Bize Ebu Hâşim er-Rifâî, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan kişi cennete giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kişi de cehenneme girmez."
[Bu konuda Ebu Hureyre, İbn Abbas, Seleme b. el-Ekva’ ve Ebu Said de hadis rivayet etmişlerdir.
Ebu İsa et-Tirmizî şöyle dedi: Bu sahih-hasen bir hadistir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23880, T001998
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو هِشَامٍ الرِّفَاعِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ كِبْرٍ وَلاَ يَدْخُلُ النَّارَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالُ حَبَّةٍ مِنْ إِيمَانٍ "
[ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَسَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ وَأَبِى سَعِيدٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Ebu Hâşim er-Rifâî, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona A‘meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan kişi cennete giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kişi de cehenneme girmez."
[Bu konuda Ebu Hureyre, İbn Abbas, Seleme b. el-Ekva’ ve Ebu Said de hadis rivayet etmişlerdir.
Ebu İsa et-Tirmizî şöyle dedi: Bu sahih-hasen bir hadistir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 61, 4/360
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
6. Ebu Hişam Muhammed b. Yezid er-Rifâi (Muhammed b. Yezid b. Muhammed b. Kesir)
Konular:
Amel, cehennemden koruyan ameller
Kibir, Kibir ve gurur
Kibir, kişinin cennete girmesini engeller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11801, T002036
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْفَرْوِىُّ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ بْنِ النُّعْمَانِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَحَبَّ اللَّهُ عَبْدًا حَمَاهُ الدُّنْيَا كَمَا يَظَلُّ أَحَدُكُمْ يَحْمِى سَقِيمَهُ الْمَاءَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ صُهَيْبٍ وَأُمِّ الْمُنْذِرِ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ قَتَادَةَ، عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، نَحْوَهُ، وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ قَتَادَةَ بْنِ النُّعْمَانِ. قال أبو عيسى: وَقَتَادَةُ بْنُ النُّعْمَانِ الظَّفَرِيُّ هُوَ أَخُو أَبِي سَعِيدٍ الخُدْرِيِّ لِأُمِّهِ، وَمَحْمُودُ بْنُ لَبِيدٍ قَدْ أَدْرَكَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَرَآهُ وَهُوَ غُلَامٌ صَغِيرٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona İshak b. Muhammed el-Fervî, ona İsmail b. Cafer, ona Umâre b. Ğaziyye, ona Âsım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmud b. Lebid, ona da Katâde b. en-Numan’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav): “Allah bir kulu severse, sizden birinizin (dokunacak olması halinde) hastasını sudan korumayı sürdürdüğü gibi, o kulunu da dünyaya karşı korur” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Suhayb’dan ve Ümm el-Munzir’den gelmiş rivayetler de vardır. Bu, hasen garib bir hadistir. Bu hadis ayrıca Mahmud b. Lebid yoluyla Nebi’den (sav) mürsel olarak da rivayet edilmiştir: bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Amr, ona Âsım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmud b. Lebid, o, Nebi’den (sav) buna yakın olarak hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayetinde ise Katâde b. en-Numan’ın adını zikretmemektedir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Katâde b. en-Numan ez-Zaferî, Ebu Saîd el-Hudrî’nin anne bir kardeşidir. Mahmud b. Lebid de Nebi’ye (sav) yetişmiş ve küçük bir çocuk iken onu görmüştür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 1, 4/381
Senetler:
1. Katade b. Nu'man el-Ensari (Katade b. Nu'man b. Zeyd b. Amir)
2. Ebu Nuaym Mahmud b. Lebid el-Eşheli (Mahmud b. Lebid b. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays)
3. Asım b. Ömer el-Ensari (Asım b. Ömer b. Katade b. Numan b. Zeyd)
4. Umare b. Gaziyye el-Ensari (Umare b. Gaziyye b. Haris b. Amr b. Gaziyye b. Amr)
5. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
6. İshak b. Ebu Ferve el-Fervi (İshak b. Muhammed b. İsmail b. Abdullah)
7. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Allah'ın sevmesi ve sevginin tezahürü
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11816, T002038
