Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî, ona Ebû Abdullah Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî el-Hafız, ona Yahya b. Muhammed b. Yahya, ona Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Abdülaziz b. Ebî Seleme, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Zulüm, kıyâmet günü zulmetler haline gelecektir.”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Ahmed b. Yunus’dan, Müslim de Abdülaziz’den başka bir vecihle rivayet etmiştir.
Açıklama: “Zulmetler” ifâdesi, karanlıklar manasına hamledilmiştir. Buna göre kıyâmet günü mü’minlerin nûru önlerinde, arkalarında ve yanlarında parlayıp dururken, zalimler karanlıklar içersinde kalacaklar ve yollarını bulamayacaklar demektir. Nevevî bu kelime ile kıyâmetin şiddet ve dehşetinin kastedilmiş olabileceğini belirtir.
Zulüm ve haksızlık, Yüce Mevlâ'nın asla müsamaha göstermeyeceği bir cinayettir. İslâm, âdil bir sistemdir; kime haksızlık yapılmışsa, onu affetme yetkisi de sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Bundan dolayıdır ki Yüce Allah, insan hakları ile ilgili ihlâlleri bağışlamaz.
Hadîsimiz, kıyâmet gününde insanın başına gelecek olan bütün zulmetlerin ve felâketlerin, insanın dünyada iken irtikâb etmiş olduğu haksızlıkların ve zulümlerin neticesi olduğunu, bu günahın kıyamet günü insanı zulmetler içinde bırakacağını ifade etmektedir.
Buna karşılık mü'minler, nûrlarla çevrelenmiş halde aydınlıklar ülkesinde mutluluğun keyfini çıkaracaklardır. Nitekim âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
"O gün inanan erkekleri ve kadınları, nûrları önlerinde ve yanlarında olduğu halde koştuklarını görürsün. Onlara; 'Bugün size verilecek müjde, altlarından ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir' denilir: İşte büyük kurtuluş budur!"
"O gün münafık erkekler ve kadınlar, iman edenlere şöyle diyeceklerdir: 'Bize bakın da sizin nûrunuzdan biraz ışık alalım!' Onlara; 'Arkanıza dönün de başka nûr arayın!' denilir. Derken aralarına kapısı olan bir duvar çekilir ki, onun içi rahmet doludur, dış yanı azap..." (Hadîd, 12-13).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148435, BS011611
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الأَصْبَهَانِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ الشَّيْبَانِىُّ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« الظُّلْمُ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ». رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ أَحْمَدَ بْنِ يُونُسَ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ.
Tercemesi:
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî, ona Ebû Abdullah Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî el-Hafız, ona Yahya b. Muhammed b. Yahya, ona Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Abdülaziz b. Ebî Seleme, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (ra), Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Zulüm, kıyâmet günü zulmetler haline gelecektir.”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Ahmed b. Yunus’dan, Müslim de Abdülaziz’den başka bir vecihle rivayet etmiştir.
Açıklama:
“Zulmetler” ifâdesi, karanlıklar manasına hamledilmiştir. Buna göre kıyâmet günü mü’minlerin nûru önlerinde, arkalarında ve yanlarında parlayıp dururken, zalimler karanlıklar içersinde kalacaklar ve yollarını bulamayacaklar demektir. Nevevî bu kelime ile kıyâmetin şiddet ve dehşetinin kastedilmiş olabileceğini belirtir.
Zulüm ve haksızlık, Yüce Mevlâ'nın asla müsamaha göstermeyeceği bir cinayettir. İslâm, âdil bir sistemdir; kime haksızlık yapılmışsa, onu affetme yetkisi de sadece kendisine haksızlık yapılan kişiye aittir. Bundan dolayıdır ki Yüce Allah, insan hakları ile ilgili ihlâlleri bağışlamaz.
Hadîsimiz, kıyâmet gününde insanın başına gelecek olan bütün zulmetlerin ve felâketlerin, insanın dünyada iken irtikâb etmiş olduğu haksızlıkların ve zulümlerin neticesi olduğunu, bu günahın kıyamet günü insanı zulmetler içinde bırakacağını ifade etmektedir.
Buna karşılık mü'minler, nûrlarla çevrelenmiş halde aydınlıklar ülkesinde mutluluğun keyfini çıkaracaklardır. Nitekim âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
"O gün inanan erkekleri ve kadınları, nûrları önlerinde ve yanlarında olduğu halde koştuklarını görürsün. Onlara; 'Bugün size verilecek müjde, altlarından ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacağınız cennetlerdir' denilir: İşte büyük kurtuluş budur!"
"O gün münafık erkekler ve kadınlar, iman edenlere şöyle diyeceklerdir: 'Bize bakın da sizin nûrunuzdan biraz ışık alalım!' Onlara; 'Arkanıza dönün de başka nûr arayın!' denilir. Derken aralarına kapısı olan bir duvar çekilir ki, onun içi rahmet doludur, dış yanı azap..." (Hadîd, 12-13).
