinin uzağına gitmemelidir.
Muhammed b. İshak şunları da söylemektedir: Zekât görevlisi olan kişi, zekât mükelleflerinin bulunduğu bölgenin en uzak bir yerinde durup da mükellefler ona uzak kalmamalı; zekatlar, yerinde yani zekâtı alınacak hayvanların bulunduğu yerde alınmalıdır.
Açıklama:
وَالْجَنَبُ عَنْ غَيْرِ هَذِهِ الْفَرِيضَةِ ifadesi kapsamında metin hatalarını tespiti konusunda bkz. Halil Ahmed es-Sehârenfûrî, Bezlü'l-mechûd fî halli Ebî Davud, Dâru'l-kütübi'l-ilmiyye, Beyrut, thrsz. VIII/100.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 9, /373
Senetler:
1. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
2. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
3. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memurunun malı ayağına getirtmesi
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ سِنَانٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْمُعْتَدِى فِى الصَّدَقَةِ كَمَانِعِهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10830, D001585
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ سِنَانٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْمُعْتَدِى فِى الصَّدَقَةِ كَمَانِعِهَا."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said (es-Sekafî), ona Leys b. Sa'd (el-Fehmî), ona Yezid b. Ebu Habib, ona Sa'd b. Sinan (el-Kindi), ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"(İster zekât mükellefi olsun ister zekât görevlisi) zekât konusunda haksızlık yapan, onu vermeyen gibidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /371
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Sa'd b. Sinan el-Kindi (Sa'd b. Sinan)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10832, D001587
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ وَيَحْيَى بْنُ مُوسَى قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَيُّوبَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ
"قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أَصْحَابَ الصَّدَقَةِ يَعْتَدُونَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَفَعَهُ عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali (el-Hüzelî) ve Yahya b. Musa (el-Huddânî), onlara Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid el-Ezdî), ona da Eyyüb (es-Sahtiyânî) aynı isnadla manen rivayet etmiş; ancak buradaki rivayete göre ravi (Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî'nin) şöyle demiştir;
"Rasulullah'a (sav); Ya Rasulallah! Zekât toplamakla görevli olan kişiler haksızlık yapıyorlar dedik."
[Ebû Davud şöyle demiştir: (Burada) Abdürrezzak (b. Hemmam), Mamer (b. Raşid el-Ezdî) yoluyla hadisi, Hz. Peygamber'e dayandırmıştır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /371
Senetler:
1. İbn Hasâsiyye Beşir b. Hasâsiyye es-Sedûsî (Beşîr b. Zeyd b. Ma'bed b. Dabbâb)
2. Deysem es-Sedusî (Deysem)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10907, D001645
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دَاوُدَ ح
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ حَبِيبٍ أَبُو مَرْوَانَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ - وَهَذَا حَدِيثُهُ - عَنْ بَشِيرِ بْنِ سَلْمَانَ عَنْ سَيَّارٍ أَبِى حَمْزَةَ عَنْ طَارِقٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ أَصَابَتْهُ فَاقَةٌ فَأَنْزَلَهَا بِالنَّاسِ لَمْ تُسَدَّ فَاقَتُهُ وَمَنْ أَنْزَلَهَا بِاللَّهِ أَوْشَكَ اللَّهُ لَهُ بِالْغِنَى إِمَّا بِمَوْتٍ عَاجِلٍ أَوْ غِنًى عَاجِلٍ."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Abdullah b. Davud; (T)
Bize Ebu Mervan Abdülmelik b. Habib, ona (Abdullah) b. Mübarek, ona Beşîr b. Selman, ona Seyyar Ebu Hamza, ona Tarık (b. Şihâb), ona da (Abdullah) b. Mesud Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir kimse fakir düşer de ihtiyacını diğer insanlara arz ederse, onun ihtiyacı giderilmez. Şayet durumunu Allah'a arz ederse, Allah onun ya hemen canını alır ya da onu kısa zamanda zengin kılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 29, /386
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
3. Ebu Hamza Seyyar el-Kufî (Seyyar)
4. Ebu İsmail Beşîr b. Selman en-Nehdî (Beşir b. Selman)
5. Abdullah b. Davud el-Hureybî (Abdullah b. Davud b. Amir b. Rabi')
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Dünya, Zenginlik
