10612 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Urve b. Zübeyir şöyle rivayet etmiştir: Hakîm b. Hizâm "Ey Allah'ın Rasulü, cahiliye döneminde, sılayı rahim, köle azat etme ve sadaka gibi yaptığım ibadet ve iyilikler hakkında ne buyurursunuz?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de "daha önce yapmış olduğun hayırlar sayesinde İslam'a girdin." buyurdu.
Bize Ebu Nu'man, ona Mu’temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydik. Sonra saçı dağınık, uzun boylu müşrik bir adam koyunlarını sürerek geldi. Hz. Peygamber (sav), ona “satılık mı yoksa bağış mı?” diye sordu. Adam: “satılık” dedi. Hz. peygamber (sav) de, ondan bir koyun satın aldı.
Açıklama: Hadisin tamamı için B005382 numaralı hadise bakılabilir.
Bize Leys, ona Yunus, ona da İbn Şihâb, şöyle rivayet etmiştir: Bir kimse olgunlaşmadan önce ağaç üzerindeki hurma koruğunu satın alsa, sonra o koruk hurmaya bir afet isabet etse, meydana gelen zarar, onu satan kimse üzerine olur. Yine İbn Şihâb der ki: Bana Salim b. Abdullah, ona da İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Olgunluğu iyice ortaya çıkıncaya kadar yaş meyveyi alıp satmayınız. Yaş hurmayı da kuru hurma karşılığında satmayınız."
Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), renkleninceye kadar yaş meyvenin satışını yasakladı. Biz Enes'e "meyvenin renklenmesi nedir?" diye sorduk. O da "meyvenin kızarması ve sararmasıdır" dedi ve ekledi "Söyle bakalım, eğer Allah o olgunlaşmamış meyveyi bir afetle yok ederse, sen kardeşinin malını ne karşılığında kendine helal sayacaksın."
Bize Ebu Velîd Hişâm b. Abdülmelik, ona Ebu Avâne, ona Bişr, ona Mücahid, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında bulunuyordum, kendisi hurma ağacının göbeğini yiyordu. Bize "Ağaç cinsinden bir ağaç çeşidi vardır ki, mümin kimse gibidir?" buyurdu. Ben, o hurma ağacıdır, diye söylemek istedim ama bir de baktım ki, oradaki insanların en genciyim. (bu sebeple saygıdan sükût edip cevap vermedim). Hz. peygamber (sav) "o, hurma ağacıdır" buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Yakub b. İbrahim, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Abdullah b. Abbâs (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ölmüş bir koyunun yanından geçti ve "bunun derisinden faydalansaydınız ya" buyurdu. Sahabe "bu, ölmüş bir hayvandır" deyince Hz. Peygamber (sav) "ölü hayvanın sadece etini yemek haram kılındı" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Muhakkak Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak aranıza inerek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini koyacak ve (yeryüzünde) zenginlik o kadar artacak ki kimse mala el sürmeye tenezzül etmeyecek."
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Yahudilere lanet etsin. Onlara iç yağı haram kılındı ama onlar bu yağı satıp parasını yediler."
Bize Kuteybe, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl b. Abdurrahman, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu.
Bize İshak, ona İbn Nümeyr, ona Hişâm, ona Muhammed, ona Osman b. Ferkad, ona Hişâm b. Urve, ona Babası (Urve b. Zübeyir), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Zengin olan (veli) yetim malına tenezzül etmesin, yoksul olan da kararınca yesin" (Nisâ, 6) ayeti yetimin işlerini yürüten ve malını yöneten yetim velisi hakkında indirilmiştir. Yetim velisi fakir olursa yetim malından uygun bir şekilde faydalanır.