10612 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) habelü'l-habele satışını (yani gebe devenin dişi doğacak yavrusundan doğacak yavruları satmayı) yasakladı. Câhiliye döneminde insanlar bir deveyi, dişi doğacak yavrusunun doğurmasına bağlı olarak satma işlemini yapıyorlardı.
Açıklama: Açıklama için bk. D003380 nolu hadisin izahı.
Bize İshak, ona Hâlid b. Abdullah, ona Hâlid, ona İkrime, ona da İbn Abbâs'ın (r.anhuma) rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz Allah Mekke'yi harem (dokunulmazlık) bölgesi kılmıştır. Bu harem vasfı ne benden önce, ne de benden sonra hiçbir kimse için bozulmaz. Sadece benim için gündüz bir saatliğine bozuldu. (Harem bölgesi olduğu için) Mekke'nin otu koparılmaz, ağacı kesilmez, av hayvanı ürkütülmez, sahibini bulmak maksadı haricinde buluntu eşyası da yerden alınmaz." Abas b. Abdulmuttalib "Kuyumcularımız ve evlerimizin tavanları için kullandığımız izhir otu hariç olsun" talebinde bulununca Hz. peygamber (sav) "izhir otu hariç" buyurdu. İkrime şöyle dedi: Av hayvanı ürkütülmez ne demek bilir misin? Hayvanı gölgeden uzaklaştırıp ve yerine konmandır. Abdulvahhâb'ın, Hâlid'den yaptığı rivayette "Kuyumcularımız ve kabirlerimiz için" ifadesi yer almıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdülvehhâb b. Abdülmecîd arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) bir bürde (hırka) getirmişti. -Sehl, yanındakilere dönerek "bürde nedir bilir misiniz" diye sordu. kendisine "evet yeni dokunmuş ve kenarları kesilmemiş kumaştır" cevabı verildi.- Kadın "Ey Allah'ın Rasûlü, bu hırkayı size giydirmek üzere kendim elimle dokudum" dedi. Hz. Peygamber (sav) ihtiyaç duyarak o hırkayı aldı, ardından onu gömlek olarak giyinip yanımıza geldi. Topluluktan bir kimse"Ey Allah'ın rasûlü, o hırkayı bana giydirseniz ya" dedi. Hz. Peygamber (sav) "olur" diyerek meclisin bitiminde odasına gitti, hırkayı çıkarıp o adama yolladı. Bunun üzerine mecliste bulunan topluluk "güzel bir iş yapmadın, Hz. Peygamber'in isteyen hiç bir kimseyi eli boş göndermediğini bildiğin halde O'ndan bu hırkayı istedin" diye adama serzenişte bulundular. Adam da "Vallahi ben o hırkayı, öleceğim günde benim kefenim olsun diye istedim" dedi. Sehl der ki: Gerçekten de o hırka o adamın kefeni oldu.
Bize Muhammed b. es-Sabbâh, ona İsmail b. Zekeriya, ona Muhammed b. Sûka, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut'im ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) 'Bir ordu Kabe'yi işgal etmek üzere yola çıkar, ancak Beydâ mevkiine geldiklerinde en başından sonuna kadar hepsi yerin dibine geçirilir' buyurdu. Bunun üzerine Âişe der ki: Ben 'ey Allah'ın Rasulü, aralarında ticaret için yola çıkanlar ve onlardan olmayanlar da varken, baştan sona onların hepsi nasıl yerin dibine geçirilir ki?' diye sordum, dedi. Hz. Peygamber şöyle 'Baştan sona onların hepsi yerin dibine geçirilir, sonra kıyamet gününde niyetlerine göre yeniden diriltilirler' buyurdu."
Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Hüseyin el-Müktib, ona Atâ b. Ebu Rebâh, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Bir sahâbî kendisine ait bir köleyi müdebber olarak (kendi ölümünden sonra olmak kaydıyla) azat etmişti. Daha kendisi muhtaç duruma düştü. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bu köleyi aldı ve "bunu benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah bu köleyi bir bedel ödeyerek satın aldı. Hz. Peygamber (sav) o bedeli alıp sahibine ödedi.