Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T)
Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar."
[Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11001, D001683
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى قَالَ أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عِيسَى - وَهَذَا حَدِيثُ مُسَدَّدٍ وَهُوَ أَتَمُّ - عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى كَبْشَةَ السَّلُولِىِّ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَرْبَعُونَ خَصْلَةً أَعْلاَهُنَّ مَنِيحَةُ الْعَنْزِ مَا يَعْمَلُ رَجُلٌ بِخَصْلَةٍ مِنْهَا رَجَاءَ ثَوَابِهَا وَتَصْدِيقَ مَوْعُودِهَا إِلاَّ أَدْخَلَهُ اللَّهُ بِهَا الْجَنَّةَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ فِى حَدِيثِ مُسَدَّدٍ قَالَ حَسَّانُ فَعَدَدْنَا مَا دُونَ مَنِيحَةِ الْعَنْزِ مِنْ رَدِّ السَّلاَمِ وَتَشْمِيتِ الْعَاطِسِ وَإِمَاطَةِ الأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَنَحْوِهِ فَمَا اسْتَطَعْنَا أَنْ نَبْلُغَ خَمْسَ عَشْرَةَ خَصْلَةً.]
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T)
Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar."
[Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 43, /393
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Kebşe es-Selülî (Cibril b. Yesar b. Hay b. Kurt)
3. Hassan b. Atiyye el-Muharibî (Hassan b. Atiyye)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Ahlak, birey ahlakı
İnfak, Bağış
KTB, ADAB
Selam, selam almanın keyfiyeti
Yardımseverlik, yardımlaşma
Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T)
Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar."
[Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270572, D001683-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى قَالَ أَخْبَرَنَا إِسْرَائِيلُ ح
وَحَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عِيسَى - وَهَذَا حَدِيثُ مُسَدَّدٍ وَهُوَ أَتَمُّ - عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى كَبْشَةَ السَّلُولِىِّ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَرْبَعُونَ خَصْلَةً أَعْلاَهُنَّ مَنِيحَةُ الْعَنْزِ مَا يَعْمَلُ رَجُلٌ بِخَصْلَةٍ مِنْهَا رَجَاءَ ثَوَابِهَا وَتَصْدِيقَ مَوْعُودِهَا إِلاَّ أَدْخَلَهُ اللَّهُ بِهَا الْجَنَّةَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ فِى حَدِيثِ مُسَدَّدٍ قَالَ حَسَّانُ فَعَدَدْنَا مَا دُونَ مَنِيحَةِ الْعَنْزِ مِنْ رَدِّ السَّلاَمِ وَتَشْمِيتِ الْعَاطِسِ وَإِمَاطَةِ الأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَنَحْوِهِ فَمَا اسْتَطَعْنَا أَنْ نَبْلُغَ خَمْسَ عَشْرَةَ خَصْلَةً.]
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Musa, ona İsrail; (T)
Bize Müsedded, ona İsa -Bu Müsedded'in rivayeti olup daha eksiksizdir-, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selülî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kırk güzel haslet vardır ki onların en üstünü, (sütünden yararlanılması için) keçi ödünç vermektir. Bir kişi, sevabını umarak ve vadedilene inanarak bunlardan birini işlese, Allah Teâlâ o haslet sayesinde onu cennetine koyar."
[Ebû Davud Müsedded'in hadisi hakkında şöyle dedi: Hassan, biz keçiyi ödünç vermekten başka, selam almak, hapşırana dua etmek, gelip geçeni rahatsız eden şeyleri yoldan kaldırmak ve benzeri hasletleri saydık da on beş haslete ulaşamadık dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 1683, /393
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Kebşe es-Selülî (Cibril b. Yesar b. Hay b. Kurt)
3. Hassan b. Atiyye el-Muharibî (Hassan b. Atiyye)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
6. İbrahim b. Musa et-Temîmî (İbrahim b. Musa b. Yezid b. Zâzân)
Konular:
Adab, hapşıran kişiye hayır duada bulunulmalı
Ahlak, birey ahlakı
İnfak, Bağış
KTB, ADAB
Selam, selam almanın keyfiyeti
Yardımseverlik, yardımlaşma
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الصَّبَّاحِ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ عَنْ وَرْقَاءَ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ عَلَى الصَّدَقَةِ فَمَنَعَ ابْنُ جَمِيلٍ وَخَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ وَالْعَبَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَا يَنْقِمُ ابْنُ جَمِيلٍ إِلاَّ أَنْ كَانَ فَقِيرًا فَأَغْنَاهُ اللَّهُ وَأَمَّا خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ فَإِنَّكُمْ تَظْلِمُونَ خَالِدًا فَقَدِ احْتَبَسَ أَدْرَاعَهُ وَأَعْتُدَهُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَأَمَّا الْعَبَّاسُ عَمُّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَهِىَ عَلَىَّ وَمِثْلُهَا." ثُمَّ قَالَ
"أَمَا شَعَرْتَ أَنَّ عَمَّ الرَّجُلِ صِنْوُ الأَبِ. أَوْ صِنْوُ أَبِيهِ."