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُعَاذٍ الْعَقَدِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلاَقَةَ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ شَرِيكٍ قَا: قَالَتِ الأَعْرَابُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلاَ نَتَدَاوَى؟ قَالَ « نَعَمْ يَا عِبَادَ اللَّهِ تَدَاوَوْا فَإِنَّ اللَّهَ لَمْ يَضَعْ دَاءً إِلاَّ وَضَعَ لَهُ شِفَاءً أَوْ قَالَ دَوَاءً إِلاَّ دَاءً وَاحِدًا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا هُوَ؟ قَالَ « الْهَرَمُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى خُزَامَةَ عَنْ أَبِيهِ وَابْنِ عَبَّاسٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Üsâme b. Şerîk (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedeviler: Ey Allah’ın Rasûlü! Hastalanırsak tedavi yoluna gidelim mi? Dediler. Rasûlullah (s.a.v.), “Evet tedavi görün, Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz. Çünkü Allah yarattığı her bir hastalık için mutlaka şifasını ya da devasını yaratmıştır. Ancak bir hastalık müstesnadır” buyurdular. Bunun üzerine o bir hastalık nedir? Ey Allah’ın Rasûlü dediklerinde; “O İhtiyarlıktır” buyurdu. Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Ebû Hüreyre, Ebû Huzâme, babasından ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 2, 4/383
Senetler:
1. Üsame b. Şerik ez-Zübyanî es-Sa'lebî (Üsame b. Şerik)
2. Ebu Malik Ziyad b. İlâka Sa'lebi (Ziyad b. İlâka b. Malik)
3. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
4. Bişr b. Muaz el-Akdi (Bişr b. Muaz)
Konular:
Tedavi, hastalıkları tedavi etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11825, T002041
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عمرو وَسَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَخْزُومِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « عَلَيْكُمْ بِهَذِهِ الْحَبَّةِ السَّوْدَاءِ فَإِنَّ فِيهَا شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ إِلاَّ السَّامَ » . وَالسَّامُ الْمَوْتُ . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ بُرَيْدَةَ وَابْنِ عُمَرَ وَعَائِشَةَ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْحَبَّةُ السَّوْدَاءُ هِىَ الشُّونِيزُ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Şu çörek otunu kullanmaya devam edin çünkü onda her derdin devası vardır ancak sâm bunun dışındadır. Sâm ise: Ölümdür.”
Tirmizî: Bu konuda Büreyde, İbn Ömer ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.Bu hadis hasen sahihtir.“Habbet-üs sevda” Şûnîz’dir, yani çörekotudur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 5, 4/385
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
5. Ebu Ubeydullah İbn Ebu Said Said b. Abdurrahman el-Kuraşi (Said b. Abdurrahman b. Hassan)
Konular:
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde Tedavi şekilleri,
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde tedavide kullanılan yiyecekler
Tedavi, Şifalı Bitkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11826, T002042
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ الزَّعْفَرَانِىُّ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا حُمَيْدٌ وَثَابِتٌ وَقَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ نَاسًا مِنْ عُرَيْنَةَ قَدِمُوا الْمَدِينَةَ فَاجْتَوَوْهَا فَبَعَثَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى إِبِلِ الصَّدَقَةِ وَقَالَ « اشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Enes (r.a.)’den rivâyete göre: “Ureyne kabilesinden bazı kimseler Medîne’ye gelmişlerdi de Medîne’nin havası onlara ağır gelmişti; bu yüzden Rasûlullah (s.a.v.) onları zekat develerinin bulunduğu Medîne dışındaki bir yere gönderdi ve orada develerin idrarı ve sütlerini içiniz” buyurdu. Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 6, 4/385
Senetler:
()
Konular:
Tedavi, deve idrarıyla
Tedavi, deve sütüyle
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde Tedavi şekilleri,
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَر قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ: حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ حَسَدَ إِلاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْقُرْآنَ فَهُوَ يَقُومُ بِهِ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23348, T001936
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَر قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ: حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ حَسَدَ إِلاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْقُرْآنَ فَهُوَ يَقُومُ بِهِ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النَّهَارِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا .