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11611, 12/37
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Abdülaziz b. Ebu Seleme el-Macişun (Abdülaziz b. Abdullah b. Meymun)
4. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
5. Yahya b. Muhammed ez-Zühlî (Yahya b. Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
6. Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî (Muhammed b. Yakub b. Muhammed b. Yusuf)
7. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Haklar, haklara saygı
Teşvik edilenler, Zulme mani olmak
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
Bize Kûfe’de Ebû Muhammed Cenâh b. Nezîr b. Cenâh el-Kadî el-Muhâribî, ona Ebû’l-Kasım Abdurrahman b. el-Hasan el-Esedî el-Hemezânî Mekke dönüşünde, ona İbrahim b. el-Hüseyin, ona Âdem b. Ebî İyâs, ona Şu’be, ona Adiy b. Sabit, ona da anne tarafından babasının dedesi olan Abdullah b. Yezîd el-Ensârî şöyle demiştir:
“Rasûlullah (sav) yağmalamayı ve insanların uzuvlarını kesmeyi yasakladı.”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Âdem b. Ebî İyâs’tan rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148433, BS011609
Hadis:
وَأَخْبَرَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : جَنَاحُ بْنُ نَذِيرِ بْنِ جَنَاحٍ الْقَاضِى الْمُحَارِبِىُّ بِالْكُوفَةِ حَدَّثَنَا أَبُو الْقَاسِمِ : عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الْحَسَنِ الأَسَدِىُّ الْهَمَذَانِىُّ فِى الْمَرْجِعِ مِنْ مَكَّةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحُسَيْنِ حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِى إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا عَدِىُّ بْنُ ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ يَزِيدَ الأَنْصَارِىَّ وَهُوَ جَدُّهُ أَبُو أُمِّهِ قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ النُّهْبَى وَالْمُثْلَةِ. رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ آدَمَ بْنِ أَبِى إِيَاسٍ.
Tercemesi:
Bize Kûfe’de Ebû Muhammed Cenâh b. Nezîr b. Cenâh el-Kadî el-Muhâribî, ona Ebû’l-Kasım Abdurrahman b. el-Hasan el-Esedî el-Hemezânî Mekke dönüşünde, ona İbrahim b. el-Hüseyin, ona Âdem b. Ebî İyâs, ona Şu’be, ona Adiy b. Sabit, ona da anne tarafından babasının dedesi olan Abdullah b. Yezîd el-Ensârî şöyle demiştir:
“Rasûlullah (sav) yağmalamayı ve insanların uzuvlarını kesmeyi yasakladı.”
Bunu el-Buhârî es-Sahîh’de Âdem b. Ebî İyâs’tan rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11609, 12/36
Senetler:
1. Abdullah b. Zeyd el-Ensari (Abdullah b. Zeyd b. Asım b. Ka'b b. Amr b. Avf b. Mebzul)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
5. İbn Dizil İbrahim b. Hüseyin el-Hemdanî (İbrahim b. Hüseyin b. Ali)
6. Ebu Kasım Abdurrahman b. Hasan el-Esedî (Abdurrahman b. Hasan b. Ahmed b. Muhammed)
7. Cenah b. Nezir el-Muharibî (Cenah b. Nezir b. Cenah)
Konular:
Eziyet, işkence (müsle), yasak olması
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Haklar, haklara saygı
Hayvanlar, öldürmek/ zarar vermek
Olumsuz Davranışlar, Zarar verme
Yağma, Yağmacılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148430, BS011606
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ بْنِ نَظِيفٍ الْمِصْرِىُّ بِمَكَّةَ حَدَّثَنَا أَبُو الْفَضْلِ : الْعَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ نَصْرِ بْنِ السَّرِىِّ الرَّافِقِىُّ إِمْلاَءً حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ : هِلاَلُ بْنُ الْعَلاَءِ بْنِ هِلاَلٍ الْقُتَبِىُّ حَدَّثَنَا هَوْذَةُ بْنُ خَلِيفَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَوْنٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ : لَمَّا كَانَ ذَلِكَ الْيَوْمَ رَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- نَاقَتَهُ ثُمَّ وَقَفَ فَقَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ يَوْمٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ فَقَالَ :« أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ ». قُلْنَا : بَلَى ثُمَّ قَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ شَهْرٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ قَالَ :« أَلَيْسَ ذَا الْحِجَّةِ ». قَالُوا : بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ :« أَتَدْرُونَ أَىَّ بَلَدٍ هَذَا ». فَسَكَتْنَا حَتَّى رَأَيْنَا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ قَالَ :« أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ ». فَقُلْنَا : بَلَى قَالَ :« فَإِنَّ أَمْوَالَكُمْ وَأَعَرَاضَكُمْ وَدِمَاءَكُمْ حَرَامٌ بَيْنَكُمْ مِثْلُ يَوْمِكُمْ فِى مِثْلِ شَهْرِكُمْ فِى مِثْلِ بَلَدِكُمْ أَلاَ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ مَرَّتَيْنِ فَرُبَّ مُبَلَّغٍ هُوَ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ ». ثُمَّ مَالَ عَلَى نَاقَتِهِ إِلَى غُنَيْمَاتٍ فَجَعَلَ يَقْسِمُهَا بَيْنَ الرِّجْلَيْنِ الشَّاةَ وَالثَّلاَثَةِ الشَّاةَ. أَخْرَجَهُ الْبُخَارِىُّ وَمُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عَوْنٍ وَغَيْرِهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11606, 12/34
