Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr, ona Hişam b. Ğassân, ona Hafsa, onada Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın ölmüş birisi için üç günden fazla yas tutamaz. Ancak kadın, kocası için dört ay on gün yas tutar ve bu esnada asb türü (Yemen işi renkli) elbise dışında boyalı bir elbise giyinmez, sürme çekmez, ancak ay halinden temizleneceği sırada Kust yahut Ezfâr kokusundan bir nebze alması dışında da hoş koku sürünmez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19786, İM002087
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تُحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثٍ إِلاَّ الْمَرْأَةُ تُحِدُّ عَلَى زَوْجِهَا أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَلاَ تَلْبَسُ ثَوْبًا مَصْبُوغًا إِلاَّ ثَوْبَ عَصْبٍ وَلاَ تَكْتَحِلُ وَلاَ تَطَيَّبُ إِلاَّ عِنْدَ أَدْنَى طُهْرِهَا بِنُبْذَةٍ مِنْ قُسْطٍ وَأَظْفَارٍ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr, ona Hişam b. Ğassân, ona Hafsa, onada Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın ölmüş birisi için üç günden fazla yas tutamaz. Ancak kadın, kocası için dört ay on gün yas tutar ve bu esnada asb türü (Yemen işi renkli) elbise dışında boyalı bir elbise giyinmez, sürme çekmez, ancak ay halinden temizleneceği sırada Kust yahut Ezfâr kokusundan bir nebze alması dışında da hoş koku sürünmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 35, /334
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Mücahid, ona da Abdurrahman b. Safvân veya Safvân b. Abdurrahman el-Kureşî şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman Mekke'nin fetih günü babasını huzura getirerek “ey Allah'ın Rasulü, babama hicretten pay versen” diye istekte bulundu. Hz. peygamber (sav) "Mekke fethinden sonra artık hicret yoktur" buyurdu. Bunun üzerine oradan ayrılıp Abbas’ın yanına girdi ve “beni tanıdın mı?” dedi. Abbas “Evet” dedi, sonra cübbesini giymeden, bir gömlekle hemen çıkıp huzura geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, sen falan adamı tanırsın, bizimle onun arasındaki münasebet de malumdur. Bu adam, babasını, hicret üzere sana biat etsin diye getirdi” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Mekke fethinden sonra hicret yoktur" buyurdu. Abbas, Hz. Peygamber'e (sav) “senin üzerine yemin ederim” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) mübarek elini uzatıp adamın babasının elini tuttu ve "amcamın yeminini yerine getirdim, ama hicret yoktur" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19818, İM002116
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ صَفْوَانَ أَوْ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْقُرَشِىِّ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ فَتْحِ مَكَّةَ جَاءَ بِأَبِيهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اجْعَلْ لأَبِى نَصِيبًا فِى الْهِجْرَةِ . فَقَالَ « إِنَّهُ لاَ هِجْرَةَ » . فَانْطَلَقَ فَدَخَلَ عَلَى الْعَبَّاسِ فَقَالَ قَدْ عَرَفْتَنِى فَقَالَ أَجَلْ . فَخَرَجَ الْعَبَّاسُ فِى قَمِيصٍ لَيْسَ عَلَيْهِ رِدَاءٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ عَرَفْتَ فُلاَنًا وَالَّذِى بَيْنَنَا وَبَيْنَهُ جَاءَ بِأَبِيهِ لِيُبَايِعَكَ عَلَى الْهِجْرَةِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُ لاَ هِجْرَةَ » . فَقَالَ الْعَبَّاسُ أَقْسَمْتُ عَلَيْكَ . فَمَدَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ فَمَسَّ يَدَهُ فَقَالَ « أَبْرَرْتُ عَمِّى وَلاَ هِجْرَةَ » .
