حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرًا قَالَ دَخَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَائِشَةَ بِبَعْضِ هَذِهِ الْقِصَّةِ قَالَ عِنْدَ قَوْلِهِ "وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ. ثُمَّ حُجِّى وَاصْنَعِى مَا يَصْنَعُ الْحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِى بِالْبَيْتِ وَلاَ تُصَلِّى."

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu'z-Zübeyr'in rivayet ettiğine göre; o, Cabir'in (ra) şöyle söylediğini bizzat işitmiş: Rasulullah (sav) Hz. Aişe'nin yanına girdi... "Sonra önceki hadisin bir kısmını anlattıktan sonra hacca niyet et!" cümlesine ilave olarak sonra "haccını yap, tavafın ve namazın dışında hacıların yaptığı her şeyi yerine getir" sözlerini zikretti.

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 23, /418

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ أَهَلَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ التَّلْبِيَةَ مِثْلَ حَدِيثِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ وَالنَّاسُ يَزِيدُونَ "ذَا الْمَعَارِجِ." وَنَحْوَهُ مِنَ الْكَلاَمِ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَسْمَعُ فَلاَ يَقُولُ لَهُمْ شَيْئًا .

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Cafer, ona babası, ona da Cabir b. Abdullah (ra) rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) telbiye getirerek sesini yükseltti... -Cabir, telbiyeyi İbn Ömer hadisindeki gibi anlattı-. Dedi ki: Halk, "yüksek dereceler sahibi Allah'ım" gibi kelimeler ilave ediyorlardı. Hz. Peygamber (sav) bunları işittiği halde, ses çıkarmıyordu."

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 27, /424

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ .

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Nafi', ona da İbn Ömer, bir önceki ile aynı manada bir hadisi Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti.

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 32, /427

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ. زَادَ "وَلاَ تَنْتَقِبُ الْمَرْأَةُ الْحَرَامُ وَلاَ تَلْبَسُ الْقُفَّازَيْنِ." [قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَدْ رَوَى هَذَا الْحَدِيثَ حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَيَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَلَى مَا قَالَ اللَّيْثُ وَرَوَاهُ مُوسَى بْنُ طَارِقٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ مَوْقُوفًا عَلَى ابْنِ عُمَرَ وَكَذَلِكَ رَوَاهُ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَمَالِكٌ وَأَيُّوبُ مَوْقُوفًا وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْمَدِينِىُّ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم "الْمُحْرِمَةُ لاَ تَنْتَقِبُ وَلاَ تَلْبَسُ الْقُفَّازَيْنِ."] [قَالَ أَبُو دَاوُدَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْمَدِينِىُّ شَيْخٌ مِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ لَيْسَ لَهُ كَبِيرُ حَدِيثٍ.]

Bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona Nafi', ona da İbn Ömer bir önceki ile aynı manada bir hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette şu fazlalık vardır: "İhramlı kadın yüzünü örtmez ve eldiven giymez." [Ebû Davud dedi ki: Leys'in söylediğine göre bu hadisi Hatim b. İsmail ve Yahya b. Eyyub da Musa b. Ukbe vasıtasıyla Nafi'den rivayet etmişlerdir. Onu Musa b. Tarık, Musa b. Ukbe'den İbn Ömer'e mevkûf olarak da rivayet etmiştir. Aynı şekilde Ubeydullah b. Ömer ile Malik ve Eyyüb da mevkûf olarak rivayet etmişlerdir. İbrahim b. Saîd el-Medînî de onu Nafi' vasıtasıyla İbn Ömer'den ve o da Hz. Peygamber'den (sav), "ihramlı kadın yüzünü örtmez ve eldiven giymez" lafızlarıyla rivayet etmiştir.] [Yine Ebû Davud dedi ki: İbrahim b. Saîd el-Medînî, Medine halkından bir ravidir, hadiste önemli biri değildir.]

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 32, /427

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ بِهَذَا الْحَدِيثِ بِمَعْنَى أَبِى الْوَلِيدِ قَالَ "ثُمَّ سَلَتَ الدَّمَ بِيَدِهِ ." [قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ هَمَّامٌ قَالَ سَلَتَ الدَّمَ عَنْهَا بِإِصْبَعِهِ.] [قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا مِنْ سُنَنِ أَهْلِ الْبَصْرَةِ الَّذِى تَفَرَّدُوا بِهِ.]

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 15, /409

حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الأَسْوَدِ بِإِسْنَادِهِ مِثْلَهُ زَادَ "فَأَمَّا مَنْ أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ فَأَحَلَّ."

