6728 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süleyman b. Kesir, ona Humeyd et-Tavîl, ona İshak b. Abdullah b. Haris, ona da Hz. Osman'ın Tâif valisi olan babası el-Hâris'in haber verdiğine göre; "o, Hz. Osman için keklik ve yaban eşeği etinden bir yemek hazırlanmıştı. Hz. Osman da Hz. Ali'ye haber gönderdi. Haberci gittiğinde Hz. Ali, develeri için ağaçların yapraklarını topluyordu. Ellerindeki yaprakları silkeledi (ve yemeğe geldi). Ona buyur ye! dediler. Biz ihramlıyız, siz bunu ihramsız olanlara yedirin karşılığını verdi. Sonra da şöyle devam etti. Burada bulunan Eşca' kabilesi mensuplarına soruyorum; Allah aşkına sizler, Rasulullah'a (sav) ihramlı iken bir adamın kendisine yaban eşeği budunu hediye ettiğini, ama O'nun yemediğini biliyor musunuz? Evet! dediler."
Açıklama: İhramlı birinin avlanması Mâide 95 ve 96. ayetleriyle yasaklanmıştır. İslâm hukukçuları ihramlı birinin, başkası tarafından avlanan hayvanın etini de yiyemeyeceği görüşündedirler. Bu konudaki iki farklı görüşten, “yiyemez” hükmünü benimseyenlerin delillerinden biri de bu hadistir. Ancak fukahanın büyük çoğunluğu, ihramlının hiçbir katkısı, işareti ve isteği olmaksızın, onun adına da avlanmamak şartıyla ihramsız biri tarafından avlanan hayvanın etinden yiyebileceği kanaatindedirler. Hanefîler, ihramlı için avlanmış olmasında da sakınca görmezler.
Bize Ebû Seleme Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Kays, ona Atâ, ona da İbn Abbas'ın (ra) rivayet ettiğine göre o, Zeyd'e hitaben, Ey Zeyd b. Erkam, sen Rasulullah'a (sav) bir parça av eti hediye edildiğini, ama onu kabul etmeyip "biz ihramlıyız" dediğini biliyor musun? demiş, o da evet diye cevap vermiş.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Ömer b. Ubeydullah et-Teymî'nin azatlısı Ebu'n-Nadr, ona Ebu Katade el-Ensari'nin azatlısı Nafi şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Katade, Rasulullah (sav) ile birlikte Mekke'ye giderken yolun bir yerinde ihramlı birkaç arkadaşı ile geri kaldı. Kendisi ihrama girmemişti. Yabani bir eşek görünce atına bindi, arkadaşlarından kendisine kamçısını uzatmalarını istediyse de onlar bunu yapmadı. Kendisine mızrağını uzatmalarını istedi fakat bunu da kabul etmediler. Bundan dolayı onu kendisi aldıktan sonra eşeğin üzerine hızlıca gidip hamle yaptı ve onu öldürdü. Rasulullah'ın (sav) ashabından bazıları ondan yedikleri halde, bazıları yemekten çekindi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) ulaştıklarında ona bunun hükmünü sordular. Hz. Peygamber (sav) de “O ancak yüce Allah’ın size ikram ettiği bir rızıktır” buyurdu."
Bize Muhammed b. İsa, ona Hammad, ona Meymun b. Câbân, ona Ebû Râfi', ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Çekirge deniz avıdır."
Açıklama: Mâide suresi 96. âyetine göre ihrâmlıya deniz avı helâldir. Çekirge de deniz avı hükmünde görüldüğü için ihramlının çekirge avlaması câizdir. Ancak bu hadisin ravilerinden Meymûn b. Câbân hadis ilminde zayıf biridir. Tirmizî de bu hadisin garîb olduğunu söylemektedir. Bu itibarla İslâm hukukçularının ekserisi çekirgeyi avlayıp yemenin câiz olduğunu söylemelerine rağmen, onun kara veya deniz hayvanı sayılacağı, ihramlının onu avlaması halinde ceza verilip verilmeyeceği konusunda farklı görüşler ileri sürerler.