10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer'in söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Beş tür hayvanı öldürmekte ihramlı kimse için bir vebal yoktur." Rivayet ayrıca Abdullah b. Dînar, ona Abdullah b. Ömer, ona da Rasulullah (sav) tarikiyle nakledilmiştir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer'in söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Beş tür hayvanı öldürmekte ihramlı kimse için bir vebal yoktur." Rivayet ayrıca Abdullah b. Dînar, ona Abdullah b. Ömer, ona da Rasulullah (sav) tarikiyle nakledilmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr -Ata'dan ilk duyduğu şey olarak-, ona Ata, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) ihramlıyken hacamat yaptırdı." [(Süfyan der ki:) Ben Amr b. Dinar'ı şöyle derken işittim: Bu hadisi bana Tavus, İbn Abbas'tan nakletti. Amr bu hadisi ikisinden de (Ata ve Tavus) işitmiş olmalıdır.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Mansur, ona Mücahid, ona Tavus, ona da İbn Abbas'ın (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) Mekke'yi fethettiği gün şöyle buyurdu: "Artık hicret yoktur. Fakat cihat ve niyet vardır. Cihada davet edildiğinizde hemen icabet ediniz. Allah Mekke beldesini gökleri ve yeri yarattığı günden beri harem kılmıştır. Bu şehir, Allah'ın harem kılması sebebiyle kıyamet gününe kadar harem kalacaktır. Benden önce burada savaş hiçbir kimse için helal olmamıştır. Benim için de gündüzün bir saati dışında helal olmamıştır. Bu belde Allah'ın harem kılması ile kıyamet gününe kadar haremdir. Buranın dikeni kesilmez. Av hayvanı ürkütülmez, buluntu malına sahibini arayacak olan kimseden başkası el uzatıp alamaz, yeşil otları koparılmaz." Hutbenin akabinde Abbas: Ey Allah'ın Rasulü! Izhır bitkisi bu yasaktan müstesna olsun. Çünkü ızhır, Mekkeliler'in demircileri ve evleri için gereklidir! dedi. Peygamber de: "Izhır müstesnadır" buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona İbrahim b. Abdullah b. Huneyn, ona da babası (Halid b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Abbas ile Misver b. Mahreme, Ebvâ'da fikir ayrılığına düştüler. Abdullah b. Abbas “ihramlı kişi başını yıkayabilir” dedi. Misver ise “ihramlı kişi başını yıkayamaz” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbas, beni Ebu Eyyüb el-Ensarî’ye gönderdi. Ben onu bir kuyunun iki direği arasında bir perde asmış bir halde yıkanırken buldum, selam verdim. O “kimsin” dedi. Ben de “Abdullah b. Huneyn'im. Abdullah b. Abbas, 'Rasulullah (sav) ihramlı iken başını nasıl yıkardı' diye sormak için beni sana gönderdi” dedim. Ebu Eyyub elini bezin üzerine koyarak başı bana görünecek kadar aşağı indirdi, sonra üzerine su döken birisine: “su dök”, dedi. O da başına su döktü, elleri ile başını (saçlarını) hareket ettirdi, ellerini ileri geri götürüp getirdi ve “ben Rasulullah’ı (sav) bu şekilde yıkarken gördüm” dedi.