Giriş

Bize Mahmud b. Halid, ona Ömer, ona Ebu Amr el-Evzâî, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Minâ'dan ayrılmak istediği zaman "Yarın biz… konaklayacağız" buyurdu diyerek bir önceki hadisin benzerini rivayet etmiş ama hadisin baş tarafını ve “hayf bir vadidir” ibaresini zikretmemiştir.


Açıklama: Hadisin tam metni için D002010 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
11770 D002011 Ebu Davud, Menasik, 86

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Amr b. Osman, ona da Usame b. Zeyd şöyle demiştir: Ben, hac (yolculuğu) esnasında Hz. Peygamber'e “ey Allah'ın Rasulü, yarın nerede konaklayacaksın?” diye sordum. Hz. Peygamber (sav) "Akîl bize ev mi bıraktı ki" buyurdu. Ardından "biz yarın Kureyş'in küfür üzere antlaşma yaptığı Kinâne oğullarında vadisinde, yani Muhassab vadisinde konaklayacağız" buyurdu. Burası Hâşim oğulları ile alışveriş yapmamak ve onları barındırmamak üzere, Kinâne oğulları ile Kureyş'in antlaşma yaptıkları yerdi. Zührî der ki: Hayf, vadi demektir.


    Öneri Formu
11769 D002010 Ebu Davud, Menasik, 86


    Öneri Formu
11767 D002008 Ebu Davud, Menasik, 86


    Öneri Formu
11768 D002009 Ebu Davud, Menasik, 86


    Öneri Formu
11775 D002015 Ebu Davud, Menasik, 87

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Kesir b. Kesir b. el-Muttalib b. Ebu Veda'a, ona kendi ailesinden biri vasıtasıyla dedesinden rivayet etmiştir: "(Dedesi) Muttalib, Hz. Peygamber’i, Benû Sehm kapısının ilerisinde namaz kılarken görmüştü, insanlar önünden gelip geçiyordu. Önünde sütre de yoktu." [Süfyan bu hadisi, onunla Kâbe arasında sütre yoktu diye rivayet etti.] [Süfyan diğer bir rivayetinde de dedi ki: İbn Çüreyc bu hadisi bize Kesir'den rivayet etti ve şöyle dedi: "Bize (bu hadisi) Kesir, babasından rivayet etti. Bunu ona sorunca, ben bunu babamdan duymuş değilim. Fakat aile halkımın birisinden duydum. O da dedemden duymuş diye cevap verdi.]


Açıklama: Bu rivâyet zayıftır, delil olmaya elverişli değildir.

    Öneri Formu
11776 D002016 Ebu Davud, Menasik, 88

Bize Musa Ebu Seleme, ona Hammad, ona Humeyd, ona Bekir b. Abdullah ve Eyyüb, onlara Nafi'in rivayet ettiğine göre; "İbn Ömer (Mina'dan Mekke'ye dönerken) Bathâ'da bir müddet uyur, sonra Mekke'ye girerdi. O, Rasulullah'ın da (sav) böyle yaptığını söylerdi."


    Öneri Formu
11771 D002012 Ebu Davud, Menasik, 86

Bize Ahmed b. Hanbel, ona Affân, ona Hammad b. Seleme, ona Humeyd, ona Bekir b. Abdullah, ona İbn Ömer ve Eyyüb, ona da Nafi', İbn Ömer'den (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (Minâ'dan Mekke'ye dönerken) öğle, ikindi, akşam ve yatsıyı Bathâ'da kılmış, orada bir süre uyuduktan sonra Mekke'ye girmiştir." [Nafi'; İbn Ömer de böyle yapardı, dedi.]


    Öneri Formu
11772 D002013 Ebu Davud, Menasik, 86

Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra) demiştir ki: Rasulullah (sav) vedâ haccında, insanların kendisine soru sormaları için Mina'da durdu, biri gelip dedi ki: Ey Allah’ın Rasulü; ben düşünemedim, kurban kesmeden önce tıraş oldum. "Kurbanını şimdi kes, zararı yok!" dedi. Bir başkası geldi: Ben bilemedim, şeytan taşlamadan kurban kestim dedi. "Şimdi taşla, zararı yok!" buyurdu. O gün, Hz. Peygamber'e, takdim veya tehir edilen (ihramdan çıkma ile ilgili) işlerden hangisi soruldu ise hepsine; "şimdi yap, zararı yok!" buyurdu


    Öneri Formu
11774 D002014 Ebu Davud, Menasik, 87

Bize Ahmed b. Hanbel, ona el-Velîd b. Müslim, ona el-Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) demiştir ki: Allah Teâlâ, Rasulullah'a Mekke'nin fethini nasip edince, Hz. Peygamber (sav) halkın içinde ayağa kalkıp Allah'a hamd ve senada bulundu, sonra şöyle buyurdu: "Yüce Allah, fili Mekke’ye girmekten menetmişti. Ama Rasulünü ve mü'minleri Mekke’ye hâkim kıldı. Mekke sadece bana mahsusd olmak üzere gündüzün kısa bir vaktinde helâl kılınmıştır. Benden sonra da kiyâmet gününe kadar hiç kimseye helâl değildir. Dolayısıyla Mekke’nin ağacı kesilmez, avı ürkütülmez. Kayıp eşyayı da sahibine vermek isteyenden başkası alamaz." Abbas kalktı ve dedi ki: Yalnız izhir otu müstesnâ olsun, ey Allah’ın Rasûlü! Çünkü biz onu mezarlarımızda ve evlerimizde kullanıyoruz. "Tamam, izhir müstesnâ!" buyurdu. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi el-Velid'den İbnu'l-Musaffa da rivayet etti ve şu ilaveyi yaptı: Bunun üzerine Yemen'li bir zât olan Ebû Şâh ayağa kalkarak; Ey Allah'ın Rasulü, bunu benim için yazsanız- dedi. Rasulullah da (sav) "bunu Ebu Şah için yazınız" buyurdu. [Hadisin ravilerinden el-Velîd dedi ki: el-Evzâî'ye, "bunu Ebu Şah için yazınız" sözüyle neyi kastetmişti, diye sordum. Cevaben, Ebû Şâh'ın, Hz. Peygamber'den (sav) dinlemiş olduğu hutbeyi yazmasını dedi.


    Öneri Formu
11777 D002017 Ebu Davud, Menasik, 89