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ إِدْرِيسَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى زِيَادٍ بِإِسْنَادِهِ نَحْوَهُ . قَالَ يَزِيدُ بْنُ أَبِى زِيَادٍ يَعْنِى لاَ هِجْرَةَ مِنْ دَارٍ قَدْ أَسْلَمَ أَهْلُهَا .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Mücahid, ona da Abdurrahman b. Safvân veya Safvân b. Abdurrahman el-Kureşî şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman Mekke'nin fetih günü babasını huzura getirerek “ey Allah'ın Rasulü, babama hicretten pay versen” diye istekte bulundu. Hz. peygamber (sav) "Mekke fethinden sonra artık hicret yoktur" buyurdu. Bunun üzerine oradan ayrılıp Abbas’ın yanına girdi ve “beni tanıdın mı?” dedi. Abbas “Evet” dedi, sonra cübbesini giymeden, bir gömlekle hemen çıkıp huzura geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, sen falan adamı tanırsın, bizimle onun arasındaki münasebet de malumdur. Bu adam, babasını, hicret üzere sana biat etsin diye getirdi” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Mekke fethinden sonra hicret yoktur" buyurdu. Abbas, Hz. Peygamber'e (sav) “senin üzerine yemin ederim” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) mübarek elini uzatıp adamın babasının elini tuttu ve "amcamın yeminini yerine getirdim, ama hicret yoktur" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 12, /338
Senetler:
1. Abdurrahman b. Safvan el-Cümehî (Abdurrahman b. Safvan b. Kudame)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Ebu Ziyad el-Haşimî (Yezid b. Ebu Ziyad)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Siyer, Mekke fethinin önemi
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18846, İM002027
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ أَبِى السَّنَابِلِ قَالَ وَضَعَتْ سُبَيْعَةُ الأَسْلَمِيَّةُ بِنْتُ الْحَارِثِ حَمْلَهَا بَعْدَ وَفَاةِ زَوْجِهَا بِبِضْعٍ وَعِشْرِينَ لَيْلَةً فَلَمَّا تَعَلَّتْ مِنْ نِفَاسِهَا تَشَوَّفَتْ فَعِيبَ ذَلِكَ عَلَيْهَا وَذُكِرَ أَمْرُهَا لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنْ تَفْعَلْ فَقَدْ مَضَى أَجَلُهَا » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu'l Ahvas, ona Mansur, ona İbrahim, ona el-Esved, ona da Ebu's Senâbil (b. Ba'kek) şöyle demiştir: Sübey'a el-Eslemiyye bt. el-Hârîs, kocasının vefatından yirmi küsur gece sonra doğum yaptı. Sonra lohusalık hâlinden çıkınca evlenme tekliflerini almaya hazırlandı. Onun bu durumu kınandı ve Rasulullah'a (sav) da anlatıldı. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Eğer (evlenme işini) işlerse (bunu yapabilir) çünkü iddet süresi bitmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 7, /323
Senetler:
1. Ebu Senabil b. Ba'kek el-Kuraşi (Amr b. Ba'kek b. Haris b. Amile)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْعُثْمَانِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ جَاءَ عُوَيْمِرٌ إِلَى عَاصِمِ بْنِ عَدِىٍّ فَقَالَ سَلْ لِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتَ رَجُلاً وَجَدَ مَعَ امْرَأَتِهِ رَجُلاً فَقَتَلَهُ أَيُقْتَلُ بِهِ أَمْ كَيْفَ يَصْنَعُ فَسَأَلَ عَاصِمٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ ذَلِكَ فَعَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَسَائِلَ . ثُمَّ لَقِيَهُ عُوَيْمِرٌ فَسَأَلَهُ فَقَالَ مَا صَنَعْتَ فَقَالَ صَنَعْتُ أَنَّكَ لَمْ تَأْتِنِى بِخَيْرٍ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَابَ الْمَسَائِلَ فَقَالَ عُوَيْمِرٌ وَاللَّهِ لآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلأَسْأَلَنَّهُ . فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَهُ قَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ فِيهِمَا فَلاَعَنَ بَيْنَهُمَا فَقَالَ عُوَيْمِرٌ وَاللَّهِ لَئِنِ انْطَلَقْتُ بِهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ لَقَدْ كَذَبْتُ عَلَيْهَا . قَالَ فَفَارَقَهَا قَبْلَ أَنْ يَأْمُرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَارَتْ سُنَّةً فِى الْمُتَلاَعِنَيْنِ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « انْظُرُوهَا فَإِنْ جَاءَتْ بِهِ أَسْحَمَ أَدْعَجَ الْعَيْنَيْنِ عَظِيمَ الأَلْيَتَيْنِ فَلاَ أُرَاهُ إِلاَّ قَدْ صَدَقَ عَلَيْهَا وَإِنْ جَاءَتْ بِهِ أُحَيْمِرَ كَأَنَّهُ وَحَرَةٌ فَلاَ أُرَاهُ إِلاَّ كَاذِبًا » . قَالَ فَجَاءَتْ بِهِ عَلَى النَّعْتِ الْمَكْرُوهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19753, İM002066