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Sabır, sabretmek
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَرْعَرَةَ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَالْحَسَنِ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10973, D001680
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَرْعَرَةَ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَالْحَسَنِ عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Adurrahim (el-Kuraşi), ona Muhammed b. Arara (el-Kuraşî), ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Katade (b. Diame es-Sedusî), ona Said b. Müseyyeb ve Hasan (el-Basrî), Sa'd b. Ubâde'den (el-Ensarî) bir önceki hadisin aynısını rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 42, /392
Senetler:
1. Sa'd b. Ubâde el-Ensarî (Sa'd b. Ubade b. Duleym b. Hârise b. Ebu Hazîme)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Amr Muhammed b. Arara el-Kuraşî (Muhammed b. Arara)
6. Muhammed b. Abdurrahim el-Kuraşi (Muhammed b. Abdurrahim b. Ebu Züheyr)
Konular:
Amel, faziletlileri
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11007, D001689
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ "(لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ)" قَالَ أَبُو طَلْحَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَى رَبَّنَا يَسْأَلُنَا مِنْ أَمْوَالِنَا فَإِنِّى أُشْهِدُكَ أَنِّى قَدْ جَعَلْتُ أَرْضِى بِأَرِيحَاءَ لَهُ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اجْعَلْهَا فِى قَرَابَتِكَ." فَقَسَمَهَا بَيْنَ حَسَّانَ بْنِ ثَابِتٍ وَأُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ بَلَغَنِى عَنِ الأَنْصَارِىِّ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ أَبُو طَلْحَةَ زَيْدُ بْنُ سَهْلِ بْنِ الأَسْوَدِ بْنِ حَرَامِ بْنِ عَمْرِو بْنِ زَيْدِ مَنَاةَ بْنِ عَدِىِّ بْنِ عَمْرِو بْنِ مَالِكِ بْنِ النَّجَّارِ وَحَسَّانُ بْنُ ثَابِتِ بْنِ الْمُنْذِرِ بْنِ حَرَامٍ يَجْتَمِعَانِ إِلَى حَرَامٍ وَهُوَ الأَبُ الثَّالِثُ وَأُبَىُّ بْنُ كَعْبِ بْنِ قَيْسِ بْنِ عَتِيكِ بْنِ زَيْدِ بْنِ مُعَاوِيَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ مَالِكِ بْنِ النَّجَّارِ فَعَمْرٌو يَجْمَعُ حَسَّانَ وَأَبَا طَلْحَةَ وَأُبَيًّا . قَالَ الأَنْصَارِىُّ بَيْنَ أُبَىٍّ وَأَبِى طَلْحَةَ سِتَّةُ آبَاءٍ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes (b. Malik) şöyle demiştir:
"Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe ermiş olamazsınız" ayeti inince Ebu Talha: Ey Allah'ın Rasulü! Galiba Rabbimiz, mallarımızdan bir kısmını (yolunda vermemizi) istiyor. Sen şahidim ol ki ben Erîhâ'daki yerimi Allah (cc) için verdim dedi. Rasulullah (sav) ise ona "orayı akrabalarına ver," buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha orayı Hassan b Sabit ve Übey b. Ka'b arasında paylaştırdı.
[Ebû Davud dedi ki: Muhammed b. Abdullah el-Ensarî'den bana nakledildiğine göre Zeyd b. Sehl b. Esved b. Haram b. Amr b. Zeyd Menât b. Adi b. Amr b. Malik b. Neccâr ile Hassan b. Sabit b. Münzir b. Haram, (büyük dedeleri olan) Haram'da birleşiyorlar. Haram onların üçüncü kuşakta dedeleridir. (Übey ise) Übey b. Ka'b b. Kays b. Atîk b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. Neccâr'dır. Amr b. Malik; Hassan, Ebu Talha ve Übeyy'i birleştiren atalarıdır. el-Ensarî dedi ki: Übey ile Ebu Talha arasında altı ata vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /394
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11011, D001693
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ وَيَعْقُوبُ بْنُ كَعْبٍ - وَهَذَا حَدِيثُهُ - قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ سَرَّهُ أَنْ يُبْسَطَ لَهُ فِى رِزْقِهِ وَيُنْسَأَ لَهُ فِى أَثَرِهِ فَلْيَصِلْ رَحِمَهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih ve Yakup b. Ka'b -hadisin lafzı Yakub'a aittir- onlara (Abdullah) İbn Vehb, ona Yunus (b. Yezid el-Eyli), ona ez-Zührî (İbn Şihab), ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim rızkının genişlemesi ve ömrünün uzamasını istiyorsa akrabalık bağlarını gözetsin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /395