Tercemesi:
Zührî (r.a.), babasından rivâyet ederek şöyle der: “Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hased sadece şu iki konuda olabilir: Yani kişi sadece bu iki kimseye imrenip onlar gibi olmayı isteyebilir. Allah’ın kendisine mal verdiği bir adam ki gece gündüz o maldan sevap kazanmak için dağıtır. Allah’ın kendisine Kur’ân ilmi verdiği bir kimse ki gece gündüz onu öğrenmeye ve öğretmeye, yeryüzünde onun hükmü geçerli olsun diye çalışıp çabalar.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
İbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de bu hadisin bir benzerini rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 24, 4/330
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
İnfak, Allah yolunda
Zihin İnşası, gıpta edilecek kimseler
Bize Abdulcebbar b. Alâi el-Attar ve Said b. Abdurrahman, onlara Süfyan b. Uyeyne , ona Zuhri, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Birbirinizle ilgiyi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, kıskançlık yapmayın, Allah’ın kulları! kardeş olunuz. Müslümanın, Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir."
[ Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ebû Bekir es Sıddık, Zübeyr b. Avvam, İbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23344, T001935
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلاَءِ الْعَطَّارُ وَسَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالاَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :
" لاَ تَقَاطَعُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَلاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ ."
[ قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .قال: وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ وَالزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ وَابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ .]
Tercemesi:
Bize Abdulcebbar b. Alâi el-Attar ve Said b. Abdurrahman, onlara Süfyan b. Uyeyne , ona Zuhri, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Birbirinizle ilgiyi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, kıskançlık yapmayın, Allah’ın kulları! kardeş olunuz. Müslümanın, Müslüman kardeşine üç günden fazla dargın durması helal değildir."
[ Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda Ebû Bekir es Sıddık, Zübeyr b. Avvam, İbn Mes’ûd ve Ebû Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 24, 4/329
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Hased, Kıskançlık
Kardeşlik, müslümanlar arası ilişkiler
Toplumsal Düzen, münafeset müslümanların birbiriyle çekişmeleri
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ الدُّورِىُّ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ التَّيْمِىِّ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ أَبِى يَعْقُوبَ عَنْ أُمِّ الْمُنْذِرِ قَالَتْ: دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَمَعَهُ عَلِىٌّ وَلَنَا دَوَالٍ مُعَلَّقَةٌ قَالَتْ : فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْكُلُ وَعَلِىٌّ مَعَهُ يَأْكُلُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِعَلِىٍّ « مَهْ مَهْ يَا عَلِىُّ فَإِنَّكَ نَاقِهٌ » . قَالَ فَجَلَسَ عَلِىٌّ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَأْكُلُ . قَالَتْ فَجَعَلْتُ لَهُمْ سِلْقًا وَشَعِيرًا. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا عَلِىُّ مِنْ هَذَا فَأَصِبْ فَإِنَّهُ أَوْفَقُ لَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ فُلَيْحٍ . وَيُرْوَى عَنْ فُلَيْحٍ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، وَأَبُو دَاوُدَ، قَالَا: حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ يَعْقُوبَ، عَنْ أُمِّ المُنْذِرِ الأَنْصَارِيَّةِ، قَالَتْ: دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ بْنِ مُحَمَّدٍ، إِلَّا أَنَّهُ قَالَ: «أَنْفَعُ لَكَ» وَقَالَ مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ: وَحَدَّثَنِيهِ أَيُّوبُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ جَيد غَرِيبٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11807, T002037