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الْعُثْمَانِىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ جَاءَ عُوَيْمِرٌ إِلَى عَاصِمِ بْنِ عَدِىٍّ فَقَالَ سَلْ لِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتَ رَجُلاً وَجَدَ مَعَ امْرَأَتِهِ رَجُلاً فَقَتَلَهُ أَيُقْتَلُ بِهِ أَمْ كَيْفَ يَصْنَعُ فَسَأَلَ عَاصِمٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ ذَلِكَ فَعَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَسَائِلَ . ثُمَّ لَقِيَهُ عُوَيْمِرٌ فَسَأَلَهُ فَقَالَ مَا صَنَعْتَ فَقَالَ صَنَعْتُ أَنَّكَ لَمْ تَأْتِنِى بِخَيْرٍ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَابَ الْمَسَائِلَ فَقَالَ عُوَيْمِرٌ وَاللَّهِ لآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلأَسْأَلَنَّهُ . فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَهُ قَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ فِيهِمَا فَلاَعَنَ بَيْنَهُمَا فَقَالَ عُوَيْمِرٌ وَاللَّهِ لَئِنِ انْطَلَقْتُ بِهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ لَقَدْ كَذَبْتُ عَلَيْهَا . قَالَ فَفَارَقَهَا قَبْلَ أَنْ يَأْمُرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَارَتْ سُنَّةً فِى الْمُتَلاَعِنَيْنِ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « انْظُرُوهَا فَإِنْ جَاءَتْ بِهِ أَسْحَمَ أَدْعَجَ الْعَيْنَيْنِ عَظِيمَ الأَلْيَتَيْنِ فَلاَ أُرَاهُ إِلاَّ قَدْ صَدَقَ عَلَيْهَا وَإِنْ جَاءَتْ بِهِ أُحَيْمِرَ كَأَنَّهُ وَحَرَةٌ فَلاَ أُرَاهُ إِلاَّ كَاذِبًا » . قَالَ فَجَاءَتْ بِهِ عَلَى النَّعْتِ الْمَكْرُوهِ .
Tercemesi:
Bize Ebû Mervân Muhammed b. Osman el-Osmânî, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona Sehl b. Sa'd es-Sâidî şöyle rivayet etmiştir: Uveymir, Âsım b. Adî'nin yanına gelip ona "Benim için Rasululullah'a şu soruyu sor: Karısını başka bir adamla zina ederken gören kişi, o adamı öldürse bu sebeple kısas olarak öldürülür mü? Bu koca ne yapmalıdır?" Âsım da gidip Rasulullah'a (sav) bu soruyu sordu. Rasulullah (sav) bu tür soruları ayıpladı. Sonra Âsım, Uveymir'e rastladı. Uveymir ona "Ne yaptın?" diye sordu Âsım: "Senin bana yaptırdığın hayırsız işi yaptım. Rasululullah'a o soruyu sordum. Böyle sorular sorulmasını ayıpladı." diye cevap verdi. Uveymir "Ben Rasulullah'a gidip kendim soracağım" dedi. Rasulullah'ın (sav) yanına geldi. O ve eşi hakkında mülaane ayetinin inmiş olduğunu gördü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onunla karısı arasında mülaane yaptırdı. Uveymir şöyle dedi: "Ey Allah'ın resulü! Ben bu kadınla evli kalmaya devam etsem artık onun aleyhinde kendime yalan söylemiş olurum" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), Uveymir'e karısını boşamasını emretmeden onları ayırdı. Bu mülaane yapanlar arasında bir sünnet oldu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu kadına bakın, eğer esmer, gözlerinin siyahı büyük, baldırları geniş bir çocuk doğrursa Uveymir iddiasında haklı demektir. Ancak kızıl, keler gibi bir çocuk doğurursa Uvemiyr yalan söylüyor demektir." Kadın, (Uveymir'in iddiasını doğrulayacak şekilde) ilk anlatılan gibi bir çocuk doğurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 27, /330
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu Mervan Muhammed b. Osman el-Kuraşî (Muhammed b. Osman b. Halid b. Ömer b. Abdullah b. el-Velîd b. Osman b. Affân)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Boşanma, Liân-mülâane
KTB, ADAB
Kur'an, nuzül sebebi
NESEB BİLGİSİ
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ حَفْصَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19785, İM002086
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ حَفْصَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ » .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. es-Serrî, ona Ebu’l-Ahvas, ona Yahya b. Saîd, ona Nâfi, ona da Ebu Ubeyd’in kızı Safiyye, Nebi’nin (sav) zevcesi Hafsa’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası dışında, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 35, /334
Senetler:
1. Hafsa bt. Ömer el-Adeviyye (Hafsa bt. Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah)