Açıklama: Hadiste İbn Cemîl, Efendimiz (sav) tarafından yerilmiştir. Hadisin metninde dikkat çekilen "صنو الأب" ile "صنو أبيه" şeklindeki farklılık aynı anlama geldiği için tercümeye yansıtılmamıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10885, D001623
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الصَّبَّاحِ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ عَنْ وَرْقَاءَ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَعَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ عَلَى الصَّدَقَةِ فَمَنَعَ ابْنُ جَمِيلٍ وَخَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ وَالْعَبَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَا يَنْقِمُ ابْنُ جَمِيلٍ إِلاَّ أَنْ كَانَ فَقِيرًا فَأَغْنَاهُ اللَّهُ وَأَمَّا خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ فَإِنَّكُمْ تَظْلِمُونَ خَالِدًا فَقَدِ احْتَبَسَ أَدْرَاعَهُ وَأَعْتُدَهُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَأَمَّا الْعَبَّاسُ عَمُّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَهِىَ عَلَىَّ وَمِثْلُهَا." ثُمَّ قَالَ
"أَمَا شَعَرْتَ أَنَّ عَمَّ الرَّجُلِ صِنْوُ الأَبِ. أَوْ صِنْوُ أَبِيهِ."
Tercemesi:
Bize Hasan b. Sabbah, ona Şebabe, ona Verkâ, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) Hz. Ömer b. Hattab'ı zekât toplaması için göndermişti. İbn Cemîl, Halid b. Velid ve Abbas zekatlarını vermediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İbn Cemil, eskiden fakirken (ganimetlerden verilen paylarla) Allah kendisini zengin kıldı ya ondan zekatını vermiyor! Halid b. Velid'e gelince siz ona haksızlık ediyorsunuz. Nitekim o zırhlarını ve savaş araç gereçlerini Allah yolunda cihad için adamıştır. Allah'ın elçisinin (sav) amcası olan Abbas'a gelince onun zekâtı ve bir o kadarını ben üstleniyorum." buyurdu. Daha sonra da "bilmez misin ki kişinin amcası baba yarısı demektir."
Açıklama:
Hadiste İbn Cemîl, Efendimiz (sav) tarafından yerilmiştir. Hadisin metninde dikkat çekilen "صنو الأب" ile "صنو أبيه" şeklindeki farklılık aynı anlama geldiği için tercümeye yansıtılmamıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 22, /380
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Bişr Verkâ b. Ömer el-Yeşkürî (Verkâ b. Ömer b. Küleyb)
5. Ebu Amr Şebabe b. Sevvar el-Fezarî (Şebabe b. Sevvar)
6. Ebu Ali Hasan b. Sabbah el-Vasiti (Hasan b. Sabbah b. Muhammed)
Konular:
Akraba, amcanın konumu
KTB, ZEKAT
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10807, D001562
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ مُوسَى أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سَعْدِ بْنِ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ حَدَّثَنِى خُبَيْبُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِيهِ سُلَيْمَانَ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدُبٍ قَالَ
"أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَأْمُرُنَا أَنْ نُخْرِجَ الصَّدَقَةَ مِنَ الَّذِى نُعِدُّ لِلْبَيْعِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan, ona Yahyâ b. Hassan, ona Süleyman b. Musa Ebu Davud, ona Cafer b. Sa‘d b. Semura b. Cundub, ona Hubeyb b. Süleyman, ona babası, ona Süleyman, ona da Semura b. Cündüb'ün şöyle dediğini rivayet etti:
"İmdi, şüphesiz Rasulullah (sav) bizlere satış için hazırladığımız şeylerden zekâtını çıkarıp vermemizi emrederdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 3, /363
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Süleyman b. Semura el-Fezari (Süleyman b. Semura b. Cündeb)
3. Hubeyb b. Süleyman el-Fezari (Hubeyb b. Süleyman b. Semura b. Cündeb)
4. Cafer b. Sa'd el-Fezari (Cafer b. Sa'd b. Semura b. Cündeb)
5. Ebu Davud Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Hassan el-Bekrî (Yahya b. Hassan b. Hayyan)
7. Muhammed b. Davud b. Süfyan (Muhammed b. Davud b. Süfyan)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10848, D001602
Hadis:
حَدَّثَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ الْمُؤَذِّنُ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ
"أَنَّ بَطْنًا مِنْ فَهْمٍ بِمَعْنَى الْمُغِيرَةِ قَالَ مِنْ عَشْرِ قِرَبٍ قِرْبَةٌ . وَقَالَ وَادِيَيْنِ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize er-Rabi' b. Süleyman el-Müezzin, ona İbn Vehb, ona Üsame b. Zeyd, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da dedesinin rivayetine göre "Fehm kabilesinden bir kol… diyerek el-Muğira'nın rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti ve: On tulumdan bir tulum (zekât verilecek) ile: onlara ait iki vadiyi… dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 13, /375
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Rabi' b. Süleyman el-Murâdî (Rabi' b. Süleyman b. Abdülcebbâr b. Kâmil)
Konular:
Zekat, baldan zekat verilir mi?