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Yakub b. Ka'b el-Halebi (Yakub b. Ka'b b. Hâmid)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلاَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَنَّ الرَّدَّادَ اللَّيْثِىَّ أَخْبَرَهُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11013, D001695
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُتَوَكِّلِ الْعَسْقَلاَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَنَّ الرَّدَّادَ اللَّيْثِىَّ أَخْبَرَهُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mütevekkil el-Askalanî, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona er-Reddad el-Leysi, ona da Abdurrahman b. Avf'ın naklettiğine göre o Rasulullah'ı (sav) bir önceki hadisin içerdiği sözleri söylerken işitmiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /395
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Reddad el-Leysi (Reddad)
3. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. ibn Ebu Seriy Ebu Abdullah Muhammed b. Mütevekkil el-Kuraşi (Muhammed b. Mütevekkil b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
Sadaka, Fıtır sadakası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10828, D001583
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدِ بْنِ زُرَارَةَ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مُصَدِّقًا فَمَرَرْتُ بِرَجُلٍ فَلَمَّا جَمَعَ لِى مَالَهُ لَمْ أَجِدْ عَلَيْهِ فِيهِ إِلاَّ ابْنَةَ مَخَاضٍ فَقُلْتُ لَهُ أَدِّ ابْنَةَ مَخَاضٍ فَإِنَّهَا صَدَقَتُكَ. فَقَالَ ذَاكَ مَا لاَ لَبَنَ فِيهِ وَلاَ ظَهْرَ وَلَكِنْ هَذِهِ نَاقَةٌ فَتِيَّةٌ عَظِيمَةٌ سَمِينَةٌ فَخُذْهَا. فَقُلْتُ لَهُ مَا أَنَا بِآخِذٍ مَا لَمْ أُومَرْ بِهِ وَهَذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْكَ قَرِيبٌ فَإِنْ أَحْبَبْتَ أَنْ تَأْتِيَهُ فَتَعْرِضَ عَلَيْهِ مَا عَرَضْتَ عَلَىَّ فَافْعَلْ فَإِنْ قَبِلَهُ مِنْكَ قَبِلْتُهُ وَإِنْ رَدَّهُ عَلَيْكَ رَدَدْتُهُ . قَالَ فَإِنِّى فَاعِلٌ فَخَرَجَ مَعِى وَخَرَجَ بِالنَّاقَةِ الَّتِى عَرَضَ عَلَىَّ حَتَّى قَدِمْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ لَهُ يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَتَانِى رَسُولُكَ لِيَأْخُذَ مِنِّى صَدَقَةَ مَالِى وَايْمُ اللَّهِ مَا قَامَ فِى مَالِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ رَسُولُهُ قَطُّ قَبْلَهُ فَجَمَعْتُ لَهُ مَالِى فَزَعَمَ أَنَّ مَا عَلَىَّ فِيهِ ابْنَةُ مَخَاضٍ وَذَلِكَ مَا لاَ لَبَنَ فِيهِ وَلاَ ظَهْرَ وَقَدْ عَرَضْتُ عَلَيْهِ نَاقَةً فَتِيَّةً عَظِيمَةً لِيَأْخُذَهَا فَأَبَى عَلَىَّ وَهَا هِىَ ذِهِ قَدْ جِئْتُكَ بِهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. خُذْهَا فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"ذَاكَ الَّذِى عَلَيْكَ فَإِنْ تَطَوَّعْتَ بِخَيْرٍ آجَرَكَ اللَّهُ فِيهِ وَقَبِلْنَاهُ مِنْكَ." قَالَ فَهَا هِىَ ذِهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ جِئْتُكَ بِهَا فَخُذْهَا . قَالَ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِقَبْضِهَا وَدَعَا لَهُ فِى مَالِهِ بِالْبَرَكَةِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare, ona Umare b. Amr b. Hazm, ona da Übey b. Ka'b şöyle nakletmiştir. Hz. Peygamber (sav) beni zekât memuru olarak gönderdi. Bir adama (zekatını almak için) uğradım ve bütün mallarını benim için topladığında orada iki yaşından küçük bir deveden başka bir şey bulamadım. Ona, bu dişi deveyi zekâtın olarak öde, dedim. O adam da onun ne sütü var ne de sırtında birisini taşıyabilir. Fakat şu deve; genç, büyük ve iridir, onu al dedi. Ona emredilmediğim şeyi almayacağım, işte Allah Rasulü, sana yakın, istersen ona git ve bana sunduğun teklifi ona da sun. Teklifini kabul ederse onun dediğini yap, ben de kabul ederim. Teklifini reddederse ben de reddederim, dedim. Tamam yapacağım, dedi ve benimle geldi. Bana teklif ettiği deveyi de yanına aldı. Hz. Peygamber'e (sav) gelince, Ey Allah'ın Rasulü! Bana zekatımı almak için senin elçin geldi. Allah'a yemin olsun ki önceden malımdan (zekatımı) almak için ne Allah'ın Rasulü ne de onun elçisi gelmemişti. Onun (zekât memuru) için malımı bir araya topladım. (Zekât memuru) zekâtım için benden iki yaşına gelmemiş dişi deve alacağını söyledi. Halbuki o sütü olmayan sırtına da binilemeyen bir devedir. Ben de ona genç ve iri bir dişi deve almasını teklif ettim. Ancak benim teklifimi geri çevirdi işte o deve, sana getirdiğim şu devedir, onu al dedi. Hz. Peygamber (sav) ona şöyle dedi.