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu Eşheb Hevze b. Halife es-Sekafî (Hevze b. Halife b. Abdullah)
6. Ebu Amr Hilal b. Ala el-Bahili (Hilal b. Ala b. Hilal b. Ömer b. Hilal b. Ebu Atiyye)
7. Ebu Fadl Abbas b. Muhammed er-Rafiki (Abbas b. Muhammed b. Fadl b. Nasr)
8. Ebu Abdullah Muhammed b. Fadl el-Cürcani (Muhammed b. Fadl b. Nazif)
Konular:
Bayram, kurban bayramı
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, veda haccı
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Müslüman, müslümana mal, ırz ve kanının haram olması
Savaş, müslüman ile savaşmak veya ona küfretmek
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148437, BS011613
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ إِسْحَاقَ الْمَكِّىُّ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ صَيْفِىٍّ عَنْ أَبِى مَعْبَدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- بَعَثَ مُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ إِلَى الْيَمَنِ الْحَدِيثَ وَقَالَ فِى آخِرِهِ :« وَاتَّقِ دَعْوَةَ الْمَظْلُومِ فَإِنَّهُ لَيْسَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ اللَّهِ حِجَابٌ ». أَخْرَجَهُ الْبُخَارِىُّ وَمُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ مِنْ حَدِيثِ وَكِيعٍ وَغَيْرِهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11613, 12/38
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Mabed Nafiz Mevla ibn Abbas (Nafiz)
3. Yahya b. Abdullah el-Kuraşi (Yahya b. Abdullah b. Muhammed b. Yahya)
4. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
7. Yahya b. Muhammed ez-Zühlî (Yahya b. Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
8. Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî (Muhammed b. Yakub b. Muhammed b. Yusuf)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Allah İnancı, mazlumların yardımcısıdır
Dua, beddua, mazlumun bedduası
Dua, makbul-müstecap dualar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
148439, BS011615
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ عَبْدَانَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَبَّاسِ الْمُؤَدِّبُ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ح وَأَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« أَتَدْرُونَ مَنِ الْمُفْلِسُ ». قَالُوا : الْمُفْلِسُ فِينَا مَنْ لاَ دِرْهَمَ لَهُ وَلاَ مَتَاعَ فَقَالَ :« إِنَّ الْمُفْلِسَ مِنْ أُمَّتِى يَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِصَلاَةٍ وَصِيَامٍ وَزَكَاةٍ وَيَأْتِى قَدْ شَتَمَ هَذَا وَقَذَفَ هَذَا وأَكَلَ مَالَ هَذَا وَسَفَكَ دَمَ هَذَا وَضَرَبَ هَذَا فَيُعْطَى هَذَا مِنْ حَسَنَاتِهِ وَهَذَا مِنْ حَسَنَاتِهِ فَإِنْ فَنِيَتْ حَسَنَاتُهُ قَبْلَ أَنْ يُقْضَى مَا عَلَيْهِ أُخِذَ مِنْ خَطَايَاهُمْ فَطُرِحَتْ عَلَيْهِ ثُمَّ طُرِحَ فِى النَّارِ ». لَفْظُ حَدِيثِهِمَا سَوَاءٌ إِلاَّ أَنَّ فِى رِوَايَةِ ابْنِ عَبْدَانَ :« فَيُقْضَى هَذَا مِنْ حَسَنَاتِهِ ». رَوَاهُ مُسْلِمٌ عَنْ قُتَيْبَةَ بْنِ سَعِيدٍ وَغَيْرِهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Gasb 11615, 12/40
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Eyyüb el-Mekabirî (Yahya b. Eyyüb)
6. Muhammed b. Nuaym el-Medinî (Muhammed b. Nuaym b. Abdullah)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Abbas el-Müeddib (Muhammed b. Abbas)
7. Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr (Ahmed b. Ubeyd b. İsmail)
7. Muhammed b. Yakub eş-Şeybânî (Muhammed b. Yakub b. Muhammed b. Yusuf)
8. Ali b. Ahmed eş-Şîrâzî (Ali b. Ahmed b. Abdân b. Muhammed b. el-Ferec b. Said)
8. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hak, haksızlık yapmak
Haram, haram yemek
İftira, iffetli kimseye
Kıyamet, ahvali
Müflis, tanımı
Müslüman, mü'minin kişiliği
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Savaş, müslüman ile savaşmak veya ona küfretmek