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ الدُّورِىُّ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ التَّيْمِىِّ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ أَبِى يَعْقُوبَ عَنْ أُمِّ الْمُنْذِرِ قَالَتْ: دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَمَعَهُ عَلِىٌّ وَلَنَا دَوَالٍ مُعَلَّقَةٌ قَالَتْ : فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْكُلُ وَعَلِىٌّ مَعَهُ يَأْكُلُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِعَلِىٍّ « مَهْ مَهْ يَا عَلِىُّ فَإِنَّكَ نَاقِهٌ » . قَالَ فَجَلَسَ عَلِىٌّ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَأْكُلُ . قَالَتْ فَجَعَلْتُ لَهُمْ سِلْقًا وَشَعِيرًا. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا عَلِىُّ مِنْ هَذَا فَأَصِبْ فَإِنَّهُ أَوْفَقُ لَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ فُلَيْحٍ . وَيُرْوَى عَنْ فُلَيْحٍ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، وَأَبُو دَاوُدَ، قَالَا: حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ يَعْقُوبَ، عَنْ أُمِّ المُنْذِرِ الأَنْصَارِيَّةِ، قَالَتْ: دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ بْنِ مُحَمَّدٍ، إِلَّا أَنَّهُ قَالَ: «أَنْفَعُ لَكَ» وَقَالَ مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ: وَحَدَّثَنِيهِ أَيُّوبُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ جَيد غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Ümmül Münzir (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) ve beraberinde Ali olduğu halde bana geldi. Bizim de asılı hurma salkımlarımız vardı. Rasûlullah (s.a.v.) onlardan yemeye başladı. Ali de yiyordu. Rasûlullah (s.a.v.), Ali’ye: “Sakın ha sen yeme hastalıktan yeni kurtuluyorsun” buyurdu. Bunun üzerine Ali oturdu Rasûlullah (s.a.v.) yemeye devam etti. Ben de onlara şalgam yaprağı ve arpadan yapılmış bir yemek getirdim. Rasûlullah (s.a.v.): “Ey Ali! İşte bundan ye bu senin için daha faydalıdır” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Tıp: 2; İbn Mâce, Tıp: 3) Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Füleyh’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi sadece Füleyh b. Süleyman vasıtasıyla Eyyûb b. Abdurrahman dan da rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 1, 4/382
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, sevdiği yemekler
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Sağlık, ve Tedavi (Tıbbu’n-Nebevi)
Tedavi, koruyucu hekimlik
Tedavi, Şifalı Bitkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11840, T002046
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سِمَاكٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَلْقَمَةَ بْنَ وَائِلٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ شَهِدَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَسَأَلَهُ سُوَيْدُ بْنُ طَارِقٍ أَوْ طَارِقُ بْنُ سُوَيْدٍ عَنِ الْخَمْرِ فَنَهَاهُ عَنْهُ فَقَالَ إِنَّنَا نَتَدَاوَى بِهَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهَا لَيْسَتْ بِدَوَاءٍ وَلَكِنَّهَا دَاءٌ » . حَدَّثَنَا مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ وَشَبَابَةُ عَنْ شُعْبَةَ بِمِثْلِهِ . قَالَ مَحْمُودٌ قَالَ النَّضْرُ طَارِقُ بْنُ سُوَيْدٍ وَقَالَ شَبَابَةُ سُوَيْدُ بْنُ طَارِقٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ
Tercemesi:
Alkame b. Vâil (r.a.)’in babasından rivâyete göre, bizzat kendisi; Tarık b. Süveyd (veya Süveyd b. Tarık)’in Rasûlullah (s.a.v.)’e sarhoşluk veren şeylerin hükmünü sorduğunda Peygamber (s.a.v.)’in yanında idi. Rasûlullah (s.a.v.) sarhoşluk veren her şeyi yasaklayınca: “Biz tedavide kullanırız” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İçkinin her çeşidi şifa değil ancak derttir.” Mahmûd, Nadr b. Şümeyl ve Şebabe vasıtasıyla Şu’be’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Nadr: Tarık b. Süveyd derken Şebabe: Süveyd b. Tarık demektedir. Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tıb 8, 4/387
Senetler:
()
Konular:
İçki, yasağın kapsamı ve tanımı
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Tedavi, yasaklanan ilaçlar