"(O iki yaşına gelmemiş dişi deve, zekâtın için) işte gereken odur. Eğer gerekmediği halde gönüllü olarak (tatavvu) o hayrı vermek istiyorsan Allah Teâlâ onu ecrini sana verecektir. Biz de o deveyi senden kabul ediyoruz," dedi. O adam da Ey Allah'ın Rasulü! İşte senin için getirdiğim o deve, buyur al, dedi. Hz. Peygamber (sav), o devenin alınmasını emretti ve o adama malının bereketlenmesi için dua etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /370
Senetler:
1. Ebu Münzir Übey b. Ka'b el-Ensarî (Übey b. Ka'b b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd)
2. İbn Ebu Yüsr Umare b. Amir el-Ensarî (Umare b. Amr b. Hazm b. Zeyd)
3. Yahya b. Abdullah el-Ensarî (Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare)
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
8. Ebu Cafer Muhammed b. Mansur et-Tusi (Muhammed b. Mansur b. Davud b. İbrahim)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10801, D001556
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ الثَّقَفِىُّ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ." فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ - قَالَ - فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ أَبُو عُبَيْدَةَ مَعْمَرُ بْنُ الْمُثَنَّى الْعِقَالُ صَدَقَةُ سَنَةٍ وَالْعِقَالاَنِ صَدَقَةُ سَنَتَيْنِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ رَبَاحُ بْنُ زَيْدٍ وَعَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِإِسْنَادِهِ وَقَالَ بَعْضُهُمْ عِقَالاً. وَرَوَاهُ ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ قَالَ عَنَاقًا.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَالَ شُعَيْبُ بْنُ أَبِى حَمْزَةَ وَمَعْمَرٌ وَالزُّبَيْدِىُّ عَنِ الزُّهْرِىِّ فِى هَذَا الْحَدِيثِ لَوْ مَنَعُونِى عَنَاقًا . وَرَوَى عَنْبَسَةُ عَنْ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ فِى هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ عَنَاقًا.]
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said es-Sekafî, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) vefat ettiğinde ve ondan sonra Ebu Bekir halife seçildiğinde Araplar'dan dinden dönenler dönüverdiler! Ömer b. Hattab, Ebu Bekir'e, Rasulullah'ın (sav), "Allah'tan başka ilah yoktur demelerine dek insanlarla savaşmakla emrolundum. Allah'tan başka ilah yoktur diyen malını ve canını benden korumuş olur. Allah'ın hakkı ise hariç. Onun hesabı Allah'a kalmıştır," buyurmuşken insanlarla nasıl savaşırsın?dedi. Ebu Bekir de namaz ile zekâtı birbirinden ayıranlara karşı muhakkak savaşacağım. Zira zekât malın hakkıdır. Vallahi! Rasulullah'a (sav) verdikleri bir deve yularını bana vermeseler bunun verilmemesinden dolayı onlara karşı savaşırım" dedi. (Bunun üzerine) Ömer, Vallahi! Allah'ın, Ebu Bekir'in gönlüne savaş için ilham verdiğini görünce onun hak üzere olduğunu anladım dedi.
[Ebû Davud şöyle demiştir: Ebu Ubeyde Ma'mer b. Müsenna, İkâl (الْعِقَالُ), bir senenin zekâtı, ikâlân (الْعِقَالاَنِ) ise iki senenin sadakasıdır.]
[Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Rabâh b. Zeyd ve Abdürrezzâk, M'mer'den, o da ez-Zührî'den isnadı ile nakletmiş ve bazıları ikâl ifadesini zikretmişlerdir. Bu hadisi İbn Vehb, Yunus'tan naklen rivayet etmiş ve anâk ifadesini kullanmıştır.]
[Ebû Davud şöyle demiştir: Şuayb b. Ebu Hamza, Ma'mer ve ez-Zübeydî, ez-Zührî'den naklederken bu hadiste anâk ibaresini kaydetmişlerdir. Anbese, Yunus'tan, o da ez-Zührî'den bu hadisi naklederken anâk ifadesini zikretmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 1, /362
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Haklar, Hak ve Özgürlüklerin Sağlanması ve Korunması
İrtidad
KTB, TEVHİD
Savaş, müslümanlarla
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Zekat, vermemenin cezası