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10869, D001607
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ حُسَيْنٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ بْنِ سَهْلٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
"نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْجُعْرُورِ وَلَوْنِ الْحُبَيْقِ أَنْ يُؤْخَذَا فِى الصَّدَقَةِ."
[قَالَ الزُّهْرِىُّ لَوْنَيْنِ مِنْ تَمْرِ الْمَدِينَةِ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَأَسْنَدَهُ أَيْضًا أَبُو الْوَلِيدِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ كَثِيرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Said b. Süleyman, ona Abbad, ona Süfyan b. Hüseyin, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame b. Sehl, ona da babasının şöyle dediğini rivayet etti:
"Rasulullah (sav) Cu’rûr ve levnu’l-hubeyk (denilen adi ve işe yaramaz) hurma türlerinin zekât olarak alınmasını yasakladı."
[Ez-Zührî: Bunlar, Medine hurmasının iki türünün adıdır, demiştir.]
[Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi müsned olarak aynı şekilde Ebu’l-Velid, ona Süleyman b. Kesir, ona ez-Zührî senediyle merfu olarak rivayet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 17, /376
Senetler:
1. Sehl b. Huneyf el-Ensari (Sehl b. Huneyf b. Vahıb b. Ukeym b. Salebe)
2. Ebu Ümame Es'ad b. Sehl el-Ensarî (Es'ad b. Sehl b. Huneyf b. Vahib)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Hüseyin el-Vasitî (Süfyan b. Hüseyin b. Hasan)
5. Ebu Sehl Abbad b. Avvam el-Kilabî (Abbad b. Avvam b. Ömer)
6. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
7. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Zekat, meyvelerin zekatı
Zekat, verilecek malın niteliği, kaliteli olması
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ عَنْ عَبْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ كَانَتْ لِى جَارِيَةٌ فَأَعْتَقْتُهَا فَدَخَلَ عَلَىَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ
"آجَرَكِ اللَّهُ أَمَا إِنَّكِ لَوْ كُنْتِ أَعْطَيْتِهَا أَخْوَالَكِ كَانَ أَعْظَمَ لأَجْرِكِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11008, D001690
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ عَنْ عَبْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ كَانَتْ لِى جَارِيَةٌ فَأَعْتَقْتُهَا فَدَخَلَ عَلَىَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ
"آجَرَكِ اللَّهُ أَمَا إِنَّكِ لَوْ كُنْتِ أَعْطَيْتِهَا أَخْوَالَكِ كَانَ أَعْظَمَ لأَجْرِكِ."
