10612 Kayıt Bulundu.
Bize Âdem, ona Şu’be, ona Ebu Bekir b. Hafs, Salim b. Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kerre Hz. Peygamber (sav) babam Ömer’e (ra)ipek yâhud siyerâ (ibrişimle karışık alaca bezden yapılmış) bir elbise gönderdi. Sonra Hz. Peygamber bu elbiseyi Ömer’in üzerinde gördü ve şöyle dedi: “Ben bu elbiseyi sana giymen için göndermedim. Bu ipekli elbiseyi ancak ahirette nasibi olmayan erkek giyer. Ben ancak bunu sana satıp da faydalanasın diye gönderdim.” [(Buhârî: "yani onu satman için gönderdim" açıklaması yapmaktadır.)]
Açıklama: Şerhlerde "Siyerâ" kelimesinin; sıfır çizgili ipekten dokunmuş bürde (gömlek), saf ipekten yapılmış hulle (elbise) anlamları üzerinde durmaktadır. Bu tür ipekten yapılan elbise müslüman erkeklere haram olduğu anlamı çıkmaktadır. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî, (Mısır: Matbaatü'l-kübrâ, 1323), 4/40. Ayrıca rivayetin farklı tariklerinde "istimta' ha" (ondan faydalanman için) izahı yerine Hz. Peygamber'in (sav) "...kadınların giysin veya onu satarak ve kazancını infak etmen için sana gönderdim" dediği Hz. Ömer'in de onu çarşıda sattırdığı nakledilmektedir. Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. Şuayb, Sünen el-Kübrâ, thk. Hasen Abdülmünım eş-Şiblî (Beyrut: Müessetü'r-risâle, 1421/2001), 8/392. Bu hususta Buhârî rivayeti siyakına uygun şekilde nakletmiş ve mefhum rivayet yerine bu açıklamayı rivayeti tefsir yerine kendi nakletmiştir. Ancak bazı kayıtlarda bu kumaşı Hz. Ömer'in Mekke'de anne bir kardeşlerinden Osman b. Hakîm'e hediye ettiği kaydı ile bu rivayetler çelimektedir.bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Abdilmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi buhârî, (Mısır, Matbaatü'l-kübrâ el-Emiriyye, 1323), 2/163.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Sizler, 'Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav) çok hadis rivayet ediyor' diyorsunuz ve yine sizler: 'Muhacir ve ve Ensar niçin Rasulullah'tan (sav) Ebu Hüreyre'nin hadis rivayet ettiği kadar/gibi hadis nakletmiyor' diyorsunuz. Şu muhakkak ki muhacir kardeşlerimizi çarşılarda alış-veriş etmek meşgul ediyordu. Ben ise karın tokluğuna Rasulullah'tan (sav) hiç ayrılmaz, onların bulunmadıkları zaman onunla beraber bulunur, onlar unuttuklarında ben hafızamda tutar ezberlerdim. Ensardan olan kardeşlerimi de ziraatla ilgili işler meşgul ediyordu. Ben ise Suffe'nin yoksullarındandım. Diğer sahabiler hadisleri unuturlarken ezberimde tutardım. Hem de Rasulullah (sav) bir sözlerinde şöyle buyurmuştu: "Ben şu sözümü bitirinceye kadar elbisesini yayacak; sonra da elbisesini kendine doğru toplayacak kişi elbette benim söyleyeceğim sözleri kesin olarak ezberleyecektir." Bunun üzerine ben hemen üzerimdeki renkli elbiseyi yaydım. Rasulullah (sav) sözünü bitirinceye kadar da göğsüme doğru topladım. Bundan sonra Rasulullah'ın (sav) sözlerinden hiç bir şeyi unutmadım.
Bana Züheyr b. Harb, ona Yakub, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah, ona da Zeyd b. Halid (ra) ve Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmişlerdir: Hz. Peygamber'e (sav) bekar bir cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu, o da şöyle cevap verdi: "Cariye zina ederse, onu kamçılayın. Yine zina ederse, yine kamçılayın. Sonra yine zina ederse, artık onu bir kıl örgüsü karşılığında olsa bile satın"
Bize İsmail, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre (ra) ve Zeyd b. Hâlid (ra) şöyle rivayet etmişlerdir: Hz. Peygamber'e (sav) bekar bir cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu, o da şöyle cevap verdi: "Cariye zina ederse, onu kamçılayın. Yine zina ederse, yine kamçılayın. Sonra yine zina ederse, artık onu bir kıl örgüsü karşılığında olsa bile satın" İbn Şihâb der ki: Hz. Peygamber (sav) "Onu satın" ifadesini üçüncü defada mı yoksa dördüncü defada mı söyledi bilemiyorum.
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl b. Abdurrahman, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Habîb b. Ebu Sabit, ona da Ebu Minhâl şöyle demiştir: Ben Berâ b. Âzib ile Zeyd ibn Erkam'a (r.anhum) sarraflıktan sordum. Her iki sahabi de birbiri hakkında, benden daha iyidir, diye tezkiye de bulundu ve Hz. Peygamber'in (sav) vadeye bağlanmış borç olarak altını gümüşle satmayı sakladığını söyledi.
Bana Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiyy, ona İbn Avn (T); Bize Ali b. Abdullah, Abdullah b. Muhammed ve Muhammed b. Kesîr, onlara İbn Uyeyne, ona Ebu Ferve, o ikisine (İbn Avn ve Ferve'ye) Şa'bî, ona da Numân b. Beşîr'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Helâl bellidir. Haram da. Ancak bu ikisi arasında hükmü şüpheli olan bazı şeyler vardır. Her kim günah olduğuna dair içinde şüphe taşıdığı bir işi terk ederse, haramlığı apaçık olan şeyi mutlaka terk eder. Her kim de günah olduğuna dair içinde şüphe taşıdığı bir işi yapma cesaretine sahip olursa, harama daha kolay düşer. Günahlar Allah'ın korusudur. Sürüsünü korunmuş arazî etrafında otlatan kişinin otlattığı hayvanların o koruluğa girme ihtimali yüksektir."
Bana Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiyy, ona İbn Avn (T); Bize Ali b. Abdullah, Abdullah b. Muhammed ve Muhammed b. Kesîr, onlara İbn Uyeyne, ona Ebu Ferve, o ikisine (İbn Avn ve Ferve'ye) Şa'bî, ona da Numân b. Beşîr'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Helâl bellidir. Haram da. Ancak bu ikisi arasında hükmü şüpheli olan bazı şeyler vardır. Her kim günah olduğuna dair içinde şüphe taşıdığı bir işi terk ederse, haramlığı apaçık olan şeyi mutlaka terk eder. Her kim de günah olduğuna dair içinde şüphe taşıdığı bir işi yapma cesaretine sahip olursa, harama daha kolay düşer. Günahlar Allah'ın korusudur. Sürüsünü korunmuş arazî etrafında otlatan kişinin otlattığı hayvanların o koruluğa girme ihtimali yüksektir."