2. Safiyye bt. Ebu Ubeyd es-Sekafiyye (Safiyye bt. Ebu Ubeyd b. Mesud b. Amr b. Umeyr)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَنْبَأَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ . أَنَّهُ سَمِعَ زَيْنَبَ ابْنَةَ أُمِّ سَلَمَةَ تُحَدِّثُ أَنَّهَا سَمِعَتْ أُمَّ سَلَمَةَ وَأُمَّ حَبِيبَةَ تَذْكُرَانِ أَنَّ امْرَأَةً أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّ ابْنَةً لَهَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا فَاشْتَكَتْ عَيْنُهَا فَهِىَ تُرِيدُ أَنْ تَكْحَلَهَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19783, İM002084
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَنْبَأَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ . أَنَّهُ سَمِعَ زَيْنَبَ ابْنَةَ أُمِّ سَلَمَةَ تُحَدِّثُ أَنَّهَا سَمِعَتْ أُمَّ سَلَمَةَ وَأُمَّ حَبِيبَةَ تَذْكُرَانِ أَنَّ امْرَأَةً أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّ ابْنَةً لَهَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا فَاشْتَكَتْ عَيْنُهَا فَهِىَ تُرِيدُ أَنْ تَكْحَلَهَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Hârun, ona Yahya b. Said, ona Humeyd b. Nafi', ona Ümmü Seleme'nin kızı Zeynep, ona da (Peygamberin zevcelerinden) Ümmü Seleme ve Ümmü Hâbibe'den rivayet edildiğine göre; Bir kadın Peygamber'e (sav) gelerek kızının kocasının öldüğünü, kızının gözünün ağrıdığını ve bu nedenle gözüne sürme çekmek istediğini, söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav):
"Ey kadınlar (Cahiliyet devrinde ve İslamiyet'in ilk döneminde sizden birisinin kocası öldüğünde bir yıl nâmüsâid şartlar altında beklerdi ve) bir yıllık iddeti bittiğinde (yerden aldığı) hayvan tezeğini (omuzundan arkaya) atardı (ve böylece yastan çıkardı.) Şimdi ise size kolaylık sağlanmıştır ve iddet ancak dört ay on gündür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 34, /333
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19788, İM002088
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ وَعُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ خَالِهِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ حَمْزَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ كَانَتْ تَحْتِى امْرَأَةٌ وَكُنْتُ أُحِبُّهَا وَكَانَ أَبِى يُبْغِضُهَا فَذَكَرَ ذَلِكَ عُمَرُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَنِى أَنْ أُطَلِّقَهَا فَطَلَّقْتُهَا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said el-Kaddan ve Osman b. Ömer, o ikisine İbn Ebu Zi'b, ona dayısı el-Haris b. Abdurrahman, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer şöyle demiştir. Benim nikâhım altında bir karım var idi ve ben onu severdim, babam da ona buğzederdi. Sonra (babam) Ömer bu durumu Peygamber'e (sav) anlattı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav) bana bu karımı boşamamı emretti. Ben de onu boşadım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 36, /334
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ümare Hamza b. Abdullah el-Medeni (Hamza b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Haris b. Abdurrahman el-Kuraşi (Haris b. Abdurrahman b. Haris b. Ebu Zi'b)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Boşanma, babanın müdahalesi halinde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19789, İM002089
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَجُلاً أَمَرَهُ أَبُوهُ أَوْ أُمُّهُ - شَكَّ شُعْبَةُ - أَنْ يُطَلِّقَ امْرَأَتَهُ فَجَعَلَ عَلَيْهِ مِائَةَ مُحَرَّرٍ . فَأَتَى أَبَا الدَّرْدَاءِ فَإِذَا هُوَ يُصَلِّى الضُّحَى وَيُطِيلُهَا وَصَلَّى مَا بَيْنَ الظُّهْرِ وَالْعَصْرِ فَسَأَلَهُ فَقَالَ أَبُو الدَّرْدَاءِ أَوْفِ بِنَذْرِكَ وَبَرَّ وَالِدَيْكَ . وَقَالَ أَبُو الدَّرْدَاءِ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « الْوَالِدُ أَوْسَطُ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ فَحَافِظْ عَلَى وَالِدَيْكَ أَوِ اتْرُكْ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Atâ b. es-Sîb, ona Ebû Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Bir adama babası veya annesi -Şüphe eden Şu'be'dir- karısını boşamasını emretmişti. Adam da karısını boşamayı istemediğinden boşarsa yüz köleyi azat etmeyi adadı. Adam Ebu'd-Derdâ'nın yanına geldi. Kuşluk vaktini kılıyor ve namazı uzatıyordu. Öğlen ve ikindi arasında da namaz kıldı. Adam ona durumunu sordu. Ebu'd-Derdâ şöyle cevap verdi: Adağını yerine getir ve baban ile annene itaat et. Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini işitti: "Baba cennet kapılarının en geniş olanıdır. Ya anne babanın hakkına riayet et ya da bu kapıyı terk et".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 36, /334