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Abde, ona Muhammed b. İshak, ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, ona da Süleyman b. Yesar'ın naklettiğine göre Hz. Peygamberin (sav) eşi Meymune (r.anha) şöyle demiştir:
Benim bir cariyem vardı. Sonra onu özgür kıldım. Rasulullah yanıma gelip "Allah sevabını versin. Şayet onu dayılarına verseydin daha büyük sevap kazanırdın," buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /395
Senetler:
1. Ümmülmüminin Meymune bt. Haris (Meymune bt. Haris b.Cübeyr b. Hazn b. Ruveybe)
2. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275156, D001575-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ أَخْبَرَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بَهْزِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى كُلِّ سَائِمَةِ إِبِلٍ فِى أَرْبَعِينَ بِنْتُ لَبُونٍ وَلاَ يُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِرًا." قَالَ ابْنُ الْعَلاَءِ
"مُؤْتَجِرًا بِهَا. فَلَهُ أَجْرُهَا وَمَنْ مَنَعَهَا فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ مَالِهِ عَزْمَةً مِنْ عَزَمَاتِ رَبِّنَا عَزَّ وَجَلَّ لَيْسَ لآلِ مُحَمَّدٍ مِنْهَا شَىْءٌ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Behz b. Hakim; (T)
Bize Muhammed b. Alâ da ona Ebu Üsame, ona Behz b. Hakim, ona babası, ona dedesinin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Kırlarda (meralarda) otlanarak beslenen her bir kırk deve için bir bintu lebûn (iki yaşını tamamlayıp üç yaşına basmış bir dişi deve) zekât düşer. Hesapları yapılacak develer (toplu iken) dağıtılmaz. Kim zekâtı sevap umarak verirse" İbnü'l-Alâ: "Karşılığında sevap umarak" dedi, "ona sevabı verilecektir, kim de zekâtı vermezse Aziz ve Celil Rabbimizin kesin emirlerinden birisi olarak hem onu hem de malının yarısını alırız, ondan Muhammed hanedanına da hiçbir pay (hak) yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /368
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
حَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ وَالْحَسَنِ بْنِ عَمْرٍو وَفِطْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو - قَالَ سُفْيَانُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ سُلَيْمَانُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَرَفَعَهُ فِطْرٌ وَالْحَسَنُ - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ الْوَاصِلُ بِالْمُكَافِئِ وَلَكِنَّ الْوَاصِلَ هُوَ الَّذِى إِذَا قُطِعَتْ رَحِمُهُ وَصَلَهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275441, D001697-2
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ وَالْحَسَنِ بْنِ عَمْرٍو وَفِطْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو - قَالَ سُفْيَانُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ سُلَيْمَانُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَرَفَعَهُ فِطْرٌ وَالْحَسَنُ - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ الْوَاصِلُ بِالْمُكَافِئِ وَلَكِنَّ الْوَاصِلَ هُوَ الَّذِى إِذَا قُطِعَتْ رَحِمُهُ وَصَلَهَا."
Tercemesi:
Bize (Muhammed) b. Kesîr, ona Süfyan (b. Said es-Sevrî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş , Hasan b. Amr ve Fıtr (b. Halife), onlara Mücahid (b. Cebr), ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre -ki Süfyan, hocalarından Süleyman'ın bu hadisin isnad zincirini Hz. Peygamber'e (sav) ulaştıramadığını, diğer iki hocası Hasan ve Fıtr'ın ise hadisi merfu olarak rivayet ettiklerini söylemiştir.- Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Akrabalarından gördüğü ilgi ve iyiliğe aynı şekilde karşılık veren (gerçekten) sıla-i rahim yapmış değildir. Asıl sıla-i rahim yapan, kendisiyle ilişkisi kesilmiş akrabalarıyla irtibat kuran (ve onlara iyilik eden) kimsedir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /396
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Hasan b. Amr et-Temimî (Hasan b. Amr)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
KTB, İYİLİK, BİRR,
حَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ وَالْحَسَنِ بْنِ عَمْرٍو وَفِطْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو - قَالَ سُفْيَانُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ سُلَيْمَانُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَرَفَعَهُ فِطْرٌ وَالْحَسَنُ - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ الْوَاصِلُ بِالْمُكَافِئِ وَلَكِنَّ الْوَاصِلَ هُوَ الَّذِى إِذَا قُطِعَتْ رَحِمُهُ وَصَلَهَا."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275442, D001697-3
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ وَالْحَسَنِ بْنِ عَمْرٍو وَفِطْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو - قَالَ سُفْيَانُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ سُلَيْمَانُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَرَفَعَهُ فِطْرٌ وَالْحَسَنُ - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ الْوَاصِلُ بِالْمُكَافِئِ وَلَكِنَّ الْوَاصِلَ هُوَ الَّذِى إِذَا قُطِعَتْ رَحِمُهُ وَصَلَهَا."
Tercemesi:
Bize (Muhammed) b. Kesîr, ona Süfyan (b. Said es-Sevrî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş , Hasan b. Amr ve Fıtr (b. Halife), onlara Mücahid (b. Cebr), ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre -ki Süfyan, hocalarından Süleyman'ın bu hadisin isnad zincirini Hz. Peygamber'e (sav) ulaştıramadığını, diğer iki hocası Hasan ve Fıtr'ın ise hadisi merfu olarak rivayet ettiklerini söylemiştir.- Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Akrabalarından gördüğü ilgi ve iyiliğe aynı şekilde karşılık veren (gerçekten) sıla-i rahim yapmış değildir. Asıl sıla-i rahim yapan, kendisiyle ilişkisi kesilmiş akrabalarıyla irtibat kuran (ve onlara iyilik eden) kimsedir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 46, /396
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
KTB, İYİLİK, BİRR,