10635 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî rivâyet etti; (T) Yine bize İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Ebî Sevr, ona Abdullah b. Abbas (ra), ona da Hz. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Benim, Medîne'nin Avâlî bölgesinde Ümeyye b. Zeyd oğulları mahallesinde oturan Ensârdan bir komşum vardı. Onunla nöbetleşe Rasûlullah'ın (sav) yanında kalırdık; bir gün o gidiyor, bir gün ben gidiyordum. Ben gittiğimde, o günün vahiy ve diğer haberlerini kendisine getirirdim, o gittiğinde de aynısını yapardı. Ensardan olan komşum kendi nöbet gününde Rasûlullah'ın (sav) yanına gitti. Döndüğünde şiddetle kapımı çaldı, 'O burada mı?' diye seslendi. Çok korkmuştum, hemen yanına gittim, bana 'Bugün büyük bir olay oldu' dedi. Ben hemen şehre indim, kızım Hafsa'nın yanına gittim. İçeri girdiğimde Hafsa ağlıyordu, kendisine, 'Rasûlullah (sav) sizi boşadı mı?' diye sordum. 'Bilmiyorum' dedi. Sonra çıkıp Hz. Peygamber'in (sav) yanına gittim, ayakta durarak kendisine, 'Zevcelerini boşadın mı?' diye sordum. "Hayır!" dedi. Bunun üzerine ben 'Allahu ekber!' diye sevinçten tekbir getirdim.
Açıklama: Çok muhtasar olarak rivâyet edilen bu hadîste, eşlerinin kendisine karşı davranışlarından üzülen Rasûlullah’ın (sav), hanımlarından bir ay süre ile ayrı kalması ve bunun üzerine de muhayyerlik âyetinin nuzûlü anlatılmaktadır. Rasûlullah (sav) zevcelerinin bazı davranışlarından üzülmüş, bu üzüntüsünü bir ay onlardan uzak kalmakla gâyet etkili bir şekilde belli etmişti. Bu durum da sahâbe arasında Rasûlullah (sav) eşlerini boşadı şeklinde anlaşılmıştı. Hadiste sözü edilen "Büyük bir olay"dan maksat, Hz. Peygamber'in zevcelerini boşadığı şayiasıdır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Gunder, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Esbehânî, ona Zekvân, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayette bulunmuştur. Abdurrahman b. Esbehânî'den, ona Ebu Hâzim'den, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre (Hz. Peygamber) "buluğ çağına ulaşmamış üç çocuk" demiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için B000101 numaralı hadise bakınız.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Nafi b. Ömer, ona da İbn Ebu Müleyke şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Aişe, anlamadığı bir şeyi işittiğinde, onu iyice anlayana kadar mutlaka onu tekrar tekrar sorardı. Hz. Peygamber (sav) 'hesaba çekilen azaba maruz kalır' buyurmuştu. Aişe der ki: Ben, Hz. Peygamber'e (sav) 'Allahu teâla, 'pek kolay bir hesaba çekilecek' (İnşikâk, 8) buyurmuyor mu?' dedim. Hz. Peygamber de (sav) 'bu amellerin arzıdır, ama detaylı bir hesaba çekilen, helak olur' buyurdu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ نُوقِشَ الْحِسَابَ يَهْلِكْ
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Gunder, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Esbehânî, ona Zekvân, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayette bulunmuştur. Abdurrahman b. Esbehânî'den, ona Ebu Hâzim'den, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre (Hz. Peygamber) "buluğ çağına ulaşmamış üç çocuk" demiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için B000101 numaralı hadise bakınız.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Said, ona da Ebu Şureyh şöyle rivayet etmiştir: Amr b. Said Mekke'ye ordu gönderdiği sırada, Ebu Şüreyh el-Adevî ona şöyle dedi: Ey Emir, Mekke'nin fethinin ertesi günü Peygamber'in (sav) ayağa kalkıp söylediği bir sözü sana bildirmeme müsaade et. O hutbeyi şu iki kulağım işitti, kalbim belledi, söyleyeni de söylemekte bulunduğu anda gözlerim gördü. Peygamber (sav), Allah'a hamd ve sena ettikten sonra, şöyle buyurdu: "Muhakkak ki, Mekke'yi dokunulmaz kılan insanlar değil bizzat Allah'tır. Bundan dolayı Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimsenin Mekke'de kan dökmesi ve Mekke'deki herhangi bir ağacı kesmesi helal olmaz. Şayet herhangi bir kimse, Peygamber (sav) burada savaştı, diye ruhsatı tercih edecek olursa, ona “Allah yalnız Rasulü'ne izin vermiştir, size izin vermemiştir” deyiniz. Bana da sadece bir günün bir saati içinde izin verdi. Ondan sonra bu gün artık dünkü dokunulmazlığı geri gelmiştir. Bu dediklerimi burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsin." Bu sözlerinden sonra Ebu Şurayh'a “Amr ne dedi?” diye soruldu, o da cevaben şöyle dedi: Amr bana “Ey Ebu Şurayh, ben bunları senden daha çok bilirim. Ama Harem hiçbir asiyi, eli kanlı bir katili ve kanundan kaçan bir caniyi kurtaramaz” dedi.
Bize Ali b. Ca'd, ona Şu'be, ona Mansûr, ona Rib'îy b. Hirâş, ona da Ali, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benim adıma yalan söylemeyin. Kim benim adıma yalan söylerse ateşe girer."
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Ömer b. Said b. Ebu Hüseyin, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da Ukbe b. Hâris şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi Ebu İhâb b. Aziz'in kızı ile evlenmişti. Bir kadın ona gelip 'Ben Ukbe'yi ve onun evlendiği kızı emzirdim' dedi. Ukbe, ona, 'ne senin beni emzirdiğini ne de (önceleri) bana (bunu) anlattığını biliyorum' dedi. Medine'ye (meseleyi) Rasulullah'a (sav) sormak için geldi. Rasulullah (sav), "bu söz söylendikten sonra nasıl (evli) olunur" buyurdu. Ukbe de ondan ayrıldı, (kız da) başkası ile evlendi.
Bize Muhammed b. Selâm, ona el-Muhâribî, ona Sâlih b. Hayyân, ona Âmir eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babası'nın (Ebu Musa el-Eş'arî) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Üç kişiye iki ecir vardır. Ehl-i Kitâb'dan olan bir adam ki hem kendi peygamberine hem de Muhammed'e (sav) iman eder. Köle bir adam ki, hem Allah'ın hakkını hem de efendisinin hakkını eda eder. Bir adam ki, -birlikte olabileceği- bir cariyeye sahiptir. Onu güzel bir şekilde edeplendirip (dinini) öğretir, ardından onu azat edip onunla evlenir. Onun için iki ecir vardır." [Ardından râvi Âmir, 'bu hadisi sana karşılıksız olarak verdik. Bundan daha azı için Medine'ye yol çıkılıyordu' dedi.]
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Süleyman, ona Amr b. Ebu Amr, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hureyre 'ey Allah'ın Rasulü, kıyamet gününde senin şefaatinle insanların en mesudu olacak kişi kimdir' diye soruldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Ebu Hureyre, hadis elde etmeye olan hırsını gördüğümden dolayı, bu hadisi senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin ediyordum. Kıyamet gününde şefaatimle insanların en mesudu (olacak kişi), can-ı gönülden, samimi bir şekilde 'Allah'tan başka ilah yoktur' diyen kimsedir."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsmail b. Uleyye arasında inkita vardır.