Senetler:
1. Ebu Derdâ Uveymir b. Malik el-Ensârî (Uveymir b. Zeyd b. Malik b. Kays b. Aişe b. Ümeyye)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
BİRRU'L- VALİDEYN
Boşanma, babanın müdahalesi halinde
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Namaz, Nafile namazlar, Duha/Kuşluk Namazı
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ يَزِيدَ قَالَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَجُلاً ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ فَغَشِيَهَا قَبْلَ أَنْ يُكَفِّرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ » . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْتُ بَيَاضَ حِجْلَيْهَا فِى الْقَمَرِ فَلَمْ أَمْلِكْ نَفْسِى أَنْ وَقَعْتُ عَلَيْهَا . فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَمَرَهُ أَلاَّ يَقْرَبَهَا حَتَّى يُكَفِّرَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19752, İM002065
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ يَزِيدَ قَالَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ أَبَانَ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَجُلاً ظَاهَرَ مِنِ امْرَأَتِهِ فَغَشِيَهَا قَبْلَ أَنْ يُكَفِّرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « مَا حَمَلَكَ عَلَى ذَلِكَ » . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْتُ بَيَاضَ حِجْلَيْهَا فِى الْقَمَرِ فَلَمْ أَمْلِكْ نَفْسِى أَنْ وَقَعْتُ عَلَيْهَا . فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَمَرَهُ أَلاَّ يَقْرَبَهَا حَتَّى يُكَفِّرَ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Yezid, ona Gunder, ona Ma'mer, ona el-Hakem b. Eban, ona İkrime, ona da (Abdullah) b. Abbas'tan rivayet edildiğine göre: Bir adam -Seleme b. Sahr- karısı hakkında zihâr yemininde bulunmuş ve kefaret ödemeden önce onunla cinsel temas etmiştir. Daha sonra Peygamber'e (sav) gelerek bu durumu O'na anlatmıştır. Resûl-i Ekrem (sav) (adama):
"Ne sebeple öyle ettin? (Yâni zihâr kefaretini ödemeden karına yaklaştın?" buyurmuş. Adam: Yâ Rasulullah! Ay ışığında karımın ayak bileziklerinin beyazlığını gördüm, bunun etkisi ile nefsime hâkim olamayıp onunla cinsel temasta bulundum, demiş. Rasulullah (sav), gülümsemiş ve kefaret ödeyinceye kadar kadına yaklaşmamasını ona emretmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 26, /330
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu İsa Hakem b. Eban el-Adeni (Hakem b. Eban)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Ebu Fadl Abbas b. Yezid el-Bahrani (Abbas b. Yezid b. Ebu Habib)
Konular:
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Zıhar, keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19780, İM002082
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ زَنْجَوَيْهِ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عُمَرَ بْنِ مُعَتِّبٍ عَنْ أَبِى الْحَسَنِ مَوْلَى بَنِى نَوْفَلٍ قَالَ سُئِلَ ابْنُ عَبَّاسٍ عَنْ عَبْدٍ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ تَطْلِيقَتَيْنِ ثُمَّ أُعْتِقَا أَيَتَزَوَّجُهَا قَالَ نَعَمْ . فَقِيلَ لَهُ عَمَّنْ قَالَ قَضَى بِذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ لَقَدْ تَحَمَّلَ أَبُو الْحَسَنِ هَذَا صَخْرَةً عَظِيمَةً عَلَى عُنُقِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Zencüye Ebu Bekr, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ömer b. Muattib, ona da Nevfel oğulları azadlısı Ebu'l Hasan'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir köle (câriye olan) karısını iki talâkla boşadıktan sonra ikisi de âzad edilmiştir. Bu erkek bu kadınla (tekrar) evlenebilir mi? sorusu İbn Abbâs'a soruldu. İbn Abbâs: Evet (evlenebilir), dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs'a: (Bu hükmü) kimden (rivayet ediyorsun)? diye soruldu. O: Rasulullah (sav) bununla hükmetti, diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 32, /333
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Hasan Mevla Abdullah b. Haris el-Haşimî (Ebu Hasan)
3. Ömer b. Ebu Muattib el-Medenî (Ömer b. Muattib)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. Ebu Bekir Muhammed b. Abdulmelik el-Bağdadi (Muhammed b. Abdulmelik b. Zencûye)
Konular:
Cariye, boşanması, iddeti