6745 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh el-Mısrî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab'ın rivayet ettiğine göre; Urve b. ez-Zübeyr, Rasulullah'ın (sav) zevcesi Hz. Âişe'ye (r.anha), "yetim kızlar hakkında adâleti yerine getirememekten korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlarla evlenin" (Nisâ, 3) mealindeki âyet-i kerîmeyi sormuş, Hz. Aişe (r.anha) de şu cevabı vermiş: Ey ablamın oğlu! Ayetteki yetim kızdan maksat, velisinin korumasında bulunan, kızın malı ve güzelliği velisinin hoşuna giden ve başkalarının ona verdiği mehri vermeden almak istediği kızdır. İşte mü'minler, bu yetim kızların mehirlerini en üst miktara yükseltmeden ve adaleti tam olarak yerine getirmeden onları kendilerine nikâhlamaktan menedildiler ve başka hanımları almakla emrolundular. Hz. Aişe şöyle devam etti: "Kadınlar hakkında gelen bu ayetten sonra insanlar, Rasulullah'a (sav) yine sordular. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: Onlara dair fetvayı size Allah veriyor: Kendilerine farz kılınan malı vermediğiniz ve nikâhlamayı da istemediğiniz yetim kızlar hakkında, size okunan bu kitapta ayetler vardır.." (Nisâ, 127). Allah Teâlâ, yetim kızlar hakkında mü'minlere okunan şu kitaptaki ilk ayeti, yani "yetim kızlar hakkında adâleti yerine getirememekten korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlarla evlenin" mealindeki ayeti zikretmiştir. Cenâb-ı Hakk'ın zikretmiş olduğu ikinci âyetteki "nikâhlamayı istemediğiniz yetim kızlar" cümlesinde mü'minlerin, velâyeti altında bulunan yetim kızların malı ve güzelliği az olduğu için onlardan hoşlanmamalarıdır. İşte mü'minler, malı ve güzelliği hoşuna giden yetim kızlarla evlenmekten, mehirlerini kendilerine âdil bir şekilde vermedikçe men edildiler. [Ravi Yunus b. Yezid dedi ki: "Yetim kızlar hakkında adâleti yerine getirememekten korkarsanız" mealindeki ayeti Rabî'a şöyle açıkladı: Eğer onlar hakkında âdil davranamayacağınızdan korkarsanız, onlarla evlenmeyin, ben size onların dışında dört kadınla evlenmeyi tanesini helâl kıldım.]
Açıklama: Bu hadisin ana konusu, bir insanın velâyeti altında bulunan yetim kızlar ve onlara verilmesi gereken mehirdir. Bu kızlardan bazı zengin ve güzel, bazısı da fakir ve çirkin olabilir. Zengin ve güzel olan kızın velâyetini üstlenen kişi, onunla evlenmeyi gönülden arzu ediyor. Çünkü kız hem zengin hem de güzeldir. Ancak veli, bu güzelliklere konmakla yetinmeyip elindeki güç ve fırsatı kullanarak, kıza verilmesi gereken mehri de vermemek istiyor. İşte âyet-i kerîme, veliye onunla evlenmesini yasaklamaktadır. Normalde veli o kızla evlenebilir, ancak o kızın emsallerine verilen mehir miktarını en üst seviyede ödemek şartıyla. Eğer buna yanaşmazsa, yeryüzünde kadın nesli tükenmiş değildir, kendisine başka kadınlar aramalıdır. Burada özellikle kadın hakları konusunda gösterilen hassasiyeti görmek gerekir. Yetimdir, güçsüzdür diye layık olduğu mehri en üst seviyede ödemeyen kişiyi, Cenâb-ı Hak onunla evlenmekten menetmektedir.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona da Ebu Muaviye; (T) Bize İbnu'l-Alâ', ona İbn İdris, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Haccac b. Haccac, ona da babası rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e ey Allah'ın Rasulü, süt emmenin hakkını nasıl ödeyebilirim? diye sordum. "Bir köle veya cariye vererek," buyurdu. [Ravi en-Nüfeyl, Haccac b. Haccac için el-Eslemî nisbesini zikretti. Bu metin de en-Nüfeyl'e aittir.]
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Züheyr, ona Davud b. Ebu Hind, ona Amir, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kadın halası üzerine nikâh edilemez. Hala da kardeşinin kızı (yeğeni) üzerine nikâh edilemez. Keza bir kadın, teyzesi üzerine nikâh edilemez. Teyze de kız kardeşinin kızı üzerine nikâh edilemez. Hâsılı ne büyük küçüğün üstüne ne de küçük büyüğün üzerine nikâh edilebilir!"
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Kabisa b. Züeyb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) bir kadınla teyzesini ve bir kadınla halasını (bir nikâh altında) birleştirmeyi yasakladı."
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Hattab b. el-Kasım, ona Husayf, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın (ra) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav), hala ile teyzeyi aynı nikâhta birleştirmeyi, ayrıca iki teyzeyi ve iki halayı birlikte nikâhlamayı çirkin bulmuştur."
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Eyyüb, ona da İbn Ebu Müleyke bir önceki haberi rivayet etti. Bu rivayette şu cümle de vardır: "Hz. Ali bu nikâhtan bahsetmedi."
Bize Ahmed b. Yunus ve Kuteybe b. Said -mana ile- ona el-Leys, ona Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî et-Teymî, ona da Misver b. Mahreme, Rasulullah'ı (şav) minber üzerinde şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: "Hişam b. el-Muğîra oğulları kızlarını Ali b. Ebu Talib'e nikahlamak için benden izin istediler. Ben izin vermiyorum. Tekrar ediyorum; izin vermiyorum. Tekrar ediyorum; izin vermiyorum. Ancak Ebu Talib'in oğlu Ali benim kızımı boşayıp onların kızıyla evlenmek isterse o başka. Çünkü kızım benden bir parçadır. Onu rahatsız eden şey beni de rahatsız eder ve onu üzen şey beni de üzer." [İhbar, yani Ahmed b. Yunus'un rivayetinde haddesenâ yerine ahberenâ lafzı yer almaktadır.]
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Abdulvâris, ona İsmail b. Ümeyye, ona da ez-Zührî şöyle demiştir: "Bir gün Ömer b. Abdülazîz'in huzurunda bulunuyorduk. O sırada kadınlara mut'a nikâhı yapmayı konuşmaya başladık. Rabî' b. Sebre denilen bir adam, ben babamın, Rasulullah (sav) Veda Haccında mut'a nikâhını yasakladı, dediğine şâhid oldum dedi."
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Rebi' b. Sebre, ona da babasının haber verdiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) kadınları mut'a nikâhı ile almayı haram kılmıştır."
Bize el-Ka'neb, ona da Malik; (T) Bize Müsedded b. Müserhed, ona Yahya, ona Ubeydullah, bunların her ikisine de Nafi', ona da İbn Ömer'den (ra) rivayet olunduğuna göre "Rasulullah (sav) Şigâr nikâhını yasakladı." [Müsedded rivayetine şu cümleyi de ekledi: Nafi'e, şigâr nikâhı nedir? diye sordum. Bir adamın mehirsiz olarak birinin kızını alması ve karşılığında da ona kendi kızını yine mehirsiz olarak vermesidir diye cevap verdi.]