10612 Kayıt Bulundu.
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Mansur, ona Talha, ona Enes'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) yerde düşmüş bir hurma tanesi buldu ve şöyle dedi: "Zekat malı olma ihtimali olmasaydı bunu mutlaka yerdim." Hemmâm'ın Ebu Hüreyre'den onun da Hz. Peygamber'den (sav) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bazen yatağımın üstüne düşmüş bir hurma tanesi buluyorum." (Fakat zekat malı olma ihtimaline karşı yemiyorum.)
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hemmam b. Münebbih arasında inkita vardır.
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Mansur, ona Talha, ona Enes'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) yerde düşmüş bir hurma tanesi buldu ve şöyle dedi: "Zekat malı olma ihtimali olmasaydı bunu mutlaka yerdim." Hemmâm'ın Ebu Hüreyre'den onun da Hz. Peygamber'den (sav) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bazen yatağımın üstüne düşmüş bir hurma tanesi buluyorum." (Fakat zekat malı olma ihtimaline karşı yemiyorum.)
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abbad b. Temim , ona da amcası (Abdullah b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) yellenme vehmine kapılan birisinin namazı bozup bozmayacağı soruldu. O'da (sav): 'Ses işitmedikçe veya koku almadıkça namazdan ayrılmasın' buyurdu." Bize İbn Ebu Hafs, ona da ez-Zührî şöyle dedi: "yellenmenin kokusunu duymadıkça ya da sesini işitmedikçe abdest alman gerekmez."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Ebu Hafsa arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Kaze'a, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Utbe b. Ebu Vakkâs kardeşi Sa'd b. Ebu Vakkâs'a “Zem'a'nın cariyesinin doğan (Abdurrahman), benim çocuğumdur, Bu çocuğu himayene al” diye vasiyet etti. Mekke'nin fethedildiği sene Mekke'ye varıldığında, Sa'd b. Ebu Vakkâs bu çocuğu aldı ve “bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da ayağa kalkıp “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Her iki taraf iddialarını Hz. Peygamber'e taşıdılar. Sa'd b. Ebu Vakkâs “Ey Allah'ın Rasûlü, bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ey Abd b. Zem'a, bu çocuk senin kardeşindir" dedi, ardından "çocuk (doğduğu) döşeğe aittir. Zina eden erkeğe de mahrumiyet düşer" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) çocuğun Utbe'ye benzediğini görünce eşi Sevde bt. Zem'a'ya "ey Sevde! Bundan sonra sen de Abdurrahman'ın yanında örtünü üzerine al, örtün" buyurdu. Abdurrahman, bu vakitten sonra vefat edinceye kadar, Sevde'yi örtüsüz olarak görmedi.
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abbad b. Temim , ona da amcası (Abdullah b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) yellenme vehmine kapılan birisinin namazı bozup bozmayacağı soruldu. O'da (sav): 'Ses işitmedikçe veya koku almadıkça namazdan ayrılmasın' buyurdu." Bize İbn Ebu Hafs, ona da ez-Zührî şöyle dedi: "yellenmenin kokusunu duymadıkça ya da sesini işitmedikçe abdest alman gerekmez."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinâr, ona Ebu Minhâl şöyle dedi: Ben sarraf olarak ticaret yapardım. Zeyd b. Erkam'a (ra) sordum. O, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu... dedi. (T) Bize Fadl b. Yakup, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar ve Amir b. Musab, onlara Ebu Minhâl'i şöyle söylemiştir: Ben Berâ b. Âzib'e ve Zeyd b. Erkam'a sarf (paranın parayla değişimi) konusunu sordum. İkisi de şöyle dediler: Biz Rasulullah zamanında iki tacir idik. Rasulullah'a sarraflıktan sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Peşin olarak verilir alınırsa sakınca yoktur. Eğer vadeli olursa uygun olmaz."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinâr, ona Ebu Minhâl şöyle dedi: Ben sarraf olarak ticaret yapardım. Zeyd b. Erkam'a (ra) sordum. O, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu... dedi. (T) Bize Fadl b. Yakup, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar ve Amir b. Musab, onlara Ebu Minhâl'i şöyle söylemiştir: Ben Berâ b. Âzib'e ve Zeyd b. Erkam'a sarf (paranın parayla değişimi) konusunu sordum. İkisi de şöyle dediler: Biz Rasulullah zamanında iki tacir idik. Rasulullah'a sarraflıktan sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Peşin olarak verilir alınırsa sakınca yoktur. Eğer vadeli olursa uygun olmaz."
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinâr, ona Ebu Minhâl şöyle dedi: Ben sarraf olarak ticaret yapardım. Zeyd b. Erkam'a (ra) sordum. O, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu... dedi. (T) Bize Fadl b. Yakup, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar ve Amir b. Musab, onlara Ebu Minhâl'i şöyle söylemiştir: Ben Berâ b. Âzib'e ve Zeyd b. Erkam'a sarf (paranın parayla değişimi) konusunu sordum. İkisi de şöyle dediler: Biz Rasulullah zamanında iki tacir idik. Rasulullah'a sarraflıktan sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Peşin olarak verilir alınırsa sakınca yoktur. Eğer vadeli olursa uygun olmaz."