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 23, /416

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَعَنِ ابْنِ طَاوُسٍ عَنْ أَبِيهِ قَالاَ وَقَّتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَاهُ قَالَ أَحَدُهُمَا وَلأَهْلِ الْيَمَنِ يَلَمْلَمَ. وَقَالَ أَحَدُهُمَا أَلَمْلَمَ قَالَ "فَهُنَّ لَهُمْ وَلِمَنْ أَتَى عَلَيْهِنَّ مِنْ غَيْرِ أَهْلِهِنَّ مِمَّنْ كَانَ يُرِيدُ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ وَمَنْ كَانَ دُونَ ذَلِكَ. - قَالَ ابْنُ طَاوُسٍ - مِنْ حَيْثُ أَنْشَأَ قَالَ وَكَذَلِكَ حَتَّى أَهْلُ مَكَّةَ يُهِلُّونَ مِنْهَا."

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad, ona Amr b. Dinar, ona Tâvus, ona İbn Abbas (ra) ve İbn Tâvus da babasından, her ikisi de Rasulullah (sav) mikat yeri tayin etti diyerek önceki hadisle aynı manada rivayet ettiler. Onlardan biri, Yemenliler için Yelemlem'i mikat yeri tayin etti dedi, diğeri de Yelemlem'i tayin etti dedi. Bu rivayete göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bu yerler, adı geçen yerlerin halkı ile bu yerlerin halkı olmadıkları halde hac veya umre maksadıyla buralara uğrayan kimseler için (mikat tayin edilmiş)dir. (Mekke'ye) bundan daha yakın olanlar ise... (İbn Tavus rivayetinde) dedi ki: (Bu kimseler) istedikleri yerden (ihrama girerler) yine Mekke halkı da Mekke'den ihrama girerler. "

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 9, /406

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ وَهُشَيْمٌ عَنِ الْحَجَّاجِ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى عَنْ أَبِيهِ بِهَذِهِ الْقِصَّةِ قَالَ فِيهِ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "اخْلَعْ جُبَّتَكَ." فَخَلَعَهَا مِنْ رَأْسِهِ. [وَسَاقَ الْحَدِيثَ.]

Bize Muhammed b. İsa, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Ata, ona Ya'la b. Ümeyye ve Hüşeym, onlara el-Haccac, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la, ona da babası, önceki hadiste geçen olayı anlattı ve şunları da ekledi: Hz. Peygamber (sav) o adama, "cübbeni çıkar" dedi. O da cübbeyi başından çıkardı. [Sonra Ya'la hadisin tamamını nakletti.]

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 31, /426

حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ الْهَمْدَانِىُّ الرَّمْلِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنِ ابْنِ يَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ عَنْ أَبِيهِ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ "فِيهِ فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَنْزِعَهَا نَزْعًا وَيَغْتَسِلَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا. وَسَاقَ الْحَدِيثَ."

Bize Yezid b. Halid b. Abdullah b. Mevheb el-Hemdanî er-Remlî, ona el-Leys, ona Ata b. Ebu Rabah, ona İbn Ya'la b. Meniyye, ona da babası bir önceki haberi rivayet etti, bu haberde şunu da ekledi: "Rasulullah (sav) adama cübbesini çıkarmasını ve vücudunu iki veya üç kere yıkamasını emretti." Sonra hadisin kalan kısmını da nakletti."

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 31, /426

حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ مُكْرَمٍ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ قَيْسَ بْنَ سَعْدٍ يُحَدِّثُ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ أَبِيهِ "أَنَّ رَجُلاً أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِالْجِعْرَانَةِ وَقَدْ أَحْرَمَ بِعُمْرَةٍ وَعَلَيْهِ جُبَّةٌ وَهُوَ مُصَفِّرٌ لِحْيَتَهُ وَرَأْسَهُ وَسَاقَ هَذَا الْحَدِيثَ."

Bize Ukbe b. Mükrem, ona Vehb b. Cerir, ona babası, ona Kays b. Sa'd, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babasının rivayet ettiğine göre; "Ci'râne'de bulunduğu sırada Hz. Peygamber'e (sav) sakalını ve başını safranla boyamış, üzerinde cübbe bulunan ve umre için ihrama girmiş olan bir adam gelmiş..." Sonra Ya'la hadisin tamamını zikretti.

• Ebû Davud Sünen-i Ebu Davud Menâsik 31, /426